Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1928’de imzalanan Mondros Ateşkesi ile silâhları bırakmış ve ağır yenilgiyi kabul etmişti.
Sıra barış görüşmelerindeydi..
İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti’ne dayatılacak koşulları belirlemek amacıyla kendi aralarında çeşitli toplantılar düzenliyorlardı..
Mustafa Kemal Paşa ise, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmış, milli mücadeleyi örgütleme çalışmalarına başlamıştı.
Bu günlerde, Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında gizli bir antlaşma imzalandı.
12 Eylül 1919 günü, Damat Ferit Paşa ile İngiltere Hükümeti adına M. Fresrer ve H. N. Churchill arasında imzalanan bu gizli antlaşma şöyledir:
“1. İngiliz Hükümeti, Osmanlı İmparatorluğu üzerinde genel bir manda yetkisine sahip olması koşuluna karşılık bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü kabul eder.
2. Konstantinopolis, Boğazların İngiliz denetimi ve koruması altında olması koşulu ile Sultanlık ve hilâfet merkezi olmaya devam eder.
3. Türkiye, bağımsız bir Kürdistan kurulmasına karşı koymaz.
4. Bunlara karşılık, Türk Hükümeti, İngiltere’ye Suriye ve Mezopotamya’daki egemenliğin korunması için destek verir ve aynı amaca yönelik olarak Halife, Mezopotamya, Suriye ve diğer Müslüman ile mukim bölgelerde İngilizlere manevi destek vermeyi kabul eder.
5. İngiltere, Sultan otoritesine karşı kurulabilecek olan yarı yasal ulusal örgütlere karşı askeri açıdan Osmanlı Hükümetine destek vermeyi taahhüt eder.
6. Türkiye, Kıbrıs ve Mısır üzerindeki bütün istemlerinden vazgeçer.
7. Bu konvansiyon, özel ve yarı resmi bir belge olarak kabul edilir. İngiliz Hükümeti, anlaşmada öngörülen hususların gerçekleşmesi için konferansta Türkiye’yi desteklemeyi taahhüt eder.
8. Barış koşulları, Yüksek Konsey’de karara bağlandıktan sonra Majesteleri Sultan, 4 ve 5 nci maddelerdeki konuları içeren ve bu anlaşmaya uygun yeni bir anlaşmayı kabul eder.
Sözü edilen anlaşma tıpkı bu anlaşma gibi gizli olacaktır.
Konstantinopolis’te yapılan ve çift nüsha olan bu anlaşma iki tarafça 12 Eylül 1919’da imzalanmıştır.”
***
Bazı çevrelerde bir Osmanlı hayranlığı olduğunu biliyoruz.
Osmanlı’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya ekonomik ve sosyal yönden yeterli katkı yapıp yatmadığını, bu Osmanlı hayranlarına sormak lâzım.
Günümüzde yaşanan bazı olayları derinliğine incelerseniz, altından hayret edeceğiniz bilgi ve belgeler çıktığını görürsünüz.
Son Söz: Hiçbir şey kendiliğinden olmaz.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Osmanlı- İngiliz Gizli Antlaşması
Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1928’de imzalanan Mondros Ateşkesi ile silâhları bırakmış ve ağır yenilgiyi kabul etmişti.
Sıra barış görüşmelerindeydi..
İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti’ne dayatılacak koşulları belirlemek amacıyla kendi aralarında çeşitli toplantılar düzenliyorlardı..
Mustafa Kemal Paşa ise, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmış, milli mücadeleyi örgütleme çalışmalarına başlamıştı.
Bu günlerde, Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında gizli bir antlaşma imzalandı.
12 Eylül 1919 günü, Damat Ferit Paşa ile İngiltere Hükümeti adına M. Fresrer ve H. N. Churchill arasında imzalanan bu gizli antlaşma şöyledir:
“1. İngiliz Hükümeti, Osmanlı İmparatorluğu üzerinde genel bir manda yetkisine sahip olması koşuluna karşılık bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü kabul eder.
2. Konstantinopolis, Boğazların İngiliz denetimi ve koruması altında olması koşulu ile Sultanlık ve hilâfet merkezi olmaya devam eder.
3. Türkiye, bağımsız bir Kürdistan kurulmasına karşı koymaz.
4. Bunlara karşılık, Türk Hükümeti, İngiltere’ye Suriye ve Mezopotamya’daki egemenliğin korunması için destek verir ve aynı amaca yönelik olarak Halife, Mezopotamya, Suriye ve diğer Müslüman ile mukim bölgelerde İngilizlere manevi destek vermeyi kabul eder.
5. İngiltere, Sultan otoritesine karşı kurulabilecek olan yarı yasal ulusal örgütlere karşı askeri açıdan Osmanlı Hükümetine destek vermeyi taahhüt eder.
6. Türkiye, Kıbrıs ve Mısır üzerindeki bütün istemlerinden vazgeçer.
7. Bu konvansiyon, özel ve yarı resmi bir belge olarak kabul edilir. İngiliz Hükümeti, anlaşmada öngörülen hususların gerçekleşmesi için konferansta Türkiye’yi desteklemeyi taahhüt eder.
8. Barış koşulları, Yüksek Konsey’de karara bağlandıktan sonra Majesteleri Sultan, 4 ve 5 nci maddelerdeki konuları içeren ve bu anlaşmaya uygun yeni bir anlaşmayı kabul eder.
Sözü edilen anlaşma tıpkı bu anlaşma gibi gizli olacaktır.
Konstantinopolis’te yapılan ve çift nüsha olan bu anlaşma iki tarafça 12 Eylül 1919’da imzalanmıştır.”
***
Bazı çevrelerde bir Osmanlı hayranlığı olduğunu biliyoruz.
Osmanlı’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya ekonomik ve sosyal yönden yeterli katkı yapıp yatmadığını, bu Osmanlı hayranlarına sormak lâzım.
Günümüzde yaşanan bazı olayları derinliğine incelerseniz, altından hayret edeceğiniz bilgi ve belgeler çıktığını görürsünüz.
Son Söz: Hiçbir şey kendiliğinden olmaz.