Demokratik süreçte ve ekonomik dengelerde siyasi istikrarın sağlandığı dönemler adeta altın çağ yaşanır. Tek başına iktidarlar eğer halkı ile bütünleşmişse oluşan güven piyasalara hep olumlu yansır. Zaten yatırımcının da en çok istediği şey önünü görebilmek değil mi? Siyasi istikrarın kaybolduğu, koalisyonlarla hükümetlerin kurulduğu dönemler siyasi hayatımızın en kısır dönemleri olmamış mıdır? Ekonomik göstergeler üzerinde biraz kafa yorulması bu sözlerimizi teyit edecektir. Siyasi arenada meydana gelen bir değişiklik ekonomik dengelerde hemen kendisini gösterir.. Bu etkileşim içerisinde hele hele günümüz küresel iletişim ağının bu denli hızlı ve etkili olmasını dikkate alırsak konunun önemi daha da anlaşılır. Globalleşen dünyada değil ülkenizdeki bir siyasi kriz, dünyanın öbür tarafındaki hükümet bulanımı sizi de etkiliyor. Ekonomide dışa bağımlığı fazla olan ülkeler, ekonomik dengeleri zayıf olan ülkeler bu etkileşimi daha fazla yaşıyorlar.

Gelelim ülkemize. Ekonomide ciddi sıçrayış elde eden ekonomik yapı sağlam zemine oturmuş durumda. Amerika’daki çok uluslu dev şirketler bile iflasın eşiğine getirmişken ülkemizde Sayın Başbakanımızın tabiriyle “ Teğet geçti.”

Ekonomide gelinen noktada 2023’leri konuşabilir hale gelindi. 2023’leri hayal ediyoruz, tasarlıyoruz, hedeflerimiz var. Ekonomide geleceğe dönük projeksiyonlara girebilmek öyle kolay değildir. Bazen bir gün sonrasında bile ne olacağını bilemediğimiz dönemler olmadı mı? Gecelik faizler binli rakamları bulduğu, dövizin adeta ateş gibi herkesi yaktğı, paramızın eridiği, birilerinin bir gecede zengin oluverdiği günler hep hatırımızda. O dönemdeki siyasi istikrarsızlık nedeniyle yatırımcılar doğal olarak statükocu mantıkla hareket ederek sıcak parayı tuttular. Borsada ani hareketlenmeler ve gecelik ciddi kayıplar borsa oyuncuları açısından içinden çıkılmaz hal aldı. 15-20 banka bir anda batırılırken, milyarlarca dolar hepimizin cebinden giderken kan ağladık. Geleceğimiz çalınmıştı o günlerde.Kolay değildi o zamanlar iş, aş, ekmek peşinde koşmak. Biz Ekonomistler ekonomik krizleri gün be gün izledik.

Çok şey konuşuldu, yazıldı ama üzerinde durulması gereken asıl konu siyasi istikrar. Siyasi istikrarın devam etmesi ekonomideki atılımların devamını sağlayacaktır. Siyaset ile ekonominin bu denli iç içe olması siyasi istikrarın sağlandığı dönemler açısından lokomotif görevi görürken aksi durum ortaya çıkınca el freni konumuna geçtiğine hak vereceksiniz. Demokrasimizin daha güçlenmesi, demokratik işleyişin tüm kurumlarıyla tam olarak işlemesi için siyasi istikrara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Yaşıyoruz ve günlük hayatımızda görüyoruz.. Artık akıllı tahtalardan , mega projelerden bahsedebiliyorsak siyasi istikrarın sonuçlarını yaşadığımızdandır. Terör örgütünün en çok korktuğu da iş ve aşın yurdumuzun her köşesine gitmesidir. GAP projesi ile hayata geçen dev projeler çok değil 3-5 sene sonra bölgeyi tarım alanı yapacaktır. Çorak araziler can bulacak, bu canlanma ekonomik getirileriyle sonuçlanacak ve adeta terörün beli kırılacaktır. Neden köye yol getiren , baraj yapan ,okul yapan iş makineleri yakılıyor diye düşünürsek medeniyetin ve istikrarın teröre en büyük darbeyi vurduğunun göstergesidir.

İstikrarın devamından yana olanlar doğal olarak genel seçimde bunu göz ardı etmeyeceklerdir. Güven istikrarı, istikrar da devamlı ekonomik ilerlemeyi beraberinde getirecektir. Siyasi sloganların ardına sığınarak gerçekçi yaklaşımlar yerine süslü söylemler yapanlar için bu seçimler zor geçecek. Çünkü halkımız söylemler yerine gerçeklerle hareket etmenin ne demek olduğunu yaşayarak öğrendi. Eğitimde, sağlıkta, ekonomide, dış politika da artık belirleyici olan, masada karar alıcı bir Türkiye var. Cebimizdeki nüfus cüzdanımızın kıymetini yeni yeni anlıyoruz. Dünyanın en büyük ilk on ekonomisine sahip ülke olabilmek öyle her yiğidin hayali değil.

Bu dönem seçmen istikrar ile ideoloji arasında bir tercih yapacaktır. Globalleşen dünyada artık ideolojiler o kadar birbirine yakınlaştı ki en doğrusu hangisidir derseniz istikrardır diyebiliriz. Çünkü ortak akıl Yalova’da bir. Ortak akıl da “Yalova’da iki iktidar milletvekili ile temsil edildiği zaman atılım sağlayacağını “ söylüyor. Projeler ve yapılacaklar önümüzde. Elbette süreç içerisinde yenilenecek, daha iyi revize olacaktır bu söylemler ama yinede icraat anlamında somut olarak konulan projeler hayat bulacaktır. Hizmetin ve yatırımın en iyisini Yalova alacaktır .Bundan hiç şüphem yok. Çünkü ortak akıl artık Yalova’da etkin . Bu etkenlik içerisinde Yalova 2023’lere daha umutla ve heyecanla bakıyor.
Kalın sağlıcakla.