Konuşmalarımın, örneklerimin her öznesi "Ben" olmayacak. "Ben böyle yaptım", "Ben var yaaa...", "Ben meslekteyken" demeyeceğim.
Her muhabbete atlayıp durmadan anılarımı anlatmayacağım. Açılan her konuyu kendi anıma dayandırmayacağım. Anıları da abartmayacağım. Unutup aynı anıları tekrar tekrar anlatmamak için çevremdekilerden yardım isteyeceğim. Kibarca, "evet, daha önce anlatmıştınız" diyenleri duymazdan gelmeyeceğim.
Restoranda, yolda gürültü yapan gençlere, çocuklara bakıp "cık cık cık" yapmayacağım, asabi asabi kafa sallamayacağım.
Kimseye "gençliğinizin kıymetini bilin" demeyeceğim. Zaten bilmeyeceklerini unutmayacağım.
Genç kızlara, "Saçınızı boyatmayın, makyaj yapmayın; gerek yok. Zaten ileride mecbur kalacaksınız" demeyeceğim. Çünkü asıl o zaman yapılmayacağını bileceğim.
Bir olayı anlatmam 2 saat sürmeyecek. Kısa giriş, mümkünse az gerekçe ve hemen sonuç...
Her konunun en doğrusunu bildiğimi sanmayacak, daha da önemlisi bunda diretmeyeceğim. Sinirli olmayacağım. Kendimi sevimli sanmayacağım. Karşı fikirlerle karşılaştığımda hırçınlaşmayacağım.
Ayrıldığım iş yerine ziyarete gitmeyeceğim. Hadi dayanamadım gittim, genç meslektaşlara "Ben senin patronun M’yi tanırım. Bizim stajyerimizdi" demeyeceğim. Gaza gelip "Dur bir arayayım keratayı" gibi girişimlerde bulunup kendimi rezil etmeyeceğim.
Başka tanıdıkların iş yerlerine de gitmeyeceğim. Gidersem de 10 dakikadan fazla kalmayacağım. Hele hele, "siz işinizi yapın ben çayımı içerim" deyip saatlerce oturmayacağım. Telefon açmadan emrivaki yapıp kapılarına dayanmayacağım. Çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım.
"World is against me"(Bütün dünya bana karşı) sendromuna girmeyeceğim. Biraz da arabeskleşip "öldürmeyen düşman beni kuvvetlendirir" girdabına düşmeyeceğim.
Hayatı kendi yaşadıklarımdan ve duyduklarımdan ibaret sanmayacağım. Herkesi kendim gibi emekli sanmayacağım.
Telefon edip direk konuya dalmayacağım, "Müsait misin?" diye soracağım. Telefonlarıma cevap verilmediğinde, ısrarla aramaya devam etmeyeceğim. Müsait olmadığını düşünüp, hemen alınmayacağım.
Gençken kariyer ve para peşinde koşmaktan, birtakım hobiler edinmeyip, şimdi yapacak bir şey bulamayıp sudan çıkmış balığa dönmüşsem, artık zor da olsa bunları yapmaktan vazgeçmeyeceğim. Arkadaşlarımı ve arkadaşlığı ihmal etmişsem, bu saatten sonra yalnız kalmama uğruna kurulacak arkadaşlıkların kalitesine de çok dikkat edeceğim.
Acımasız olmayacağım... "Ben nasıl yaptım, onlar da yapsın efendim!" demeyeceğim. İnsanın kırk yaşına kadar geçen yıllarının bir kitap, geriye kalan yıllarının da o kitabın eleştirisi olduğunu savunmayacağım. Ama hem savunmayıp hem de uygulamayacağım.
Mümkünse yaşadığım şehrin en kalabalık merkezine yerleşeceğim.
Yaz aylarında sahil kasabalarında bir yer edineceğim. .
Bu listeyi de saklayıp her sene yeni maddeler ekleyeceğim.
Gençlerle konuşurken "ben sizin yaşındayken" diye söze başlamayacağım. Sırf yaşımdan dolayı saygı görmeyi beklemeyeceğim.
Kimseye "içimdeki çocuk" tan bahsetmeyeceğim. Âşık olan gençlere "Ben de âşıktım ama geçiyor, aşk geçicidir" demeyeceğim. Gençlerin heyecanlarını hafife almayacağım. Onlara sürekli sabretmelerini söylemeyeceğim.
Çocuk büyütmek üzerine uzmanlık yapmayacağım. Herkesin kocasının(karısının) benim kocamla(karımla) aynı karakterde olduğunu farz edip onlara bu doğrultuda akıl vermeyeceğim.
Kopya kâğıtlı, sabit kalemli dönemden daktilo makinesine geçişi çağdaşlaşma sanıp, birdenbire bilgisayarla karşılaşınca ürkmeyeceğim.
Manyetolu telefonla beş kilometre uzaktaki annemle güç belâ konuşabildiğimi unutup, üç kıta uzaktaki sevgilisiyle saatlerce konuşan torunumu hiç ama hiç yadırgamayacağım.
SÖZ VERİYORUM!
HEPİMİZE İYİ YAŞLANMALAR!
İYİ YAŞLAR…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
YONCA BADERNA
Yaşlanınca Yapılmayacaklar Listesi:
Konuşmalarımın, örneklerimin her öznesi "Ben" olmayacak. "Ben böyle yaptım", "Ben var yaaa...", "Ben meslekteyken" demeyeceğim.
Her muhabbete atlayıp durmadan anılarımı anlatmayacağım. Açılan her konuyu kendi anıma dayandırmayacağım. Anıları da abartmayacağım. Unutup aynı anıları tekrar tekrar anlatmamak için çevremdekilerden yardım isteyeceğim. Kibarca, "evet, daha önce anlatmıştınız" diyenleri duymazdan gelmeyeceğim.
Restoranda, yolda gürültü yapan gençlere, çocuklara bakıp "cık cık cık" yapmayacağım, asabi asabi kafa sallamayacağım.
Kimseye "gençliğinizin kıymetini bilin" demeyeceğim. Zaten bilmeyeceklerini unutmayacağım.
Genç kızlara, "Saçınızı boyatmayın, makyaj yapmayın; gerek yok. Zaten ileride mecbur kalacaksınız" demeyeceğim. Çünkü asıl o zaman yapılmayacağını bileceğim.
Bir olayı anlatmam 2 saat sürmeyecek. Kısa giriş, mümkünse az gerekçe ve hemen sonuç...
Her konunun en doğrusunu bildiğimi sanmayacak, daha da önemlisi bunda diretmeyeceğim. Sinirli olmayacağım. Kendimi sevimli sanmayacağım. Karşı fikirlerle karşılaştığımda hırçınlaşmayacağım.
Ayrıldığım iş yerine ziyarete gitmeyeceğim. Hadi dayanamadım gittim, genç meslektaşlara "Ben senin patronun M’yi tanırım. Bizim stajyerimizdi" demeyeceğim. Gaza gelip "Dur bir arayayım keratayı" gibi girişimlerde bulunup kendimi rezil etmeyeceğim.
Başka tanıdıkların iş yerlerine de gitmeyeceğim. Gidersem de 10 dakikadan fazla kalmayacağım. Hele hele, "siz işinizi yapın ben çayımı içerim" deyip saatlerce oturmayacağım. Telefon açmadan emrivaki yapıp kapılarına dayanmayacağım. Çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım.
"World is against me"(Bütün dünya bana karşı) sendromuna girmeyeceğim. Biraz da arabeskleşip "öldürmeyen düşman beni kuvvetlendirir" girdabına düşmeyeceğim.
Hayatı kendi yaşadıklarımdan ve duyduklarımdan ibaret sanmayacağım. Herkesi kendim gibi emekli sanmayacağım.
Telefon edip direk konuya dalmayacağım, "Müsait misin?" diye soracağım. Telefonlarıma cevap verilmediğinde, ısrarla aramaya devam etmeyeceğim. Müsait olmadığını düşünüp, hemen alınmayacağım.
Gençken kariyer ve para peşinde koşmaktan, birtakım hobiler edinmeyip, şimdi yapacak bir şey bulamayıp sudan çıkmış balığa dönmüşsem, artık zor da olsa bunları yapmaktan vazgeçmeyeceğim. Arkadaşlarımı ve arkadaşlığı ihmal etmişsem, bu saatten sonra yalnız kalmama uğruna kurulacak arkadaşlıkların kalitesine de çok dikkat edeceğim.
Acımasız olmayacağım... "Ben nasıl yaptım, onlar da yapsın efendim!" demeyeceğim. İnsanın kırk yaşına kadar geçen yıllarının bir kitap, geriye kalan yıllarının da o kitabın eleştirisi olduğunu savunmayacağım. Ama hem savunmayıp hem de uygulamayacağım.
Mümkünse yaşadığım şehrin en kalabalık merkezine yerleşeceğim.
Yaz aylarında sahil kasabalarında bir yer edineceğim. .
Bu listeyi de saklayıp her sene yeni maddeler ekleyeceğim.
Gençlerle konuşurken "ben sizin yaşındayken" diye söze başlamayacağım. Sırf yaşımdan dolayı saygı görmeyi beklemeyeceğim.
Kimseye "içimdeki çocuk" tan bahsetmeyeceğim. Âşık olan gençlere "Ben de âşıktım ama geçiyor, aşk geçicidir" demeyeceğim. Gençlerin heyecanlarını hafife almayacağım. Onlara sürekli sabretmelerini söylemeyeceğim.
Çocuk büyütmek üzerine uzmanlık yapmayacağım. Herkesin kocasının(karısının) benim kocamla(karımla) aynı karakterde olduğunu farz edip onlara bu doğrultuda akıl vermeyeceğim.
Kopya kâğıtlı, sabit kalemli dönemden daktilo makinesine geçişi çağdaşlaşma sanıp, birdenbire bilgisayarla karşılaşınca ürkmeyeceğim.
Manyetolu telefonla beş kilometre uzaktaki annemle güç belâ konuşabildiğimi unutup, üç kıta uzaktaki sevgilisiyle saatlerce konuşan torunumu hiç ama hiç yadırgamayacağım.
SÖZ VERİYORUM!
HEPİMİZE İYİ YAŞLANMALAR!
İYİ YAŞLAR…