Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İnşaat Sektörü & Olmak Yada Olmamak

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2006 00:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2006 00:14

Bu kadar keskin çizgilerle hangi konuyu ele alacağımı tahmin edebilecek misiniz?


İnşaat sektörü.
Maalesef Yalova’da inşaat sektörü ölüm döşeğinde can çekişiyor. Kurtuluş ümidi az da olsa var. Yetkili ve etkililere konu hakkında dikkat çekebilirsem ne mutlu bana.


Yalova 1999 Marmara depreminden önce konut üretimi açısından oldukça iyi bir seviyedeydi. Adeta istihdamın lokomotifi olan inşaat sektörü Yalova esnafının can damarıydı. Yan sektörleriyle birlikte özellikle malzeme ve istihdam açısından ekonomik canlılık sağlıyordu. Depremden sonra adeta bıçak gibi kesildi konut üretimi. Bunda çeşitli etmenler söz konusu. Bence yanlış ve duygusal bir kararla kat sayısının belediyeler tarafından düşürülmesi, sektördeki işverenler için cazibesini yitirmesine neden oldu. Hiçbir müteahhit 2 kat yapılaşma izni olan bir yerde yatırıma girip kendisini riske atmaz. Çünkü zaten paranın yarısını toprağa temele gömecek, daha sonra da 2 kat yapacak. Arsa sahibi ne alacak, maliyet ne olacak ve ürettiği konutu bu maliyetlerle kim alabilecek? Tamamiyle içinden çıkılmaz bir duruma gireceğine depremden sonra görüldüğü gibi hiç yatırım yapmama yoluna gitmişlerdir yatırımcılar. Dolayısıyla işsizlik ve esnafın bu duruma düşmesindeki en büyük neden inşaat sektörünün can çekişmesidir.


Belediye başkanlarına baktığımızda İnşaat Mühendisi yada sektörün derdini bilenler var. Hal böyle iken hala sektörün can çekişiyor oluşunu anlayamıyorum. Pek çok yerde inşaat için yatırım yapılabilecek imar düzenlemeleri yapılmamış. Hala 2 katta kalmış yerler varken nasıl inşaat sektörü canlansın? Uygun teknoloji, malzeme, işçilik ve mühendislik çalışmaları ile denizin içine platform yapılabiliyor da bizde neden hala 2-3 katta ısrar ediliyor? Görüşüne başvurduğumuz yetkili ve etkililer de bizimle aynı fikirdeler. Peki o zaman inşaat sektörünü sahiplenecek, Yalova’da canlandıracak kimse yok mu? Sözle olmuyor bu işler. Çok şey söyleniyor ama icraata geçmedikçe bir şey ifade etmiyor. Yalova’nın zemini kötü olabilir, depremden zarar da görmüş olabiliriz ama bu gidişata artık dur demek lazım.


Olmak yada olmamak kadar Yalova için önemli inşaat sektörü. Ekmeğini buradan çıkartan o kadar çok insan var ki. Hepside arayış içinde. Gençlerimiz kahve köşelerinde, esnafımız siftah yapma peşinde, teknik uzmanlarımız hep meslekleri dışında başka alanlara yönelmiş durumdalar. Yalova’da inşaat sektörü açısından deprem öncesi gerçekten güzel bir ekonomi oluşturulmuştu. Bunu yine geri getirebiliriz. Ama bu kat ve imar durumlarıyla elbette olmaz.


Her belediye başkanı bu konuda ne yaptığını, neleri hala yapamadığının muhasebesini yapmalıdır. Bu muhasebeyi yapmaz ise, ekonomik canlılığın lokomotifini hayata geçirmez ise seçimlerde ne derece güç duruma düşeceğinin hesabını yapmalıdır. İnsanların ekmek kapılarını açmayan bir belediye başkanı seçimde sandığa gömülmeye mahkumdur. Canlılık ve hareketlilik ancak ve ancak inşaat sektörü ile olur. Bunu göz ardı eden, yeterince önemsemeyen siyasilere de sesleniyorum. Her bir siyasi parti il başkanı yarın seçimlerde, halkına getirdiği iş ve aş oranında itibar görecektir. Vatandaşın karnını doyuramadıysa elbette sözlerin bir anlamı kalmayacak.


Şimdiden Yalova’nın yönetiminde söz sahibi olan yada muhalefette olan ve Yalova’nın geleceğini düşünen herkesi elini taşın altına koymaya davet ediyorum. Yalova’da istihdamı artırıcı ne yapılacaksa destek olunuz. Muhalefet yapma adına işsizliği körüklemeyiniz. Muhalefet yapmak her şeye olmaz demek değildir. Yalova’nın yararına ne var ise evet, zararına ne var ise hayır demek lazımdır. Yani doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek lazım. Başarı muhalefeti ve iktidarıyla hepimizindir. Tüm Yalova’nındır. Seçim sandığı konulduğu zaman vatandaş o kadar güzel gereken cevabı verir ki. Seçim sandığına da şu anda 1 yıllık zaman var gibi görünüyor. İşsizliği çözmenin en kolay yolu inşaat sektörünü canlandırmakla olur. Bunu gören ve uygulayan kazanacaktır elbette.


Yalova’da yapılmaya başlanacak olan TOKİ konutları ve diğer resmi projelerin ilimize ekonomik açıdan katkıları konusunda değişik görüşler var. Devlet elinin konut sektörüne girmesi özel sektör açısından olumlu ve olumsuz yönlerinin olduğunu görüyoruz. Ama dar gelirli vatandaş açısından başını sokacağı bir yuva sahibi olabilmesi açısından konuyu sosyal yönleri ile değerlendirdiğimizde olumlu yönü daha ağır basmakta. Zaten Yalova’da kalıcı konutların 3 farklı ve değişik yere yapılmasının, buralarında şehir merkezine olan uzaklıkları nedeniyle doğan olumsuz koşulları görüyoruz. Bu konutların doluluk kapasitesindeki düşük oran, bir yerlerde yanlışlık olduğunu göstermektedir. Ayrıca yazlık ağırlığı fazla olan yerlerde doğalgazın olmaması da olumsuz etki yapmaktadır. Emekli olan bir ailenin eğer yazlığında doğalgaz olsa kışında Yalova’da kalacağı açıktır. Özellikle Çınarcık ve Çiftlikköy’de yazlık olarak kullanılan konutlara doğalgaz götürülmelidir. Yazımı hazırlarken Çınarcık Belediye Meclisinde doğalgazın Çınarcığa getirilmesi yönünde oybirliği ile karar alındığı haberi internete düştü. Güzel ve sevindirici bir haber oldu gerçekten. Demek ki doğru her yerde doğru. Ortak aklın sonucu her yerde aynı. Başkan Murat ERDOĞAN ve meclis üyelerini kutluyorum. Bu konudaki hassasiyetlerini Çınarcık İmar planında da sonuca ulaştırmalarını bekliyorum. Kat artırıcı çalışmaları bir an önce bitirip inşaat sektörünün ününü açsınlar. Esenköy belediyesi bu konuda hayli ilerde. İmar planlarını depremden sonra en hızlı şekilde bitirip yapılaşmadaki kat problemini çözdüler. Yatırımcı da bu doğrultuda inşaata yöneldi. Nereye takılıyorsa hemen çözüm üretip işi çözmelidirler belediye başkanları.


Belediyeler katın artmasından korkmasınlar. Denetim tam anlamıyla uygulandığında ve teknik şartlara göre yapıldığında binalar deprem güvenli olacaktır. Geçmişte yapılan binaları güçlendirme amacıyla temelleri açılınca ne kadar da yetersiz biçimde yapıldığı ortaya çıktı. Bir de günümüz şartlarında yapılan binalarla karşılaştırıldığında ne derece yetersiz yapılaşma olduğunu daha iyi anladık. Teknik koşullara uyulup yapılan binalardan korkmayınız. Geçmişe dönmek istemiyorum bu konuda. Şimdi ne yapılır diye düşündüğümde;


1-İnşaat Sektör toplantısı yapılabilir
2-Belediyeler arasında bu konuda eşgüdüm sağlanabilir
3-Toki ve diğer resmi işlerle alakalı Yalova esnafının çıkarları konusunda çalışma yapılabilir
4-Konut envanteri çıkartılıp buna göre planlamalar yapılabilir
5-Yeni konut alanlarının açılması sağlanabilir
6-Depremde yıkılan konut alanları hakkında çalışmalar yapılabilir
7-İşgücünün organizesi yapılabilir.
8-Niteliksiz işgücüne yönelik eğitim çalışmaları yapılıp konusunda uzman ustalar yetiştirilebilir.
9-Teknik ara eleman konusunda yüksek okulda bölüm açılabilir


Şimdilik aklıma gelen öneriler bunlar.
Elbette şimdiye kadar birtakım şeyler yapıldı. Gerek Ticaret odasındaki İnşaat Sektörü konusundaki çalışmalar, gerek İnşaat Mühendisleri ve Mimarlar Odası gayet akademik çalışma içerisine girdiler. Ama sonuç alınamadı. Neden sonuç alınamadığı konusunda herkes bir düşünsün bakalım. Kim, hangi kurum ve kuruluş üzerine düşen görevi yerine tam olarak getirebilmiş mi acaba?


Amacım suçlu aramak değil. Tamamiyle bir sektör nasıl canlandırılır diye kafa yormak. Yalova için “Olmak Yada Olmamak “ kadar önemli bir konuyu gündeme taşımak istiyorum. Görüş ve yorumlarınızı bekliyorum.



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.