Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Seçim Yaklaşıyor

Yazının Giriş Tarihi: 21.05.2015 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.05.2015 05:00

Seçim öncesi günlerin telâşı yaşanıyor.
Adaylar kendilerini ön plâna çıkarma telâşı içindeler.
Aday yandaşları, ya da görevli partililer, kendi adaylarını tanıtma peşindeler.
Hangi iş olursa olsun, son anda yapılan işleri oldum olası beğenmem ve benimsemem.

Yumurta kapıya geldikten sonra yapılan işlerden sağlıklı sonuç çıkmadığına ve asla çıkamayacağına inanırım.

Yalova’da seçim çalışmaları denince: adayları tanıtan broşürler, adayların esnaf gezmeleri, ses yayın cihazları sonuna kadar açılmış araçlarla propaganda turları, cep telefonlarına gelen mesajlar anlaşılıyor.

Uzun yıllar önce, Yalova’ya ilk kez gelişiminde yerel seçim günleri yaşanıyordu. Eşimle birlikte bir bankada sıramızı bekliyorduk. İçerisi oldukça kalabalıktı. Bir ara içeri 3 kişi girdi. Öndeki kişi, bankada çalışanların bulunduğu tarafa geçti, memurların/ çalışanların tek tek ellerini sıktı, ayrılırken “Bana oy vermeyi unutmayın” dedi ve bankadaki müşterilerin yüzüne bakmadan dışarı çıktı, gitti. Bankada çalışan personel taş çatlasa 10 kişi olsa, müşterilerin sayısı kesinlikle 50’den az değildi. Hemen yanımdaki şahsa, “Kim bu?” diye sordum. Belediye Başkanı adayıymış…

O zamanlar, Bahçelievler Mahallesi’nde Yalova Lisesi’nin bulunduğu caddede, tam hatırlamıyorum ama galiba Salı günleri semt pazarı açılıyordu. Pazarda limon satan bir esnaf ile seçimler hakkında konuşuyorduk, yanımda yine eşim vardı. Limoncu, Orhangazi’ liymiş, seçimlerde orada oy kullanacakmış; bize oradaki adayları filân anlatıyordu.

Birden etrafımızda bir itiş kakış oldu, birkaç gün önce bankada gördüğümüz aday, esnafla el sıkışıyordu. Biz, limoncunun önünde 5-6 kişi kadar vardık. Aday Bey, bizim yani müşterilerin yüzüne hiç bakmadan, limoncunun elini sıktı ve “ Bana oy vermeyi unutma ha ” dedi ve aynen bankada yaptığı gibi, müşterilerin yüzüne bakmadan diğer esnafa doğru ilerledi, gitti. Orada oy verecek olanlar müşterilerdi, limon satan esnaf değil!..

Limoncu ile göz göze geldik, “Bu aday asla kazanamaz” dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Tabi kazanamadı. Bu adayın çok tanınmış bir kişi olduğunu sonradan öğrendim. Çok dürüst, bilgili ve çalışkan bir isimdi.

Başka yerlerde var mı, bilmiyorum. Yalova’da, seçimlere yaklaşık bir ay kala adaylar belirleniyor, sonra bu adaylar yanlarında yandaşları, kapı kapı gezip esnafla el sıkışıyorlar.

Bir grup gelip el sıkıp gidiyor, beş dakika sonra başka bir grup gelip el sıkıp gidiyor.

El sıkma ile oy mu kazanılır?
Geçenlerde bir arkadaşımla dükkânında sohbet ediyoruz. İçeri bir bayan girdi, elindeki broşürü arkadaş verdi, “Adayımız esnaf ziyareti için geliyor” dedikten sonra, benim yüzüme bile bakmadan dışarı çıktı.
Ben, hemen “Ben kaçıyorum” dedim. Prensip olarak böyle şovlara alet olmam!
Arkadaşım, “Ağbi, beni yalnız bırakma, gitme” dedi, kıramadım kaldım.
Bir dakika geçti- geçmedi, içeriye milletvekili adaylarından biri girdi, yüzünde sahte- zorlama bir tebessüm vardı, doğru dükkân sahibi arkadaşıma gitti, hiçbir şey söylemeden elini sıktı, sonra benim elimi sıktı ve tek kelime konuşmadan çıktı gitti. İçeri girmeyip kapı ağzında duran yandaşları ya da partililer de, Aday’ın arkasından yürüyüp gittiler.

Eee, ne oldu şimdi?
Ben, bu adaya neden oy vereyim?
Bazı dükkânlarda esnaf, aday ile sohbet edince, aday sanki oradakiler kendisine oy verecek zannediyor.
Oysa, beş dakika sonra gelen adaya da aynı şekilde davranılıyor.
Bu durumun anlaşılmış olması gerekmez mi?
Yalova caddelerinde kendi partilerinin seçim şarkılarını çalan araçlar dolaşıp duruyor. Gürültü kirliliği anlatılır gibi değil! (Bu çirkinliğe kim, nasıl izin veriyor?)
Benim kime ya da hangi partiye oy vereceğimi bir şarkı ya da türkü etkileyebilir mi?
Mümkün değil!
Cep telefonuma ikide bir, parti mesajları geliyor, okumadan siliyorum!
Herkesin kendine göre bir değerlendirmesi var!
Uzatmayalım: umarım, sağlıklı bir kampanya süresi yaşanır; ülkemiz için hangisi hayırlısıysa o olur!



BİR TESPİT:

TBMM’nin önceki başkanlarından, tanınmış duayen siyasetçi ve hukukçu Sayın Hüsamettin CİNDORUK Diyor ki: “ Başkanlık sistemi Türk parlamenter sistemine uygun değildir. İlk önce bu konuda Cumhurbaşkanını düzeltmek istiyorum. İki de bir diyor ki: vaktiyle Celal Bayar da başkanlık sistemini savundu. Hayır! Demokrat Parti katiyen başkanlık sistemini düşünmedi. Cumhuriyet Halk Partisi de düşünmedi. Fırsat ellerine geçtiği halde Cemal Gürsel de, Kenan Evren de düşünmedi. Çünkü anti- demokratik Meclis sistemine geçiş, çöküş demektir. Eğer başkanlık sistemine geçilirse, 10 bine yakın kanun ve yönetmeliğin değişmesi gerekir. Türkiye bu işin içinden çıkamaz. “ (Sözcü, 20.5.2015)



GÖZÜME TAKILANLAR:

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 60 ve 61nci maddelerine göre, araçlar, karayolları üzerinde bulunan köprü üstlerinde park edemez ve duraklayamaz. Buna rağmen, Fatih Caddesi’ndeki Yalova Deresi Köprüsü üzeri araç park yeri olarak kullanılıyor. (10 Mayıs 2015 günü saat 14 00)

Bad Godesberg Parkı, araç park yeri midir? Buraya araçlar, hem de yabancı plâkalı araçlar nasıl park eder ? (10 Mayıs 2015 günü saat 14 15)



BEKLENTİM VAR:

Onur intiharından herkesin ve gelecek nesillerin dersler çıkartması gereken Japon Mühendis Kishi Ryoichi’nin aziz hatırasını (neyin, nasıl yapılacağını en ince ayrıntısıyla inceledikten sonra) yaşatmak gerektiğine samimi olarak inanıyor ve 23 Mart 2015’den beri bu konuda Altınova Belediyesi’nin ne yapacağını, ya da ne yapmak istediğini çok merak ediyorum!..



GÜNÜN SÖZÜ:

“Cehalet ortadan kaldırılmadıkça, yerimizdeyiz! Yerinde duran bir şey ise, geriye gidiyor demektir!”

ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!..”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.