Yalova’da her sene Eylül ayında, ortaya bir iddia atılır ve 12 Eylül 1980 yöneticilerinin, Termal Oteli’ni sırf Atatürk’ün eseri diye yıktıkları öne sürülür.
12 Eylül olayının siyasi boyutunu tartışmak konum değil.
Ben, sadece tarihî Termal Oteli olayını kısaca hatırlatmak istiyorum.
Atatürk, Termal’de mevcut otellerin geliştirilmesi yanında, büyük ve çağdaş bir otel yapılmasını istiyordu.
O zamanlar Termal’i işleten Akay İdaresi, 1934 yılında, Atatürk’ün bu düşüncesinden yola çıkarak, önce yapılması düşünülen otel projesiyle ilgili bir yarışma açtı.
Yarışmayı, Mimar Sedat Hakkı Eldem’in projesi kazandı.1935 yılı Mart ayında ihale yapıldı ve uygun şartlar belirlendikten sonra, inşaata başlandı.
Ancak, belirlenen projeye göre inşaatına başlandıktan sonra, otelde Atatürk’e ait bir bölümün yapılması gündeme geldi.
Esasen, Atatürk, Yalova Termal’de kendisine ait bir köşk olduğunu söylüyor ve yeni yapılacak otelde, kendisine ait özel bir yer istemiyordu. Buna rağmen ikna edildi ve binanın ana iskeleti tamamlandıktan sonra, Atatürk için yeni bir düzenleme yoluna gidildi. Sonra da buna göre çalışmalara başlandı.
Ancak, inşaat işleri bir türlü istenen biçimde gelişemiyordu.
Otelin müteahhidi ile Akay İdaresi arasında anlaşmazlıklar çıktı.
Zira, belirli bir aşamaya gelmiş olan otelin yapımında zemin çürük çıkmış, temellerin çok daha derine indirilerek yeni bir bodrum katının yapımı gündeme gelmiş, yetmemiş, ilk keşifte gösterilen dere yatağının üzerinin kapanması gerekmişti. Bütün bunlar da yeni bir bütçe ve harcama demekti.
Kabul işlemlerinin uzun süre yapılmamış olması, bu sorunlardan kaynaklanmış olmalı...
Nihayet sonunda açılış, 22 Ocak 1938 günü gerçekleşti.
Atatürk, Termal’i dünyaca ünlü bir sağlık merkezi yapmak istiyordu.Bu maksatla buraya yaptırdığı Termal Oteli’nin açılışına geldi.Otelin ilk müşterisi oldu.
Termal Oteli’ndeki odadan masaj ve terleme odaları bulunan banyo havuzuna özel bir asansörle iniliyordu.
Termal Oteli’ndeki Atatürk’ün kaldığı özel oda, onun 1 Şubat 1938’de ayrılışından sonra, içindekilerle birlikte korumaya alındı.Kapısına da üzerinde (ATATÜRK ODASI) yazan pirinç bir levha kondu.
Kısa süre sonra da, Termal Oteli’nde bulunan Atatürk’ün yatak odası, Dolmabahçe Sarayı’na alındı.
Termal Oteli, döneminde Türkiye’nin en lüks ve en görkemli oteliydi. Ancak, aradan yıllar geçtikçe, giderek yorulan otel, ömrünü tamamlamaya başladı.
Önce, Denizcilik Bankası tarafından işletilen tesislerin Turizm Bankası’na devri ile, 15 Haziran 1979’da kapatılan Termal Oteli, 1 Ocak 1980 tarihinden itibaren tekrar işletilmeye başladı.
Bir süre sonra, Turizm Bankası Emanet Komisyonu Başkanlığı, Otel’i bakıma aldı; inşaat çalışmalarına başlandı; ancak kısa bir süre sonra inşaat tekrar durduruldu.
Turizm Bankası A.Ş.Gn.Md.lüğü, 2.7.1981 gün ve 8714 sayılı yazıyla, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne bir başvuru yaptı..Bunun üzerine, banka ilgilileri ile üniversiteden katılan iki öğretim üyesinden oluşan bir grup, Termal Oteli ile ilgili olarak değinilen sorunları ayrıntılı olarak inceledi.
Prof. Dr. Turhan Erdoğan ve Doç. Dr. Tuğrul Tankut imzasıyla hazırlanan (Yalova Termal Oteli’ndeki Korozyon Etkilerine İlişkin İnceleme Raporu)’nda sonuç şu şekilde belirtildi:
”Yerinde yapılan inceleme sonunda, yapının yapı güvenliğine ilişkin oldukça önemli sorunları bulunduğu gözlenmiş, yaklaşım önerilerek seçim banka yetkililerinin onayına sunulmuştur.”
Termal Oteli’nde yapılan tadilat ve onarım sırasında asma katta yüksek irtifalı kirişlerde çatlaklar tespit edilmesi üzerine, İTÜ tarafından yapılan çalışmalar ve hazırlanan raporlar ile bu çalışmalar doğrultusunda, Turizm Bankası A.Ş.Gn.Md.lüğü tarafından hazırlanan takviye projeleri 16.8.1982 günü tekrar incelendi.
Hazırlanan (TERMAL OTELİ DURUM TESPİT RAPORU)’nun NETİCE bölümü şöyledir:
“1.Termal Oteli’nin halen görülebilen kusurlu ve hatalı taşıyıcı elemanların yapımının mevcut flaksibil karakterini bozmadan onarım ve takviyesi(Yapım sırasında çıkabilecek benzeri durumlarda da takviye ve onarıma gidilmek şartıyla) yapılmak suretiyle yapının bu güne kadar olduğu gibi düşük emniyet sınırları içinde kullanılabileceği kanaatindeyiz.
2.Başlangıçta yapının taşıyıcı kısımlarında o anda tespit edilebilen hatalı ve korozyona maruz kısımların az bir onarımla yeterli olabileceği varsayımı ile kullanım fonksiyonları ve otelin vasfını yükseltici mimari tadilatlar ele alınmıştır.Onarım ve tadilat çalışmaları sırasında ortaya çıkmış olan taşıyıcı yapının kusurlu ve hatalı kısımlarının onarım ve takviyesi suretiyle yapının günümüz deprem şartlarına tam uygun hale getirilemeyeceği ve de yakın gelecekte yapının yenileme ihtiyacı nazara alındığında, mevcut yapının bu günden yıkılarak yenisinin yapılması durumunun, yatırım ekonomisi yönünden incelenmesinde fayda olduğu görüşündeyiz.”
Aynı raporun altında, Turizm Bankası Gn.Md.Cafer Canlı ile Gn.Md.Yrd.Murat Özgeç’in 27.5.1982 tarihinde imzaladıkları şu iki madde yazılıdır:
“3.Rantabilite açısından yeni bir otel binasının daha uygun olduğu,
4.Yapının muhafaza mecburiyeti olmadığına göre, 47 yıllık eski yapının emniyet açısından sahip olduğu riziko da dikkate alındığında günümüz şartlarına uygun yeni bir tesisin inşa edilmesinin mühendislik açısından çok yönlü olarak daha doğru olacağı, Hususları dikkate alındığında mevcut Termal Oteli’nin yıkılarak yerine yeni bir otel binası inşa etmenin daha yararlı olacağı Bankamız görüşü olarak sunulmuştur.
Gereğini emirlerinize arz ederiz.”
Bütün bu yazılanlardan:Termal Oteli’nin 1935 yılı teknik şartlarına uygun olarak yapıldığı, ancak zamanla kaplıca sularının oluşturduğu korozyon sebebiyle otelde önemli hasarlar, kolon ve kirişlerde çatlaklar oluştuğu, onarılsa bile yapının günümüz şartlarına tam uygun hale getirilemeyeceği, mevcut yapının yıkılarak yenisinin yapılmasının daha uygun olacağı anlaşılmaktadır.
Ayrıca,Turizm Bankası Gn.Md.Cafer Canlı ile Gn.Md.Yrd.Murat Özgeç’in özellikle belirterek altını imzaladıkları (YAPININ MUHAFAZA MECBURİYETİ OLMADIĞI) ifadesi herhalde çok çarpıcı ve anlamlıdır.
Yukarıda anlattığım konu, Faruk Kırtay’ın (Araplar Bizim Eve Ne Zaman Gelecek) isimli kitabında son derece ayrıntılı olarak anlatıyor. Ben de ondan yararlandım. Okudum – anladım. Konuya ilgi duyanların bu kitabı mutlaka okumalarını öneririm.
Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mükerrem Taşçıoğlu’nun Termal Oteli ile ilgili anlattıkları ise şöyledir:
“Bu otelin zaman içinde fonksiyonunu kayıp ettiği, bugünün modern otelcilik anlayışı ile bağdaşmayacak bir görünüme, bir hüviyete kavuştuğu için artık hizmet dışı bırakılmasının yanında, alt katındaki kükürtlü suların tesiri ile betonarme demirlerinin korozyona uğramış olması, bir tehlike arz etmesi ve bu konuda alınmış bir rapor sonucuna göre de binanın yıkılması ve yerine yenisinin yapılması öneriliyordu. Bu karara bir kısım kimseler:
“Atatürk’ün hatırasıdır” diye büyük iddialarda ortaya atılmak suretiyle, “Aman ha dokunmayın” dediler. Hadise o kadar geniş boyutlara ulaştı ki, “Bunun saçakları o devrin mimarî özelliğinin bir simgesidir” şeklinde bizi âdeta bilimsel yollarla bir takım tarihi değerler ve sair sebeplerle “Binaya Dokunmayın” der hale soktular. Tabiî siz dışarıdan fark edemiyorsunuz, ama bizim Kültür Bakanlığı’mızın derdi budur. Çareyi Sayın Cumhurbaşkanımızı da alıp buraya getirip, bu işi neticelendirmekte bulduk.”
Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 31 Temmuz 1984 günü Termal tesislerine geldi. Önce Atatürk Köşkü’nü gezdi. Termal Oteli’ne indi. Her katı ayrı ayrı inceledi. Raporlara baktı. Söylenenleri dinledi. Otelin balkonuna çıktı, “Raporlar ortada…Haklısınız, yıkın burayı!..” dedi.
Sonuçta, kısa süre sonra, Termal Oteli yıkıldı.
Yerine derhal yenisi yapılacaktı.
Ama,otelin yeri uzun yıllar boş kaldı, otomobil parkı olarak kullanıldı.
Yalova Termal Tesisleri, 2000 yılında Sağlık Bakanlığı’na geçince, Termal Oteli’nin yapımı tekrar gündeme geldi. Yeni yapılacak otelin plân ve projesi, Ankara Gazi Üniversitesi tarafından hazırlandı. 2004 yılında da inşaat çalışmaları başladı.
Şimdi hatırlamanın zamanıdır:
Atatürk’ün gözü gibi baktığı ve her şeyiyle ilgilendiği Termal’de, Gerek Üvezpınar ve gerekse Gökçedere tarafından Termal arazisi yer yer işgal edildi.
Buna bir tepki duydunuz mu? Ben duymadım.
Termal, Atatürk’ün emaneti değil mi?
Tarihi Büyük Otel ile tarihi Büyük Gazino’nun ne halde olduğunu biliyor musunuz? Yıkıldı, yıkılacak… Sorunca, bu konuda proje hazırlandığı söyleniyor. Sonuç ortada!... Bu iki bina neden yıllardır boş ve harabe halinde?
Atatürk’ün köşkü yanında dünyanın ağacı kesilerek Milletvekilleri için sosyal tesisler yapıldı. O dönem, Yalova ÇEKO temsilcileri dışında (belki başka tepki gösteren de vardır ama ben hatırlamıyorum) kimse bu olayın üzerine gidip tepki göstermedi..
1984’te Termal Oteli yıkıldıktan sonra, yerine derhal ve daha modern bir otel yapılacaktı. 2004 yılına kadar, yani tam 20 sene bir çivi çakılmadı, kimse tepki göstermedi. (Belki tepki vardı da, ben duymadım.)
2004 yılında yapımına başlanan yeni Termal Otel, hâlâ bitirilemedi.
Bu konuda var mı yeterli tepki ?
Sonuçta:
12 Eylül yönetiminin, genel olarak, Atatürkçülüğe aykırı görüşleri belki vardır ya da yoktur, konum değil.
Ama burada, Termal Oteli’nin yıkılmasını, 12 Eylül yönetiminin sözde Atatürk karşıtı görüşüne bağlamanın mantığı ne olabilir, anlamış değilim.
www.ahmetakyol.net
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Termal Oteli Olayı Nedir?
Yalova’da her sene Eylül ayında, ortaya bir iddia atılır ve 12 Eylül 1980 yöneticilerinin, Termal Oteli’ni sırf Atatürk’ün eseri diye yıktıkları öne sürülür.
12 Eylül olayının siyasi boyutunu tartışmak konum değil.
Ben, sadece tarihî Termal Oteli olayını kısaca hatırlatmak istiyorum.
Atatürk, Termal’de mevcut otellerin geliştirilmesi yanında, büyük ve çağdaş bir otel yapılmasını istiyordu.
O zamanlar Termal’i işleten Akay İdaresi, 1934 yılında, Atatürk’ün bu düşüncesinden yola çıkarak, önce yapılması düşünülen otel projesiyle ilgili bir yarışma açtı.
Yarışmayı, Mimar Sedat Hakkı Eldem’in projesi kazandı.1935 yılı Mart ayında ihale yapıldı ve uygun şartlar belirlendikten sonra, inşaata başlandı.
Ancak, belirlenen projeye göre inşaatına başlandıktan sonra, otelde Atatürk’e ait bir bölümün yapılması gündeme geldi.
Esasen, Atatürk, Yalova Termal’de kendisine ait bir köşk olduğunu söylüyor ve yeni yapılacak otelde, kendisine ait özel bir yer istemiyordu. Buna rağmen ikna edildi ve binanın ana iskeleti tamamlandıktan sonra, Atatürk için yeni bir düzenleme yoluna gidildi. Sonra da buna göre çalışmalara başlandı.
Ancak, inşaat işleri bir türlü istenen biçimde gelişemiyordu.
Otelin müteahhidi ile Akay İdaresi arasında anlaşmazlıklar çıktı.
Zira, belirli bir aşamaya gelmiş olan otelin yapımında zemin çürük çıkmış, temellerin çok daha derine indirilerek yeni bir bodrum katının yapımı gündeme gelmiş, yetmemiş, ilk keşifte gösterilen dere yatağının üzerinin kapanması gerekmişti. Bütün bunlar da yeni bir bütçe ve harcama demekti.
Kabul işlemlerinin uzun süre yapılmamış olması, bu sorunlardan kaynaklanmış olmalı...
Nihayet sonunda açılış, 22 Ocak 1938 günü gerçekleşti.
Atatürk, Termal’i dünyaca ünlü bir sağlık merkezi yapmak istiyordu.Bu maksatla buraya yaptırdığı Termal Oteli’nin açılışına geldi.Otelin ilk müşterisi oldu.
Termal Oteli’ndeki odadan masaj ve terleme odaları bulunan banyo havuzuna özel bir asansörle iniliyordu.
Termal Oteli’ndeki Atatürk’ün kaldığı özel oda, onun 1 Şubat 1938’de ayrılışından sonra, içindekilerle birlikte korumaya alındı.Kapısına da üzerinde (ATATÜRK ODASI) yazan pirinç bir levha kondu.
Kısa süre sonra da, Termal Oteli’nde bulunan Atatürk’ün yatak odası, Dolmabahçe Sarayı’na alındı.
Termal Oteli, döneminde Türkiye’nin en lüks ve en görkemli oteliydi. Ancak, aradan yıllar geçtikçe, giderek yorulan otel, ömrünü tamamlamaya başladı.
Önce, Denizcilik Bankası tarafından işletilen tesislerin Turizm Bankası’na devri ile, 15 Haziran 1979’da kapatılan Termal Oteli, 1 Ocak 1980 tarihinden itibaren tekrar işletilmeye başladı.
Bir süre sonra, Turizm Bankası Emanet Komisyonu Başkanlığı, Otel’i bakıma aldı; inşaat çalışmalarına başlandı; ancak kısa bir süre sonra inşaat tekrar durduruldu.
Turizm Bankası A.Ş.Gn.Md.lüğü, 2.7.1981 gün ve 8714 sayılı yazıyla, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne bir başvuru yaptı..Bunun üzerine, banka ilgilileri ile üniversiteden katılan iki öğretim üyesinden oluşan bir grup, Termal Oteli ile ilgili olarak değinilen sorunları ayrıntılı olarak inceledi.
Prof. Dr. Turhan Erdoğan ve Doç. Dr. Tuğrul Tankut imzasıyla hazırlanan (Yalova Termal Oteli’ndeki Korozyon Etkilerine İlişkin İnceleme Raporu)’nda sonuç şu şekilde belirtildi:
”Yerinde yapılan inceleme sonunda, yapının yapı güvenliğine ilişkin oldukça önemli sorunları bulunduğu gözlenmiş, yaklaşım önerilerek seçim banka yetkililerinin onayına sunulmuştur.”
Termal Oteli’nde yapılan tadilat ve onarım sırasında asma katta yüksek irtifalı kirişlerde çatlaklar tespit edilmesi üzerine, İTÜ tarafından yapılan çalışmalar ve hazırlanan raporlar ile bu çalışmalar doğrultusunda, Turizm Bankası A.Ş.Gn.Md.lüğü tarafından hazırlanan takviye projeleri 16.8.1982 günü tekrar incelendi.
Hazırlanan (TERMAL OTELİ DURUM TESPİT RAPORU)’nun NETİCE bölümü şöyledir:
“1.Termal Oteli’nin halen görülebilen kusurlu ve hatalı taşıyıcı elemanların yapımının mevcut flaksibil karakterini bozmadan onarım ve takviyesi(Yapım sırasında çıkabilecek benzeri durumlarda da takviye ve onarıma gidilmek şartıyla) yapılmak suretiyle yapının bu güne kadar olduğu gibi düşük emniyet sınırları içinde kullanılabileceği kanaatindeyiz.
2.Başlangıçta yapının taşıyıcı kısımlarında o anda tespit edilebilen hatalı ve korozyona maruz kısımların az bir onarımla yeterli olabileceği varsayımı ile kullanım fonksiyonları ve otelin vasfını yükseltici mimari tadilatlar ele alınmıştır.Onarım ve tadilat çalışmaları sırasında ortaya çıkmış olan taşıyıcı yapının kusurlu ve hatalı kısımlarının onarım ve takviyesi suretiyle yapının günümüz deprem şartlarına tam uygun hale getirilemeyeceği ve de yakın gelecekte yapının yenileme ihtiyacı nazara alındığında, mevcut yapının bu günden yıkılarak yenisinin yapılması durumunun, yatırım ekonomisi yönünden incelenmesinde fayda olduğu görüşündeyiz.”
Aynı raporun altında, Turizm Bankası Gn.Md.Cafer Canlı ile Gn.Md.Yrd.Murat Özgeç’in 27.5.1982 tarihinde imzaladıkları şu iki madde yazılıdır:
“3.Rantabilite açısından yeni bir otel binasının daha uygun olduğu,
4.Yapının muhafaza mecburiyeti olmadığına göre, 47 yıllık eski yapının emniyet açısından sahip olduğu riziko da dikkate alındığında günümüz şartlarına uygun yeni bir tesisin inşa edilmesinin mühendislik açısından çok yönlü olarak daha doğru olacağı,
Hususları dikkate alındığında mevcut Termal Oteli’nin yıkılarak yerine yeni bir otel binası inşa etmenin daha yararlı olacağı Bankamız görüşü olarak sunulmuştur.
Gereğini emirlerinize arz ederiz.”
Bütün bu yazılanlardan:Termal Oteli’nin 1935 yılı teknik şartlarına uygun olarak yapıldığı, ancak zamanla kaplıca sularının oluşturduğu korozyon sebebiyle otelde önemli hasarlar, kolon ve kirişlerde çatlaklar oluştuğu, onarılsa bile yapının günümüz şartlarına tam uygun hale getirilemeyeceği, mevcut yapının yıkılarak yenisinin yapılmasının daha uygun olacağı anlaşılmaktadır.
Ayrıca,Turizm Bankası Gn.Md.Cafer Canlı ile Gn.Md.Yrd.Murat Özgeç’in özellikle belirterek altını imzaladıkları (YAPININ MUHAFAZA MECBURİYETİ OLMADIĞI) ifadesi herhalde çok çarpıcı ve anlamlıdır.
Yukarıda anlattığım konu, Faruk Kırtay’ın (Araplar Bizim Eve Ne Zaman Gelecek) isimli kitabında son derece ayrıntılı olarak anlatıyor. Ben de ondan yararlandım. Okudum – anladım. Konuya ilgi duyanların bu kitabı mutlaka okumalarını öneririm.
Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mükerrem Taşçıoğlu’nun Termal Oteli ile ilgili anlattıkları ise şöyledir:
“Bu otelin zaman içinde fonksiyonunu kayıp ettiği, bugünün modern otelcilik anlayışı ile bağdaşmayacak bir görünüme, bir hüviyete kavuştuğu için artık hizmet dışı bırakılmasının yanında, alt katındaki kükürtlü suların tesiri ile betonarme demirlerinin korozyona uğramış olması, bir tehlike arz etmesi ve bu konuda alınmış bir rapor sonucuna göre de binanın yıkılması ve yerine yenisinin yapılması öneriliyordu. Bu karara bir kısım kimseler:
“Atatürk’ün hatırasıdır” diye büyük iddialarda ortaya atılmak suretiyle, “Aman ha dokunmayın” dediler. Hadise o kadar geniş boyutlara ulaştı ki, “Bunun saçakları o devrin mimarî özelliğinin bir simgesidir” şeklinde bizi âdeta bilimsel yollarla bir takım tarihi değerler ve sair sebeplerle “Binaya Dokunmayın” der hale soktular. Tabiî siz dışarıdan fark edemiyorsunuz, ama bizim Kültür Bakanlığı’mızın derdi budur. Çareyi Sayın Cumhurbaşkanımızı da alıp buraya getirip, bu işi neticelendirmekte bulduk.”
Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 31 Temmuz 1984 günü Termal tesislerine geldi. Önce Atatürk Köşkü’nü gezdi. Termal Oteli’ne indi. Her katı ayrı ayrı inceledi. Raporlara baktı. Söylenenleri dinledi. Otelin balkonuna çıktı, “Raporlar ortada…Haklısınız, yıkın burayı!..” dedi.
Sonuçta, kısa süre sonra, Termal Oteli yıkıldı.
Yerine derhal yenisi yapılacaktı.
Ama,otelin yeri uzun yıllar boş kaldı, otomobil parkı olarak kullanıldı.
Yalova Termal Tesisleri, 2000 yılında Sağlık Bakanlığı’na geçince, Termal Oteli’nin yapımı tekrar gündeme geldi. Yeni yapılacak otelin plân ve projesi, Ankara Gazi Üniversitesi tarafından hazırlandı. 2004 yılında da inşaat çalışmaları başladı.
Şimdi hatırlamanın zamanıdır:
Atatürk’ün gözü gibi baktığı ve her şeyiyle ilgilendiği Termal’de, Gerek Üvezpınar ve gerekse Gökçedere tarafından Termal arazisi yer yer işgal edildi.
Buna bir tepki duydunuz mu? Ben duymadım.
Termal, Atatürk’ün emaneti değil mi?
Tarihi Büyük Otel ile tarihi Büyük Gazino’nun ne halde olduğunu biliyor musunuz?
Yıkıldı, yıkılacak…
Sorunca, bu konuda proje hazırlandığı söyleniyor.
Sonuç ortada!...
Bu iki bina neden yıllardır boş ve harabe halinde?
Atatürk’ün köşkü yanında dünyanın ağacı kesilerek Milletvekilleri için sosyal tesisler yapıldı. O dönem, Yalova ÇEKO temsilcileri dışında (belki başka tepki gösteren de vardır ama ben hatırlamıyorum) kimse bu olayın üzerine gidip tepki göstermedi..
1984’te Termal Oteli yıkıldıktan sonra, yerine derhal ve daha modern bir otel yapılacaktı.
2004 yılına kadar, yani tam 20 sene bir çivi çakılmadı, kimse tepki göstermedi. (Belki tepki vardı da, ben duymadım.)
2004 yılında yapımına başlanan yeni Termal Otel, hâlâ bitirilemedi.
Bu konuda var mı yeterli tepki ?
Sonuçta:
12 Eylül yönetiminin, genel olarak, Atatürkçülüğe aykırı görüşleri belki vardır ya da yoktur, konum değil.
Ama burada, Termal Oteli’nin yıkılmasını, 12 Eylül yönetiminin sözde Atatürk karşıtı görüşüne bağlamanın mantığı ne olabilir, anlamış değilim.
www.ahmetakyol.net