Günümüzde maalesef bazı devletler terörü maşa olarak kullanıyorlar. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” düz mantığı ile hareket eden devletler , terör örgütlerine stratejik, lojistik hatta para yardımı ile ekonomik destekle adeta beslemekteler. Bu destek öyle zaman geliyor karşı örgütle değişim sağlanıyor. Yani B ülkesi A ülkesindeki kötü emelleri için o ülkedeki karşıt grupları değişik zamanlarda değişik yöntemlerle destekliyor, ayakta tutuyor. Örgütler arası bu çatışmada bazen ırk, bazen etnik köken, bazen de mezhep ayırımı üzerine inşa ediliyor. Gün geliyor o ülke harabeye dönüyor, merkezi yönetimin otorite boşluğundan yararlanıp bu sefer de tüm ayrılıkçılara hesap soruluyor.” Suni problem çıkar, birbirine düşür,böl, parçala, yut ! “ . Hep böyle olmadı mı tarih boyunca.

Gelelim günümüze… Komşularımızda milyonlarca insan öldü, sakat kaldı, kış gününde yollarda… Aç, sefil…Ülkemizin dışında komşularımızdaki savaşın sıcaklığı ülkemize kadar geldi. Meşru müdafaa hakkımızı kullanma zorunluluğu hasıl oldu. Gereği de yapılıyor… Terörü maşa olarak kullanan dış güçlerin senaryoları gayet güzel işlerken mahvolup giden ülkeler, mülteci konumuna gelmiş insanların dramı tüm dünyanın vebali değil mi?

Çözüm süreci sonrası ,ülkemizde gelinen nokta askeri çözümün dışında başka yol kalmadığıdır. İlçe ilçe terör unsurları temizlenirken verdiğimiz şehitlerin acısını yüreğimizde yaşıyoruz. Terör zihinlerde bitirilmeli öncelikle. Teröre destek veren tüm unsurlar düşünsel planda da eritilirse dayanağı kalmaz, destek bulamayan unsurlar da yok olup gider. Uzun yıllardır bu yol denendi ama sonuç alınamadı. Dağlardaki teröristler şehirlerde askerimizin, polisimizin, vatandaşımızın karşısında duruyor…Hendek kazıyor, bomba koyuyor, okulları , hastaneleri yakıyor.Ama bunun da sonu geliyor, çünkü milli irade ile dimdik duran emniyet güçlerimiz ve silahlı kuvvetlerimiz var. Sırp ve Ermeni keskin nişancılar kol gezerken terörün ucunun dışarıda olduğunu anlamak zor değil. Gün geliyor bize bizden başkasından gayrı dostumuzun olmadığını düşünüyorum. Her yönüyle güçlü bir ekonomi ve bunun yanında günün teknolojik gereği tam donanımlı silahlı kuvvetlerimiz ile sona doğru geliyoruz.Çok acı çektik, her şehidimizin acısını yüreğimizde yaşıyoruz, onların çocuklarının, eşlerinin , ana babalarının göz yaşları bizim de gözyaşımız… Terörün belinin kırıldığı şu günlerde son çabaları da fayda etmeyecek, çözülecekler ve bitecekler ….Bunun tek koşulu bizim Milli birlik ve beraberliğimizi korumamızdır, devamlılığıdır.Yeni provakasyonlar muhakkak olacaktır. Hepsinin üstesinden gelerek emin adımlarla aydınlık geleceğimizi inşa etmeye devam edeceğiz.

Çok iyi analiz edilerek kardeşce hakca devam edilmeli. Etnik köken ve mezhep farklılığını kaşımak isteyenler, provakatif yaklaşım sergilemek isteyenlere mantıklı ve rasyonel yaklaşımla düşünce planında bitirilmeli emelleri. Aslında oynanmak istenen oyun uluslararası boyutu olan ve bize düşman olan devletlerin destekleri ile bir noktaya getirilmek istenirken yüksek sesle diyoruz ki ;
“ Arkadaş ! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni ,dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.”