Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sultan Vahideddin Ve Atları

SULTAN VAHİDEDDİN, ATLARINI SATARAK PARASINI MUSTAFA KEMAL PAŞA'YA MI VERDİ?

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2017 09:23
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
Sultan Vahideddin Ve Atları

Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a hareket etmeden önce, devletin kendisine ve ekibine verdiği kanunî harcırahını aldı.

Bunun dışında, örtülü ödenekten de bir miktar para aldığı bilinmektedir.

Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey’in, Anadolu’daki görevi için,  Mustafa Kemal Paşa’ya, bakanlığın örtülü ödeneğinden bir miktar para verdiği gerçektir.

Yine de bu para, Mustafa Kemal’in Anadolu yolculuklarında sürekli olarak parasızlık çekmesini önlememiştir.

Ne var ki, Sultan Vahideddin’in, Çengelköy’deki köşkünde bulunan cins atlarını satarak, aldığı parayı Mustafa Kemal Paşa’ya gizlice verdiği iddiası yaygındır.

Örneğin Tarihçi- Yazar (merhum) İsmet BOZDAĞ, 2 Ağustos 2005 günü, Yeni Şafak Gazetesi’ne,

“…Abdülhamit’in kızı Şadiye Sultan’dan dinlediğim bir iddiaya göre Vahideddin, kıymetli atlarının satışından elde ettiği 40 000 altını Mustafa Kemal Paşa’ya vermiştir” diye bir açıklamada bulunmuştu.

Irak Süleymaniyesi’nin önde gelen Kürt liderlerinden Şerif Paşa, San Remo’da tuttuğu notlarda Sultan Vahideddin’in para konusunda kendisine şunları söylediğini belirtmişti:

“…İstanbul müttefikler tarafından işgal edilmiş olmasına rağmen Anadolu’yu beslemeye devam ediyordu. Bütün maddi ve moral gücünü ( sb,cephane, para,vb) kullanıyordu.

 …Hazinenin tamamının müttefiklerin kontrolü altında bulunduğu ve tek bir kuruş bile alınamadığı bu sırada Mustafa Kemal Paşa’ya maddi yardım yaptım; kendi cebimden 30 000 lira verdim.”

Sultan Vahideddin değil, Şerif Paşa, Vahideddin’in bu parayı verdiğini söylediğinden söz ediyor.

Ne var ki, bu anlatımda da, hem zaman verilmiyor, hem de atlarını satıp parasını verdiğinden bahsetmiyor.

Sultan Vahideddin, para konusunu, Anadolu’yu desteklediğini ve İstanbul’dan Anadolu’ya yardım edildiğini söylerken anlatıyor.

Sultan Vahideddin’in Mustafa Kemal Paşa’ya gizlice para vermesinin hiçbir mantığı yoktur.

Mustafa Kemal Paşa resmi görevliydi ve gereken resmi harcırah zaten verilmişti. Örtülü ödenekten de bir miktar para verilmiştir. Örtülü ödenek de, hukuken geçerli olan ve bilinen bir uygulamadır. Sultan Vahideddin, her halde şahsi örtülü ödeneğinden vermeye kalksa, kimse bir şey diyemezdi.

Millî mücadele başladıktan sonraki yardım konusu ise, başka bir konudur.

Sultan Vahideddin, belki millî mücadeleye bir katkıda bulunmak istemiş olabilir.

Ancak, bu konu, (daha sonraki uygulamaları ve davranışları bir yana bırakalım) Vahideddin’in kendi hatıralarında ve açıklamasında değil, bu Osmanlı’dan ayrılmayı amaçlayan bir Kürt liderinin sözüm ona iddialarında yer alınca, tüm inanılırlığını kaybetmektedir.

Murat BARDAKÇI:

“…Konuyu bilen aile mensuplarının ifadelerine göre söz konusu paranın temini ve ödenmesi şu şekilde cereyan eder:

Vahideddin’in tahta çıkışından seneler önce, Çengelköy’ündeki köşkünün arka tarafında bulunan çiftliğinde cins at yetiştirmeye başlamış ve bir hayli ata sahip olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’ya verilen 30 000 lira, Samsun yolculuğu öncesinde işte bu atların tamamının satışından elde edilen meblâğdır.

Satış partiler halinde olmuş, dolaysıyla ödeme bir değil birkaç seferde yapılmış ve Sultan Vahideddin paraları Mustafa Kemal Paşa’ya ulaştırma vazifesini ablası Mediha Sultan’ın oğlu Sami Bey’e vermiştir.

Sami Bey, Paşa’yla Perşembe günleri öğleden sonraları Perapalas’ta buluşmakta, zarfları orada teslim etmektedir. Oğlu Ömer Fethi Mekteb-i Sultani’de, yani Galatasaray’da yatılı okumakta, Sami Bey Cuma tatili için Baltalimanı’ndaki yalıya gelecek oğlunu almak üzere her Perşembe okula gitmekte, Galatasaray’dan beraberce Perapalas’a geçmektedirler. Paşa lobide Sami Bey’i beklemekte, küçük Fethi otelin alt katındaki salonda şerbetini yudumlarken babası Paşa’ya beraber yukarıdaki odalardan birine çıkmakta ve en az bir saat sonra dönmektedirler.”

Sayın BARDAKÇI, konuyu bilen aile mensuplarının ifadelerine göre dese de, bu sözlerde kaynak olarak Vahideddin’in ablası Mediha Sultan’ın oğlu Sami Bey’in oğlu olan Fethi Sami BALTALİMANI’nı veriyor.

Peki, bu sözlerde güvenirlik derecesi nedir?

Sorgulanacak olan budur.

Bir başka kişi ya da kişiler tarafından doğrulanmamış ve doğruluğu hiçbir şekilde teyid edilmemiş bir anlatım, belge olabilir mi?

Yanlı kişilerin, belgesiz- tanıksız yanlı anlatımları, belge olarak ileri sürülemez.

Bu anlatımda, satılan atların paraları taksit taksit ve Pera Palas’ta gizlice verildiği ileri sürülüyor.

Mustafa Kemal Paşa, o tarihlerde Pera Palas’ta değil, Şişli’deki günümüzde müze olan üç katlı evde kalmaktaydı. İngiliz ajanlarının cirit attığı Pera Palas’ta, hem de bir odaya çıkarak gizlice buluşulduğu iddiası, tamamen hayali olarak değerlendirilmektedir.

Olayın anlatımının gerçekliği bir yana, Sultan Vahideddin’in özel at yetiştirmesi ve bunları satma konusu da, incelenmeye değer…

Çengelköy sırtlarındaki Vahideddin’in köşkü civarında at ahırları olduğu, Vahideddin’in burada at yetiştirdiği konusu, bilinen ve duyulan bir konu değildir.

Ben, çocukluğu o civarda geçmiş, köşkün vekilharcını/ kâhyasını çok iyi tanıyan, köşke girip çıkan insanlar tanıdım, bu konuyu onlara açtığımda, böyle bir olay olamayacağını, hiç duymadıklarını, söylediler.

Köşkün bulunduğu yer ve civarının da, konum olarak at yetiştirmeye uygun olduğu söylenemez.

Herhangi bir hatırada, Çengelköy’de tepedeki köşk civarında olduğu iddia edilen çiftlik ve burada at yetiştirildiği hakkında bir bilgi yoktur.

Örneğin, Sultan Vahideddin’in kızı Ulviye Sultan ile evlenerek padişah damadı olan Süvari Binbaşı İ. Hakkı OKDAY’ ın anılarında, Sultan Vahideddin’in atlarından bahis yoktur.

1919 yılı Mayıs ayı şartlarında,  koca Osmanlı İmparatorluğu’nun Padişahı Sultan Vahideddin, atlarını her halde gizlice satamazdı…

Kimsenin kimseye güvenmediği o işgal günlerinde, herhalde hiç tanınmayan birine, İngilizler’in gözü ve kulağı üzerindeyken, böyle bir satış yapılamazdı.

Eğer böyle bir at satımı olsa, alıcı mutlaka Sultan Vahideddin’e veya hanedana yakın birisi olurdu.

Bu atlar satılmış olsa, her halde zaman içinde, bu değerli atların varlığı bir yerlerde duyulurdu, satan alan da sırf prestij/ saygınlık için bu atların varlığından söz ederdi.

Sultan Vahideddin’in, işgalci ve müstemlekeci İngilizler’e sığınarak, ülkesinden gizlice uzaklaşmasındaki ağır suçluluk duygusunu her fırsatta unutturma ve ortadan kaldırma çabası içinde bulunan Osmanlı hanedan mensupları, gerçekten de böyle bir durum olsa, bu atların kime satıldığının belgesini mutlaka bulur ve değerlendirirlerdi.

İlginçtir ki, Cumhuriyet’in ilânından sonra ortaya atılan bu atların satılması iddiasından, mütareke döneminde Sultan Vahideddin’in çok yakınında bulunan Ali Nuri OKDAY Bey bile, Sultan Vahideddin’in para yardımında bulunup bulunmadığı sorulduğunda, “  bilmediğini”, söylemiştir.

AHMET AKYOL, YALOVA, 18 Mayıs 2017

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.