20’ nci yüzyılda tüm dünyada ülke yönetmiş, Abdülhamid' ten Kaddafi' ye, Mao' dan Roosevelt' e, Degaulle' den Nehru' ya, Churchill' den Hitler' e, Mussolini' den Mandela'ya, Stalin' den Nasir' a ve Arafat' a, 2000 (iki bin) kadar lider hakkındaki 18 yıllık araştırmasının sonucunda, 377 adet belli başlı devlet adamı/ lider tespit etmiş ve onlara 200 kadar değişik kıstasa göre, 1'den 31'e kadar puan vermiş.
PGS (Political Greatness Scale) olarak tanımladığı bu sıralamada, örneğin, en çok Roosevelt ve Mao 30 ar puan almışken, Nehru 25, Churchill 22, Golda Meir 12, Fidel Castro 23, Lenin 28, Khomeini 23, Kennedy 15 puan almışlar.
Bir lider, 31 puanla ve "visionary" sıfatıyla, 20. nci yüzyılın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamı / lideri unvanına hakkıyla layık görülmüş. O da, Mustafa Kemal ATATÜRK!
Ne yazık ki, ne basınımız, ne halkımız ve özellikle yeni nesiller bu müthiş önemli gerçeğin farkında bile değiller.
(King of the Mountain, The nature of political leadership, by, Arnold M. LUDWIG, University Press of Kentucky, 2002.- Amazon.com)
Esasen sözü edilen “King of The Mountain” kitabının basım tarihi oldukça eski: 2002.
Henüz Türkiye’de basılıp yayımlandığı hakkında bir bilgi sahibi değilim. Kitabın orijinal bir nüshası Harp Akademileri Merkez Kütüphanesi’nde mevcut…
Çeşitli internet sitelerinde yer alan ve sosyal medyada paylaşılan, Arnold M. Ludwig ile yapılmış bir röportajı, ilginizi çekebilir diye aşağıya alıyorum.
***
BRIAN LAMB: Bir psikiyatri profesörü olarak dünya liderleri hakkında yazma amacınız nedir?
A.LUDWID: Aslında bu kitap birkaç yıl önce yaptığım 20. yüzyılın en yetenekli kişileri ile ilgili bir ön çalışmaya dayanıyor. “Price of Greatness” (Büyüklüğün Değeri) adı ile basılmıştı. 18 farklı alana değinmiştim, bilim, sanat, müzikal kompozisyonlar, dans vs. Politika da bunlardan biriydi. O çalışmamda çok fazla kişiyi incelememe rağmen, beni en çok şaşırtan alan politika olmuştu, çünkü çok fazla sayıda lider vardı. Projeyi tamamladıktan sonra, siyasi mükemmelliği (büyüklüğü) daha da merak eder hale geldim. Diğer bütün alanlarda ortaya konan somut bir iş var. Bilim adamı araştırma yapar, sonra araştırmalarını kitaplaştırır. Ressam resim yapar, atlet performans sergiler. İş adamı üretir, para kazanır vs. Peki politikacı ne yapar? Ne üretirler. Örneğin bazı insanlar “bu lider mükemmel der” ya da “dehşet”. Siyasi başarıyı nasıl ölçersiniz? Siyasi üstünlük nedir? Böylece çalışmama başladım. Ve yaptığım 20. yüzyılda dünyadaki her bir ülkedeki bütün dünya liderlerini incelemekti.
LAMB: 1.941 lider...
LUDWIG: Doğru ve 119 ülke...
LAMB: 20.yüzyılın 1.941 lideri...
LAMB: Kitabınızdan bahseder misiniz?
LUDWIG: Örnek vermeden önce bu sonuçlara nasıl ulaştığımı açıklamak isterim. Bu çalışmaya ilk başladığımda bir mukayese yapmak gibi bir fikrim yoktu. Çalışmam derinleştikçe cevaplayamadığım pek çok soru belirmeye başladı. Örneğin 20. yüzyılda neden bu kadar az kadın lider vardı?
LAMB: Kaç lider bulunuyor?
LUDWIG: 27 lider. 1941 liderin 27’ si kadın. % 1.4 ve bunların neredeyse yarıya yakını ya kocalarının karizmasından yararlanan politikacı eşleri ya da kızları. Diğerleri yani kendi çabalarıyla var olanlar.
20. yy kadınlarının lider olma şansları 100 kişide 1’ den daha az. Bu beni çok düşündürdü. Nedeni ise çok zeki ve rekabetçi kadınlar bulunmakta ve sosyal ve kültürel sıkıntılara rağmen çok daha fazlası güçlü mevkilere gelebilmeliydi.
Beni düşündüren bir diğer olay da şudur: Pek çok lideri inceledim. Bir liderin ülkesinin en güçlü mevkiinde bulunmasına rağmen zeki olmadığını görmek çok şaşırtıcı bir bulguydu. Çoğu okuma yazma bilmiyordu. Çoğu gerçekten çılgındı. Hatta zihinsel özürlüsü bile vardı.
Siyasi liderlik dünyada en güçlü en mevki, bir başka deyişle bir devletin zirvesi… İnsan bu mevkie nasıl ulaşıyorlar ve neden?
Ulaştığım diğer bir bulgu da siyasi liderlerin kaçının bu mevkilere gelirken fiziksel başarı, kahramanlık göstermiş olduğuydu. Savaş, darbe, isyanların içinde yer almışlardı. Gösteri ve protestolardan hüküm giymişlerdi. Çoğu ülke bu gibi durumlarla baş etmek zorundaydı ancak tüm bunlar lider olabilme yolunda önemli adımlardı. Neden? Neden sanat, iş dünyası ya da belirli alanlardaki başarılar ve zekâ yerine bunlar gerekliydi? Neden askeri başarı kazanmak önemliydi?
LAMB: Bu araştırma ne kadar zamanınızı aldı?
LUDWIG: Yaklaşık 18 yılımı aldı. Bulabildiğim her kaynağı inceledim. Biyografilerin her satırını okudum. 1.200’ün üstünde biyografi okudum.
LAMB: Amacınız neydi? İnsanlar bu çalışmayı ne yapacak?
LUDWIG: Bunun şimdiye kadar liderler üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma olduğuna inanıyorum. Siyasi liderler hakkında diğer kitaplardan daha fazla bilgi içeriyor. Liderlerin davranış özelliklerini açıklamak için geliştirdiğim tarzın yanı sıra kitabın son bölümü benim için önem taşıyor. Son bölümün adı “Warmonger & Peacemakers” (Savaş Kışkırtıcıları ve Barış Yanlıları). İnsanlar bunu okuyacak ve saldırıları, savaşı durdurmak için alternatif yolları inceleyecek. Bu gönülden umuyorum.
Çalışma boyunca dikkatimi çeken bir nokta da 20. yüzyılda şiddet ve saldırıların çokluğuydu. Ölü sayıları hakkında insanlardan tahminlerde bulunmalarını istedim, gerçek rakama yaklaşamadılar bile. 20.yüzyılda lider ya da bu liderlerin sosyal politikaları yüzünden başlatılan savaşların sonucunda verilen kayıp 200 milyonun üzerindeydi. Bu şok edici, ürkütücü bir durum, çünkü geliştikçe yıkım gücü daha fazla silâhlar geliştiriyoruz.
LAMB: Siyasi üstünlük derecelendirmenize göre 20. yüzyılda karşılaştığınız liderler arasında zirvede ATATÜRK bulunuyor. O’nu Mao ve FDR, izliyor.
Puanlamanıza göre:
ATATÜRK 31,
Mao 30,
FDR 30,
Stalin 29,
Lenin 28,
Ho Chi Minh 27,
De Gaulle 27,
Deng Xioping 27,
Tito 25,
Suharto 25 puan almış. Böyle devam ediyor.
LUDWIG: Doğru.
LAMB: Peki neden ATATÜRK?
LUDWIG: Önce siyasi üstünlük derecelendirilmesi konusunu açıklamama izin verin. Çalışmaya ilk başladığımda siyasi üstünlüğü değerlendirmek için ölçüler arıyordum. Siyaset bilimcilerini inceledim. Eserleri inceledim. Ancak kültürler arası siyasi üstünlüğü ölçebilmem için bir derecelendirme sistemi bulamadım.
Sonra şu soru beni düşünmeye sevk etti: Siyasi üstünlük nedir? Neden herkesin büyük siyasi lider olarak gördüğü insanlara bakmıyorum? “Büyük siyasi bir lideri tanımla” denince akla hangi isimler geliyor? Aklıma gelenler Julius Caesar, Augustus Caesar, Alexander The Great (İskender), Bismarck…
LAMB: Onlar ölümsüzler.
LUDWIG: Ölümsüzler- siyasi ölümsüzler. Abraham Lincoln, George Washington ve bu çizgideki liderler. Sonuç tam 26 kişi. Çoğu insanın onların siyasi ölümsüzler olduğunu söyleyeceğini düşünüyorum. Ben de şunu sordum; Peki bu ölümsüzlerin ortak noktası neydi? Birkaç ortak özellik belirledim. Her biri bu özelliklere sahipti.
Bu özelliklerin 11 tanesini siyasi üstünlük derecelendirmesini geliştirmek için kullandım ve geçerlilik ve güvenilirliklerini ölçtüm. Böylece 11 maddelik siyasi üstünlük derecelendirme sistemim oluştu.
LAMB: Nedir bu maddeler?
LUDWIG: Askeri zaferler, daha fazla toprak kazanma, sosyal yapılanma, toplumun doğasını değiştirme, ekonomik başarı, ahlâk (ahlâkî örnek olma örneğin George Washington, Abraham Lincoln gibi.)
LAMB: Öyleyse bu çalışmanın kişilere olan hayranlığınız ya da yakınlığınızla bir ilgisi yok.
LUDWIG: Hayır, bu çalışma siyasi başarılarla ilgili.
LAMB: Bir bakalım... Amerikan başkanlarını okuyacağım. Böylece sizin derecelendirmeyi nasıl uyguladığınızı görelim.
31 en yüksek puan ve ATATÜRK’e ait.
FDR de (30 puanla) Amerikan başkanları arasında liderliğini koruyor.
Onu 23 puanla Truman ve Thedore Roosevelt, 22 ile Ronald Reagan, 20 ile William McKinley, 18 ile Dwight Einshower ve LBJ, 15 ile George Bush I, John F. Kennedy ve Bill Clinton, 14 ile Jimmy Carter ve Calvin Coolidge, 12 ile William Howard Taft, 11 ile Gerald Ford, 10 ile Herbert Hoover ve 9 ile Warren Harding izliyor.
Bunlar 20 nci yüzyılın liderleri.
LAMB: Bunu yanında sıralamanın en alt sırasında Steyn isimli biri yer alıyor. 1899 yılında kurulan The Orange Free State ile. 2 puan almış. Panama’dan Arias 3 puan, Avustralya’dan Joseph Cook (1941) 5, Liberya’dan Samuel Doe (1980) 5, Quisling 5, Somozalar (baba ve oğul), Juan Bosch, Kanada’dan Kim Campbell (1993) 6 puan almışlar.
Bu onların başarı sahibi olamadıklarını mı gösteriyor?
LUDWIG: Sadece başarı sahibi olamamaları değil, aynı zamanda bir çürüme anlamına da geliyor. Genellikle onların dönemleri utançla kapandı.
LAMB: ATATÜRK’e dönelim. Neden ATATÜRK listenin zirvesinde yer alıyor?
LUDWIG: ATATÜRK’ün neler yaptığına bakalım. Şunu belirtmek isterim ki bence O’nu diğer üstün liderler - daha önce bahsettiğim ölümsüz liderler- kapsamına alalım. ATATÜRK Türkiye’yi kurdu, yarattı. O dönemde var olan Osmanlı İmparatorluğu’ na son verdi. O sadece ülkenin kurucusu, yaratıcısı değil, aynı zamanda Türkiye’de çok büyük sosyal değişime neden olmuş bir liderdir. Türkiye’yi demokrasi ile tanıştırdı - bir anlamda askeri bir demokrasi, ancak sonuçta demokrasi- Tarihte bir ilk; din ve devlet işlerini ayırdı. Müslüman bir ülke olmasına rağmen bir takım özgürlüklerin, hakların serbest olduğu birkaç ülkeden biri. Aslında ordu demokrasiyi tehdit edecek bir unsur olursa engellemekle yükümlü. Yani her bir evresinde ATATÜRK’ ün inanılmaz bir etkisi var. Başarıları olağanüstü.
***
Gördüğünüz gibi ATATÜRK' ün eşsiz liderliği, psikiyatri dalında uzman bir profesörün liderlik unsurlarını puanlama ile değerlendirdiği tamamen objektif bilimsel bir çalışma ile de bir kez daha kanıtlandı.
Bunun ardından artık ATATÜRK' ü eleştirenler ya da burun kıvıranlar ağızlarını kapatırlar mı?
Hiç sanmam!
(Bilen ve okuyanlar için tekrar olacak ama gördüğüm lüzum üzerine, 3 Mayıs 2011 tarihinde, internet sitemde yayımladığım yazıyı, aynen tekrarlıyorum. )
GÜNÜN DEĞERLENDİRMESİ:
İNSANIN ARKA-TAŞ’ I, YANİ “ARKADAŞI” ÖNEMLİDİR; ARKADAŞINIZINIZI İYİ SEÇİN!
AHMET AKYOL, YALOVA, 29 Mayıs 2017
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Dünyanın En Büyük Siyasî Lideri
20’ nci yüzyılda tüm dünyada ülke yönetmiş, Abdülhamid' ten Kaddafi' ye, Mao' dan Roosevelt' e, Degaulle' den Nehru' ya, Churchill' den Hitler' e, Mussolini' den Mandela'ya, Stalin' den Nasir' a ve Arafat' a, 2000 (iki bin) kadar lider hakkındaki 18 yıllık araştırmasının sonucunda, 377 adet belli başlı devlet adamı/ lider tespit etmiş ve onlara 200 kadar değişik kıstasa göre, 1'den 31'e kadar puan vermiş.
PGS (Political Greatness Scale) olarak tanımladığı bu sıralamada, örneğin, en çok Roosevelt ve Mao 30 ar puan almışken, Nehru 25, Churchill 22, Golda Meir 12, Fidel Castro 23, Lenin 28, Khomeini 23, Kennedy 15 puan almışlar.
Bir lider, 31 puanla ve "visionary" sıfatıyla, 20. nci yüzyılın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamı / lideri unvanına hakkıyla layık görülmüş. O da, Mustafa Kemal ATATÜRK!
Ne yazık ki, ne basınımız, ne halkımız ve özellikle yeni nesiller bu müthiş önemli gerçeğin farkında bile değiller.
(King of the Mountain, The nature of political leadership, by, Arnold M. LUDWIG, University Press of Kentucky, 2002.- Amazon.com)
Esasen sözü edilen “King of The Mountain” kitabının basım tarihi oldukça eski: 2002.
Henüz Türkiye’de basılıp yayımlandığı hakkında bir bilgi sahibi değilim. Kitabın orijinal bir nüshası Harp Akademileri Merkez Kütüphanesi’nde mevcut…
Çeşitli internet sitelerinde yer alan ve sosyal medyada paylaşılan, Arnold M. Ludwig ile yapılmış bir röportajı, ilginizi çekebilir diye aşağıya alıyorum.
***
BRIAN LAMB: Bir psikiyatri profesörü olarak dünya liderleri hakkında yazma amacınız nedir?
A.LUDWID: Aslında bu kitap birkaç yıl önce yaptığım 20. yüzyılın en yetenekli kişileri ile ilgili bir ön çalışmaya dayanıyor. “Price of Greatness” (Büyüklüğün Değeri) adı ile basılmıştı. 18 farklı alana değinmiştim, bilim, sanat, müzikal kompozisyonlar, dans vs. Politika da bunlardan biriydi. O çalışmamda çok fazla kişiyi incelememe rağmen, beni en çok şaşırtan alan politika olmuştu, çünkü çok fazla sayıda lider vardı. Projeyi tamamladıktan sonra, siyasi mükemmelliği (büyüklüğü) daha da merak eder hale geldim. Diğer bütün alanlarda ortaya konan somut bir iş var. Bilim adamı araştırma yapar, sonra araştırmalarını kitaplaştırır. Ressam resim yapar, atlet performans sergiler. İş adamı üretir, para kazanır vs. Peki politikacı ne yapar? Ne üretirler. Örneğin bazı insanlar “bu lider mükemmel der” ya da “dehşet”. Siyasi başarıyı nasıl ölçersiniz? Siyasi üstünlük nedir? Böylece çalışmama başladım. Ve yaptığım 20. yüzyılda dünyadaki her bir ülkedeki bütün dünya liderlerini incelemekti.
LAMB: 1.941 lider...
LUDWIG: Doğru ve 119 ülke...
LAMB: 20.yüzyılın 1.941 lideri...
LAMB: Kitabınızdan bahseder misiniz?
LUDWIG: Örnek vermeden önce bu sonuçlara nasıl ulaştığımı açıklamak isterim. Bu çalışmaya ilk başladığımda bir mukayese yapmak gibi bir fikrim yoktu. Çalışmam derinleştikçe cevaplayamadığım pek çok soru belirmeye başladı. Örneğin 20. yüzyılda neden bu kadar az kadın lider vardı?
LAMB: Kaç lider bulunuyor?
LUDWIG: 27 lider. 1941 liderin 27’ si kadın. % 1.4 ve bunların neredeyse yarıya yakını ya kocalarının karizmasından yararlanan politikacı eşleri ya da kızları. Diğerleri yani kendi çabalarıyla var olanlar.
20. yy kadınlarının lider olma şansları 100 kişide 1’ den daha az. Bu beni çok düşündürdü. Nedeni ise çok zeki ve rekabetçi kadınlar bulunmakta ve sosyal ve kültürel sıkıntılara rağmen çok daha fazlası güçlü mevkilere gelebilmeliydi.
Beni düşündüren bir diğer olay da şudur: Pek çok lideri inceledim. Bir liderin ülkesinin en güçlü mevkiinde bulunmasına rağmen zeki olmadığını görmek çok şaşırtıcı bir bulguydu. Çoğu okuma yazma bilmiyordu. Çoğu gerçekten çılgındı. Hatta zihinsel özürlüsü bile vardı.
Siyasi liderlik dünyada en güçlü en mevki, bir başka deyişle bir devletin zirvesi… İnsan bu mevkie nasıl ulaşıyorlar ve neden?
Ulaştığım diğer bir bulgu da siyasi liderlerin kaçının bu mevkilere gelirken fiziksel başarı, kahramanlık göstermiş olduğuydu. Savaş, darbe, isyanların içinde yer almışlardı. Gösteri ve protestolardan hüküm giymişlerdi. Çoğu ülke bu gibi durumlarla baş etmek zorundaydı ancak tüm bunlar lider olabilme yolunda önemli adımlardı. Neden? Neden sanat, iş dünyası ya da belirli alanlardaki başarılar ve zekâ yerine bunlar gerekliydi? Neden askeri başarı kazanmak önemliydi?
LAMB: Bu araştırma ne kadar zamanınızı aldı?
LUDWIG: Yaklaşık 18 yılımı aldı. Bulabildiğim her kaynağı inceledim. Biyografilerin her satırını okudum. 1.200’ün üstünde biyografi okudum.
LAMB: Amacınız neydi? İnsanlar bu çalışmayı ne yapacak?
LUDWIG: Bunun şimdiye kadar liderler üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma olduğuna inanıyorum. Siyasi liderler hakkında diğer kitaplardan daha fazla bilgi içeriyor. Liderlerin davranış özelliklerini açıklamak için geliştirdiğim tarzın yanı sıra kitabın son bölümü benim için önem taşıyor. Son bölümün adı “Warmonger & Peacemakers” (Savaş Kışkırtıcıları ve Barış Yanlıları). İnsanlar bunu okuyacak ve saldırıları, savaşı durdurmak için alternatif yolları inceleyecek. Bu gönülden umuyorum.
Çalışma boyunca dikkatimi çeken bir nokta da 20. yüzyılda şiddet ve saldırıların çokluğuydu. Ölü sayıları hakkında insanlardan tahminlerde bulunmalarını istedim, gerçek rakama yaklaşamadılar bile. 20.yüzyılda lider ya da bu liderlerin sosyal politikaları yüzünden başlatılan savaşların sonucunda verilen kayıp 200 milyonun üzerindeydi. Bu şok edici, ürkütücü bir durum, çünkü geliştikçe yıkım gücü daha fazla silâhlar geliştiriyoruz.
LAMB: Siyasi üstünlük derecelendirmenize göre 20. yüzyılda karşılaştığınız liderler arasında zirvede ATATÜRK bulunuyor. O’nu Mao ve FDR, izliyor.
Puanlamanıza göre:
ATATÜRK 31,
Mao 30,
FDR 30,
Stalin 29,
Lenin 28,
Ho Chi Minh 27,
De Gaulle 27,
Deng Xioping 27,
Tito 25,
Suharto 25 puan almış. Böyle devam ediyor.
LUDWIG: Doğru.
LAMB: Peki neden ATATÜRK?
LUDWIG: Önce siyasi üstünlük derecelendirilmesi konusunu açıklamama izin verin. Çalışmaya ilk başladığımda siyasi üstünlüğü değerlendirmek için ölçüler arıyordum. Siyaset bilimcilerini inceledim. Eserleri inceledim. Ancak kültürler arası siyasi üstünlüğü ölçebilmem için bir derecelendirme sistemi bulamadım.
Sonra şu soru beni düşünmeye sevk etti: Siyasi üstünlük nedir? Neden herkesin büyük siyasi lider olarak gördüğü insanlara bakmıyorum? “Büyük siyasi bir lideri tanımla” denince akla hangi isimler geliyor? Aklıma gelenler Julius Caesar, Augustus Caesar, Alexander The Great (İskender), Bismarck…
LAMB: Onlar ölümsüzler.
LUDWIG: Ölümsüzler- siyasi ölümsüzler. Abraham Lincoln, George Washington ve bu çizgideki liderler. Sonuç tam 26 kişi. Çoğu insanın onların siyasi ölümsüzler olduğunu söyleyeceğini düşünüyorum. Ben de şunu sordum; Peki bu ölümsüzlerin ortak noktası neydi? Birkaç ortak özellik belirledim. Her biri bu özelliklere sahipti.
Bu özelliklerin 11 tanesini siyasi üstünlük derecelendirmesini geliştirmek için kullandım ve geçerlilik ve güvenilirliklerini ölçtüm. Böylece 11 maddelik siyasi üstünlük derecelendirme sistemim oluştu.
LAMB: Nedir bu maddeler?
LUDWIG: Askeri zaferler, daha fazla toprak kazanma, sosyal yapılanma, toplumun doğasını değiştirme, ekonomik başarı, ahlâk (ahlâkî örnek olma örneğin George Washington, Abraham Lincoln gibi.)
LAMB: Öyleyse bu çalışmanın kişilere olan hayranlığınız ya da yakınlığınızla bir ilgisi yok.
LUDWIG: Hayır, bu çalışma siyasi başarılarla ilgili.
LAMB: Bir bakalım... Amerikan başkanlarını okuyacağım. Böylece sizin derecelendirmeyi nasıl uyguladığınızı görelim.
31 en yüksek puan ve ATATÜRK’e ait.
FDR de (30 puanla) Amerikan başkanları arasında liderliğini koruyor.
Onu 23 puanla Truman ve Thedore Roosevelt, 22 ile Ronald Reagan, 20 ile William McKinley, 18 ile Dwight Einshower ve LBJ, 15 ile George Bush I, John F. Kennedy ve Bill Clinton, 14 ile Jimmy Carter ve Calvin Coolidge, 12 ile William Howard Taft, 11 ile Gerald Ford, 10 ile Herbert Hoover ve 9 ile Warren Harding izliyor.
Bunlar 20 nci yüzyılın liderleri.
LAMB: Bunu yanında sıralamanın en alt sırasında Steyn isimli biri yer alıyor. 1899 yılında kurulan The Orange Free State ile. 2 puan almış. Panama’dan Arias 3 puan, Avustralya’dan Joseph Cook (1941) 5, Liberya’dan Samuel Doe (1980) 5, Quisling 5, Somozalar (baba ve oğul), Juan Bosch, Kanada’dan Kim Campbell (1993) 6 puan almışlar.
Bu onların başarı sahibi olamadıklarını mı gösteriyor?
LUDWIG: Sadece başarı sahibi olamamaları değil, aynı zamanda bir çürüme anlamına da geliyor. Genellikle onların dönemleri utançla kapandı.
LAMB: ATATÜRK’e dönelim. Neden ATATÜRK listenin zirvesinde yer alıyor?
LUDWIG: ATATÜRK’ün neler yaptığına bakalım. Şunu belirtmek isterim ki bence O’nu diğer üstün liderler - daha önce bahsettiğim ölümsüz liderler- kapsamına alalım. ATATÜRK Türkiye’yi kurdu, yarattı. O dönemde var olan Osmanlı İmparatorluğu’ na son verdi. O sadece ülkenin kurucusu, yaratıcısı değil, aynı zamanda Türkiye’de çok büyük sosyal değişime neden olmuş bir liderdir. Türkiye’yi demokrasi ile tanıştırdı - bir anlamda askeri bir demokrasi, ancak sonuçta demokrasi- Tarihte bir ilk; din ve devlet işlerini ayırdı. Müslüman bir ülke olmasına rağmen bir takım özgürlüklerin, hakların serbest olduğu birkaç ülkeden biri. Aslında ordu demokrasiyi tehdit edecek bir unsur olursa engellemekle yükümlü. Yani her bir evresinde ATATÜRK’ ün inanılmaz bir etkisi var. Başarıları olağanüstü.
***
Gördüğünüz gibi ATATÜRK' ün eşsiz liderliği, psikiyatri dalında uzman bir profesörün liderlik unsurlarını puanlama ile değerlendirdiği tamamen objektif bilimsel bir çalışma ile de bir kez daha kanıtlandı.
Bunun ardından artık ATATÜRK' ü eleştirenler ya da burun kıvıranlar ağızlarını kapatırlar mı?
Hiç sanmam!
(Bilen ve okuyanlar için tekrar olacak ama gördüğüm lüzum üzerine, 3 Mayıs 2011 tarihinde, internet sitemde yayımladığım yazıyı, aynen tekrarlıyorum. )
GÜNÜN DEĞERLENDİRMESİ:
İNSANIN ARKA-TAŞ’ I, YANİ “ARKADAŞI” ÖNEMLİDİR; ARKADAŞINIZINIZI İYİ SEÇİN!
AHMET AKYOL, YALOVA, 29 Mayıs 2017