Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kermes Olayı Nedir?

Yazının Giriş Tarihi: 03.06.2013 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.06.2013 05:00

Tonami Meydanı - İDO iskelesi tarafından Yalova’ya girildiğinde, Barış Manço Açık Hava Tiyatrosu’nun hemen güneyinde, ana yolun kenarına, Valilik binasının karşısına denk düşen alana hemen her sene kermes çadırları kuruluyor.

Birincisi, kermes için burası uygun değil. Yok uygun diyorsanız, o zaman Cumhuriyet Meydanı’nın ortasına yapsınlar, daha iyi olur.

Yalova’da benim görebildiğim kadarıyla, izin verilen tüm kermeslerde hijyen diye bir şey yok.

Bazen gözüm takılıyor, buralarda çeşitli börekler, köfteler, kebap yeme yerleri oluyor ama el yıkanacak yerler yok!.. İnsan bir yere oturup yemek yemeden önce ellerini yıkamaz mı? Yemekten sonra insan ellerini ve ağzını yıkamaz mı? Herhangi bir kermesin açılmasını onaylarken, tesisin hijyen kurallarına uyup uymadığı kontrol edilmez mi?

Kermes kurulan yerde su da olmadığı için, kullanılan malzemeler akar suyla yıkanamaz, temizlik yapılamaz.

Çok merak ediyorum, buraya kermes açılsın diye kim izin veriyor? İzin verenin içine bu durum siniyor mu ?

Haa, durum bilinerek ve hijyen konusu düşünülmeden bu izin veriliyorsa, o zaman boşuna konuşuyorum, boşuna yazıyorum demektir.

Unutmayalım, hepimiz, içinde bulunduğumuz toplumda, sağlıklı bir hayat sürmek için, sağlık kurallarına uygun, sağlığa yararlı bir ortamda yaşamak zorundayız. Üstelik bir de “Sağlıklı Kent” iddiasında bulunuyorsak !..

***



CİNAYET

Türkiye’ de gündemi işgal eden konuların başında, İstanbul Boğazı’na yapılacak 3 ncü Köprü ile Taksim Gezi’ne yapılacak olan Alış Veriş Merkezi geliyor.

Önce köprüden başlayalım.
Megakent İstanbul, kentin kuzeyindeki ormanlardan nefes alır. Bu ormanlar, kentin akciğeridir. Yapılması düşünülen köprü, bağlantı ve yan yolları, betonlaşma ve ağaç katliamı megakent İstanbul’un akciğerlerini yok edecek, kentin genişlemesini kuzeye doğru teşvik edeceği için, İstanbul’u yaşanmaz bir yer haline getirecektir. Yapılan cinayettir. Bu cinayet sözü bana ait değil, bizzat sayın Başbakan’a aittir. Sayın Başbakan, Belediye Başkanlığı döneminde Boğaz’a 3 ncü Köprü yapımı gündeme geldiğinde, karşı çıkmış ve “ 3 ncü Köprü İstanbul için cinayettir. Kuzey bölgemizde kalan yeşil alanların imara açılarak katledilmesinden başka bir şey değildir. İnşallah bu cinayet bitmeden hükümet değişir” diyerek tepkisini göstermişti. O günden bu yana ne değişti?

Köprüde, raylı sistem de olacakmış!...İstanbul’da doğudan ve batıdan gelen tren yolları, Marmara Denizi’nin kuzeyinden yani İstanbul’un güneyinden gelerek ana istasyonlarda son bulur. İstanbul’un kuzeyinde tren güzergâhı yoktur. Bu köprü, hangi hattı nereye bağlayacaktır ? Bunu raylı sistem olarak da düşünebilirsiniz, bu köprü hangi raylı sistemi birbirine bağlayacaktır? Köprü, İstanbul trafiğine çözüm olarak düşünülmüşse, ulaşımın ağırlık merkezinden çok uzakta olduğu ortada…Bu durumda nasıl çözüm olabilir? Daha da önemlisi, bu Boğaz’ın kuzeyine yapılması düşünülen köprünün, Çevre Düzeni Plânı’nda görülmediği, ÇED raporunun da olmadığı iddia ediliyor. Bölgeyi iyi biliyorum ve şiddetli kuzey rüzgârlarına son derece açık köprünün geleceği için endişe duyuyorum, bu duygumu belirtmeden geçemeyeceğim.

Köprüyle ilgili son biz sözle şimdilik bu konuya son verelim: Köprüye verilen Yavuz Sultan Selim adının da İstanbul ile ne ilgisi var? (Ha sahi, Kızkulesi’nın biraz ilerisinden deniz altından geçen Üsküdar ile Yenikapı civarını birbirine bağlayan tüp geçit ne oldu?)

Taksim Gezisi’ne yapılacak Alış Veriş Merkezi’ne gelince…

Beyoğlu’nun nefes alma yeri yani akciğeri konumunda olan Taksim Gezisi’ndeki ağaçların kesimi gündeme gelince, sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin her tarafında buna tepki olarak gösteriler yapıldı, olaylar çıktı. Polisin halkın üzerine biber gazı ve tazyikli su sıkması olayı tırmandırdı. İçişleri Bakanı ile İstanbul Valisi, “yapılan sadece yol genişletilmesidir” derken, Sayın Başbakan, “Boşuna direnmesinler, kararımızı verdik, Topçu Kışlası yerine yapılacak” diyor. Arkadan da, “ancak kışlanın ne olarak kullanılacağına şimdilik karar vermedik” diye ilâve ediyor.

Vatandaş, olayın farkında olduğu için bu projeye karşı…

Neden ısrarla tarihi kışla ?

Tarihe “31 Mart Vak’ası” olarak geçen gerici ayaklanmasında, Hareket Ordusu, ayaklanmayı bastırmak için Selânik’ten İstanbul’a gelmişti. Bu ordu, kaçarak Topçu Kışlası’na sığınan yobazları top ateşine tutarak, isyanı sona erdirdi. Yani, benim gözümde Topçu Kışlası’nın başka tarihi önemi yok. Ortalık alış veriş merkezlerinden geçilmiyor. Gezi Parkı’na Topçu Kışlası görünümünde alış veriş merkezi yapmak, bir başka doğa cinayetidir.

***



DUYDUNUZ MU ?:

YARGIÇ: Evinizde yapılan aramada hiç bilgisayar bulunmamış. Neden?
SANIK: Nasıl, neden?
YARGIÇ: Niçin bilgisayarınız yok?
SANIK: Bilgisayar kullanmıyorum.
YARGIÇ: Biz de onu öğrenmek istiyoruz. Niçin bilgisayar kullanmıyorsunuz?
SANIK: Böyle bir suç mu var?
BAŞKAN: Burada soruları biz sorarız...
SAVCI: Sayın Başkan, sanık cep telefonu ve bilgisayar kullanmayarak gizli faaliyetler içinde olduğunu göstermektedir. Kimlerle görüştüğü, ne konuştuğu belli olmasın diye böyle davranmaktadır. Hakkındaki en önemli delil budur.

*
SAVCI: Bakın defterinizde şöyle bir ifade var: “Siyasi partiler ülke sorunlarının çözümü için daha etkili politikalar üretmeli” diyorsunuz.
SANIK: Suç bunun neresinde?
SAVCI: Burada çok derin ifadeler var.
SANIK: Nasıl bir derinlik sayın Savcı?
SAVCI: Bu cümlenizden halen siyasi partilerin ülke sorunlarına çözüm bulamadığını düşündüğünüz anlaşılıyor.
SANIK: Evet öyle, suç neresinde?
SAVCI: Siz de anladınız neresinde olduğunu...
SANIK: Neresinde sayın savcı ?

Yukarıdaki satırlar Mustafa Balbay’ın “Yargıtatör” isimli kitabından…Sayın Balbay, kitabın arka kapağında, “Gördüklerimin tamamını yazmadım, zira inanmayabilirlerdi” diyor.

***



GÜNÜN SÖZÜ:

“Hayatta edinilmesi gereken en önemli prensip her zaman ve her zeminde hakkın ve haklının yanında yer almak olmalıdır. Güçlünün yanında yer almak ve bunu maddi çıkarları ya da gelecekteki beklentileri için kullanmak basit ve gelişmemiş kişilik göstergesidir.”



KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:

Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın da “Vefa” ya ihtiyacı var!..



NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.