1 TL maliyetten kaçınan yaklaşım 1.000 TL zararı gelecek nesillere yansıtacaktır. Para ile geri dönüşüm sağlanabiliyorsa yine şansı konumdadır. Çünkü pek çok çevre kirliliklerinde geriye dönülemez ciddi zararlarla karşılaşılmaktadır.
Her türlü çevre adına oluşacak risk evimizin çocuk odasındaki risk kadar bizleri ilgilendirmektedir, ilgilendirmelidir. Gelecek nesillerin bize emaneti olan çevre o kadar hoyratça ve vahşice risklerle karşı karşıya iken duyarlı vatandaşlar olarak inanınız çok daha fazla üzerimizdeki bu sorumluluğu hissetmeliyiz. Sağlığımızı riske eden o kadar etken varken çevre kirliliğinden meydana gelen risklerin nesiller boyu devam edecek olan yansımasının üzerinde durulmalıdır.
Yerel yönetimlerden bazılarının , çöp döküm alanına nakliye maliyetini göze almayıp çöpleri yerleşim alanına çok yakın yerlere döküp, daha sonrada onu yakarak bundan kurtulduklarını düşünecek kadar çağımızın gerçekleri ile bağdaşmayan yaklaşımlarını gördükçe inanınız kahroluyorum. Bu nasıl bir mantık, nasıl bir zihniyet? Yanarak havaya karışan her türlü kimyasallar mı dersiniz, toprağa ve suya karışan kirlenmeyi mi dersiniz, zamanla çöp döküm alanlarında meydana gelen birikimle doğanın katledilişini mi dersiniz? Ne derseniz deyiniz kabul edilemez bir yaklaşım ve uygulama. Rutin olarak dökülen ve bu dökümle daha sonra yakılarak yok edildiği sanılan yaklaşım günümüzde nasıl olabilir? Hava kirliliğinin hat safhaya çıktığı bu döküm alanlarının her türlü solunum yolu hastalığının tetikçisi olmaktan öteye , zamanla kanserojen maddelerin geri alınamaz etkisi ne olacak? Nakliye bedelini gözden çıkaramayan yaklaşım , insanların solunum yolu hastalıkları ve daha ileride akciğer kanseri olma riskinin maliyetini düşünmüyorlar mı? Toprağa ve suya verilen zararın yüzyıllar boyu kalacağını göremiyorlar mı? Hiçbir savunma ya da gerekçesi kabul edilebilir değil. Yaptım oldu mantığı ile devam edilirse çok değil, bir yıl sonra bu döküm alanları kendi kendine üreteceği başka dışsal zararları da getirecek. Kuşların göç alanlarında olan bu yerler her türlü hastalığın kilometrelerce öteye taşınmasına neden olacak. Çünkü her türlü atık burada varken yerinde durmayacak kirlilik artık anonim olacaktır. Evimizin balkonuna kadar gelecek kirlilik , çocuğumuzun dokunacağı balkon demirinden, çocuk parkındaki salıncağın tutamağından… nereden olursa olsun hep mikroplar taşınacak ve enfeksiyon hastalıkları ile yüz yüze kalacağız…
Hep birlikte yaşadığımız ve yaşayacağımız dünyamızı korumak , gelecek nesillere daha iyi ve yaşanabilir bir dünya bırakmak boynumuzun borcu. Doğa kendisinden alınanı yüzlerce kat maliyet olarak geri alır. Yaşam kalitemizi korumak doğayı korumakla olacağına göre özetle; Çok şey istemiyorum:
Yaşanılabilir dünyamızı katletmeyiniz, havayı kirletmeyiniz, suyu kirletmeyiniz, toprağı kirletmeyiniz.Saygılarımla….
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Çevresel Duyarlılık Lüks Değil Öncelikli Amaçtır
1 TL maliyetten kaçınan yaklaşım 1.000 TL zararı gelecek nesillere yansıtacaktır. Para ile geri dönüşüm sağlanabiliyorsa yine şansı konumdadır. Çünkü pek çok çevre kirliliklerinde geriye dönülemez ciddi zararlarla karşılaşılmaktadır.
Her türlü çevre adına oluşacak risk evimizin çocuk odasındaki risk kadar bizleri ilgilendirmektedir, ilgilendirmelidir. Gelecek nesillerin bize emaneti olan çevre o kadar hoyratça ve vahşice risklerle karşı karşıya iken duyarlı vatandaşlar olarak inanınız çok daha fazla üzerimizdeki bu sorumluluğu hissetmeliyiz. Sağlığımızı riske eden o kadar etken varken çevre kirliliğinden meydana gelen risklerin nesiller boyu devam edecek olan yansımasının üzerinde durulmalıdır.
Yerel yönetimlerden bazılarının , çöp döküm alanına nakliye maliyetini göze almayıp çöpleri yerleşim alanına çok yakın yerlere döküp, daha sonrada onu yakarak bundan kurtulduklarını düşünecek kadar çağımızın gerçekleri ile bağdaşmayan yaklaşımlarını gördükçe inanınız kahroluyorum. Bu nasıl bir mantık, nasıl bir zihniyet? Yanarak havaya karışan her türlü kimyasallar mı dersiniz, toprağa ve suya karışan kirlenmeyi mi dersiniz, zamanla çöp döküm alanlarında meydana gelen birikimle doğanın katledilişini mi dersiniz? Ne derseniz deyiniz kabul edilemez bir yaklaşım ve uygulama. Rutin olarak dökülen ve bu dökümle daha sonra yakılarak yok edildiği sanılan yaklaşım günümüzde nasıl olabilir? Hava kirliliğinin hat safhaya çıktığı bu döküm alanlarının her türlü solunum yolu hastalığının tetikçisi olmaktan öteye , zamanla kanserojen maddelerin geri alınamaz etkisi ne olacak? Nakliye bedelini gözden çıkaramayan yaklaşım , insanların solunum yolu hastalıkları ve daha ileride akciğer kanseri olma riskinin maliyetini düşünmüyorlar mı? Toprağa ve suya verilen zararın yüzyıllar boyu kalacağını göremiyorlar mı? Hiçbir savunma ya da gerekçesi kabul edilebilir değil. Yaptım oldu mantığı ile devam edilirse çok değil, bir yıl sonra bu döküm alanları kendi kendine üreteceği başka dışsal zararları da getirecek. Kuşların göç alanlarında olan bu yerler her türlü hastalığın kilometrelerce öteye taşınmasına neden olacak. Çünkü her türlü atık burada varken yerinde durmayacak kirlilik artık anonim olacaktır. Evimizin balkonuna kadar gelecek kirlilik , çocuğumuzun dokunacağı balkon demirinden, çocuk parkındaki salıncağın tutamağından… nereden olursa olsun hep mikroplar taşınacak ve enfeksiyon hastalıkları ile yüz yüze kalacağız…
Hep birlikte yaşadığımız ve yaşayacağımız dünyamızı korumak , gelecek nesillere daha iyi ve yaşanabilir bir dünya bırakmak boynumuzun borcu. Doğa kendisinden alınanı yüzlerce kat maliyet olarak geri alır. Yaşam kalitemizi korumak doğayı korumakla olacağına göre özetle; Çok şey istemiyorum:
Yaşanılabilir dünyamızı katletmeyiniz, havayı kirletmeyiniz, suyu kirletmeyiniz, toprağı kirletmeyiniz.Saygılarımla….