Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Küçük Tepeleri Herkes Aşar, Önemli Olan Everest’i Aşmak

Yazının Giriş Tarihi: 29.01.2007 09:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.01.2007 09:46

Hepimiz başarmak isteriz. Ama başarmamak için de elimizden geleni yaparız farkında olmadan. Nasıl mı? Başta başarmak isteyip istemediğimizi kafamıza koymadan, gönülsüzce bir işe başladık mı biliniz ki o işten hayır gelmeyecektir. Yani, yapıyor olmak için yapmak kadar başarıya düşman olabilecek bir şey yoktur. Aslında başarının temeli neyi istediğimizi bilmekte yatıyor. Beynimiz o işe öyle odaklanmalı ki adeta hücrelerinize kadar işlemeli. Çevremde pek çok insan görüyorum ki mutsuz. Mutsuz olmalarının en önemli nedenlerinden bir tanesi yaptıkları işten haz alamamaları. Yani işlerini sevmeden yapıyorlar. Dolayısıyla bu durum para kazanmalarını da etkiliyor tabii. İşini çok iyi yapan kişi elbette iyi para da kazanır. Eğer kısır döngüye girerseniz işiniz zor. Yada içinde bulunduğunuz ortamda anlaşılamıyorsanız, kendinizi ifade etmede yada anlaşılmada problemler yaşıyorsanız problemin diğer boyutu da ortaya çıkmıştır. O zaman otomatikman başarısız olmanız söz konusu. Çünkü içinde bulunduğunuz ortama bir şeyler sunma hazzını yaşamayacağınızdan isteksiz olacaksınız. Bir şeyi istemeden yapmak da başarının karşısında dik bir yamaç olarak çıkacaktır.


Hepimizin okul yıllarında sevmediğimiz dersimiz olmuştur. Bir türlü ısınamamışızdır. Ama insanın karşısına hep sevmediği dersler çıkar. Öyle yada böyle başarmak için sevmemiz gerekiyor. Düşünün bir kere ilköğretimde fen dersini sevememişseniz lisede fizik, kimya, biyoloji gibi daha detaylı bir açılımla karşınıza gelecek. Sevmek ve sevebilmek için nedenlerinizi bulmanız gerekli. Mantıklı nedenlerinizi bulursanız doğal olarak sonuca ulaşabilirsiniz. Bireysel başarının temelinde sevmek yatıyor.


Grup olarak başarmak istiyorsanız grubunuzun ortak hareket edebilmesine dayalıdır başarı. Eğer ortak hareket edemiyor ve farklı yönlere gidip ortak noktayı bulamıyorsanız işiniz zor. Bu durumda başta grup değil başarıyı elde etsin, dağılması belli süreçten sonra kaçınılmaz sondur. Grup ister bir dernek, ister 3-5 kişiden oluşan yürüyüş takımı olsun ortak paydada uzlaşı yoksa o birliktelik dağılacaktır. Hele hele gönüllü olarak bu birliktelikteyseniz ve sizi bağlayan kanuni hususlar yoksa ”neden çekeyim ki “ deyip bağlarınızı koparırsınız. Çokta basittir ipleri koparmak. Ama önemli olan zor olanı başarmaktır. Hayatta hep zor olanı başarmak isteyenler için çileli yolu aşmak zorlukları yenmek kader olmuştur. Küçük küçük tepeleri herkes aşar. Önemli olan Everest’ e tırmanmak. Everest’e tırmanmak zaten başarı olarak nitelendirilmektedir. Hedefiniz eğer Everest olursa başarıyı yakalarsınız. Küçük tepeleri hedef alırsanız baştan başarısız olacağınız kesindir. Çünkü aldığınız hedef zaten başarılı olmanızı sağlamayacaktır.


Siyasette, sporda, profesyonel yaşamda hep takım arkadaşlarını rakip görerek, onları markaja almakla zamanınızı geçirirseniz hem bireysel başarınızı, hem grubunuzu başarısızlığına neden olursunuz. Çünkü kolektif birliktelikten uzak, paylaşılmayı ve aynı hedefe kilitlenmemiş organizasyonlar başarısız olmaya mahkumdur. Siz kendi içinizdeki problemleri aşamamışsınız, dışarıya nasıl faydanız olsun? Zaten dışarıya da açılamazsınız. Yelpazeniz o kadar dar kalır ki kendinize bile faydanız olmaz. Grup üyeleri birbirleriyle didişmekten, birbirinin kuyusunu kazmaktan gözleri kör olmuştur. Göremezler, duyamazlar, anlayamazlar, ilerleyemezler. Kendilerinin dışında gerçekten ilerlemeyi, bir şeyler yapmak isteyenleri de hep rakip görme cehaletiyle o arkadaşlarının paçalarından aşağı çekmeyi huy edinirler. Yada nasıl çelme takılabileceği düşüncesiyle zamanlarını öldürürler. Fikir üretmekten, program yapmaktan, daha önemlisi toplum adına fayda sağlamaktan o kadar uzaklaşırlar ki içinde bulundukları grupta sadece ve sadece fiziki olarak bir yer işgal ederler. Ama sadece bu kadar. Zaman bu düşüncedeki cahillerin o kadar acımasız terbiye eder ki. Adeta geri kalmış teknoloji gibi tarihin çöp sepetine atılırlar.


Ne yapmalı o zaman? Başta sizin dışınızda bir dünya var. Hep dışsal çevreye duyarlı olunmalıdır. Sizin dışınızdaki insanlar neyi, nasıl düşünüyorlar? Onlara kulak veriniz. Özellikle kendi grubunuz içindeki insanların fikirlerine değer vermekle başlayınız. İnsan olarak değer veriniz tabii öncelikle. Hiç kimseyi küçük görmeyiniz. Biliniz generallerden oluşan bir ordu kaybetmeye mahkumdur. Değer verdiğiniz ölçüde destek göreceğinizden emin olunuz. Destek gördükçe de değer verilirsiniz. Kimse kullanılmak istemez. Yapmacık ve samimi olmayan davranış kalıplarından kaçınınız. Bu sizi değersiz kılar. Daima bilgi paylaşımına giriniz. Ne kadar bilgiyi paylaşırsanız grubun sahiplenmesi ve ortak hareket etme seviyesi artacaktır. Planlamanızı, iş bölümünü, geleceğe bakışınızı hep birlikte ve istişare etmeye dayalı yapınız. Benim fikrim en doğru ve uygulanabilir fikirdir diye yola çıkarsanız başta kaybetmişsinizdir zaten. Tüm bireylere öyle değer veriniz ki her biri makinenin bir parçası olduğunun bilincinde ve sorumluluğunda olsun. Uçağın elektronik devreleri ne kadar kıymetli ise iniş takımlarındaki bir vidanın da aynı değeri vardır. O vida görevini yerine getirmezse iniş takımları açılmayacak ve uçağın yere çakılmasına yol açacaktır. Bundan dolayı grubunuzun her bireyi kıymetli olduğunu bilmelidir. Zaten sosyolojik ve psikolojik etmenler bireyin kendisini ifade edebildiği ve grubuyla özdeşleştirebildiği derecede başarının arttığını göstermektedir. Psikoteknik verilere sık sık başvurulmalıdır. Burada grup lideri üzerinde o kadar büyük görev ve sorumluluk vardır ki adeta özdeşleşebilir. Hiçbir zaman grup liderinin kabiliyet ve zeka düzeyi ile grup başarısı ilişkilendirilmemelidir. Yoksa adeta Mercedes kaportasına Anadol motorunun yerleştirilmesi gibi bir durum ortaya çıkar ki bu durum hiçte istenmeyecek bir durumdur.


İster sosyal bir grup, ister profesyonel bir grup olunuz ama yazımdan sizlere faydalı olabileceğini düşündüğüm fikirlerimin denenmesinden mutlu olacağım. Sizlere faydalı olabildiysem kendimi mutlu addedeceğim.



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.