Toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel dönüşüm; çağdaş eğitim; bireyin bağımsızlığı ve kadın özgürlüğü; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti; insanlık ve düşmanlarıyla bile barış içinde yaşamaktır.
Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün deyimiyle, “Yurtta sulh, cihanda sulh” tur.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’ nin 100’ üncü yıldönümü vesileyle konunun önemi üzerinde duran pek çok yazar ve yazı var.
Ben, insanlık ailesinin yetiştirdiği en büyük liderler arasında en ön sırada olan Gazi Mustafa Atatürk ile ilgili bazı küçük hatıralara yer vereceğim.
Atatürk için bütün dünya milletlerinin yürekten takdir, hayranlık ve saygı duygularıyla bizim heyecanımıza ortak olduklarını görmek insana çok büyük mutluluk veriyor.
***
Yıllar evvel, Türkiye’den bir heyet ticarî ilişkileri geliştirmek için Uzak Doğu’ya bir tur düzenliyor. Vietnam’da büyük şehirlerden birinde bir mola veriliyor. Yemek için bir lokantaya giriliyor. Siparişler verilip yemekler yenilirken, kendilerine hizmet eden yaşlı garson, bizimkilere hangi dilden konuştuklarını soruyor. Bizimkiler de, “Türkçe “ diyorlar.
"Türkçe" ve "Türk" sözünü duyan garson, hemen “Mustafa Kemal Paşa” diyor. Bizimkiler şaşırıyor. Garson heyecanla anlatıyor.
“Küçüktüm. Bir gün babam, eve eski bir gazete getirdi. Gazetede Mustafa Kemal Paşa’nın düşmanları ülkesinden nasıl kovduğu, ülkesini geliştirmek için neler yaptığı yazılıydı. Bir de resim vardı gazetede… Babam hem anlattı, hem de resmi gösterdi. Çok etkilendim. Ertesi gün okula giderken gazeteyi de götürdüm. Okul arkadaşlarıma hem babamın anlattıklarını hem de gazetede okuduklarımı anlattım. Bunun üzerine, okul arkadaşlarım gazetedeki Mustafa Kemal Paşa’nın resmini almak için üzerime saldırdılar. Kavga ettik. Ama resmi vermedim. Yüzümdeki yara izi o günden kalmadır.”
***
1923 yılında, daha sonra İngiliz krallık tahtına oturacak olan Edward, Hindistan’ı veliaht olarak ziyaret etmektedir. Top ve trampet sesleri arasında bir savaş gemisinden iner. Ama kendisini karşılayanlar, sadece birkaç mihrace ile birkaç yerli görevlidir. Alışılmışın tersine, halk ortalarda yoktur. Halkın bu ilgisizliğine çok üzülür ve babasına bir mektup yazarak sorar:
"Acaba bu durum, Gandi’ nin düzenlediği bir aşağılama gösterisi midir?"
Babasının verdiği cevap, Mustafa Kemal Paşa’nın nasıl göründüğünün ve öneminin açıklamasıdır:
"Hayır! Bunun nedenini Mustafa Kemal’in açtığı Kurtuluş Savaşı’nda aramak daha doğru olur..."
***
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İsviçre’de büyükelçidir. Hindistan’ın genç elçisi de Gandi’nin sağ kolu olan Desai’nin oğludur. Arkadaş olurlar. Ve Hintli diplomat, ona bir anısını anlatır:
"Okuldan eve her dönüşümde babam beni yanına çağırır ve ne öğrendiğimi sorardı. Ben de okuduğum derslerle ilgili olarak kendisine bilgi verirdim...
Sık sık şöyle derdi: ‘Bir insan olarak bu derslerden yararlanmak elbette ki gerekir. Fakat bir Hintli olarak muhtaç olduğun en büyük ders, Türkiye’ nin Kurtuluş Savaşı tarihidir. Şimdi yanımda otur, onu da sana ben anlatayım..."
***
Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman, uzun gezilerinden birinde İngiliz Guyana’sına uğrar ve orada bir yerli ile arasında şu konuşma geçer:
"Siz hangi millettensiniz ?"
"Türküm."
"Öyle ise dost ve hatta kardeş sayılırız."
"Neden? Müslüman mısınız ?"
"Hayır, Hıristiyan’ım. Fakat, bağımsızlığına susamış bir Guyanalı Hıristiyan’ım ve birçok yurttaşım gibi, sizin kurtuluş mücadelenizin hayranlarındanım. Günün birinde, biz de büyük önderiniz Mustafa Kemal’ in açtığı yoldan yürüyeceğiz..."
***
Çin’de Atatürk üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Hu Zhenhua, “Milliyet Kültürleri Araştırmaları” adlı kitabının son bölümünü Atatürk’e ayırmıştır. Onun Atatürk hakkındaki söylediklerini hatırlamakta yarar vardır:
''Çin'de Mustafa Kemal Atatürk'ü bilmeyen lise öğrencisi hemen hemen hiç yoktur. Çünkü bizim ülkemizde yıllardan beri lisede mecburi ders kitabı olarak okutulan Yakınçağ ve Çağdaş Dünya Tarihi kitabı, Mustafa Kemal ve onun önderliğindeki Türk devrimini de içermektedir. Hatta kitabın ilk sayfasında Lenin ve Gandhi'yle birlikte Atatürk'ün de portresi bulunmaktadır. Kitabın içinde de Atatürk'ün kara tahta başında yeni harfleri öğretirken resmi vardır.''
***
Dünyanın hemen hemen her ülkesinde Atatürk hayranlığı, güzel Türkiye’ mizin her köşesinde Atatürk ve Cumhuriyet aşkı var; 1000 yıl geçse de bitmez!
Türkiye Cumhuriyeti’ nin 100’ üncü Yılı Kutlu Olsun!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
YONCA BADERNA
Cumhuriyet Kutlu Olsun
Cumhuriyet:
Toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel dönüşüm; çağdaş eğitim; bireyin bağımsızlığı ve kadın özgürlüğü; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti; insanlık ve düşmanlarıyla bile barış içinde yaşamaktır.
Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün deyimiyle, “Yurtta sulh, cihanda sulh” tur.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’ nin 100’ üncü yıldönümü vesileyle konunun önemi üzerinde duran pek çok yazar ve yazı var.
Ben, insanlık ailesinin yetiştirdiği en büyük liderler arasında en ön sırada olan Gazi Mustafa Atatürk ile ilgili bazı küçük hatıralara yer vereceğim.
Atatürk için bütün dünya milletlerinin yürekten takdir, hayranlık ve saygı duygularıyla bizim heyecanımıza ortak olduklarını görmek insana çok büyük mutluluk veriyor.
***
Yıllar evvel, Türkiye’den bir heyet ticarî ilişkileri geliştirmek için Uzak Doğu’ya bir tur düzenliyor. Vietnam’da büyük şehirlerden birinde bir mola veriliyor. Yemek için bir lokantaya giriliyor. Siparişler verilip yemekler yenilirken, kendilerine hizmet eden yaşlı garson, bizimkilere hangi dilden konuştuklarını soruyor. Bizimkiler de, “Türkçe “ diyorlar.
"Türkçe" ve "Türk" sözünü duyan garson, hemen “Mustafa Kemal Paşa” diyor. Bizimkiler şaşırıyor. Garson heyecanla anlatıyor.
“Küçüktüm. Bir gün babam, eve eski bir gazete getirdi. Gazetede Mustafa Kemal Paşa’nın düşmanları ülkesinden nasıl kovduğu, ülkesini geliştirmek için neler yaptığı yazılıydı. Bir de resim vardı gazetede… Babam hem anlattı, hem de resmi gösterdi. Çok etkilendim. Ertesi gün okula giderken gazeteyi de götürdüm. Okul arkadaşlarıma hem babamın anlattıklarını hem de gazetede okuduklarımı anlattım. Bunun üzerine, okul arkadaşlarım gazetedeki Mustafa Kemal Paşa’nın resmini almak için üzerime saldırdılar. Kavga ettik. Ama resmi vermedim. Yüzümdeki yara izi o günden kalmadır.”
***
1923 yılında, daha sonra İngiliz krallık tahtına oturacak olan Edward, Hindistan’ı veliaht olarak ziyaret etmektedir. Top ve trampet sesleri arasında bir savaş gemisinden iner. Ama kendisini karşılayanlar, sadece birkaç mihrace ile birkaç yerli görevlidir. Alışılmışın tersine, halk ortalarda yoktur. Halkın bu ilgisizliğine çok üzülür ve babasına bir mektup yazarak sorar:
"Acaba bu durum, Gandi’ nin düzenlediği bir aşağılama gösterisi midir?"
Babasının verdiği cevap, Mustafa Kemal Paşa’nın nasıl göründüğünün ve öneminin açıklamasıdır:
"Hayır! Bunun nedenini Mustafa Kemal’in açtığı Kurtuluş Savaşı’nda aramak daha doğru olur..."
***
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İsviçre’de büyükelçidir. Hindistan’ın genç elçisi de Gandi’nin sağ kolu olan Desai’nin oğludur. Arkadaş olurlar. Ve Hintli diplomat, ona bir anısını anlatır:
"Okuldan eve her dönüşümde babam beni yanına çağırır ve ne öğrendiğimi sorardı. Ben de okuduğum derslerle ilgili olarak kendisine bilgi verirdim...
Sık sık şöyle derdi: ‘Bir insan olarak bu derslerden yararlanmak elbette ki gerekir. Fakat bir Hintli olarak muhtaç olduğun en büyük ders, Türkiye’ nin Kurtuluş Savaşı tarihidir. Şimdi yanımda otur, onu da sana ben anlatayım..."
***
Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman, uzun gezilerinden birinde İngiliz Guyana’sına uğrar ve orada bir yerli ile arasında şu konuşma geçer:
"Siz hangi millettensiniz ?"
"Türküm."
"Öyle ise dost ve hatta kardeş sayılırız."
"Neden? Müslüman mısınız ?"
"Hayır, Hıristiyan’ım. Fakat, bağımsızlığına susamış bir Guyanalı Hıristiyan’ım ve birçok yurttaşım gibi, sizin kurtuluş mücadelenizin hayranlarındanım. Günün birinde, biz de büyük önderiniz Mustafa Kemal’ in açtığı yoldan yürüyeceğiz..."
***
Çin’de Atatürk üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Hu Zhenhua, “Milliyet Kültürleri Araştırmaları” adlı kitabının son bölümünü Atatürk’e ayırmıştır. Onun Atatürk hakkındaki söylediklerini hatırlamakta yarar vardır:
''Çin'de Mustafa Kemal Atatürk'ü bilmeyen lise öğrencisi hemen hemen hiç yoktur. Çünkü bizim ülkemizde yıllardan beri lisede mecburi ders kitabı olarak okutulan Yakınçağ ve Çağdaş Dünya Tarihi kitabı, Mustafa Kemal ve onun önderliğindeki Türk devrimini de içermektedir. Hatta kitabın ilk sayfasında Lenin ve Gandhi'yle birlikte Atatürk'ün de portresi bulunmaktadır. Kitabın içinde de Atatürk'ün kara tahta başında yeni harfleri öğretirken resmi vardır.''
***
Dünyanın hemen hemen her ülkesinde Atatürk hayranlığı, güzel Türkiye’ mizin her köşesinde Atatürk ve Cumhuriyet aşkı var; 1000 yıl geçse de bitmez!
Türkiye Cumhuriyeti’ nin 100’ üncü Yılı Kutlu Olsun!