Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yabancı Gözüyle Atatürk

Yazının Giriş Tarihi: 31.07.2017 06:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.07.2017 06:42

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve eseri hakkında yazılanlardan bazı bölümleri hatırlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.

Aşağıdaki yazılar ANLAYANA’dır.

“ Tarih, bu insan gibi vatanını kurtaran -daha gerçeği dirilten- büyük adamları her zaman sinesinde barındırır. Büyük bir mücadeleye teşebbüs etmek, çoğu zaman ölümsüzleşmeye yeter. Vercigetorix buna misaldir. -Galyalı kahraman gibi- Türk kahraman da her şeyin kaybedildiği zannedilen bir zamanda işe müdahale etti ve sonuç olarak her şey yeniden gözden geçirildi. Gerçekten, ben de Sevr’den sonra Türkiye’nin öldüğüne inanmıştım. Hâlbuki Türkiye, Mustafa Kemal başında olduğundan beri yaşamakta; hem de o kadar güçlü ki.

İşte, Türkiye’yi diriltmiş olan insan... Ona, inkârı mümkün olmayan bir heyecanla bakıyorum. Yaratıcı, eserine benziyor. Uzun ve aynı zamanda kuvvetli bir yüz, düşünceyi belirten derin kırışıklıkların yer aldığı geniş alın, enerji dolu çene, iki buzul gibi mavi gözler; işte ilk önce seçilenler. İnanılmaz bir soğukkanlılık, hiçbir şeyin bükemediği bir irade, nihayet güçlü düşünce ve sabırlı bir dikkat; işte çehrenin açıkladığı özellikler ki insanı büyülemekte. Öyle geliyor ki bu hatları gevşetecek bir gülümseme mümkün değil; ama gülümseme birdenbire ve şaşırtıcı bir tatlılıkla ortaya çıkıyor. Yaşı da belli olmuyor. Söylenenlere bakılırsa, Mustafa Kemal Paşa kırk bir yaşındadır. Kırışıklıklar derin, fakat bıyığı kumral, saçlar seyrelmiş, yumuşak görünümdedir. Mustafa Kemal Paşa’nın uykuya karşı inanılmaz şekilde karşı koyduğunu biliyorum. Yirmi bir gün süren bütün Sakarya Savaşı boyunca, en uzunu ancak beş saat olmak üzere, altı gece uyuyabilmiştir. Anadolu’nun Birinci Adamı böyledir.

Kendisiyle konuşuyoruz. İşte bir olağan dışılık: bu insan, muhatapları ile konuşurken onları dinliyor. Devlet adamları ile sık teması olan bir kimse, bunun nadiren karşılaşılan bir durum olduğunu bilir. Alışıldığı üzere, devlet adamları ile konuştuğunuz zaman, bunlar kendi kehanetlerine inanmış olarak insanı hiç dinlemezler ve sizin onlara söyleyeceklerinizi farz ederek önceden cevaplarını hazırlarlar. Sayabileceğim birçok devlet adamının tersine, Mustafa Kemal Paşa çok dinliyor, uzun zaman düşünüyor ve pek az cevap veriyor…” (Claude Farrere)

*

“Mustafa Kemal, çağdaş eserinden kıvanç duyarak, zaferlerinden tevazu ile bahseder, herkesin kalbine nüfuz etmeyi bilirdi. General Gouraud ile birlikte bulunduğu günü hiç unutmayacağım. Bu, Çanakkale Şehitleri Anıtının açılış töreni arifesinde Ankara’da idi. Hayatta kalan iki büyük insan yüz yüze ayakta duruyorlardı. Mustafa Kemal, kahramanlığın simgeleştirdiği, muhatabının boş ceket kolunu heyecanla göstererek, bana doğru eğildi ve alçak sesle: “Onun, Türk toprağında yatan şerefli kolu, iki millet arasında son derece değerli bir bağdır” dedi.” (Charles de Chambrun )

*

“Bugünkü Türkiye bir Asya devleti değildir. Birkaç yüz metrelik suyun iki kıtayı ayırdığı ve iki uygarlığı sınırladığını ileri sürmek saçmadır. Kaderimiz, menfaatlerimiz, geleceğimiz bizi Avrupa’ya bağlar. Dahilî imar eserimizi tamamlamak için muhtaç olduğumuz her şeyi Avrupa’dan alıyoruz. Ve bu eser başarılı olduğu gün, Türkiye’den çağdaş ve uygar bir devlet yaptığımız gün, bu arada Avrupa sınırlarını Ağrı dağına, İran dağlarına kadar götüreceğiz.”

Mustafa Kemal Paşa ve yakın çalışma arkadaşları tarafından 1921-1922 savaşı ertesinde Ankara’da ve diğer yerlerde başlatılan bu dev programın yürütülmesinde, yöneticiler, parlamenterler, gazeteciler, askerler, maliyeciler ve müteahhitler gibi tüm çalışanlar; öğrenmek arzusu ile dolu bir turisti, İstanbul’un zevk verici zarifliği yerine yeni başkentin yükseldiği çorak yaylalara çekenler; hepsi iman, umut ve gururla bu cümleyi söylemektedirler. Büyük canlandırıcının derin bir uykudan uyandırmayı başarabildiği halkının tertemiz enerjisine iman; gayrete hazır, birlik ve beraberlik içinde tutumlu, çalışkan bir ulusun geleceğine umut; nihayet beş yılda gerçekleştirilmiş ve gelecek için verimli vaat teşkil eden gurur.

O halde program şöyledir: eski Osmanlı Devletini yeniden kurmak ve uyarlamak değil, fakat imparatorluğun tasfiyesi sonucu coğrafî ve millî hudutlar içinde çağdaş bir devlet, Avrupalı bir devlet yaratmaktır.”( F. De Gerando)

*

“Bu son yıllar boyunca, Türkiye’nin bütün tarihini Mustafa Kemal’in kişiliği doldurmaktadır. O, Sultanın ve Babıâli’nin ihanetine vicdanının isyan ettiği gün İstanbul’u terk edip, Osmanlı İmparatorluğu yerine millî Türk Devleti’ni kurmak üzere Samsun’a ayak basmıştır. Askerî zaferler, siyasî inkılâp, sosyal reformlar, hepsi onun eseridir. Bütün alanlarda ve en kritik durumlarda, her defasında izlenecek yolu çizen, uygulanacak yönteme karar veren ve uygulamayı yöneten odur. Savaş meydanlarında ne idiyse, bir İcraat adamı, bir idareci olarak da Devletin başında bulunmaktadır.

Demeçlerinde, yapmacık cümleler yoktur, gereksiz ilmî belagat cümleleri yer almamaktadır. İfadesi sade, özentisiz ve herkesin anlayabileceği düzeydedir. Onun içinden tek bir düşünce geçer: uygarlık. Mustafa Kemal’e göre, Türkiye hiçbir sınırlama söz konusu olmaksızın eksiksiz, dünyaya hâkim olan çağdaş uygarlığı kabul etmelidir.

Türkiye, son yıllar boyunca tarihin en şaşırtıcı devrini yaşamıştır. Bütün dünya onun çöktüğünü ve can çekiştiğini sanırken, birdenbire, âdeta insanüstü bir gayretle doğrulmuş ve ilerlemiştir. Bu olay, o derece beklenmedik idi ki, gelecek kuşakların daima dikkatini çekeceğine inanmaktayız; çünkü Türk’ün -haksız yere- değişikliğe ve çaba göstermeye yeteneksiz olduğunu iddia eden bütün tahminleri şaşırtmıştır. Ülkede gerçekleştirilen değişiklikler, şekil ve görünümde basit değişiklikler olmamıştır; yok olan yalnız sultanlık ve halifelik değildir, bütün eskimiş Doğu’dur. Asırlardan beri, uygar ülkelerin uzağında efsaneler, teokratik yasalar, çağa uymayan yaşama biçimleri, akla aykırı, geçerliliği kalmamış kurallar içinde hapsedilmiş olarak yaşayan bu millet, birdenbire hayatın ve aklın çağrısı ile ortaya atılmış ve ilerlemiştir.”(Paul Gentizon)

*

“Bugünkü Türk Devletinin yaşantısı tümüyle göz önüne alınırsa, eskisinden tamamen değişik bir görünüm ortaya çıkar. Harpten sonra Türkiye’de vuku bulan inkılâp, sultanlığın ortadan kaldırılması ve cumhuriyetin kurulması ile sonuçlanmış, ülkede siyasî, sosyal, fikrî vs. inanılmaz değişikliklere yol açmıştır. Bu ülkede, önemli değişiklikler gerçekleşmiş ise, bu Mustafa Kemal Paşa sayesinde olmuştur. Bugünün Türkiye’sinde bütün reformların hazırlayıcısı ve yürütücüsü odur.

Yeni Cumhuriyetin reform devri, Mustafa Kemal’in zihniyetinden o derece etkilenmiştir ki, ekonomik, sosyal, siyasî veya fikrî bir meselenin incelenmesi, büyük Türk reformcusunun şahsiyeti üzerinde durulmadan yapılamaz. Bu sebepledir ki Mustafa Kemal Paşa, ülkenin ruhu haline gelmiştir. Yeni Cumhuriyet, Mustafa Kemal’in fikirlerinin simgesinden ibarettir.” (K.S. Chantitch- Chandan)

ATATÜRK Diyor ki:

“Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Ne mutlu Türk’ üm diyene!”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.