“Bir şehrimizde, kaza yapıp 3 kişinin ölümüne yol açan genç kadının, kaza sırasında cep telefonuyla konuşup mesajlaştığı ortaya çıktı. Savcı, suçu “bilinçli taksir” diye niteledi ve 22 yıla kadar hapis cezası istedi.”
Haber böyle…Şehri ve aracı kullananın adını özellikle yazmadım.
Yazmadım, çünkü şehir ve kişi önemli değil, her gün sokakta, araba kullanırken cep telefonuyla konuşanları görüyoruz.
Esasen seyir halinde cep veya araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarını kullanmak yasak, cezası var.
Buna rağmen, cezanın dışında, dikkatinin dağılacağını bile bile, araç kullanırken cep telefonuyla konuşuluyorsa, bunu düşünenin ve yapanın zihniyetine bakmak lâzım.
Zira, önemli olan burada zihniyet !..
Her şey cezayla çözümlenemez ki…
Şimdi dikkat !...
Kasksız olarak, sol elle motosiklet kullanılırken, sağ elle anons yapılabilir mi?
Böyle davranana kim engel olacak ?
“Zihniyet, önce zihniyet değişmeli !..”.diyoruz ya… Boşuna konuşmuyoruz.
Ehliyetler değiştirilip AB standartlarına uygun hale getirilecekmiş.
Tek elle araç sürerken, diğer elle cep telefonu kullanılıyorsa…
Görevliler kask takmadan motosiklet sürüyorsa…
Yemek masalarının yanından motorlu araçların geçmesine izin veriliyorsa…
Günün her saatinde motorlu araçlar olur olmaz klakson çalıp gürültü yapıyor ve bunları önlemeye çalışanlar hoparlörle yüksek sesle uyarı anonsu yaparak gürültü kirliliği yaratıyorsa…
Sadece yayalara ait gezinti yollarında, motorlu araçlar cirit atıyorsa…
Yaya geçidinden geçen yayaların üzerine, zarar verecek şekilde aracın hızını artırarak giden saygısız sürüceler varsa ve bunları kontrol eden yoksa…
Araçlar, araç park yasağı olan yerlere, hatta yayalara ayrılmış kaldırımlara park edebiliyorsa…
Bir kentin ana caddesindeki köprünün üzeri iki taraflı park yeri olarak kullanılabiliyorsa…
Cadde kenarındaki inşaat nedeniyle kaldırım yayalara kapatılıp, yayaların motorlu araçlara ayrılmış bölümde yürümeye çalışmasına ses çıkarılmıyorsa…
Yaya geçitleri, yayaların güvenli geçebilmelerini sağlamak amacıyla uygun trafik işaretleri ile belirlenmemişse…
Karayolunda, sadece bisikletlilerin kullanmaları için ayrılan “Bisiklet Yolları” kesik kesik ve birbirleriyle bağlantılı değilse…
Motosiklet ve bisikletliler yaya kaldırımlarını kullanabiliyorsa…
Araç kullananların çoğunluğu gerekli yerlerde hızını azaltmıyorsa, öndeki aracı güvenli bir mesafeden takip etmiyorsa, sağa sola dönüş kurallarına uymuyorsa…
Sürücülerin ehliyeti AB standartlarına uygun olsa ne olur, olmasa ne olur?
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:
1 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen 5378 sayılı “ ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN” un Geçici 2 nci Maddesi aynen şöyle:
“ Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.”
NOT:
Bugün 3 Temmuz 2012
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Önce Zihniyet Değişmeli
“Bir şehrimizde, kaza yapıp 3 kişinin ölümüne yol açan genç kadının, kaza sırasında cep telefonuyla konuşup mesajlaştığı ortaya çıktı. Savcı, suçu “bilinçli taksir” diye niteledi ve 22 yıla kadar hapis cezası istedi.”
Haber böyle…Şehri ve aracı kullananın adını özellikle yazmadım.
Yazmadım, çünkü şehir ve kişi önemli değil, her gün sokakta, araba kullanırken cep telefonuyla konuşanları görüyoruz.
Esasen seyir halinde cep veya araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarını kullanmak yasak, cezası var.
Buna rağmen, cezanın dışında, dikkatinin dağılacağını bile bile, araç kullanırken cep telefonuyla konuşuluyorsa, bunu düşünenin ve yapanın zihniyetine bakmak lâzım.
Zira, önemli olan burada zihniyet !..
Her şey cezayla çözümlenemez ki…
Şimdi dikkat !...
Kasksız olarak, sol elle motosiklet kullanılırken, sağ elle anons yapılabilir mi?
Böyle davranana kim engel olacak ?
“Zihniyet, önce zihniyet değişmeli !..”.diyoruz ya… Boşuna konuşmuyoruz.
Ehliyetler değiştirilip AB standartlarına uygun hale getirilecekmiş.
Tek elle araç sürerken, diğer elle cep telefonu kullanılıyorsa…
Görevliler kask takmadan motosiklet sürüyorsa…
Yemek masalarının yanından motorlu araçların geçmesine izin veriliyorsa…
Günün her saatinde motorlu araçlar olur olmaz klakson çalıp gürültü yapıyor ve bunları önlemeye çalışanlar hoparlörle yüksek sesle uyarı anonsu yaparak gürültü kirliliği yaratıyorsa…
Sadece yayalara ait gezinti yollarında, motorlu araçlar cirit atıyorsa…
Yaya geçidinden geçen yayaların üzerine, zarar verecek şekilde aracın hızını artırarak giden saygısız sürüceler varsa ve bunları kontrol eden yoksa…
Araçlar, araç park yasağı olan yerlere, hatta yayalara ayrılmış kaldırımlara park edebiliyorsa…
Bir kentin ana caddesindeki köprünün üzeri iki taraflı park yeri olarak kullanılabiliyorsa…
Cadde kenarındaki inşaat nedeniyle kaldırım yayalara kapatılıp, yayaların motorlu araçlara ayrılmış bölümde yürümeye çalışmasına ses çıkarılmıyorsa…
Yaya geçitleri, yayaların güvenli geçebilmelerini sağlamak amacıyla uygun trafik işaretleri ile belirlenmemişse…
Karayolunda, sadece bisikletlilerin kullanmaları için ayrılan “Bisiklet Yolları” kesik kesik ve birbirleriyle bağlantılı değilse…
Motosiklet ve bisikletliler yaya kaldırımlarını kullanabiliyorsa…
Araç kullananların çoğunluğu gerekli yerlerde hızını azaltmıyorsa, öndeki aracı güvenli bir mesafeden takip etmiyorsa, sağa sola dönüş kurallarına uymuyorsa…
Sürücülerin ehliyeti AB standartlarına uygun olsa ne olur, olmasa ne olur?
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:
1 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen 5378 sayılı “ ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN” un Geçici 2 nci Maddesi aynen şöyle:
“ Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.”
NOT:
Bugün 3 Temmuz 2012