Seçim Sathı Mailine Girdik Siyasetle yatıyor, siyasetle kalkıyoruz. Gazetelere bakıyoruz, daha ön sayfada başlıyor siyasetçilerin açıklaması… Televizyonları açıyoruz, bir siyasetçi konuşuyor, o bitmeden diğeri başlıyor. Çoğu siyasetçi ağza yakışmayacak kelimelerle hakaret ediyor, bağırıyor; birleşmeyi değil ayrışmayı körüklüyor!.. Gazeteleri okumasan, televizyonları açmasan, bu sefer de dışarıdan geçen adayların araçları sonuna kadar açılmış hoparlörleriyle başına başına vuruyor insanın!.. Sanki çok bağıran, çok oy alacak !?.. Yapılan gürültü kirliliğinden başka bir şey değil !.. Gündem siyaset ya, birkaç satır yazmaktan kendimi alamadım. Sevsin- sevmesin, siyaset tüm insanları ilgilendiren bir konu… Her memlekette, her insan, kültür seviyesi ne olursa olsun, eğer bir partiye sempati duyuyorsa, öncelikle kendi partisinin daha sonra da diğer partilerin siyasetine ilgi duyar. Herhangi bir partiye sempatisi olmayanlar da, ülkenin içinde bulunduğu siyasî ortam ve uygulanan politikaları ilgiyle takip eder. Siyasiler, içinde yaşadıkları toplumun huzur ve refahı için çaba göstermek zorundadırlar. Siyasetçiler için esas olması gereken toplumun çıkarıdır, kişisel ya da ailevî çıkarlar değil!.. Siyaset kavramı içinde ön plânda olması gereken değer, “Hak” tır. Hak, temelli bir varlık garantisidir. Kişiler arasındaki ilişkiler hakka dayanmadığı vakit, barbarlık ortalığı kasıp kavurur, siyasete anarşi hakim olur!.. Demokrasi elbette bir halk idaresidir. Ancak siyasi partilerin ya da adayların, vatandaşların her isteğini yerine getireceklerini vaat etmeleri demokrasi adına uygun bir davranış olamaz!.. Gayet tabiidir ki, halk sadece kendi ihtiyaçlarına ve derhal çare bulunmasını ister. Bu iş için imkân var mıdır, yok mudur, bu isteği yerine getirmek mümkün müdür, değil midir düşünmez!.. Siyasi partiler ise vatandaşın istediğini, imkânlarla olduğu gibi memleketin genel menfaati ve mukadderatı ile denkleştirmeye mecburdur. Siyasette demagoji olmaz; akıl, zekâ ve mantıkla hareket edilir!..(Yani “ Siyasette demagoji olmamalı, akıl, zeka ve mantıkla hareket edilmelidir” demek istiyorum !..)
Benim her konuda önderim ve yol göstericim ATATÜRK’tür. Herhangi bir konuda tereddüde düşersem, önce ATATÜRK ne diyor, diye bakarım. Bakın ATATÜRK neler diyor: “Takip edilen amaçlar hiçbir zaman kişisel olmamalıdır. Geçmiş sistemlere bağlı kalanlar ve geleneklerden sıyrılamayanlar hiçbir zaman modern bir devlet meydana getiremezler.” “Memleket işlerinde, millet işlerinde, hakiki işlerde duyguya, hatıra, kardeşliğe ve dostluğa bakılmaz.” “Memleket tam bir birliğe muhtaçtır. Sıradan politikacılarla milleti parçalamak ihanettir.” ***
FARKINDA MISINIZ?
2002’de 129.6 milyar dolar olan Türkiye’nin toplam dış borcu 2013 sonunda 367.3 milyar dolara fırladı. Türkiye yıllardır yurt dışından aldığı borçları, üretimde kullanmadan tüketiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013’te yıllık ihracatımız yüzde 0.4 gerileyerek 151.9 milyar dolara düşerken, ithalatımız yüzde 6.4 arttı ve 251.7 milyar dolara ulaştı. Dış ticaret açığı ise yüzde 18.7 artış ile 99.8 milyar dolara ulaştı. Kısacası, Türkiye dış ticarette 25 yıldır ilk kez bu kadar kötü bir tablo ile karşılaşıyor. Türkiye bir tarım ve hayvancılık ülkesiydi. Canlı hayvan ithalatı ihracatın 31 katı oldu. Memur maaşları 1 yılda dolar karşısında yüzde 15, euro karşısında yüzde 16 eridi. Türkiye ile Avrupa arasındaki maaş farkı 2,5 kattan 3’e yükseldi. Bütçe 1 ayda 11 aydan fazla açık verdi. Yıllık açık 18.4 milyar olarak gerçekleşti!.. Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 136 ülke arasında 124 ncü sırada… Türkiye, basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 154 ncü sırada… ***
“Hayatta edinilmesi gereken en önemli prensip her zaman ve her zeminde hakkın ve haklının yanında yer almak olmalıdır. Güçlünün yanında yer almak ve bunu maddi çıkarları ya da gelecekteki beklentileri için kullanmak basit ve gelişmemiş kişilik göstergesidir.” ***
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:
Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın “Vefa” ya ihtiyacı var!..
ATATÜRK DİYOR Kİ: “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…” www.ahmetakyol.net www.facebook.com/ahmet.akyol.1422
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Seçim Havasına Girdik
Seçim Sathı Mailine Girdik
Siyasetle yatıyor, siyasetle kalkıyoruz.
Gazetelere bakıyoruz, daha ön sayfada başlıyor siyasetçilerin açıklaması…
Televizyonları açıyoruz, bir siyasetçi konuşuyor, o bitmeden diğeri başlıyor. Çoğu siyasetçi ağza yakışmayacak kelimelerle hakaret ediyor, bağırıyor; birleşmeyi değil ayrışmayı körüklüyor!..
Gazeteleri okumasan, televizyonları açmasan, bu sefer de dışarıdan geçen adayların araçları sonuna kadar açılmış hoparlörleriyle başına başına vuruyor insanın!..
Sanki çok bağıran, çok oy alacak !?.. Yapılan gürültü kirliliğinden başka bir şey değil !..
Gündem siyaset ya, birkaç satır yazmaktan kendimi alamadım.
Sevsin- sevmesin, siyaset tüm insanları ilgilendiren bir konu…
Her memlekette, her insan, kültür seviyesi ne olursa olsun, eğer bir partiye sempati duyuyorsa, öncelikle kendi partisinin daha sonra da diğer partilerin siyasetine ilgi duyar.
Herhangi bir partiye sempatisi olmayanlar da, ülkenin içinde bulunduğu siyasî ortam ve uygulanan politikaları ilgiyle takip eder.
Siyasiler, içinde yaşadıkları toplumun huzur ve refahı için çaba göstermek zorundadırlar.
Siyasetçiler için esas olması gereken toplumun çıkarıdır, kişisel ya da ailevî çıkarlar değil!..
Siyaset kavramı içinde ön plânda olması gereken değer, “Hak” tır.
Hak, temelli bir varlık garantisidir.
Kişiler arasındaki ilişkiler hakka dayanmadığı vakit, barbarlık ortalığı kasıp kavurur, siyasete anarşi hakim olur!..
Demokrasi elbette bir halk idaresidir.
Ancak siyasi partilerin ya da adayların, vatandaşların her isteğini yerine getireceklerini vaat etmeleri demokrasi adına uygun bir davranış olamaz!..
Gayet tabiidir ki, halk sadece kendi ihtiyaçlarına ve derhal çare bulunmasını ister. Bu iş için imkân var mıdır, yok mudur, bu isteği yerine getirmek mümkün müdür, değil midir düşünmez!..
Siyasi partiler ise vatandaşın istediğini, imkânlarla olduğu gibi memleketin genel menfaati ve mukadderatı ile denkleştirmeye mecburdur.
Siyasette demagoji olmaz; akıl, zekâ ve mantıkla hareket edilir!..(Yani “ Siyasette demagoji olmamalı, akıl, zeka ve mantıkla hareket edilmelidir” demek istiyorum !..)
Benim her konuda önderim ve yol göstericim ATATÜRK’tür. Herhangi bir konuda tereddüde düşersem, önce ATATÜRK ne diyor, diye bakarım.
Bakın ATATÜRK neler diyor:
“Takip edilen amaçlar hiçbir zaman kişisel olmamalıdır. Geçmiş sistemlere bağlı kalanlar ve geleneklerden sıyrılamayanlar hiçbir zaman modern bir devlet meydana getiremezler.”
“Memleket işlerinde, millet işlerinde, hakiki işlerde duyguya, hatıra, kardeşliğe ve dostluğa bakılmaz.”
“Memleket tam bir birliğe muhtaçtır. Sıradan politikacılarla milleti parçalamak ihanettir.”
***
FARKINDA MISINIZ?
2002’de 129.6 milyar dolar olan Türkiye’nin toplam dış borcu 2013 sonunda 367.3 milyar dolara fırladı.
Türkiye yıllardır yurt dışından aldığı borçları, üretimde kullanmadan tüketiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013’te yıllık ihracatımız yüzde 0.4 gerileyerek 151.9 milyar dolara düşerken, ithalatımız yüzde 6.4 arttı ve 251.7 milyar dolara ulaştı.
Dış ticaret açığı ise yüzde 18.7 artış ile 99.8 milyar dolara ulaştı. Kısacası, Türkiye dış ticarette 25 yıldır ilk kez bu kadar kötü bir tablo ile karşılaşıyor.
Türkiye bir tarım ve hayvancılık ülkesiydi. Canlı hayvan ithalatı ihracatın 31 katı oldu.
Memur maaşları 1 yılda dolar karşısında yüzde 15, euro karşısında yüzde 16 eridi. Türkiye ile Avrupa arasındaki maaş farkı 2,5 kattan 3’e yükseldi. Bütçe 1 ayda 11 aydan fazla açık verdi. Yıllık açık 18.4 milyar olarak gerçekleşti!..
Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 136 ülke arasında 124 ncü sırada…
Türkiye, basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 154 ncü sırada…
***
DİN ÜZERİNE
Kuran, “Kul hakkıyla karşıma çıkmayın” diyor.
İncil, “ Komşunun malını çalmayın” diyor.
Zebur, “ Rab hırsızları affetmez” diyor.
Tevrat, “ Hırsızlık yapma” diyor.
Budizm, “ Kimsenin hakkını yeme “diyor.
Siz, hangi dindensiniz?
***
GÜNÜN SÖZÜ:
“Hayatta edinilmesi gereken en önemli prensip her zaman ve her zeminde hakkın ve haklının yanında yer almak olmalıdır. Güçlünün yanında yer almak ve bunu maddi çıkarları ya da gelecekteki beklentileri için kullanmak basit ve gelişmemiş kişilik göstergesidir.”
***
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:
Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın “Vefa” ya ihtiyacı var!..
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422