Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ayakkabıcı

Yazının Giriş Tarihi: 23.07.2016 06:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.07.2016 06:28

 Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkân için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı.

Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle…

Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu.

Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti.

Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkândan dışarı fırlayıp:

“Küçükk!.” diye seslendi.” Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!”

Çocuk, ona dönerek:

“Gerçekten çok güzeller!” diye tebessüm etti. “Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.”

“Bence önemli değil!” diye atıldı adam. “Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da imanı…”

Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:

“Keşke imanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.”

Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:

“Anlayamadım!” dedi. “Neden öyle olsun ki?”

“Çok basit!” dedi, adam. “Eğer imanımız yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükâfat görecekler…”

Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:

“Baktığın ayakkabı, sana yakışır!.” dedi. “Denemek ister misin?”

Çocuk, başını yanlara sallayıp:

“Üzerinde 30 lira yazıyor, “dedi. “Almam mümkün değil ki!.”

“İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım! “dedi adam. “Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder.”

Çocuk biraz düşünüp:

“Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!” dedi. “Onu kim alacak ki?”

“Amma yaptın ha!” diye güldü adam. “Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.”

Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:

“Üstelik de öğrencisin değil mi?” diye sordu.

“İkiye gidiyorum! “diye atıldı çocuk. “Üçe geçtim sayılır.”

“Tamam, işte!” dedi adam. “5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!”

Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi.

İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek,

“Benim satış işlemim bitti!” dedi. “Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.”

“Şaka mı yapıyorsunuz?” diye kekeledi çocuk. “Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?”

“Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş..” dedi, adam. “Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.”

Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:

“Bana göre 20 lira yeterli.”. dedi. “İndirim mevsimini başlattınız ya!”

Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu. Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı.

Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:

“Babam haklıymış! “dedi. “Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!…demişti .”

***

Posta kutuma düşen bu güzel hikâyeyi paylaşmak istedim. Yazarını bilmiyorum. “Güzellikler paylaşılınca güzeldir ”derler ya, işte öyle kabul edin.

***

KADININ 3 SEVGİLİSİ

Kadının 3 sevgilisi varmış, her gün kocası işe gidince 3 adam eve gelirmiş.

Kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki,

“ Sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir.”

Diğerine dönmüş,

“ Sen de bir büyük kap ayran getir.”

Üçüncü adam çok fakir olduğu için ona, “ Sen de… Boş ver, sen hiçbir şey getirme” demiş.

Ertesi gün olmuş, fakat kadın o günün günlerden Pazar olduğunu unuttuğu için eteği tutuşmaya başlamış.

“Eyvah” diyerek kocasının yanına gitmiş, “sen bugün kahveye filân gitmeyecek misin? Ben evde temizlik yapacağım” deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış.

Kocası gidince 3 adam eve gelmiş. Kadın onlara, “Siz hemen gidin, kocam buralarda” derken kapının zili çalmış.

Kadın,

“Eyvah, geldi galiba” demiş.

Yapacak bir şey yok, adamları sağa sola sakladıktan sonra kapıya bakmaya gitmiş; kocasını kapıda görünce,

“Ne oldu?” diye sormuş.

Adam da,

“Yahu karnım acıktı, bana dolma yapsana, canım istedi” demiş.

Kadın,

“Tanrım bir tepsi dolma olsa da yesek” demiş.

Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş.

Kadının kocası şaşırmış,

“Sen kimsin yahu?” diye sormuş.

Adam sakin bir şekilde,

“Ben Tanrı tarafından geliyorum. Karınız dolma istedi” demiş.

Dolma tepsisini masanın üzerine koyan adam, hemen çıkıp gitmiş kadının kocası olayın şokunu atlatamadan.

“Yaa tamam da “ demiş bu sefer koca,

“Bu ayransız gitmez. Sen bari bir ayran yap” demiş karısına.

Kadın büyük bir sevinçle,

“Tanrım bir damacana ayran olsa da içsek” demiş.

Ayranı getiren adam çıkıp gelmiş. Kocası tabii çok şaşırmış,

“Sen de kimsin?” demiş.

Adam da diğeri gibi,

“Ben Tanrı tarafından gönderildim. Karınız ayran istedi” diyerek ayran damacanasını masanın üzerine bırakıp çıkıp gitmiş.

Kocası hayretler içinde, kendi kendine,

“Bizim karı ermiş mi oldu?” diye söylenmiş.

Kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3 ncü adam hâlâ saklanıyormuş. 1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş, 3 saat derken adam dayanamayıp bulunduğu yerden çıkmış.

Kadının kocası bağırmış,

 “Ulan sen de kimsin?”

3 üncü adam gayet sakin başını öne eğmiş,

“Ben Tanrı tarafından gönderildim, boşları alacağım.”

Ve boşları alarak odadan çıkmış.

***

TÜRK DEVLETİ VE  TÜRK MİLLETİ’ NİN GELECEĞİ İÇİN HAYATLARINI VERMEKTEN BİR AN OLSUN ÇEKİNMEYEN TÜM ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE, GAZİLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUM.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.