Yaşamda ince çizgiler vardır. Bunları çoğu zaman fark ettiğimizde geç kalmışızdır. O zaman iş işten geçmiştir bile. Ne iş yaparsanız yapınız, sosyal statünüz ne olursa olsun bu ince çizgileri eğer dikkate almaz ve önemsemeden devam ederseniz gün gelir tökezlersiniz ve bu tökezlemeniz size gerçekten geriye dönülemez başarısızlıklar dizisinin başlamasına neden olacaktır.
Öncelikle değer vermeyi bilemezseniz ,hayata kendi gözlüklerinizle bakarsanız hele hele bir de kişisel hırs ve gelecek beklentisi sizi kör etmişse artık yapılacak bir şey yoktur. O zaman dün altına imza attığınız bir konuya bu gün şiddetle karşısında olmuşsunuz, dün hayır dediğiniz konuda bugün olması için elinizden geleni yapmaya çalışırsınız. İşte o zaman inandırıcılığınız kalmamış, sadece hedefe odaklanmışlığınız sizi yalnızlığa götüren uçurumun dibine kadar getirmiştir. Hele hele bir de gönül bağlarınız, akrabalık, arkadaşlık öngörüsü ile kişileri olmadıkları, hak etmedikleri yerlere getirme sevdalığına girmişseniz o zaman bir kişi kazanmışsanız yüz kişi kaybetmenize yol açacaktır. Hele hele karar verici pozisyonunda iseniz şirket yöneticisi iseniz iflasa, kamu yönetiminde iseniz başarısızlığa, siyasetçi iseniz isminizin sonraki dönem silinmesine yol açacaktır.
Adaletle karar verebilmek burada çok önemli. Adaletin yerini hemşehricilik, iş arkadaşlığı, gelecek derdinin yerini alırsa adaletsiz yönetimin sonucu hiçliğe doğru gidiştir. Zaten süreç içerisinde sizde anlarsınız. Arabanın gidişinde benzininiz olmaz, lastik patlar, yanlış yola girersiniz, yolcular mola yerinde kaybolur vs.vs. İçten ve gönülden emek vermiş kişileri dışlamaya devam ederseniz gün gelir misyonunu taşıdığınız her neyse kapının önüne koyar. Hatanın neresinden dönülse kardır ama bunu anlamak içinde aklı selim düşünmek lazım. Aklı selim düşünmeye etrafınızdakiler fırsat vermez. Yap bozun parçalarını öyle bir araya getirirler ki hiçbir zaman bütünün fotoğrafını göremezsiniz, güncel detaylar arasında boğulup gidersiniz. Başarı ve başarısızlık arasında öyle ince çizgi vardır ki. Bu çizgide karşılık beklemeksizin etrafınızda eğer çok değil 3-5 kişi varsa sırtınız yere gelmez. Çünkü onlar her zaman doğru olanı söyleyecekler, yanlış olanı da ortaya koyacaklardır. Çünkü idealizm bunları gerektirir.
Bulunulan statü ve görevi eğer atlama taşı olarak görüyorsanız o taş size çok ağır gelecektir, taşıyamayacağınız kadar. Çünkü hakkını verememeye, her şeye ve herkese şirin görünmeye çalışacaksınızdır. Hele hele dün dündür , bugün bu gündür mantığı ile doğruya eğriye, eğriye doğru demeye başlamışsanız inandırıcılığınız kalmayacak bir süre sonra fokurdanmalar başlayacak , bu fokurdanmalar sonucu ekip lideri pozisyonunuz tartışılacak , bir zaman sonra da bindiğiniz dalları kestiğinizin farkında bile olmadan düşüvermişsiniz. Bazen hayat bekle gör politikasının en doğru olduğunu gösteriyor. Sabır ve metanet zamanın en iyi ilaç olduğunu hep ispatlamıştır.
Hayat hep ince çizgiler üzerindedir. İpteki sirk cambazının belki işi daha kolaydır. Onun altında emniyet ağı vardır ama sizin altınızda emniyet ağı yoktur. Düştünüz mü bir daha size bakan olmaz. Çünkü siz hak etmişsinizdir. Kendi elinizle kendinize bu kötülüğü yapmışsınızdır. Çok dillendiririm. “En büyük kötülüğü kişi yine kendisine yapar, başka hiç kimse yapamaz.”
Kişilerin başarısı iyi lider olma vasıflarına bağlıdır. Herkes yönetici olabilir ama lider olamaz. Yöneticiler de öyle kişisel hırs ve ihtirasın etkisi altında kalmışsa gün gelir başarısızlıkları yüzüne gözüne bulaştırır.
Gençlerimize tavsiyem ilkeli, idealist olmalarıdır. Ama hiçbir zaman kendilerini kullandırılacak pozisyona getirmemeleridir. Zaten bunu anlarsınız karşınızdakinden. Onun ne kadar samimi olduğunu yaklaşımlarından, ses tonundan, bakışlarından anlarsınız. Çok okuyup dünyayı takip ediniz. Kişilere bağımlı kalmayınız. Ne kadar kendinizi iyi yetiştirirseniz o kadar doğru karar alırsınız. Nerede olursanız olunuz siz değerinizden bir şey kaybetmezsiniz. Hayat inişli çıkışlı yollarla doludur. Önemli olan hedefe emin adımlarla ama planlı ve kararlı olarak gidebilmektir. Günlük rüzgarlar hatta fırtınalar bile sizi o zaman etkilemeyecektir inanın.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Başarı İle Başarısızlık Arasındaki İnce Çizgi
Yaşamda ince çizgiler vardır. Bunları çoğu zaman fark ettiğimizde geç kalmışızdır. O zaman iş işten geçmiştir bile. Ne iş yaparsanız yapınız, sosyal statünüz ne olursa olsun bu ince çizgileri eğer dikkate almaz ve önemsemeden devam ederseniz gün gelir tökezlersiniz ve bu tökezlemeniz size gerçekten geriye dönülemez başarısızlıklar dizisinin başlamasına neden olacaktır.
Öncelikle değer vermeyi bilemezseniz ,hayata kendi gözlüklerinizle bakarsanız hele hele bir de kişisel hırs ve gelecek beklentisi sizi kör etmişse artık yapılacak bir şey yoktur. O zaman dün altına imza attığınız bir konuya bu gün şiddetle karşısında olmuşsunuz, dün hayır dediğiniz konuda bugün olması için elinizden geleni yapmaya çalışırsınız. İşte o zaman inandırıcılığınız kalmamış, sadece hedefe odaklanmışlığınız sizi yalnızlığa götüren uçurumun dibine kadar getirmiştir. Hele hele bir de gönül bağlarınız, akrabalık, arkadaşlık öngörüsü ile kişileri olmadıkları, hak etmedikleri yerlere getirme sevdalığına girmişseniz o zaman bir kişi kazanmışsanız yüz kişi kaybetmenize yol açacaktır. Hele hele karar verici pozisyonunda iseniz şirket yöneticisi iseniz iflasa, kamu yönetiminde iseniz başarısızlığa, siyasetçi iseniz isminizin sonraki dönem silinmesine yol açacaktır.
Adaletle karar verebilmek burada çok önemli. Adaletin yerini hemşehricilik, iş arkadaşlığı, gelecek derdinin yerini alırsa adaletsiz yönetimin sonucu hiçliğe doğru gidiştir. Zaten süreç içerisinde sizde anlarsınız. Arabanın gidişinde benzininiz olmaz, lastik patlar, yanlış yola girersiniz, yolcular mola yerinde kaybolur vs.vs. İçten ve gönülden emek vermiş kişileri dışlamaya devam ederseniz gün gelir misyonunu taşıdığınız her neyse kapının önüne koyar. Hatanın neresinden dönülse kardır ama bunu anlamak içinde aklı selim düşünmek lazım. Aklı selim düşünmeye etrafınızdakiler fırsat vermez. Yap bozun parçalarını öyle bir araya getirirler ki hiçbir zaman bütünün fotoğrafını göremezsiniz, güncel detaylar arasında boğulup gidersiniz.
Başarı ve başarısızlık arasında öyle ince çizgi vardır ki. Bu çizgide karşılık beklemeksizin etrafınızda eğer çok değil 3-5 kişi varsa sırtınız yere gelmez. Çünkü onlar her zaman doğru olanı söyleyecekler, yanlış olanı da ortaya koyacaklardır. Çünkü idealizm bunları gerektirir.
Bulunulan statü ve görevi eğer atlama taşı olarak görüyorsanız o taş size çok ağır gelecektir, taşıyamayacağınız kadar. Çünkü hakkını verememeye, her şeye ve herkese şirin görünmeye çalışacaksınızdır. Hele hele dün dündür , bugün bu gündür mantığı ile doğruya eğriye, eğriye doğru demeye başlamışsanız inandırıcılığınız kalmayacak bir süre sonra fokurdanmalar başlayacak , bu fokurdanmalar sonucu ekip lideri pozisyonunuz tartışılacak , bir zaman sonra da bindiğiniz dalları kestiğinizin farkında bile olmadan düşüvermişsiniz. Bazen hayat bekle gör politikasının en doğru olduğunu gösteriyor. Sabır ve metanet zamanın en iyi ilaç olduğunu hep ispatlamıştır.
Hayat hep ince çizgiler üzerindedir. İpteki sirk cambazının belki işi daha kolaydır. Onun altında emniyet ağı vardır ama sizin altınızda emniyet ağı yoktur. Düştünüz mü bir daha size bakan olmaz. Çünkü siz hak etmişsinizdir. Kendi elinizle kendinize bu kötülüğü yapmışsınızdır. Çok dillendiririm. “En büyük kötülüğü kişi yine kendisine yapar, başka hiç kimse yapamaz.”
Kişilerin başarısı iyi lider olma vasıflarına bağlıdır. Herkes yönetici olabilir ama lider olamaz. Yöneticiler de öyle kişisel hırs ve ihtirasın etkisi altında kalmışsa gün gelir başarısızlıkları yüzüne gözüne bulaştırır.
Gençlerimize tavsiyem ilkeli, idealist olmalarıdır. Ama hiçbir zaman kendilerini kullandırılacak pozisyona getirmemeleridir. Zaten bunu anlarsınız karşınızdakinden. Onun ne kadar samimi olduğunu yaklaşımlarından, ses tonundan, bakışlarından anlarsınız. Çok okuyup dünyayı takip ediniz. Kişilere bağımlı kalmayınız. Ne kadar kendinizi iyi yetiştirirseniz o kadar doğru karar alırsınız. Nerede olursanız olunuz siz değerinizden bir şey kaybetmezsiniz. Hayat inişli çıkışlı yollarla doludur. Önemli olan hedefe emin adımlarla ama planlı ve kararlı olarak gidebilmektir. Günlük rüzgarlar hatta fırtınalar bile sizi o zaman etkilemeyecektir inanın.