İstemek ve yapılanı beğenmemek arasında fark vardır.

Örneğin, ben Yalova’da tersane yapılmasını çok istiyordum. Bu bir ihtiyaçtı.

Ancak, Altınova’da denizin doldurularak tersane yapılmasını uygun bulmadım ve beğenmedim.

Bakın, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin Aralık 2005’te hazırladığı, Yalova Subaşı Tersane Bölgesi Raporu’nda neler yazıyor:

“ Tersane yeri olarak belirlenecek alanların arkasında, verimli tarım toprakları değil, dağlık- tepelik alanlar olmalıdır. Tersane bölgesi belli bir su derinliği gerektirdiğinden, sığ alanlar tercih edilip denizin yüzlerce metre doldurulması yerine, dolgu gerektirmeyen yeterli derinlikte suya sahip bölgeler seçilmelidir. Yalova- Altınova- Subaşı Beldesi’ni kapsayan alanda tersane kurulması amaçlı her türlü çalışma durdurulmalıdır.” (Sayfa 45)

Tersane bölgesine gidenler, denizin nasıl doldurulduğunu göreceklerdir.

Ülkenin deniz, yer altı ve yerüstü su kaynaklarının ve su ürünlerinin istihsal alanlarının korunarak kullanılması ve doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esas olmasına rağmen, Tersane için belirlenen alan ve yakın çevresi, birinci sınıf turizm ve tarım alanı olma vasfını giderek kaybetmektedir/ kaybetmiştir.

Tekrarlıyorum, ben tersaneye karşı değilim ama mevcut yerini uygun bulmadım ve bulmuyorum. Ben bu düşüncedeyim diye, kimse bana “ Sen tersaneye karşı mısın?” diye soramaz!..

Örnekler çoğaltılabilir.

Yalova kent merkezinin araç parklarına ihtiyacı var. Ancak, bana göre denizin doldurularak araç park yeri yapılması uygun değildir.

Yalova’nın bir Kent Müzesi’ne ihtiyacı var. Bana göre Cumhuriyet Meydanı, bir kent müzesi yapımı için uygun değildir. Bu konudaki düşüncelerimi daha önce ayrıntılarıyla yazdım.

Osman Gazi’nin heykeli yapılmalıdır, ancak yeri Bafeus Muharebesi’nin yapıldığı yer olan Hersek Köy meydanıdır. Yalova kent merkezine Osman Gazi’nin heykelinin yapılması uygun değildir. (Tekrarlayalım: Bana göre!..)

Üniversite konusu da aynı !..

Yalova’nın bir üniversiteye ihtiyacı vardı ve ben de Yalova’da bir üniversite açılmasını çok istiyordum.

Kim istemez ki ?!..

Yeri bile tespit edildi !..

Ancak, TİGEM’de üniversite kampusu yapılmasını uygun bulmuyorum. “TİGEM’de tarım vasfını kaybetmiş arazide kampus yapacağız” düşüncesini de onaylamıyorum.

Bir çiftlikte, her yerde tarım yapılamaz, bir çiftlikte olması gereken tesisler vardır.

TİGEM’de tarım vasfını kaybetmiş alana tarımla ilgili pek çok tesis, örneğin depo, araştırma- geliştirme laboratuar ve tesisleri, idare binaları, gen depoları, seralar, vb… yapılabilir. Böylece TİGEM’in bütünlüğü bozulmaz.

Ben, “TİGEM’e üniversite yapılmasın” derken, kimse bana ve benim gibi düşünenlere “Siz Yalova’da üniversite istemiyorsunuz, üniversitenin önünü tıkıyorsunuz” diyemez. Ben ve benim gibi düşünenler, “Yalova’nın gelişmesini istemeyen zihniyet olarak” algılanamaz !..

Esasen ben de, üniversite idaresinin TİGEM (bir ara buna Araştırma Enstitüsü de dahildi) ve hatta yine deniz kenarındaki Etibank tesislerine göz dikmesindeki mantığı anlamıyorum.

Arboretum’a gelince…Kanaatimce, üniversite rektörlüğü burayı boşaltmalı ve buradaki bina tamamen kütüphane ihtiyacı için düzenlenmelidir.

Ortada eğer bir düşünce ve bir ifade özgürlüğü varsa, bu da benim düşüncemdir.

Bir grup üniversite öğrencisinin, Ziraat Mühendisleri Odası’nın TİGEM için açtığı davayı protesto etmek için yaptığı yürüyüşe Yalovalının yeterli desteği vermeyişi de herhalde göz ardı edilmez..

Ben şahsen, Yalova Üniversitesi’nin Kömür Yakıtlı Termik Santral, Kimyasal Depolama Alanları ve sürdürülebilir çevre konusu ile Tersanelerin tetiklediği iç göçün gelecekte bölgenin sosyo- kültürel ve sosyo- ekonomik yapısında yapacağı değişiklikler ve alınacak önlemler hakkındaki akademik düşüncelerini merak ediyorum.