Yalova sınırları içinde yapılan arkeolojik araştırmalar henüz tarih öncesi devirlerdeki yaşamı yeterli şekilde aydınlatacak nitelikte değildir.
Yazı öncesi çağlarda İstanbul yöresinde, insan elinden çıkmış ilk aletlerle belirlenen ilk kültürlerin İÖ. 600 000 yıllarından itibaren başladığı, bir gelişim- değişim süreci içinde farklı kültürler oluşturarak İÖ. 2 000 yılına kadar uzandığı izlenebilmektedir.
Söz konusu zaman dilimi içinde İstanbul ve yakın çevresinde ele geçen tarih öncesine ait maddesel kalıntılara, arkeolojik buluntulara göre, bu yörede Paleolitik Çağ (Eski Taş Devri)’dan beri çeşitli kültürleri meydana getiren insan topluluklarının yaşadığı öğrenilmektedir.
Bu insan toplulukları önceleri göçebe iken daha sonraki dönemlerde yerleşik yaşama geçmiş, Fikirtepe ve Pendik’te örneklerini gördüğümüz ilk köy yerleşmelerini kurmuşlardır.
Yalova yakınlarında S.ERİNÇ’in saptadığı pleistosen taraçalarının uzandığı yörede, Şevket Aziz KANSU tarafından Çalıca Deresi gravyerlerinde paleolitik çağa ait kazıyıcı tipinde aletler toplanmıştır. Ancak KANSU, bu aletlerin paleolitiğin (Eski Taş Devri) hangi kültürüne ait olduğunu belirtmemiştir.
Marmara Denizi güneyindeki bir diğer konak yeri ise, Çınarcık’ın 4 km. kadar güneydoğusundaki “İbo’nun Rampası Mevkii”dir. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ nden Güven ARSABÜK, burayı 1978’de bulmuştur. Yalova- Çınarcık yolu üzerinde, yolun iki tarafında uzanan buluntu yeri, deniz kıyısından 1 km. içeridedir. Yüzey araştırmaları, konak yerinin çok geniş bir alana yayıldığını göstermektedir.
Çakmaktaşından yonga, dilgi ve dilgi çekirdekleri, kazıyıcılar, uç, delici ve çoklu aletlerin genel karakterleri, burasının bir orta paleolitik bir kültüre ait olduğu izlenimini vermektedir. Ayrıca alet topluluğu içinde, az da olsa birkaç obsidienden mikrolit dilgi, İbo’nun Rampası’nın Mezolitik Çağı’nda (Orta Taş Devri) kullanıldığına işaret etmektedir.
Neolitik Çağ (Cilalı Taş Devri)’ın en önemli özelliği, insan topluluklarının yarı göçebe bir yaşam tarzından sürekli yerleşik bir yaşam biçimine geçmeleri ve yavaş yavaş tarıma ve hayvancılığa dayalı bir ekonomik düzeni geliştirmeye başlamalarıdır.
Yalova yöresindeki arkeolojik kazılar henüz yeterli seviyede yapılmamasına rağmen, İbo’nun Rampası Mevkii’nde toplanan bazı alet toplulukları, bu evreyi yansıtmaktadır.
1952 yılında, Yalova’da, Arkeolog Nezih FIRATLI ile Arkeolog Rüstem DUYURAN’ın buldukları Göztepe Mevkii’nin çanak çömleği de her ne kadar Fikirtepe kültürü çanak çömleği özelliklerinin tümünü göstermese de, bazı benzerlikler vardır ve İÖ.6 000 yıla tarihlenmektedir. (NOT: Göztepe yöresinde yapılan kazılarda ele geçen objeler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri üst kat salonlarında Çanak- Çömlek Bölümü’nde sergilenmektedir.)
Kuşkusuz ileride jeomorfolojik araştırmalarla birlikte diğer fen ve doğa bilimlerinden de yararlanarak yapılacak arkeolojik kazılarla Yalova ve çevresinin yazı öncesi insan toplulukları, yerleşmeleri ve kültür tarihleri hakkında çok daha doyurucu ve kesin bilgilere kavuşulabilecektir.
Ancak bunun tek şartı, buluntu yerlerini bilinçli bir şekilde koruyarak, gelecek kuşaklara ulaştırmaktır.
KAYNAK:
A.Müfit MANSEL, “Yalova Kılavuzu”, İstanbul, 1936.
Mehmet İ. TUNAY, “ Yalova’ nın Tarih ve Arkeolojisi”, Arkitek, Sayı: 342, Yıl: 1971
Mehmet İ. TUNAY,” Yalova’ nın Tarih ve Arkeolojisi”, IX. Türk Tarih Kongresi, TTK. Basımevi, Ankara, 1986.
Erinç, “ İstanbul Boğazı ve Çevresi, Doğal Ortam: Etkiler ve Olanaklar”, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Dergisi, Sayfa 20-21 ( 1974- 1977, Sayfa 1-23
Esin, “ İstanbul’un En Eski Buluntu Yerleri ve Kültürleri”, İstanbul Yazıları, Semavi Eyice Armağanı, İstanbul, 1992, Sayfa 55-71
İstanbul Ansiklopedisi, Cilt /Sayfa 450
GÜNÜN SÖZÜ:
“Bir insana yapılacak en büyük kötülük, o insanın hiçbir işe yaramadığını düşünmesini sağlamaktır.”
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“ Türkiye Cumhuriyeti’ ni Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti Denir! Ne Mutlu Türk’ üm Diyene!”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Tarih Öncesi Dönemlerde Yalova
Paleolitik Çağ ( Eski Taş Devri): İÖ. 600 000- 10 000
Mezolitik Çağ ( Orta Taş Devri): İÖ. 10 000- 8 000
Neolitik Çağ ( Cilalı Taş Devri) : İÖ. 8 000- 5 500
Kalkolitik Çağ ( Bakır-Taş Devri): İÖ. 5 500- 3 000
Yalova sınırları içinde yapılan arkeolojik araştırmalar henüz tarih öncesi devirlerdeki yaşamı yeterli şekilde aydınlatacak nitelikte değildir.
Yazı öncesi çağlarda İstanbul yöresinde, insan elinden çıkmış ilk aletlerle belirlenen ilk kültürlerin İÖ. 600 000 yıllarından itibaren başladığı, bir gelişim- değişim süreci içinde farklı kültürler oluşturarak İÖ. 2 000 yılına kadar uzandığı izlenebilmektedir.
Söz konusu zaman dilimi içinde İstanbul ve yakın çevresinde ele geçen tarih öncesine ait maddesel kalıntılara, arkeolojik buluntulara göre, bu yörede Paleolitik Çağ (Eski Taş Devri)’dan beri çeşitli kültürleri meydana getiren insan topluluklarının yaşadığı öğrenilmektedir.
Bu insan toplulukları önceleri göçebe iken daha sonraki dönemlerde yerleşik yaşama geçmiş, Fikirtepe ve Pendik’te örneklerini gördüğümüz ilk köy yerleşmelerini kurmuşlardır.
Yalova yakınlarında S.ERİNÇ’in saptadığı pleistosen taraçalarının uzandığı yörede, Şevket Aziz KANSU tarafından Çalıca Deresi gravyerlerinde paleolitik çağa ait kazıyıcı tipinde aletler toplanmıştır. Ancak KANSU, bu aletlerin paleolitiğin (Eski Taş Devri) hangi kültürüne ait olduğunu belirtmemiştir.
Marmara Denizi güneyindeki bir diğer konak yeri ise, Çınarcık’ın 4 km. kadar güneydoğusundaki “İbo’nun Rampası Mevkii”dir. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ nden Güven ARSABÜK, burayı 1978’de bulmuştur. Yalova- Çınarcık yolu üzerinde, yolun iki tarafında uzanan buluntu yeri, deniz kıyısından 1 km. içeridedir. Yüzey araştırmaları, konak yerinin çok geniş bir alana yayıldığını göstermektedir.
Çakmaktaşından yonga, dilgi ve dilgi çekirdekleri, kazıyıcılar, uç, delici ve çoklu aletlerin genel karakterleri, burasının bir orta paleolitik bir kültüre ait olduğu izlenimini vermektedir. Ayrıca alet topluluğu içinde, az da olsa birkaç obsidienden mikrolit dilgi, İbo’nun Rampası’nın Mezolitik Çağı’nda (Orta Taş Devri) kullanıldığına işaret etmektedir.
Neolitik Çağ (Cilalı Taş Devri)’ın en önemli özelliği, insan topluluklarının yarı göçebe bir yaşam tarzından sürekli yerleşik bir yaşam biçimine geçmeleri ve yavaş yavaş tarıma ve hayvancılığa dayalı bir ekonomik düzeni geliştirmeye başlamalarıdır.
Yalova yöresindeki arkeolojik kazılar henüz yeterli seviyede yapılmamasına rağmen, İbo’nun Rampası Mevkii’nde toplanan bazı alet toplulukları, bu evreyi yansıtmaktadır.
1952 yılında, Yalova’da, Arkeolog Nezih FIRATLI ile Arkeolog Rüstem DUYURAN’ın buldukları Göztepe Mevkii’nin çanak çömleği de her ne kadar Fikirtepe kültürü çanak çömleği özelliklerinin tümünü göstermese de, bazı benzerlikler vardır ve İÖ.6 000 yıla tarihlenmektedir. (NOT: Göztepe yöresinde yapılan kazılarda ele geçen objeler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri üst kat salonlarında Çanak- Çömlek Bölümü’nde sergilenmektedir.)
Kuşkusuz ileride jeomorfolojik araştırmalarla birlikte diğer fen ve doğa bilimlerinden de yararlanarak yapılacak arkeolojik kazılarla Yalova ve çevresinin yazı öncesi insan toplulukları, yerleşmeleri ve kültür tarihleri hakkında çok daha doyurucu ve kesin bilgilere kavuşulabilecektir.
Ancak bunun tek şartı, buluntu yerlerini bilinçli bir şekilde koruyarak, gelecek kuşaklara ulaştırmaktır.
KAYNAK:
A.Müfit MANSEL, “Yalova Kılavuzu”, İstanbul, 1936.
Mehmet İ. TUNAY, “ Yalova’ nın Tarih ve Arkeolojisi”, Arkitek, Sayı: 342, Yıl: 1971
Mehmet İ. TUNAY,” Yalova’ nın Tarih ve Arkeolojisi”, IX. Türk Tarih Kongresi, TTK. Basımevi, Ankara, 1986.
Erinç, “ İstanbul Boğazı ve Çevresi, Doğal Ortam: Etkiler ve Olanaklar”, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Dergisi, Sayfa 20-21 ( 1974- 1977, Sayfa 1-23 Esin, “ İstanbul’un En Eski Buluntu Yerleri ve Kültürleri”, İstanbul Yazıları, Semavi Eyice Armağanı, İstanbul, 1992, Sayfa 55-71İstanbul Ansiklopedisi, Cilt /Sayfa 450
GÜNÜN SÖZÜ:
“Bir insana yapılacak en büyük kötülük, o insanın hiçbir işe yaramadığını düşünmesini sağlamaktır.”
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“ Türkiye Cumhuriyeti’ ni Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti Denir! Ne Mutlu Türk’ üm Diyene!”
www.ahmetakyol.net