Küresel ısınmanın sonuçları artık kapımıza dayandı. İnsanoğlu kendi nesline bu denli zarar verirken, hala durumun ciddiyeti üzerinde sanki çok ötelerde imiş gibi üzerimize sorunu almıyoruz. Kapımızda susuzluk tehlikesi varken hala su savurganlığı devam ediyor. Araba yıkamadan başlayın, halı yıkamaya, evlerimizdeki israf denecek seviyedeki su kaçakları toplandığında aylar boyu yetecek kadar su boşa akıp gidiyor. Aslında en güzel yatırım tasarruf etmekle başlıyor. Banyo olurken, traş olurken, bulaşık yıkanırken, en basitinden ellerimizi bile yıkarken boşa akan suyun bedelini ödemek bir yere kadar, olmayan bir şeyin kıymetini bilmek erdeminde bile bulunamıyoruz.
Aylar öncesinden Yıl 2070 SU YOK demiştik. Evet su yok oluyor. Barajlardaki doluluk oranları birkaç ay kalan su stoklarının oluşu eğer sonbahar yağmurları gecikirse elimizi yıkayacak su bile bulmakta güçlük çekeceğimiz günler kapımıza dayandı. Yetkililerin bir an önce yatırım programlarına su konusunda alternatif çözümler için projeleri almaları gerekiyor. Yalova bu açıdan zengin kaynaklara sahip ama kullanılmayan ve yönlendirilmeyen kaynaklar bir değer ifade etmeyecektir. Öncelikle vatandaşın su tüketimi konusunda ciddi bilgilendirilme ve yönlendirilme çalışmasına girilmesi lazım. Bu bir ayıp değil. Susuz kalmak kimseye fatura edilemez. Ama önlemlerin bir an önce alınmamasından dolayı susuzluk faturası vatandaşça hemen kesiliverir. Yeşil Körfez su birliği oluşumunun alternatif su havzaları üzerinden ön çalışmalarını hayata geçirmeleri için zaman çok kısıtlı. Kum saati artık geriye işlemeye başladı. Tüm resmi ve özel kurumlarda hazırlanacak slaytlar ile suyu verimli kullanmanın yolları ve tasarruf yöntemleri üzerinde seferberlik ilan edilmesi lazım. Herkese çok görev düşüyor. Taşın altına elini koymayan gelecekte vatandaşın susuzluk problemi karşısındaki tüm şikayet ve talepleri karşısında yetersiz kalacaktır. Tüm belediye başkanlarının acilen su konusunda ortak hareket etmeleri gerekiyor.
Orman yangınları da önümüzdeki ciddi bir risk. Yeşil mavi yol ile ilimizde ormanlarımızın en ücra köşelerine kadar yol gitmiş iken dikkatsiz davranan vatandaşlarımızın en küçük bir ihmali bile ciğerlerimizin yanmasına neden olabilir. Bu ormanların kıymetini bilmeliyiz. Ormanı olmayan illerin adeta kuraklaşmış ve çölleşmiş görünümü ile ilimizin görünümünü karşılaştırdığımızda kıymet bilinmesi gereken ormanlarımızın ne denli önem arz ettiğini anlarız. Bir sigara izmariti, kırılıp atılan bir şişenin mercek görevi görerek otları yakması tehlikesi hep karşımızda. Çok duyarlı olmalıyız. Piknik yapmak güzel ama geride bırakılan bir köz sonu alınamayacak yangınlara neden olabilir. Şimdiden orman itfaiyesine destek verebilecek ekipman ve gönüllülerin organize edilmesi gerekiyor. İtfaiye teşkilatları orman yangınları konusunda daha da geliştirilip tam donanımlı hale getirilmelidir. Özellikle havadan söndürme uçakları ve helikopter desteği bölge bazında en üst seviyeye getirilmelidir.
Susuzluk ve orman yangınları birbirinin nedeni ve sonucu olduğuna göre bu vatan toprağı üzerinde yaşayan ve yaşayacak her vatandaşımızın azami konuyu sahiplenmesi gerekiyor. Her şeyi kamudan beklemeden “ Ben de bu taşın altına elimi koymaya hazırım diyenler “ için yapılacak o kadar çok şey var ki. Çünkü bir daha geri gelmesi için 20-30 yıl gerekecek ormanlarımızı evimiz kadar korumalıyız. Yok olduktan sonra varlığın kıymetini anlamak önemli değil. Önemli olan elimizin altındayken kıymet bilmektir. Yıllar boyu zaten hep bananecilikten, hep başkalarından ve devletten bir şeyler beklemekten dolayı içine düşülen olumsuz durum özeti değil mi?
Vatan toprağımızı doğa ile barışık ve daha güzel, yaşanabilir ve çocuklarımıza en güzel şekilde miras bırakabileceğimiz haliyle konu üzerindeki hassasiyete dikkat çekmek istiyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Küresel Isınma Ve Orman Yangınları
Küresel ısınmanın sonuçları artık kapımıza dayandı. İnsanoğlu kendi nesline bu denli zarar verirken, hala durumun ciddiyeti üzerinde sanki çok ötelerde imiş gibi üzerimize sorunu almıyoruz. Kapımızda susuzluk tehlikesi varken hala su savurganlığı devam ediyor. Araba yıkamadan başlayın, halı yıkamaya, evlerimizdeki israf denecek seviyedeki su kaçakları toplandığında aylar boyu yetecek kadar su boşa akıp gidiyor. Aslında en güzel yatırım tasarruf etmekle başlıyor. Banyo olurken, traş olurken, bulaşık yıkanırken, en basitinden ellerimizi bile yıkarken boşa akan suyun bedelini ödemek bir yere kadar, olmayan bir şeyin kıymetini bilmek erdeminde bile bulunamıyoruz.
Aylar öncesinden Yıl 2070 SU YOK demiştik. Evet su yok oluyor. Barajlardaki doluluk oranları birkaç ay kalan su stoklarının oluşu eğer sonbahar yağmurları gecikirse elimizi yıkayacak su bile bulmakta güçlük çekeceğimiz günler kapımıza dayandı. Yetkililerin bir an önce yatırım programlarına su konusunda alternatif çözümler için projeleri almaları gerekiyor. Yalova bu açıdan zengin kaynaklara sahip ama kullanılmayan ve yönlendirilmeyen kaynaklar bir değer ifade etmeyecektir. Öncelikle vatandaşın su tüketimi konusunda ciddi bilgilendirilme ve yönlendirilme çalışmasına girilmesi lazım. Bu bir ayıp değil. Susuz kalmak kimseye fatura edilemez. Ama önlemlerin bir an önce alınmamasından dolayı susuzluk faturası vatandaşça hemen kesiliverir. Yeşil Körfez su birliği oluşumunun alternatif su havzaları üzerinden ön çalışmalarını hayata geçirmeleri için zaman çok kısıtlı. Kum saati artık geriye işlemeye başladı. Tüm resmi ve özel kurumlarda hazırlanacak slaytlar ile suyu verimli kullanmanın yolları ve tasarruf yöntemleri üzerinde seferberlik ilan edilmesi lazım. Herkese çok görev düşüyor. Taşın altına elini koymayan gelecekte vatandaşın susuzluk problemi karşısındaki tüm şikayet ve talepleri karşısında yetersiz kalacaktır. Tüm belediye başkanlarının acilen su konusunda ortak hareket etmeleri gerekiyor.
Orman yangınları da önümüzdeki ciddi bir risk. Yeşil mavi yol ile ilimizde ormanlarımızın en ücra köşelerine kadar yol gitmiş iken dikkatsiz davranan vatandaşlarımızın en küçük bir ihmali bile ciğerlerimizin yanmasına neden olabilir. Bu ormanların kıymetini bilmeliyiz. Ormanı olmayan illerin adeta kuraklaşmış ve çölleşmiş görünümü ile ilimizin görünümünü karşılaştırdığımızda kıymet bilinmesi gereken ormanlarımızın ne denli önem arz ettiğini anlarız. Bir sigara izmariti, kırılıp atılan bir şişenin mercek görevi görerek otları yakması tehlikesi hep karşımızda. Çok duyarlı olmalıyız. Piknik yapmak güzel ama geride bırakılan bir köz sonu alınamayacak yangınlara neden olabilir. Şimdiden orman itfaiyesine destek verebilecek ekipman ve gönüllülerin organize edilmesi gerekiyor. İtfaiye teşkilatları orman yangınları konusunda daha da geliştirilip tam donanımlı hale getirilmelidir. Özellikle havadan söndürme uçakları ve helikopter desteği bölge bazında en üst seviyeye getirilmelidir.
Susuzluk ve orman yangınları birbirinin nedeni ve sonucu olduğuna göre bu vatan toprağı üzerinde yaşayan ve yaşayacak her vatandaşımızın azami konuyu sahiplenmesi gerekiyor. Her şeyi kamudan beklemeden “ Ben de bu taşın altına elimi koymaya hazırım diyenler “ için yapılacak o kadar çok şey var ki. Çünkü bir daha geri gelmesi için 20-30 yıl gerekecek ormanlarımızı evimiz kadar korumalıyız. Yok olduktan sonra varlığın kıymetini anlamak önemli değil. Önemli olan elimizin altındayken kıymet bilmektir. Yıllar boyu zaten hep bananecilikten, hep başkalarından ve devletten bir şeyler beklemekten dolayı içine düşülen olumsuz durum özeti değil mi?
Vatan toprağımızı doğa ile barışık ve daha güzel, yaşanabilir ve çocuklarımıza en güzel şekilde miras bırakabileceğimiz haliyle konu üzerindeki hassasiyete dikkat çekmek istiyorum.