Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir Projem Var!

Yazının Giriş Tarihi: 14.11.2008 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.11.2008 05:00

Bursa’ya yakında gidenleriniz billboardlarda “Bir projem var” sloganıyla karşılaşmıştır. Daha dikkatli bakıldığında Bursa Büyükşehir Belediyesinin bir tür Think Thank organizasyonu karşımıza çıkıyor. Daha açık söylemle akıl alıyor halkından. Akıl almak en güzel şey. Ben bilirim demeden, benim uzmanlarım var, yada ben zaten her şeyi bilirim, çünkü güç bende demeden her meslek grubundan ve özellikle sade vatandaştan projelerini belediye ile paylaşmaları yönünde kamuoyu oluşumunu en güzel şekilde gerçekleştiriyorlar. Belki de binlerce proje yağacak belediyeye. Bunlar değerlendirilecek, rasyonel olanlar, uygulanabilir olanlar hatta öncelik sırasına konulabilenler yine halkın karşısına icraat olarak çıkartılacak. Katılımcı demokrasi bu olsa gerek.

Bursa’yı çok yakından takip etme imkanım oluyor. Gerek Bursa’daki akrabalarım gerekse işim icabı en az ayda bir sefer gittiğimde gözle görülür bir ilerlemenin hakkını veriyorum. Bursa gerçekten Avrupa kenti oldu. Eski haliyle adeta çöplük ve inşaat atığı olan İzmir yolu güzergâhı şimdi neredeyse hafta sonu gidip çocuklarınızla kafa dinleyeceğiniz mekân haline dönüşmüş. Kentsel dönüşüm, çevre çalışmaları, yolları, meydanları, toplu taşıma sistemi ile bence Bursa çağ atladı. Tanımakta güçlük çekiyorum. Mega projeler hayata bir bir geçerken eski Bursa’nın halini düşünüyorum da istendiğinde yapılıyormuş sözünün en güzel örneği bence yanı başımızda. Adeta atılım yaptı. Sadece Osmangazi belediyesinin 600 den fazla projesi hayata geçirilmiş durumda. Her biri trilyonları bulan projeler ile şehir hayat buldu. Garajda tıkanıp kaldığımız, saatler boyu tıp fakültesine gidemediğimiz Bursa şimdi raylı taşımacılık sistemi ile rahat ve konforlu yolculuk günlük hayatın bir parçası olmuş durumda.

Kolay olmuyor elbette tüm bunlar. İstemek, çalışmak ve başarmak. Ama ısrarla ve hiç yalpalamadan, ilkeli ve sadece sonuca odaklanmış anlayış ile güzel şeyler başarılıyor. Şeffaf, hesap verilebilir, samimiyetle sadece ve sadece daha yaşanabilir bir şehir yapma adına bunlar başarılıyor. Bir şehir de ancak böyle kimlik kazandırılabilir. Halkının karar almada bu denli katılımını sağlayabilen bir şehir beş yılda belki de on yılları aşkın ilerleme katedecektir. Geçmişe saygı geleceğe yatırım projeleri olarak adlandırılan çalışmalarda gerçekten tarih tekrardan canlandırılmış.

Bursa bunu başarırken elbette kent kimliğini ön plana çıkarak çalışmalar planlandı. Yerel yönetimlerin burada en rasyonel yaklaşımı ile gerçekleştiği başarı öyküsünden ben kişisel olarak çok ders alıyorum. Kentlilik bilinci o kadar yerleşmiş ki artık insanlar çevre ile ilgili konuları tartışmıyorlar bile. Yada ortak kullanım alanlarındaki tasarruflardan elden geldiğince fedakarlık yaparak kamuya aktarıyorlar. Yada en büyük fedakarlık yapması gereken ve kent olmanın rantını parasal olarak bütçelerinde gören işletmeler kentlerine olan borçlarını adeta birbirleri ile yarışarak ödüyorlar. Yada sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları ürettikleri pozitif çalışma katkısı ile kentlerine bir şeyler katabilmenin mutluluğunu hep birlikte paylaşıyorlar. Paylaşarak kentli olabilirisiniz ancak. Yoksa basit kasaba mantığı ile hep ve sadece benim olsun derseniz yalnız kalırsınız ve sonuca ulaşamazsınız. Kişisel gelecek kaygınızdan dolayı kısır döngüde dönüp durursunuz.

Ben yaşadığım kente sahip çıkacağım diyorsanız siyaset üstü davranarak projelerinizi kamuoyu ile paylaşarak, daha iyi, daha sağlıklı, daha müreffeh bir kent çabası içinde kendimize görev ve sorumluluk addederek çekinmeden usanmadan hep üretiniz, hep üretiniz. Karşınıza çıkacak olan köşe başı dalkavuklarına kulak asmadan, aldırmadan fikrinizi söyleyiniz, yazınız. Göreceksiniz ki düşünen, konuşan ve değerlendiren bir ortamda öyle güzel sonuçlar çıkacaktır ki gün gelecek, torunlarınıza “işte şu eser benim önerimle gerçekleşti” diyebileceksiniz. Özellikle eğitimli, dünyayı algılayan ve anlayabilen gençler sizlere daha büyük görevler düşüyor. Yaşadığınız kente sahip çıkabilmenin en güzel yolu sivil toplum örgütlerindeki yerinizi almanızda yatıyor. Banane demeden, araştırarak, kendinizi yetiştirerek yarının yöneticileri ve önderleri olarak öyle donanımlı olunuz ki projeleriniz amaçlar halini alsın.

Düşünen ve değer verilen genç nesiller ile daha müreffeh ve kalkınmış kentlere ulaşmak zor değil. Gençlere yer verirken onlara hayat birikimlerimiz ile destek olmalıyız. Hayat tecrübesi ile yeni nesillerin donanımı birleşince kısa zamanda sonuca ulaşılabilecektir. Yoksa saha markajı ile hiçbir sonuca ulaşılmaz, ulaşılamaz da. Statükocu yaklaşım elbette eskiyi koruma adına yeniliklere kapılarını kapatacaktır ama yeniliklere sırtını dönen yada öteleyen hatta kapısını kapatan anlayış başarılı olamayacaktır.



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.