Geçen haftaki yazımla 40. köşe yazımı tamamladım. Öncelikle siz değerli okurlarımın katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Geriye dönüp baktığımda sizlerle düşüncelerimi, kaygılarımı, heyecanımı kısaca hayatı paylaşabildiğimden o kadar mutluyum ki!
Her bir yazı benim için yeni bir başlangıç oldu adeta. Bazen eleştiri dozu artsa da, kulpların arkasına saklanılsa da, okurlarımın yine de iyi niyetli yaklaşımımı anladıklarını görüyorum.
Dünyanın neresine gitseniz doğru doğrudur. Gündeme doğruları getirmek amaç olunca, sitemizin diğer köşe yazarları ile içerik olarak bile aynı yazılar ortaya çıktı. Aslında tarafsız olabilmek ve doğruları gündeme getirebilmek cesaretini gösterebilmenin sonucu bu. Ortak akıl denilen şey bu olsa gerek. Aslında Yalova’nın ihtiyaç duyduğu en önemli şey bu. Kişiler, tabelalar, isimler farklı olsa da doğru olan müştereklerde birleşebilmek gerekiyor.
Doğruyu söylemekten çekinmemek, doğru olmak çok zor aslında. Çoğunlukla kişiler, içerisinde bulundukları ortama ayak uydurmak, ortama göre söz ve eylemlerini yönlendirmek isterler. Bu zamanla fikirsizliğe ve yönlendirilmeye yol açar. Bir de bakmışsınız ki hiçbir şey düşünemez, fikir üretememeye başlamışsınız. Birileri diyecek, sizde ona uyacaksınız. Ya da sessiz kalacaksınız. Sessiz kalmak aslında onaylamak anlamına gelir. En kötüsü de bu. Çünkü sessiz kalırsanız zaman gelir ki (matematikteki gibi) etkisiz eleman olmuşsunuz. O zaman işiniz zor. Toplum önderleri hiçbir zaman sessiz kalamaz, kalmamalıdır. Bunu toplum çok iyi gözlemler, yorumlar. Zamanı gelince de sessizliğin bedelini ödettirir.
Bu yazımda şimdiye kadar yazılarımı okumuş okurlarıma sözü vermek istiyorum: Yorumlarınız benim bundan sonraki yazılarımın yönü konusunda belirleyici olacaktır. Öncelikle geçmiş yazılarımı değerlendirmenizi, bundan sonraki süreçte hangi konuların gündeme getirilmesini istediğinizi, yazıların seyir ve içerik açısından neleri kapsamasını istediğinizi rica edeceğim. Benim için bu adeta otokontrol olacaktır.
Her birinizin görüşü ve düşüncesi benim için önemlidir. Saygılarımla…
Not: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla mesajım: “Sevginin” anlamını sizlerle bulduğu analarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz, çocuklarımız…. İyi ki varsınız. Sizleri çok seviyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Sizi Dinliyorum
Geçen haftaki yazımla 40. köşe yazımı tamamladım. Öncelikle siz değerli okurlarımın katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Geriye dönüp baktığımda sizlerle düşüncelerimi, kaygılarımı, heyecanımı kısaca hayatı paylaşabildiğimden o kadar mutluyum ki!
Her bir yazı benim için yeni bir başlangıç oldu adeta. Bazen eleştiri dozu artsa da, kulpların arkasına saklanılsa da, okurlarımın yine de iyi niyetli yaklaşımımı anladıklarını görüyorum.
Dünyanın neresine gitseniz doğru doğrudur. Gündeme doğruları getirmek amaç olunca, sitemizin diğer köşe yazarları ile içerik olarak bile aynı yazılar ortaya çıktı. Aslında tarafsız olabilmek ve doğruları gündeme getirebilmek cesaretini gösterebilmenin sonucu bu. Ortak akıl denilen şey bu olsa gerek. Aslında Yalova’nın ihtiyaç duyduğu en önemli şey bu. Kişiler, tabelalar, isimler farklı olsa da doğru olan müştereklerde birleşebilmek gerekiyor.
Doğruyu söylemekten çekinmemek, doğru olmak çok zor aslında. Çoğunlukla kişiler, içerisinde bulundukları ortama ayak uydurmak, ortama göre söz ve eylemlerini yönlendirmek isterler. Bu zamanla fikirsizliğe ve yönlendirilmeye yol açar. Bir de bakmışsınız ki hiçbir şey düşünemez, fikir üretememeye başlamışsınız. Birileri diyecek, sizde ona uyacaksınız. Ya da sessiz kalacaksınız. Sessiz kalmak aslında onaylamak anlamına gelir. En kötüsü de bu. Çünkü sessiz kalırsanız zaman gelir ki (matematikteki gibi) etkisiz eleman olmuşsunuz. O zaman işiniz zor. Toplum önderleri hiçbir zaman sessiz kalamaz, kalmamalıdır. Bunu toplum çok iyi gözlemler, yorumlar. Zamanı gelince de sessizliğin bedelini ödettirir.
Bu yazımda şimdiye kadar yazılarımı okumuş okurlarıma sözü vermek istiyorum: Yorumlarınız benim bundan sonraki yazılarımın yönü konusunda belirleyici olacaktır. Öncelikle geçmiş yazılarımı değerlendirmenizi, bundan sonraki süreçte hangi konuların gündeme getirilmesini istediğinizi, yazıların seyir ve içerik açısından neleri kapsamasını istediğinizi rica edeceğim. Benim için bu adeta otokontrol olacaktır.
Her birinizin görüşü ve düşüncesi benim için önemlidir.
Saygılarımla…
Not: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla mesajım: “Sevginin” anlamını sizlerle bulduğu analarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz, çocuklarımız…. İyi ki varsınız. Sizleri çok seviyoruz.