Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Lozan Barış Antlaşması

Yazının Giriş Tarihi: 21.07.2025 12:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.07.2025 12:27

Lozan (Fransızca LAUSANNE), İsviçre’ nin batı kesiminde, Vaud kantonunun merkezi kenttir. Cenevre (Leman) Gölü kıyısında bulunur.

24 Temmuz 1923 günü, Lozan’da, Türk Kurtuluş Savaşı sonrasında Ankara TBMM Hükûmeti ile İtilâf Devletleri ve öteki ilgili devletlerarasında Lozan Barış Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşma, Türkiye’ nin Misak-ı Millî ilkeleri çerçevesinde, Musul hariç, bağımsız ve egemen devlet olarak tanınmasını sağlamış, Osmanlı Devleti’ nin onayladığı Sevr Antlaşması’ nı yırtıp atmıştır.

Kurtuluş Savaşı’ ndaki askerî zaferin ardından yapılan Mudanya Ateşkes görüşmeleri ( 3- 11Ekim 1922) sırasında, İsviçre’ nin Lozan kentinde, kalıcı barış antlaşmasına yönelik bir konferans toplanması kararlaştırılmıştı. Konferansa Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Sırp- Hırvat- Sloven Devleti katılacaktı. Türkiye’ nin isteğiyle Boğazlar ile ilgili görüşmelere katılmak üzere Sovyet Rusya’ nın da konferansa çağrılması kabul edildi.

ABD konferansta gözlemci olacak, Bulgaristan’ ın Ege Denizi’ ne çıkabilme sorunu gündeme geldiğinde, görüşmelere bu devletin temsilcisi de alınacaktı.

Konferansta yalnızca Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar görüşülmeyecek, Türkiye ile İtilâf Devletleri arasında Birinci Dünya Savaşı’ nı sonuçlandıracak hükümler kaleme alınacaktı.

Müttefiklerin İstanbul’ daki Osmanlı Hükümeti’ ni de konferansa çağırması üzerine TBMM, 1 Kasım 1922’ de Osmanlı Devleti’ ne son veren ve saltanatı kaldıran tarihsel kararı aldı.

Böylece konferansta Türkiye’ yi tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM Hükümeti temsil etti. Hariciye Vekili İsmet (İNÖNÜ) Paşa’ nin başkanlık ettiği Türk heyetinde Sıhhiye Vekili Rıza (NUR) Bey ve eski Maliye Vekili Trabzon Mebusu Hasan (SAKA) Bey de yer alıyordu.

21 Kasım 192’ de başlayan Lozan Konferansı, İtilâf Devletleri’ nin Sevres Antlaşması’nı temel alma yönündeki dayatmasına Türkiye’nin direnmesi ve görüşmelerin zaman zaman kesintiye uğraması nedeniyle sekiz ay sürdü. Türk heyeti karşısında Türk Milleti’ ni ezmek isteyen bir güçler birliği ile mücadele etmek zorunda kaldı.

Amerikalı diplomat J. Grew, Lozan’ da karşılaşılan güçlükleri şöyle belirtmektedir:

“Türk delegasyonu burada gerçekten güç durumda: bir yandan Ankara Millet Meclisi diplomatik zaferler kazanılmasını ve milli gururun tatmin edilmesini ısrarla istiyor; fakat beri yandan buradaki muhasım taraflar onları mahvedici usullerle ezmeye çalışıyorlar.”

24 Temmuz 1923’ te imzalanan Lozan Antlaşması’ nı, TBMM, 23 Ağustos 1923’ te onayladı. Antlaşma, yeterli onay belgesi sayısına ulaşılmasıyla 6 Haziran 1924’ te yürürlüğe girdi.

Lozan Barış Antlaşması ile genç Türkiye Cumhuriyeti, milletlerarası alanda resmen tanınmış olmaktaydı. Türk Millî Varlığı’ nın bu tanınması, dört yıllık ağır ve kanlı bir mücadelenin sonunda kazanılan kesin bir zaferle mümkün olabilmişti.

Lozan Barış Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı’ nın sağladığı, Türk Milleti’ nin hayatî haklarını ve emellerini gerçekleştirdiği bir eserdir. Lozan aynı zamanda, Orta Doğu’ nun en önemli bir bölgesinde devamlı bir barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına da hizmet etmiştir.

Amerikan Büyükelçisi J. Grew’ e göre, “İsmet Paşa Lozan’ da büyük bir diplomatik zafer kazanmıştır. Bütün müttefik diplomatlarının sırtını yere getirmiştir. Bu olayı inkâr etmenin hiç faydası yoktur. Bu tamamen doğrudur ve kolaylıkla açıklanması mümkündür. Belki bu, tarihte kazanılmış en büyük diplomatik zaferdir ve daha başlangıçta İsmet Paşa’ nın bütün kozları elinde bulundurmasıyla sağlanmıştır.”

Lozan, yoksulluğun, mahrumiyetin hatta ölümün yenemediği Türk azmi karşısında, eski Yunan Hariciye Nazırı G. Streict’ in ifadesiyle: “Bütün devletlerin boyun eğmelerini hüccetleyen bir vesikadır.”

Şerefli bir mücadelenin sonunda Lozan’ da hukukî ve siyasî yönden başarıya ulaşan Türk davası karşısında, İngiliz diplomatı Lloyd George, “ Lozan, İngiltere’ nin bu vakte kadar akdettiği muahedelerin en alçaltıcısıdır” demiştir.

Türk devrimini yakından inceleme konusu yapan Dr. Stephan RONART, Kurtuluş Savaşı’ nı hukukî ve siyasî zafere ulaştıran Lozan Barış Antlaşması hakkında şu düşünceleri ileri sürmektedir:

“Lozan Muahedesi, büyük harbin dikte edilmemiş, müzakere edilmiş ilk sulhu idi. Bu sulh, aynı zamanda, hem silâhın hem siyasetin zaferi idi. Lozan’ da temsil edilen on iki devletin menfaat çarpışmaları ortasında, Rus işgalinin kargaşalıkları ortasında, petrol mücadelelerinin, milyonlarla oynayan cihan maliyeciliğinin cihan hakimiyet politikaları ortasında kazanılmıştı. Önceden çizilmiş hattan sapmayarak, kademe kademe, methale merhale tam dokuz aylık bir çekişmeden sonra… Bu zafer, hemen hemen bütün dünyanın elinden kopara kopara alınmıştı. Sevr’ den hiçbir şey kalmamıştı. Osmanlı devrinin küçük düşüren, yüz kızartan, bütün hatıraları silinmiş kazınmıştı. Kapitülâsyonlar, kontroller, nüfuz mıntıkaları, malî komiserler. Bütün bunlar artık fena bir rüyanın ağır kâbusları idi, geçmişlerdi. Asırlık hesabı görülmüş, temizlenmişti. Bundan böyle millî politika ve ekonomisinde ne had, ne şart, ne de herhangi bir kayıt tanımayan müstakil, yeni tam bir Türk Devleti, yaşanan bir varlık, gözle görünen, elle tutulan bir gerçeklik olmuştur. “

Norbert Von BİSCHOFF da Lozan barışını ve başkanı olarak İsmet Paşa’ nın başarısını dile getirerek şöyle demektedir:

“Önder, Ordu ve Millet tarafından Anadolu’ da yaratılan eser ile karşılaştırılınca, Lozan ufak gözükebilir. Fakat delegasyon başkanının zekâsını ve sinirlerini çok ağır bir imtihana çekmiş olan bu müzakereler, Mustafa Kemal’ in organizasyon ve askerlik bakımından yarattığı eserin yanına konmaya lâyık diplomatik bir başarıdır.”

Benoist Mechin’ e göre, “Lozan Konferansı, Türkiye için büyük bir diplomatik zaferi temsil etmektedir. İsmet Paşa milletlerarası plânda, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının neden dört yıl süre ile savaşmış olmalarının sebebini bu vesika ile teyit etmiş oldu.”

Ne var ki, Lozan Antlaşması, Türk vatanını paylaşmak ve parçalamak istemiş olan devletlerle Türkiye arasındaki münasebetleri hemen huzura ve düzene kavuşturamadı.

Bunun başlıca sebeplerinden biri, iki taraf arasındaki güvensizlik duygusuydu.

İkincisi de, Lozan Antlaşması’ nda kesin çözüm formülüne bağlanmamış olan meselelerle diğer meselelerin çözümlenmesi sırasında ortaya çıkan buhranlardı. Bu buhranlar özellikle Türkiye’ nin güvensizliğini kuvvetlendirdiği gibi, bu güvensizlik duygusu da meselelerin çözümlenmesinde bir güçlük unsuru olmuş ve dolayısıyla iki taraf arasında normal münasebetlerin kurulması uzun bir zaman almıştı.

Lozan’ın çözümleyemediği sorunlar da,Musul hariç, zaman içinde Türkiye lehine olacak şekilde düzenlendi.

Esasen Lozan Barış Antlaşması’ nın değerini anlamak için Sevr Antlaşması ile karşılaştırmak yetmez; Sevr, mağlup bir imparatorluğun yenen devletlerin zorladıkları ve “ricalarla” yumuşatılmaya çalışılmış, çoğu sallantılı hükümlerini kabul etmek demekti.

Lozan ise onurlu bir devletin savaş alanında kazandığı kesin zaferden sonra, geçmişin yüklerinden ve geleceğin ipoteklerinden kurtulmak amacıyla dönemin en güçlü devletleriyle yaptığı akılcı bir antlaşmadır.

Sonuçta, çökmüş Osmanlı Devleti yıkıntısı üzerinde kurulmuş genç Türk Devleti, Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası alanda eşit haklara sahip, tam bağımsız ve özgür olma niteliğini gururla kazanmıştır.

Konuyu doğru dürüst araştırmadan ve özellikle de hiçbir bilgi sahibi olmadan konuşanlar var, konunun üzerine ısrarla eğilmemin nedeni budur.

Sağlık ve esenlik dolu günler dilerim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.