İnsanlık; İhtiyaç duyana karşılıksız vermek ve o istemeden yardım etmektir.
Ancak, Günümüzde karşılıksız yardım eden ve bu işten bir çıkar beklemeyen insanlar hakir görülür, dışlanır, önemsenmez ve hatta aptal yerine konularak aşağılanır.
Hayatını insanlığa adamış insanlar küçümsenir ve hayatları zorluk içinde geçer; bunlar bir köşede unutulur giderler.
Hayatı karşısındaki insanları sömürmekle geçen, adam vuran, her türlü ahlâksızlığı yapmaktan kaçınmayanlar ise (genellikle) o toplumun kahramanı olur.
İnsanlık, Başkalarının yüzüne dost görünüp arkadan onların kuyusunu kazmak değildir.
İnsanlık, Başarılı insanların başarısını kıskanıp onlara engel olmak değildir.
İnsanlık, Huzurun olduğu yerde huzursuzluk yaratmak değildir.
İnsanlık, Haksız yere insanlara iftira atmak ve onları küçük düşürmek değildir.
İnsanlık, Yere düşen insana “bir tekme de ben vurayım” demek değildir.
İnsanlık, Kimseyi küçümsememek, yargılamamak ve düşman görmemektir.
İnsanlık, İnsanı insan yapan duyguları hissetmektir.
İnsanlık, İnsan olduğunu unutmamaktır.
***
Öykümüzün kahramanı olan genç küçük yaşta babasını kan davası nedeniyle kaybetmiş ve ailesi tarafından yıllarca intikamını alması gerektiği öğütleriyle büyütülmüş.
Bu gencin çocukluktan beri yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bir can dostu varmış…Ve de tabi bir de sevdiği kız…
Günlerden bir gün bir haber gelmiş...
Sevdiği kız, ertesi gece yarısı başkasına kaçacakmış..
Delikanlı bu haberle adeta yıkılmış….
Sonra bir haber daha: Babasının katili olan kişi yine aynı gün aynı vakitte köye gizlice gelecekmiş.!..
Saatler sonra gelen son bir haber onu iyice çıkmaza sürüklemiş; can dostu iki eli kanda olsa dahi, aynı gün aynı saatte kendisini bekliyormuş köyün dışındaki boş bir evde...
Derin düşünceler içinde otururken ve ne yapacağına karar veremez bir vaziyetteyken oğlunun üzüntüsüne ortak olmak istemiş yaşlı annesi...
Olayları anlatmış anacağızına.
Durumu öğrenince tereddüt dahi etmeden şöyle demiş bilge kadın:
“Oğul sevdiğin başkasına varacaksa bırak varsın zaten gönlü sende değildir. Düşmanın artık senden çekinmeyecek kadar pervasız olmuşsa bırak varsın, gelsin bir daha gelecektir. Ama oğlum Can Dost’un çağırmışsa hemen git. Zira gerçek dostluk insanı insan yapar...”
Genç rahatlamış bu sözler üzerine silâhını kuşanmış atına binmiş ve Can Dostu’nun söylediği yere doğru yola koyulmuş !..
Kararlaştırılan yere vardığında Can Dostu, sevinçle kucaklamış onu…
Ve onu elinden tutup boş evin bir odasına götürmüş !..
Yerdeki örtüyü kaldırdığında düşmanının ölüsüyle karşılaşmış. Başka bir odaya götürüldüğünde, özlem ve sevinçle boynuna sarılmış sevdiği genç kız…
Ve genç anlamış gerçek dostluğun önemini...
UNUTMAYIN,
GERÇEK DOST, SEN YOKKEN SENİN HAKKINI KORUYAN İNSANDIR.
BİLİRSİN Kİ, SEN OLMASAN DA, ORADA SENİN DOSTUN VARDIR !..
YAZIYA EK:
Bir kentin merkezindeki ana caddelerinden birinde, her iki yandaki yaya kaldırımları kışın ortasında yenileniyorsa; yayalar araç yolundan yada çamur içindeki taşlara basa basa yürümek zorunda kalıyorsa, bunun adı iş bilmemezliktir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
İnsanlık ve Gerçek Dost
İnsanlık;
İhtiyaç duyana karşılıksız vermek ve o istemeden yardım etmektir.
Ancak,
Günümüzde karşılıksız yardım eden ve bu işten bir çıkar beklemeyen insanlar hakir görülür, dışlanır, önemsenmez ve hatta aptal yerine konularak aşağılanır.
Hayatını insanlığa adamış insanlar küçümsenir ve hayatları zorluk içinde geçer; bunlar bir köşede unutulur giderler.
Hayatı karşısındaki insanları sömürmekle geçen, adam vuran, her türlü ahlâksızlığı yapmaktan kaçınmayanlar ise (genellikle) o toplumun kahramanı olur.
İnsanlık,
Başkalarının yüzüne dost görünüp arkadan onların kuyusunu kazmak değildir.
İnsanlık,
Başarılı insanların başarısını kıskanıp onlara engel olmak değildir.
İnsanlık,
Huzurun olduğu yerde huzursuzluk yaratmak değildir.
İnsanlık,
Haksız yere insanlara iftira atmak ve onları küçük düşürmek değildir.
İnsanlık,
Yere düşen insana “bir tekme de ben vurayım” demek değildir.
İnsanlık,
Kimseyi küçümsememek, yargılamamak ve düşman görmemektir.
İnsanlık,
İnsanı insan yapan duyguları hissetmektir.
İnsanlık,
İnsan olduğunu unutmamaktır.
***
Öykümüzün kahramanı olan genç küçük yaşta babasını kan davası nedeniyle kaybetmiş ve ailesi tarafından yıllarca intikamını alması gerektiği öğütleriyle büyütülmüş.
Bu gencin çocukluktan beri yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bir can dostu varmış…Ve de tabi bir de sevdiği kız…
Günlerden bir gün bir haber gelmiş...
Sevdiği kız, ertesi gece yarısı başkasına kaçacakmış..
Delikanlı bu haberle adeta yıkılmış….
Sonra bir haber daha: Babasının katili olan kişi yine aynı gün aynı vakitte köye gizlice gelecekmiş.!..
Saatler sonra gelen son bir haber onu iyice çıkmaza sürüklemiş; can dostu iki eli kanda olsa dahi, aynı gün aynı saatte kendisini bekliyormuş köyün dışındaki boş bir evde...
Derin düşünceler içinde otururken ve ne yapacağına karar veremez bir vaziyetteyken oğlunun üzüntüsüne ortak olmak istemiş yaşlı annesi...
Olayları anlatmış anacağızına.
Durumu öğrenince tereddüt dahi etmeden şöyle demiş bilge kadın:
“Oğul sevdiğin başkasına varacaksa bırak varsın zaten gönlü sende değildir. Düşmanın artık senden çekinmeyecek kadar pervasız olmuşsa bırak varsın, gelsin bir daha gelecektir. Ama oğlum Can Dost’un çağırmışsa hemen git. Zira gerçek dostluk insanı insan yapar...”
Genç rahatlamış bu sözler üzerine silâhını kuşanmış atına binmiş ve Can Dostu’nun söylediği yere doğru yola koyulmuş !..
Kararlaştırılan yere vardığında Can Dostu, sevinçle kucaklamış onu…
Ve onu elinden tutup boş evin bir odasına götürmüş !..
Yerdeki örtüyü kaldırdığında düşmanının ölüsüyle karşılaşmış. Başka bir odaya götürüldüğünde, özlem ve sevinçle boynuna sarılmış sevdiği genç kız…
Ve genç anlamış gerçek dostluğun önemini...
UNUTMAYIN,
GERÇEK DOST, SEN YOKKEN SENİN HAKKINI KORUYAN İNSANDIR.
BİLİRSİN Kİ, SEN OLMASAN DA, ORADA SENİN DOSTUN VARDIR !..
YAZIYA EK:
Bir kentin merkezindeki ana caddelerinden birinde, her iki yandaki yaya kaldırımları kışın ortasında yenileniyorsa; yayalar araç yolundan yada çamur içindeki taşlara basa basa yürümek zorunda kalıyorsa, bunun adı iş bilmemezliktir.