Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yorum ve Tepkiler Önemlidir

Yazının Giriş Tarihi: 27.02.2007 00:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.02.2007 00:34

Sitede, haber ve köşe yazılarına yapılan çeşitli yorumlar var.
Gerçekten son derece çarpıcı ve çok ilginç olan bu yorumlar, aynı zamanda bir nevi tepki de…


İlgimi çeken yorumların bazı bölümlerini, gözlere takılmamış olabilir düşüncesiyle, bir kere daha hatırlatmak istiyorum.


Turgay, 31 Ocak 2007:
“…İşim gereği çok sık Armutlu'ya gidiyorum. Devletin, Yalova- Armutlu arasındaki bozuk yol dururken, orman içi yollara (Yeşil Mavi Yol) öncelik vermesini memnuniyetle karşılamam mümkün değil. Özellikle kışın ve yağmurlu havalarda yaptığım yolculukta bu yolu hatırlamayanlar için ağzımdan çıkan sözleri burada yazamam. Arif olan anlar.“


İlhan Evcin, 31 Ocak 2007:
“…Yeşil Mavi yolun sonuna doğru Delmece’den sonra Selimiye köyüne ulaşırsınız. Bu köyle Delmece yayla arasında 40-50 dönümlük orman içinde tapulu şahıs arazileri bulunmaktadır. Bu araziler, bu yollar açılmaya başladıktan sonra birilerinden alınan teminatla toplanmış ve buraları 500 m2 lik parseller yapılarak ikinci ve üçüncü konut tabir edilen yapılaşmaya açılması istenmiştir. Şimdilik bunun önüne geçebildik, ama Çevre Plânı’na bunların işletilmesi istenmektedir.


…2004 yılından beri eski ismiyle Köy Hizmetleri Müdürlüğü araç gereç ve personeli dağlardan aşağılara inememektedir. Bu nedenle İl Özel İdaresi’nin son iki yıldır programında olan Havuzdere Subaşı Kalıcı konutları arasında yapılacak 500 metrelik yol yapılamamaktadır. Hâlbuki bu yol yapılsa burada oturan yaklaşık 3000 civarındaki vatandaşımızın yolu oldukça kısalacaktır.”


Selâmi. P, 31 Ocak 2007:
“…İstanbul'da bulunan bazı turizm firmaları, büyük kurum ve kuruluş personeline, hafta sonları, trekking turları düzenliyor. Bu firmalar, yiyecek ve içeceklerini de alarak, otobüs veya minibüslerle önceden belirlenmiş güzergâhlara geliyor ve turlarını yaparak dönüyorlar. Bu grupların Yalova ekonomisine katkısı olduğunu ileri sürmek, saçmalamaktan başka bir şey değildir. Yol, ancak ihtiyaç duyulursa yapılır. Yalova'nın, ormanın ve doğal dokunun elden çıkmasını kolaylaştıracak Yeşil Mavi Yol'a ihtiyaç yoktur.”
 
Özer Koyuncu, 31 Ocak 2007:
“…Yeşil Mavi Yolu tanıtım toplantısında Yalovalılar’ın, dağını bayırını tanımayan insanlar olarak gösterilmesine;
Denizi Yalova’ya göç ettikten sonra Yalova’da gören birilerinin Yalovalıya denizin nimetlerini anlatmasına;
Tanıtım firmasının sığ ve anlamsız sunumuna;
Yine firmanın M.G.Yıldırım’a anlamsız teşekkürüne;
Toplantı boyunca biz Yalovalılar’ın salak yerine konmasına;
Projenin kültürel, sanatsal, tarihi altyapılarının daha önceden düşünülmüş, planlanmış ve hatta uygulanmış detayların hazırlanmasında geçmişte emek verenlere teşekkür ettiğimde, Sayın Valimizin, İsmen davet edilmiş olmam ve tüm katılımcıların fikrini söylemelerine rağmen sadece şahsıma tepki göstermesine;
Tanıtımına katkı olsun diye iki yıl önce yaylaya çıkıp derneğin kıl çadırını gidip bizzat kuran biri olarak toplantıda yaşananları kınıyorum.”


Mavi Gül, 1 Şubat 2007:
“…Hersek'den yola çıkıp, Armutlu'ya doğru seyir edecek bir turistik kafilenin, kesinlikle, Altınova sahillerindeki tersaneleri görmemesi için... Sıkı sıkı gözlerini kapatıp, deniz mavisi görmesi hayallerinden vazgeçmesi gerekecektir.
Topçulardan itibaren ise, bütün kafilenin hem gözlerini kapaması (sahildeki kirli sanayi tesislerinin sakilliğini görmeye gönül dayanmaz) hem de burnuna ıslak havlu koyarak, (sanayi bacalarından çıkan kirli ve zehirli dumanları solumaması için) nefesini sıkı sıkı tutarak geçmesi gerekecektir.


Yani bu istikametteki deniz mavisinden ve temiz havadan yararlanamayacağını, her ziyaretçinin, itinayla öğrenmesi ve kabullenmesi gerekecektir.


Ama isterse, orman tarafına doğru yüzünü dönebilir ziyaretçiler.
Ancak, sararıp kurumaya yüz tutan kestane ve kızılağaçları, çamları fark etmezse, şansımıza olacaktır.


Taşköprü'yü geçerken, dağın-ormanın taşocağı işletmecilerince hunharca oyulup katledildiğini görmemesi için, tam bu sırada, ziyaretçileri oyalayacak, dikkatleri dağıtacak kurnaz bir rehber kiralanırsa, yüzümüz kızarmaz.


Zaten oradan itibaren ne deniz görülüyor ne orman tepe görünüyor. Çirkin boyasız, sıvasız binaların görülmemesi için, ziyaretçilerin dikkatini çekecek kıvrak bir müzik koyacak sağlam hisli bir D.J eklenmelidir turist kafilesine. Başka türlü, hiç kimseyi ikna edemeyiz, “Size Yeşil- Mavi Seyahat Vaat ediyoruz”... Taşköprü belde halkının sağlığı, çevresi, denizi, ormanı zaten kimsenin umurunda değil... Her evden bir kanser vakası çıkmış... Kimin umurunda !”


Trackingci, 1 Şubat 2007:
“…Güzel havalarda, bilhassa hafta sonlarında, arabalarına binerek piknik yapmaya buraya gidenler her yeri çöp ve pislik içinde bırakıyorlar.


…Doğanın dokusunu bozarak asfalt yapmasaydık o yolları, çöplük de olmazdı ortalık, çıkamazdı berduş takımı da. Ama şimdi doğayı katleden cahillerin oldu Teşvikiye yaylası...”


Muzdarip Yalovalı, 12 Şubat 2007:
 “…Nedir bu Denizçalı’nın çektiği?
Çöplük yetmedi şimdi kömürle çalışan elektrik santrali kurma çalışmaları başlatıldı.
Çöplük yeri yanlışta olsa, kamu adına ve kamu yararına bir iş diye düşünülebilir. Ancak, doğalgaz bize pahalıya geliyor deyip, sadece bir fabrikanın menfaati adına kömür santrali kurarak çevreye verilecek zararı düşünün. İşçileri bilgilendirme toplantısında kendilerinin söylediği bacadan 15-20 ton saatte kül fışkıracak Denizçalı, Altınova, Taşköprü, tüm çevre köyleri hatta tüm Yalova’nın üzerine…


Bu kül bulutundan, kül yağmurundan bütün Yalova etkilenmeye başlayacak.


…Kivilerin, açık seralardaki çiçeklerin, meyvelerin, ağaç fidanlarının, sebzenin üzerinin kül kaplandığını düşünemiyorum bile.


Kim alır bu çiçeği, meyveyi. İhraç edebilir misin? Avrupa’ya bir tane bile kesme çiçek satamazsın. Adamlar ithal ettikleri meyvenin sulandığı sudan, aldığı havaya kadar tahlil yapıyorlar. Tarım, doğa kenti Yalova’nın bittiği gün kömür santralinin bacasının tüttüğü gün olacaktır.Daha işin başında iken tüm duyarlı insanların, yetkililerin buna engel olması gerekir.”


Gözlemci, 14 Şubat 2007:
“…
a. 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi sırasında, siyanür tankları patlayan ve halkın, çevrenin mağduriyetine sebep olan, çevremizi kirleten, enkaz altındaki canlı komşularımızın ölüme terk edilmesine sebep olan, hayvanlarımızın ölümüne yol açan, havamızı suyumuzu kirleten, çevremizi kara çalıya çeviren AKSA A.Ş ye karşı açılan davaların sonucunda, vatandaşa 200 YTL maddî 1000 YTL Manevî tazminata hükmedilip, mağdur yurttaşların ise AKSA A.Ş’ye 5.515 YTL mahkeme gideri ödemesine hükmedildiğinden, haberiniz var mı?


b.Yalova'nın en güzel sahillerine, 40 kadar tersane kurulup, sahillerinin kapatıldığı, bu konun mahkemelere taşınıp yürütmeyi durdurma kararı verildiği halde, halen bu çalışmalara ve denizin doldurulup-kirletildiğinden, haberiniz var mı...?


c.AKSA A.Ş. nin zaten kendisinin mevcudiyetinin, başlı başına çevremiz için büyük tehlike olduğu açık seçik bilindiği halde, şimdi yine üstümüzde tehlike yaratıp, çevremizi kirletmesi için, 2 büyük kömür santrali kurmaya karar verdiğinden, haberiniz var mı...? … bizleri hiçe sayarak bu kararını uygulayacağını biliyor musunuz..?


d. Sahillerimizi koruyamayacağını anlayan Yalova Valisi’nin, yeni bir hayali olarak Yeşil Mavi Yol Plânı’nın, renklendirilmesi ve yeşilleşmesi için, 3.000 fidan hediye ederek, bütün Yalova Elit Şürekasının alkışlarla bu projeyi başlattığını... biliyor musunuz...?


 e. Yalova'nın 1/25.000 lik şehir il planlaması yapılıp, 9 Şubat 2007 günü, oy birliğiyle kabul edildiğini, bu planların içinde, Altınova ile Elmakent evlerine kadar ki alanın Sanayi Alanı ilân edilip, bu bölgenin içinde, taaa 1969 yılında imara açılmış, mahalleleşmiş, en az 10.000. seçmenin, en güzel tarım alanlarımızın, kamuya ait sahil bandımızın, denizimizin, kuşlara ve balıklara yerleşme-üreme alanlarının, vahşi tersanecilere ve kirli sanayicilere peşkeş çekildiğini biliyor musunuz?


 f. AKSA A.Ş.nin Yalova’ya bir Kültür Sarayı yapma sözü verdiğini; Tersanecilerin, fakülte binalarına 150.000.YTL. bağış yaptığını biliyor musunuz...? Bütün bu gelişmelerin hangisinde kamu menfaati var, neye karşılık bu canım alış-verişler yapıldığını sorguluyor musunuz...?


g. Taşköprü tepesinin, adeta talan edilircesine parçalanıp, tersanelere moloz olarak, dolgu maddesi için taşındığını duymadınız mı...? “


***


Yukarıdaki yorumları okudunuz.
Katılırsınız veya katılmazsınız, o ayrı bir konu…
Burada önemli olan, yapılan uygulamalardan farklı düşünen vatandaşların varlığı…
Unutmayalım, kim ne düşünürse düşünsün, her bireye saygı göstermek ve onun düşüncelerini dikkatle dinleyerek (kavga gürültü etmeden) dersler çıkarmak zorundayız.


Yöneticilerin görevi de zaten budur.


Bu yorumlardan sonra, kendi düşünceme gelince…
Yalova’nın köy ve orman içi yollarını, bu yolların eski durumunu haritadan ayrıntılı incelediğim ve bu yolların bir kısmını şahsen gördüğüm için, Yeşil Mavi Yol’un öncelikli bir konu olduğuna ve Yalova’nın ekonomik yaşantısına en ufak bir katkı sağlayacağına zerrece inanmıyorum.


Yeşil Mavi Yol’un Mavisi zaten eski yol.
Yolun ortasındaki bariyerler, bariyerlerden atlamak için yer yer konulmuş ilginç ve dünyada eşi benzeri olmayan ilkel 3 basamaklı merdivenler, bariyer aralarındaki yer yer göze çarpan ve ikaz işareti olmayan yaya geçiş yerleriyle Altınova-Yalova arası, son derece çirkin ve emniyetsiz.


Geçmişte, çok sayıda vatandaşımızın bu yol üzerinde hayatını kaybetmesi veya ağır yaralanması da bunun belgesi…


Gelelim diğer güncel konulara…


Aksa, Yalova için önemlidir.
Ancak, o kömür bacası, en son teknoloji kullanılsa da, çok büyük bir olasılıkla, Yalova’nın sonunu hazırlayacaktır. Körfez’e sanayi tesisleri yapılırken, en son model arıtma cihazlarına sahip olduklarını söylemişlerdi, şimdi ne oldu? Marmara Denizi’ne girilemiyor. Taşköprü’nün havası da ortada, fazla söze gerek var mı?


Ne kadar modern teknoloji kullanılırsa kullanılsın, sonunda doğaya doğal olmayan bir duman salınacak.


Unutmayalım, Yalova bizim babamızın malı değildir.
Yalova’yı gelecek kuşaklarımızdan emanet aldığımızı, asla ve asla unutmayalım.


Nerede yapılırsa yapılsın, tersaneler de çok önemlidir.
Ama, bu düşünülen tersaneler, (arabalı vapur iskelesi yanındaki dahil), yeni iş sahaları açılacak derken, Yalova’nın tarımını ve doğasını katledecek; (Tersane, nitelikli usta istemesine rağmen) Yalova’ya niteliksiz işçi göçüne neden olacak ve işsiz nüfusu kabartacaktır.


Uzun zamandır Tersane konusunu inceliyordum.
Şimdi buna bir de kömür santralı konusu eklendi.
Bundan sonraki yazılarımın bu yönde olacağını belirteyim.



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.