Dedecan, "Astımda Aktif Ve Pasif Sigara İçiciliği Önlenmeli"

Her yıl halkın uyarılması ve bilinçlendirilmesine yönelik 6 Mayıs tarihinde etkinlikle düzenlenen Astım Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Yalova Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. İbrahim Dedecan astımın nedenleri ve tedbirleri konusunda bilgiler verdi. Astımda çevresel faktörlerinde önemine değinen Dedecan özellikle astımda pasif ve aktif sigara içiciliğinin mutla önlenmesi gerektiğini belirtti. Dedecan mesajında şu sözlere yer verdi;
"Astım; bronş dediğimiz akciğer içi hava yollarının müzmin iltihabi bir hastalığıdır. Bu iltihap alerjiye veya sık geçirilen enfeksiyonlara bağlı gelişebilir. Astımda, havayolları iltihaplı, şiş ve kızarıktır. Havayolları iltihaba bağlı daralmış ve aşırı duyarlıdır. Hava yollarındaki aşırı duyarlılık; normal bir insanın hava yollarının karşılaştığı herhangi bir kasılmaya yol açmayan sigara dumanı, parfüm, yemek ve bazı diğer kokulara karşı, aşırı bir tepki vererek bronşların daralması halidir. Bu temas sonucunda hastalarda öksürük krizi ve nefes darlığı ortaya çıkabilir.
Astımın belirtileri; 3 haftadan uzun süren öksürük, göğüste ıslık sesi, göğüste tıkanıklık hissidir. Nefes darlığı ataklar halinde gelmekte olup özellikle geceleri uykudan hastayı kaldırması tipiktir. Ataklar arasında hastanın genelde nefes darlığı yakınması yoktur. Hastaların bir kısmında nefes darlığı sürekli bir hal alabilir ve hastanın yaşam kalitesini bozarak sürekli geceleri uykudan uyandırmaya, iş gücü kaybına, acile başvurulara, hastaneye yatmalara neden olabilir. Astımlılarda mutlaka nefes darlığı olmak zorunda değildir. Öksürükle de seyreden astım formaları vardır. Özellikle geceleri gelen ve hastayı uykudan uyandıran öksürük, eforla gelen öksürük yakınmaları olduğunda astım olası bir tanı olarak akla gelmelidir.

Astım atağında genelde tetiği çeken bir faktör vardır. Altta yatan temel neden çoğu hastada alerji olmakla beraber en sık olarak enfeksiyonları takiben hastalarda astım ataklarına rastlanır. Astım atağında havayollarında var olan iltihap daha da artarak hava yollarını iyice daraltır. Havayollarında balgam üreten hücrelerin salgısı artar ve balgam tıkaçları oluşarak hava yollarını tıkar. Ayrıca hava yollarının etrafında var olan kas lifleri kasılarak var olan patolojinin daha da artmasına ve hava yollarının daha da daralmasına neden olur.
Astım atağını; soğuk algınlığı, solunum enfeksiyonları, polenler, egzersiz, evcil hayvanlar, kuş tüyü, ev tozu, toz akarları, koltuk tozları, hamam böceği, endüstriyel ve kimyasal maddeler, sigara dumanı, soba dumanı, soğuk hava, hava kirliliği tetikler.
Astım, temelde genetik bir hastalıktır. Yakın aile çevresinde astım olan kişilerde astım gelişme olasılığı daha yüksektir. Aile yakınlarında astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişme olasılığı vardır. Ayrıca çevresel faktörlerde astım gelişiminde rol oynayabilir
Astımdan korunmak; Ev akarlarından korunmak için evde elektrik süpürgesi ile temizlik yapılmalı, deri, suni deri, ahşap ve plastikten eşyalar tercih edilmeli, halı yerine kilim, ahşap ve sentetik döşeme seçilmeli, havalandırma arttırılmalı, rutubet önlenmeli, ev işi yaparken gerekirse maske kullanılabilir, alerjik kişinin olduğu eve hayvan alınmamalı, evde nem azaltılmalı, mümkünse kalorifer ile evin her yeri ısıtılmalı, doğal havalandırılma artırılmalı, küflü yerler çamaşır suyu ile temizlenmeli, hassas olunan bitkinin polen yayma döneminde dışarı çıkılmamalı, özellikle polenlerin en fazla olduğu sabah 05.00-10.00 saatleri arasında evden çıkılmamalı, hava kirliliğin yoğun günlerde hasta gereksiz fizik aktivitelerinden kaçınmalı, dışarı çıkmamalı, evin pencereleri kapalı tutulmalı, kaliteli yakıt kullanılması sağlanmalı, aktif ve pasif sigara içiciliği kesinlikle önlenmeli, soba, fırın yakıtları, kızarmış yağlar, spreyler, boya ve cilalardan, ortamın iyi havalandırılması sağlanmalı, her yıl Eylül ve Ekim aylarında grip aşısı yaptırılmalıdır.
Astım tedavisinde en önemli olan hasta eğitimidir. Astım, hasta hekim ve hasta yakınlarının (anne, baba, eş ve öğretmen gibi) işbirliği ile tedavi edilebilir. Tedavi uzun sürelidir. Hasta hekimin, tavsiyelerine uymalı, ilaçlarını usulüne uygun şekilde kullanmalı, düzenli olarak kontrollerini yaptırmalı, sorunu olduğuna hekimine kolayca ulaşabilmelidir"