Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zihinsel Tembellik

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2018 06:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.03.2018 06:09

Örneğin, aşağıdaki sözler ona aittir:

“Yara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz.”

“Yapılan şeyler için pişmanlık zamanla geçer; ama pişman olurum diye yapmadıklarımız ömür boyu sürer.”

“Bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa onun için her rüzgâr uygundur.”

“Paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir anlamı da yoktur. “

“Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.”

Ve “ Bulunduğu toplum için fikir üretip de söylemeyen ya tembel, ya bencil, ya da korkaktır” sözü de Seneca’ ya aittir.

Toplumumuzda en fazla görülen özelliklerden biri de, zihinsel tembelliktir.

“Düşün, hesap sor, uygula” çağımızın zihinsel ve duygusal doğruları olmasına rağmen; “Sorma, düşünme, itaat et” şeklindeki zihinsel şartlanma, zihinsel tembelliğin en belirgin göstergesidir.

Akıl yürütme, analiz ve değerlendirme “Eleştirel Düşünme” olarak tanımlanabilir.

Eleştirel düşünen birey: kendi düşüncelerinin farkındadır; başkalarının düşüncelerini anlayabilir; farklılıkları görebilir.

 Birey, eleştirel düşünme sürecinde; bilgi üretme ve değerlendirme, tutarlılık, uygulanabilirlik, yeterlilik, iletişim kurma gibi zihinsel etkinlikleri gerçekleştirebilir.

Düşünmek, aynen fiziksel hareket gibi bir enerji harcamayı gerektirir.

Düşünmekten kaçınmak, zihinsel tembelliktir.

Sorgulamadan söylenenlere inanmak ise topluma egemen olursa, o toplum uçuruma sürüklenerek batar.

***

Şimdi, aşağıya ulusal basından derlediğim bazı haber ve açıklamaları yazacağım. Lütfen, biraz düşünün, değerlendirmek ve yorum size ait olsun!

TARIMDA ACI TABLO:

TÜİK verilerine göre 2005’ te 41.2 milyon hektar olan tarım alanı, 2017’ de 38 milyon hektara düştü. Son bir yılda kaybedilen tarım alanı Zonguldak ili kadar. 2017’ de buğday ithalatı yüzde 234 artışla 821 bin tona, 48 bin ton olan mısır ithalatı 8,5 kat artışla 404 bin tona yükseldi. ( Cumhuriyet, 15.3.2018)

***

TABYALARIN HALİ

Çanakkale’ de Orhaniye Tabyası’ nın hali yürekleri sızlatıyor. Tabya, Sultan 2’nci Abdülhamit tarafından stratejik Boğaz tahkimatını güçlendirmek amacıyla 1889 yılında yaptırıldı. Çanakkale Deniz Muharebeleri’ nde 19 Şubat 1915 günü düşmanın bombaladığı ilk yer oldu. 18 Mart 1915’te zaferle sonuçlanan muharebede ilk şehidimizi de burada verdik. Orhaniye Tabyası, 1990’lı yılların başında boşaltıldı. Tabyada 6 top olması gerekirken, halen iki top var. Biri Çanakkale merkezde sergileniyor. Kalan üç top ise hurda olarak kesildi. Günümüzde tabya, bakımsızlıktan harabeye dönmüş durumda. Tabyanın giriş kapısının üzerinde yer alan mermer kitabe çalındı. Tarihî miras vatandaşın piknik alanı haline geldi. Tabya içinde mangal yakanlar, paintball oynayanlar bile oldu. Kısacası yapılanlar şehitlerimize vefasızlık!  ( Sözcü, 16 Mart 2018)

***

Müteahhitleri yüzünden davalık olan ve 17 yıldır boş bulunan İstanbul’ un gelişen bölgesi Beylikdüzü Kavaklı’ daki lüks villalardan oluşan site, Suriyelilerin gettosu haline dönüştü. Getto haline gelen sitede 80 villada 300 mülteci yaşıyor; elektrik ve su da kaçak olarak kullanılıyor.  (Sözcü, 16 Mart 2018)

***

Ahmet HAKAN

“Mülteci düşmanı değilim. Mülteci düşmanlığı yapanlara da kılım. Savaştan kaçıp canlarını kurtaran... Kadınların, çocukların, yaşlıların biricik dostuyum. Hepsinin başımın üstünde yeri var. Bazı kendini bilmezlerin... Suriyeli mülteciler için yaptıkları... Genellemelere de, aşağılamalara da şiddetle karşıyım. Ve fakat... Bütün bunlar... Eline silah alıp ülkesini savunabilecek durumda olan Suriyelilerin, ülkelerini savunmak için harekete geçmek yerine... Türkiye’nin nargile kafelerinde keyif çatmalarına ses etmeyeceğim anlamına gelmez. Evet. İşte ses ediyorum: Mehmetçik canını vererek... Adamların ülkelerini korurken... Eli silah tutabilecek durumda olan Suriyelilerin... Şehirlerimizde keyif çatmaları... Kanıma dokunuyor. “(Hürriyet, 8 Şubat 2018)

***

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı tarafından hazırlanan Dünya Mutluluk Endeksi yayınlandı. Liste, kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla, sosyal destek, sağlıklı ömür beklentisi, yaşam tercihlerini yapabilme özgürlüğü, cömertlik, yolsuzluk algısı gibi kriterlere göre belirlendi.  Listede ilk sırada Finlandiya var; Türkiye ise Belarus ile Pakistan arasında 74’üncü sırada… (Sözcü, 16.3.2018)

***

Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 12 Haziran 2003 tarihinde ATV Siyaset Meydanı programında bugün hükümet tarafından özelleştirmeye çalışılan şeker fabrikaları konusunda yaptığı konuşmalar, "Hoca yine haklı çıktı" dedirtiyor. Erbakan Hoca, özelleştirme adı altında ülkenin imkânlarının satılığa çıkarıldığını belirterek, "Şeker fabrikalarını özelleştiriyorsun, sıra oraya geldi. Şeker fabrikalarını özelleştirmek ne demek? Niçin şeker fabrikaları özelleştiriliyor? Çünkü tatlandırıcı fabrikalarına izin verdiler. Bu tatlandırıcı fabrikaları Türkiye'nin şeker ihtiyacının 4'te birini karşılıyor. IMF diyor ki, 'Siz fazla pancar ekiyorsunuz. Pancar ekmeyin, kota koyun'. Yahu Fransa kendi ihtiyacının 5 misli şeker üretiyor, bizim Suriye, Irak, İran, Azerbaycan'a şeker satıyor" şeklinde konuşarak bugün gelinen noktayı aynen özetliyor.( ATV Siyaset Meydanı, 12.6.2003 )

Biraz yukarıda yazdıklarımızı tekrarlayalım:

“Düşünmekten kaçınmak, zihinsel tembelliktir. Sorgulamadan söylenenlere inanmak ise topluma egemen olursa, o toplum uçuruma sürüklenerek batar.”

GÜNÜN SÖZÜ:

“Problemin kaynağı, probleme çözüm olamaz!”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.