22 Temmuz tarihine odaklandığımız şu günlerde herkes hangi partinin kazanacağı hakkında yorum ve söylem içinde. Herkes gönlünde yatan siyasi partinin kazanmasını istiyor. Ama bir adım sonrasının ne olacağını düşünmüyoruz. Yalova 2 milletvekili seçecek. Aslında sayısal olarak Ankara’dan bakıldığında seçilecek milletvekilinin 2 olması sanki sayı üstünlüğü olan illerin daha fazla ağırlığı olacağı izlenimi oluşuyor. Bunu avantaja dönüştürmek gerekiyor. Uyumlu çalışacak milletvekilleriyle Yalova için geleceği yönlendirmede ortak hareket edebilme niteliği taşıyan, birbirini tamamlayan adeta çalışma grubu olabilecek milletvekileri ile ilimiz başarıyı yakalar.

Uyumlu çalışacak milletvekilleri hangi partiden olurlarsa olsunlar önemli değil. Bu tercih elbette seçmenindir. Seçmen kararını sandıkta hür iradesi ile verecektir. Burada üzerinde durulması gereken bence pozitif enerji yükünü milletvekilleri icraata dönüştürmede tamamını kullanabilecekler mi? Yoksa siyaset doğruların doğru olarak algılanmamasına neden olup, siyaset adına geçmişteki çatışmalar devam edecek mi? Bu adeta denizde boğulmak üzere olan kişinin kendisini kurtarmak için gelene sarılıp ikisinin de boğulmasına neden olması gibi bir durum. Yüzme bilene sarılırsanız, yüzemeyeceği için ne kendisini kurtarabilecektir ne de kazazedeyi kurtarabilecektir. Yalova’nın bence içinde bulunduğu durumun özeti bu. Çalışmak isteyene, üretmek isteyene, istihdam imkanı sağlamak isteyene, Yalova’nın önünü açmak isteyene siyaset yapmak adına önüne set çekiliyor. Bu set siyasetçilerce diğer siyasetçilere çekilmiş olmuyor, tüm Yalova’ya çekilmiş oluyor. Gecikecek bir dakikamız bile yok. Yalova kabuğunu kırıp bir an önce öncelik sırasına göre çalışma takvimini önüne koyup atılımını yapmalıdır. Geçmişte belli aşamaya gelindi ama bu yetmiyor. Daha kalkınmış, kültürel, sosyal dokusu ile gelişmiş bir Yalova için elbirliği ile sonuca odaklanıp tüm kesimlerin doğru olanda birleşip bu sinerji ile başarıyı yakalama yolunda maksimum çabayı göstermeliyiz. Böyle olursa Yalova kazanır. Aksi halde hiç kimse kazanamaz.

Başarısızlığa neden olmayı başarı olarak değerlendirenler zamanla bu başarısızlığın sonuçlarını tüm yönleriyle yaşayacaktır. Geleceğimiz Yalova ise ilimizi her yönüyle ele alıp başarıya kilitlenmeliyiz. Ya başarmalıyız ya başarmalıyız.

Dolayısıyla kim kazanacak sorusuna verebileceğimiz cevap; Yalova kazanacak. Yalova’nın kazanması için de başarmayı kim hedef almış ve enerjisini bu yolda kimler birleştirecek ise seçmen bu değerlendirme ile yönünü çizecektir. Kısır çekişmelere, içi boş reklamlara seçmen itibar etmeyecek. Somut verilere dayanan, Yalova’nın önünü açacak dev projelere artık itibar edecektir. Yalova’nın eğitimli, kültürlü seçmen kitlesi var. Bu kitle değerlendirmelerini yaparken bilişim çağının verdiği bilgilere ulaşımdaki kolaylık ile öyle değerlendiriyor ve analiz ediyor ki objektif kriterlerle kolaylıkla net çözüme ulaşabiliyor. Bu genç ve düşünen beyinlerin Yalova’nın geleceğinin belirlenmesinde tüm sivil toplum kuruluşlarında, odalarda, derneklerde, hatta mahallelerde net çözüm ürettiklerine şahit oluyorum. Başarmak zor değil. Önemli olan başarmayı istemek. Yalova başarmayı isteyenler ile kazanacak. Taş üstüne taş koyanlar yada koyulmasını istemeyenler hep seçmen tarafından değerlendirilecektir. Uzlaşmacı, toplumun tüm kesimlerine hitabeden, çözüm üretmeyi kendisine ilke edinenler seçmen tarafından ödüllendirilecektir. Seçmen geleceğini emanet edeceği ve kendisi adına karar almanın vekaletini vereceği vekillerini seçerken toplumun değer yargılarıyla çatışmayan adayı kendisine yakın görecek ve bu yakınlık karar almasını da etkileyecektir.
Kazanan her zaman Yalova olsun.