“Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum.”
Baba, vasiyetini böylece belirttikten bir süre sonra vefat eder.
Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler.
Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar.
17 sayısı ne 2' ye, ne 3' e, ne de 9' a bölünebildiği için, mirası babalarının istediği gibi pay edemezler.
Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli, yaşlı bilgesi gelir diye düşünüp, ona giderek danışırlar.
Bilge kişi;
“Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın!” der.
Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler.
Önce 2' ye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır.
Sonra 3'e bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır.
Daha sonra 9' a böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır.
Ama bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır yine.
Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yaşlı bilgeye başvururlar.
Bilge kişi güler,
“İyi öyleyse” der.
“Sorununuz çözümlendiğine göre, artık devemi geri alabilirim.”
UNUTMAYIN:
Bilgi, sorunu çözmede her zaman insana yardımcı olur.
Özellikle sevgi ve bilgi verdikçe artan, tükenmez bir özellik ve güzelliğe sahiptir.
***
ÜÇ KEZ
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş:
“Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir ayı çıkmaz mı? Çifteyi doğrultacak vakit yok. Silâhı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya. Fakat ayı peşimde! Ben den hızlı koşuyor! Bir ara ayının nefesini ensemde hissettim. O karar yaklaşmıştı. Derken ayının ayağı kaydı ve yere düştü.
Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.
Ama ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti. Yine nefesi ensemde... Pençesini uzattı omuzumdan yakalayacak. Allah’ tan tam o sırada yine ayının ayağı kaydı, yere düştü.
Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, arayı yeniden beş yüz metre kadar açtım. Allah sizi inandırsın arkadaşlar, ayı yine bana yetişti. Yine nefesi ensemde... Şansa bakın, ayının ayağı yine kayıp düşmez mi?”
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış;
“ Sen de çok yürekliymişsin kardeşim. Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.”
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış,
“Lâfı karıştırma yahu… Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?”
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
YONCA BADERNA
Paylaşım
“Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum.”
Baba, vasiyetini böylece belirttikten bir süre sonra vefat eder.
Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler.
Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar.
17 sayısı ne 2' ye, ne 3' e, ne de 9' a bölünebildiği için, mirası babalarının istediği gibi pay edemezler.
Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli, yaşlı bilgesi gelir diye düşünüp, ona giderek danışırlar.
Bilge kişi;
“Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın!” der.
Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler.
Önce 2' ye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır.
Sonra 3'e bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır.
Daha sonra 9' a böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır.
Ama bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır yine.
Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yaşlı bilgeye başvururlar.
Bilge kişi güler,
“İyi öyleyse” der.
“Sorununuz çözümlendiğine göre, artık devemi geri alabilirim.”
UNUTMAYIN:
Bilgi, sorunu çözmede her zaman insana yardımcı olur.
Özellikle sevgi ve bilgi verdikçe artan, tükenmez bir özellik ve güzelliğe sahiptir.
***
ÜÇ KEZ
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş:
“Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir ayı çıkmaz mı? Çifteyi doğrultacak vakit yok. Silâhı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya. Fakat ayı peşimde! Ben den hızlı koşuyor! Bir ara ayının nefesini ensemde hissettim. O karar yaklaşmıştı. Derken ayının ayağı kaydı ve yere düştü.
Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.
Ama ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti. Yine nefesi ensemde... Pençesini uzattı omuzumdan yakalayacak. Allah’ tan tam o sırada yine ayının ayağı kaydı, yere düştü.
Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, arayı yeniden beş yüz metre kadar açtım. Allah sizi inandırsın arkadaşlar, ayı yine bana yetişti. Yine nefesi ensemde... Şansa bakın, ayının ayağı yine kayıp düşmez mi?”
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış;
“ Sen de çok yürekliymişsin kardeşim. Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.”
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış,
“Lâfı karıştırma yahu… Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?”