Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 68. yıldönümünü andığımız bu günlerde, Cumhuriyetimizin kurucusu olan atamızı şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.
Atatürk sadece Türk ulusuna değil, diğer bağımsızlık mücadelesi veren uluslara da örnek olmuştur. İstiklal mücadelesi o kadar zor şartlarla kazanıldı ki, dedelerimiz adeta kanlarıyla ve canlarıyla kurtuluş savaşını kazanıp Türkiye Cumhuriyeti’ni bize emanet ettiler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, milli mücadele yıllarındaki destanlaşmış kahramanlık mücadelesini maalesef çocuklarımıza yeterince aktaramıyoruz. Tarih içinde, geçmiş olaylar değildir milli mücadele yılları. Ulusumuzun varolma mücadelesinde her şeyini ortaya koyup ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum anlayışını gençlerimizin beyinlerine yerleştirmedikçe her zaman düşmanlarımızın hedefi oluruz. Bu uğurda kanını, canını ve malını feda edebilme fedakarlığına ulaşmadan sonuca varılamaz. Globalleşen dünyada sınırlar her ne kadar ortadan kalksa da ekonomik ve kültürel savaş bütün vahşiliği ile devam ediyor. Tehlike artık bilgisayar ekranı kadar yakın. Evlerimizin en ücra köşesine kadar girip kültürel deformasyona neden olabiliyor. Türk milleti olmanın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın onurunu ve kıymetini bilmek lazım.
Kültürel yapımız o kadar zengin ki, bu zenginlik bizim ulus olarak belki de başarımızın temelini oluşturuyor. Bu çeşitliliğin üzerinden kötü emellerine alet etmek için oyunlar tezgahlayanlara ulusumuz geçmişte olduğu gibi bu günde en iyi cevabı vermiştir, gelecekte de verecektir. Etnik kökeni, dini, rengi ne olursa olsun bu vatanda hep birlikte eğer kurtuluş savaşını beraberce kazanıp bu Cumhuriyeti kurduysak, bu günde ve gelecekte de bu mozaik farklılığı üzerinden kimse kötü amaçlarını alet edemeyecektir.
Çanakkale’de vatan evlatları son nefeslerini verip şehit olmadan önce Van’dan, Muş’tan, Ankara’dan, Ağrı’dan, Antalya’dan, Bingöl’den, Samsun’dan Şırnak’tan, Hakkari’den, İzmir’den,Yalova’dan, kısacası vatan toprağının her karışından gelen silah arkadaşına bayrağı teslim ettiler. Bu bayrak yerde kalmadı. Bu millet esir olmadı. Kurtuluş Savaşı destanında Atatürk’ün askeri dehası ile ulusumuza önderlik ederek zafere ulaşılmasını sağlamıştır.
Özellikle Çanakkale Savaşında 250 bine yakın şehidimizin destanı üzerinde durmak istiyorum. Düşmanla siper uzaklığı, el bombası atım mesafesi kadar yakınlaşmış iken, ölüm muhakkak iken, gösterilen cesaret ile bu günlere geldik.
Ahmet YENİLMEZ’in yapımcılığını üstlendiği ve sanıyorum Kasım ayının 2.haftasında TRT 1 ekranlarından dizi olarak izleme imkanını bulacağımız Çanakkale’de şehit olan kahraman Mehmetçiklerimizin mektuplarından yola çıkılarak çekimi yapılan “Kınalı Kuzular” filmini izlemenizi tavsiye ediyorum. www.kinalikuzular.com.tr adresinde 1.ve 2 bölümünün resimleri ve fragmanına baktığımda oldukça etkilendim. Yalova’mız açısından da tanıtım imkanı olacak. Çınarcık yolu üzerinde çekimi yapılan dizi seyircisiyle buluşmasından sonra duygu yükü ile oldukça duygulanacağız. Hepimizin dedesi var orada çünkü. Hepimizden bir parça var orada. Dizi çekimleri aslında Çanakkale’de yapılacakmış, ama siper olarak kazılan her çukurdan şehitlere ait kemik parçaları çıkmış. Dolayısı ile çekimleri Çanakkale’de yapmaktan vazgeçmişler. Arazi şartları açısından en uygun yer olarak bulunan Yalova’daki alan üzerinde çekimler yapılmakta. Gönlümüz Çanakkale’de dedelerimizin yanında olduğundan her Mehmetçikte dedemizi göreceğiz. Her akan kanda, her damla terde dedelerimizi hatırlayacağız. Şimdiden dizinin heyecanı sardı. Kınalı Kuzular’daki manevi hava, kurtuluş savaşının özüdür. Evlatlarına kına yakan anneler, babalar ile bu zafer kazanıldı. Çanakkale’de, İzmir’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, İnönü’de zaferlerin altında yatan temel düşünce vatan ve millet aşkıdır. Bu aşkla şehit olmak şerefine ulaşmak için düşmanın siperine dalan Mehmetçik ile destan yazıldı.
Bu dizinin çekimleri devam edecek. Buradan gerek sivil, gerek resmi kurumlara sesleniyorum. Gönlümüzde Kınalı Kuzuları nasıl sahipleniyorsak çekilen dizi filmini de aynı şekilde sahiplenelim. Çekim yapılan alanı açık hava müzesi olarak devam ettirme düşüncesini destekliyorum. Hatta kapalı bir alan eklenerek Kurtuluş Savaşı Müzesi şeklinde bir çalışma yapılabilir. Köylerimizde kurtuluş savaşından kalma o kadar çok şey var ki. Gönüllü olarak bağışlanacak eserlerin sergilendiği, belkide önemli günlerde anma programlarının yapılacağı “Kurtuluş Savaşı Tepesi “ adıyla tarihi yaşayacağımız ve çocuklarımıza yaşatacağımız, onların dokunabilecekleri bir müzemiz olsun Yalova’da artık. Kültürel mirasımıza sahip çıkmak için atılan adımları köşemden destekliyorum. Siz değerli okurlarımın da görüşlerini bekliyorum.
Vatanı için şehit olan, gazi olan tüm kınalı kuzuları minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Keşke sizler gibi olabilsek.
Saygılarımla,
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Kınalı Kuzular
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 68. yıldönümünü andığımız bu günlerde, Cumhuriyetimizin kurucusu olan atamızı şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.
Atatürk sadece Türk ulusuna değil, diğer bağımsızlık mücadelesi veren uluslara da örnek olmuştur. İstiklal mücadelesi o kadar zor şartlarla kazanıldı ki, dedelerimiz adeta kanlarıyla ve canlarıyla kurtuluş savaşını kazanıp Türkiye Cumhuriyeti’ni bize emanet ettiler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, milli mücadele yıllarındaki destanlaşmış kahramanlık mücadelesini maalesef çocuklarımıza yeterince aktaramıyoruz. Tarih içinde, geçmiş olaylar değildir milli mücadele yılları. Ulusumuzun varolma mücadelesinde her şeyini ortaya koyup ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum anlayışını gençlerimizin beyinlerine yerleştirmedikçe her zaman düşmanlarımızın hedefi oluruz. Bu uğurda kanını, canını ve malını feda edebilme fedakarlığına ulaşmadan sonuca varılamaz. Globalleşen dünyada sınırlar her ne kadar ortadan kalksa da ekonomik ve kültürel savaş bütün vahşiliği ile devam ediyor. Tehlike artık bilgisayar ekranı kadar yakın. Evlerimizin en ücra köşesine kadar girip kültürel deformasyona neden olabiliyor. Türk milleti olmanın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın onurunu ve kıymetini bilmek lazım.
Kültürel yapımız o kadar zengin ki, bu zenginlik bizim ulus olarak belki de başarımızın temelini oluşturuyor. Bu çeşitliliğin üzerinden kötü emellerine alet etmek için oyunlar tezgahlayanlara ulusumuz geçmişte olduğu gibi bu günde en iyi cevabı vermiştir, gelecekte de verecektir. Etnik kökeni, dini, rengi ne olursa olsun bu vatanda hep birlikte eğer kurtuluş savaşını beraberce kazanıp bu Cumhuriyeti kurduysak, bu günde ve gelecekte de bu mozaik farklılığı üzerinden kimse kötü amaçlarını alet edemeyecektir.
Çanakkale’de vatan evlatları son nefeslerini verip şehit olmadan önce Van’dan, Muş’tan, Ankara’dan, Ağrı’dan, Antalya’dan, Bingöl’den, Samsun’dan Şırnak’tan, Hakkari’den, İzmir’den,Yalova’dan, kısacası vatan toprağının her karışından gelen silah arkadaşına bayrağı teslim ettiler. Bu bayrak yerde kalmadı. Bu millet esir olmadı. Kurtuluş Savaşı destanında Atatürk’ün askeri dehası ile ulusumuza önderlik ederek zafere ulaşılmasını sağlamıştır.
Özellikle Çanakkale Savaşında 250 bine yakın şehidimizin destanı üzerinde durmak istiyorum. Düşmanla siper uzaklığı, el bombası atım mesafesi kadar yakınlaşmış iken, ölüm muhakkak iken, gösterilen cesaret ile bu günlere geldik.
Ahmet YENİLMEZ’in yapımcılığını üstlendiği ve sanıyorum Kasım ayının 2.haftasında TRT 1 ekranlarından dizi olarak izleme imkanını bulacağımız Çanakkale’de şehit olan kahraman Mehmetçiklerimizin mektuplarından yola çıkılarak çekimi yapılan “Kınalı Kuzular” filmini izlemenizi tavsiye ediyorum. www.kinalikuzular.com.tr adresinde 1.ve 2 bölümünün resimleri ve fragmanına baktığımda oldukça etkilendim. Yalova’mız açısından da tanıtım imkanı olacak. Çınarcık yolu üzerinde çekimi yapılan dizi seyircisiyle buluşmasından sonra duygu yükü ile oldukça duygulanacağız. Hepimizin dedesi var orada çünkü. Hepimizden bir parça var orada. Dizi çekimleri aslında Çanakkale’de yapılacakmış, ama siper olarak kazılan her çukurdan şehitlere ait kemik parçaları çıkmış. Dolayısı ile çekimleri Çanakkale’de yapmaktan vazgeçmişler. Arazi şartları açısından en uygun yer olarak bulunan Yalova’daki alan üzerinde çekimler yapılmakta. Gönlümüz Çanakkale’de dedelerimizin yanında olduğundan her Mehmetçikte dedemizi göreceğiz. Her akan kanda, her damla terde dedelerimizi hatırlayacağız. Şimdiden dizinin heyecanı sardı. Kınalı Kuzular’daki manevi hava, kurtuluş savaşının özüdür. Evlatlarına kına yakan anneler, babalar ile bu zafer kazanıldı. Çanakkale’de, İzmir’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, İnönü’de zaferlerin altında yatan temel düşünce vatan ve millet aşkıdır. Bu aşkla şehit olmak şerefine ulaşmak için düşmanın siperine dalan Mehmetçik ile destan yazıldı.
Bu dizinin çekimleri devam edecek. Buradan gerek sivil, gerek resmi kurumlara sesleniyorum. Gönlümüzde Kınalı Kuzuları nasıl sahipleniyorsak çekilen dizi filmini de aynı şekilde sahiplenelim. Çekim yapılan alanı açık hava müzesi olarak devam ettirme düşüncesini destekliyorum. Hatta kapalı bir alan eklenerek Kurtuluş Savaşı Müzesi şeklinde bir çalışma yapılabilir. Köylerimizde kurtuluş savaşından kalma o kadar çok şey var ki. Gönüllü olarak bağışlanacak eserlerin sergilendiği, belkide önemli günlerde anma programlarının yapılacağı “Kurtuluş Savaşı Tepesi “ adıyla tarihi yaşayacağımız ve çocuklarımıza yaşatacağımız, onların dokunabilecekleri bir müzemiz olsun Yalova’da artık. Kültürel mirasımıza sahip çıkmak için atılan adımları köşemden destekliyorum. Siz değerli okurlarımın da görüşlerini bekliyorum.
Vatanı için şehit olan, gazi olan tüm kınalı kuzuları minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Keşke sizler gibi olabilsek.
Saygılarımla,