Her yazıya bir şeyler bulup rumuzlu yada rumuzsuz yorum yapan, gazete yazılarına bir şeyler söyleyen değerli okurlarımı bu köşe yazımda konu olarak ele alacağım.

Öncelikle yorum yapmak zahmetine katlanmak başlı başına bir iş. Yorumu yapabilmek için yazının baştan sona kadar okunması gerekir ki bu toplumumuzda % 3 ‘lük dilime girdiğinizi gösterir. Köşe yazısının başlığına bir de kabataslak içeriğine bakılır genelde. Paragrafları uzun yazılar, cümlelere de bu uzunluk sirayet ederse okunurluğunuzu kendi elinizle darağacına asmışsınızdır. Çünkü anlaşılmadığı zaman geri dönmek yerine genelde yarıda bırakılır yazı. Güncel değilseniz yanmışsınızdır. Kabak tadı derler ya herkes bir şeyler konuşur yazar, siz çok değil bir iki hafta sonra yazarsanız dönüpte bakılmaz bile. Biraz uç, biraz iğneleyici yazarsanız o zaman reyting artar. Ama bu artışla da yorumlar sizi ucundan kıyısından size oklar yönelir. Bir de kadrolu yorumculara gelmek lazım. Asıl onlar köşe yazısı kadar yazarlar bazen. Bir değil birkaç yorum ardı ardına gelir onlardan. Büyük harfle, paragraf atlamadan . Ama yazınızla ilgili ise muhakkak okursunuz baştan sona. Genelde yorumlara cevap yazmam. Çok nadirdir. Göstere göstere eğer faul var ve penaltılık pozisyon ise yinede kırmadan bir şeyler demek lazım. Eğer sabretmeye gücünüz yeterse bir sonraki yazının bir kıyısına cevabınızı yazarsınız. Yorumları muhakkak okurum ve takip ederim. Gazete ve internet sayfalarınsa çıkan haber eğer ilginç ise muhakkak yorum yapılmış mı diye göz gezdiririm. Bazen öyle yorumlar geliyor ki haber içeriğinden bile daha önemli ve can evinden yakalıyor konuyu. Adeta rumuzların ardından gerçekler dökülüveriyor.Haber almada yorumların önemli yeri var.

Yorum yapılması bir yazının okunduğunun göstergesidir. Bir de sessiz profilde okurlarımız vardır. Yazılarınızı okur takip eder ama nötrdür. Bir şey yazmaz, çizmez. Ama biliniz ki kendisine göre değerlendirir ve bir şeyler alır. Sizi gördüğünde bunu dile getirmez, çünkü gizli okurunuzdur. Özellikle gazete yazıları için geçerlidir. Etkileşim olmadığı için siz yazarsınız, okuyan okur ve orada kalır. Ama uzunca süre yazıldığı zaman birikim meydana gelir okurda düşünceleriniz hakkında.

Köşe yazarı olup ta açıkça adıyla soyadıyla yazınıza yorum yapanlar vardır. Olumlu da yazarlar, olumsuz da. Ama genelde olumsuz yazarlar. Yorum yazacağına başlı başına sen de o konuyu ele alda senin düşüncelerin neymiş öğrenelim dersiniz, yoksa üçbeş cümle ile işin içinden çıkmak çözüm olmasa gerek onlar için.

Bazen ifadelerden imla hatalarından yada üsluptan hangi yorumun kime ait olduğunu anlıyorsunuz. Email adresleri bile aynı değiştirme zahmetinde bulunmuyorlar. Dil ve anlatımdan anlıyorsunuz.

İşin elbette bir de teknik boyutu var. Her gönderilen yorum bilgisayarınızın bir izini, işaretini bırakıyor. Bir kere şunu biliniz ki bilişimde gizli diye bir şey yoktur. Öyle bir iz bırakıyorsunuz ki imzanızı adınızı soyadınızı yazsanız da aynısı yazmasanız da. Burada sitelerin objektifliği devreye giriyor. Zaten birkaç yorumla anlıyorsunuz ne kadar objektif olduklarını, olabildiklerini.

Etkileşim içerisinde yazı yazmak zordur. Kimseyi kırmadan gerçekleri dile getirmeniz lazım. Çünkü başka bir Yalova yok, Her bir Yalovalı hemşerim benim için önemli.Aynı fikirde olmadığınız, aynı şeyi düşünmediğimiz zamanlar da olacaktır.Bakış açılarının farklı olması doğru olanda birleşebilmemizi engellememesi lazım.

O zaman bu özde hemfikir olanlar için amaç daha iyi ve daha iyi yaşanabilir Yalova olduktan sonra problem yok zaten. Aynı havayı soluyan, aynı suyu içen, aynı sokakta yaşayan biz Yalovalılar için birbirimizi daha iyi anlayıp daha hoşgörülü olmamızın gerekliliği üzerinde durmak istiyorum. O zaman problem gibi görülen pek çok şey problem olmaktan çıkacaktır zaten.

Tüm okurlarıma saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.