Temmuz ayının iklim koşullarıyla adeta kavurucu etkisini hissediyoruz. Sıcaklıkla birlikte ciddi ölçüde kavrulan ortamda ormanlar için gitgide yangın tehdidinin artmasına neden oluyor. Bir kıvılcım ile hektarlarca orman kül olabilir. Mesire yerlerimiz ile ormanların bağrına kadar girme ve dinlenme imkanına sahip olmanın ve en ücra köşelere kadar asfalt yolların gitmesi beraberinde yangın tehditlerini de getiriyor. Söndürülmemiş bir sigara izmaritini arabamızdan atmanın vicdani muhasebesini yapmalıyız. Bir kıvılcım orman yangınına neden oluyor. Bilinçsizce atılan ve kırılan şişelerden kaynaklanan yangınlar da azımsanamayacak seviyede.Değil ormanlar, cadde ve sokaklarda akşamcıların kırdıkları bira şişelerini görünce içim gidiyor. Kimin ayağının, düşen çocukların neresinin kesileceğini biliyorlar mı acaba? Lütfen bira şişelerini olur olmadık yerlerde kırmayınız.

Yamaç paraşütünden tutun, her türlü dinlenme imkanına sahip olabileceğiniz bu mesireyerleri gerçekten görülmeye değer. Tavsiye ediyorum okurlarıma. Bu piknik alanlarını Yalova’ya kazandıran tüm yetkililere de teşekkür ediyorum elbette. Öyle güzel köylerimiz var ki. Karadenizi, Egeyi Akdenizi aratmıyorlar. Bunun kıymetini ve kadrini bilmek te bize kalıyor elbette.

Yalova’mızın bu ormanlık alanlarını halkın hizmetine sunulurken orman yangınları açısından da küçücük bir kıvılcım bile tehdit. Bir sigara izmariti, bir köz ile ciğerlerimiz yanabilir. Kendi evimiz gibi ormanlarımızı görüp dikkat etmeliyiz. Bu mesire yerleri ile vatandaşımıza verilen hizmetin karşılığı orman yangınları olmasın. Bir ağacın büyümesi 20-30 yılı aldığı düşünülürse ve ağaçlandırma çalışmalarının ne kadar maliyetli olduğu düşünülürse bir orman yangınının maddi yönden verebileceği zararı değerlendiremiyorum bile. Bunun maddi ölçümü yapılamaz. Bir kuş yuvasının yanması, bir tavşanın , bir tilkinin yuvasının ve hatta yavrularıyla birlikte kendisinin yanmasının maddi ölçümü olamaz.

Yalova ormanlarına sahip olalım. Hepimiz sorumluluk ve hassasiyet gösterirsek Yalova ormanlarında ciddi sıkıntı yaşamadan yazı tamamlayacağız inşallah. Elbette gerekli araç, gereç , teçhizat ve en önemlisi personel temini resmi kurumların işi. Ama bir yangın olursa vatandaşlık görevi olarak hemen müdahale ekiplerine dahil olmalıyız.Bu sorumluluğu hepimiz hissetmeliyiz. En önemlisi de yangına sebebiyet verebilecek her türlü tehdit karşısında daha sorumlu hissetmeliyiz. Doğal yolla çıkabilecek orman yangınlarını elbette önleyemeyiz ama en az zararla atlatabileceğimiz önlemleri almak mümkün.

Hepimizin yaşamımız boyunca birer orman gönüllüsü olması temennisiyle saygılar sunuyorum.

Yeter ki ciğerlerimiz yanmasın. Yeter ki bir kıvılcımın bir ormana mal olacağını bilelim.