Devlet adamı olmak, önemli meziyetler ister. Bir devlet adamı; Halkı ile iç içe olur, kendini halktan üstün ve farklı görmez; Halkına karşı hoşgörülü ve saygılı olur; Halkını çok iyi tanır, ülke ve dünya koşullarını bilinçli olarak takip eder; Ülkesinin sosyal adalet ve sosyal güvenliğini sağlayacak tedbirleri zamanında alır; Her şeyden önce basiretli bir devlet adamı gibi davranmayı bilir, ayrışmayı değil, birlik ve bütünlüğü sağlamaya çalışır; Kişisel ve aile çıkarlarından önce ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutar; Konuşması, davranışları ve aile yapısıyla içinde yaşadığı topluma örnek olur.
İçinde yaşanılan toplumun kabul gören değerleri, saygın devlet adamlarını korur ve onurlandırır; görevlerini kötüye kullananları da cezalandırmaktan kaçınmaz.
Geçenlerde Almanya’da ( bizim topluma ilginç gelebilecek) bir olay yaşandı.
Almanya’da Sosyal Demokrat Partili bir milletvekili, eşinin ilk evliliğinden olan oğlunu 2 ay Bavyera Parlamentosu’nda yanında çalıştırdığı için 6 ay hapis cezasına çarptırıldı, bu ceza daha sonra para cezasına çevrildi. Olayın aslı şöyle: Bavyera’da 2 000 yılından beri milletvekillerinin 1 nci derece yakın akrabalarını yanında çalıştırmaları yasak.
Sözü edilen milletvekili, eşinin ilk evliliğinden olan oğlunu yanında çalıştırmış. Milletvekilinin üvey oğlu, 2 ay boyunca, milletvekilinin internet sayfalarını düzenlemiş, günlük bağlantılarını kurmuş.Bunun için de kendisine belirli bir miktar maaş ödenmiş.
Milletvekili bu olayda savunmasını yapmak için şunları söylemiş: “ Yasa hazırlanırken ben de komisyonda görevliydim.O zamanlar yasayı hazırlarken üvey çocukların da yasa kapsamına alınması konusu hiç geçmemişti. Bu nedenle üvey oğlumun birinci derece akraba sınıfına gireceğini düşünemedim. Zaten olay ortaya çıkar çıkmaz, üvey oğlumun aldığı 2 aylık maaşı, derhal parlamento kasasına ödedim.”(Sözcü, 1.3.2014)
Almanya’da kabul gören değer bu… Buna benzer olayın bizde olup olmadığı, yetkililerin (oğulları- kızları, vb. ) yakınlarını koruyup kollamadığı hususu, bu yazının konusu değildir!..
***
KUTADGU BİLİG’de yer alan şu sözler, devlet adamlığı sorumluluğunu özetlemektedir : “Halk tok olmalı, memur ve işçilere aç mısın, tok musun diye sormalı… Bir hükümdar kuldan fakir adını kaldırmazsa nasıl hükümdar olur? Ey hükümdar, sen önce yerine getir, sonra kendin hakkını isteyebilirsin. Bey, iyi kanun yap… Kanuna kendin riayet et ki, halk da sana riayet etsin. Bey, kudretli ol, halkı kudretli kıl, bunun için onun karnını doyurmak lazımdır”.
***
ATATÜRK, bir devlet adamında bulunması gereken özellikleri şöyle belirtir: “Devlet idaresi işlemez olursa, kişilerin özgürlüğünü koruyacak hiçbir güç aracı kalmaz.” “Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar.” “Ülkenin tam bir birliğe gereksinimi vardır. Sıradan politikacılıkla ulusu parçalamak hıyanettir.” “Ulusa efendilik yoktur. Hizmet etmek vardır. Bu ulusa hizmet eden onun efendisi olur.” “Ulusları yönetenler için ilk ve en zor görev, kişisel bencilliğe kapılmaktan kendilerini korumalarıdır.” “Hükümetin hikmet-i mevcudiyeti memleketin asayişini milletin huzur ve rahatını temin etmektir.”
***
TİCARET ÜZERİNE: Birkaç büyük bankadan kredi, yani borç alıp, mahalle bakkalına borcunu ödeyen bir insan, “Ben bakkala borcumu ödedim. İşte bakın benim bakkala borcum kalmadı. Ben borçsuz bir insanım” diyebilir mi? Ben, böyle bir söz ettiğimde, benim yüksek miktarda borç aldığım ve henüz hiçbir şey üretemediğimi gören büyük bankalar, benim hakkımda acaba ne derler? Ben, böyle bir insan olsam, “Ben, borçsuz bir insanım” desem, bana inanır mısınız?!
***
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA
: Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın “Vefa” ya ihtiyacı var!..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Devlet Adamı Olmak
Devlet adamı olmak, önemli meziyetler ister. Bir devlet adamı;
Halkı ile iç içe olur, kendini halktan üstün ve farklı görmez; Halkına karşı hoşgörülü ve saygılı olur; Halkını çok iyi tanır, ülke ve dünya koşullarını bilinçli olarak takip eder; Ülkesinin sosyal adalet ve sosyal güvenliğini sağlayacak tedbirleri zamanında alır; Her şeyden önce basiretli bir devlet adamı gibi davranmayı bilir, ayrışmayı değil, birlik ve bütünlüğü sağlamaya çalışır; Kişisel ve aile çıkarlarından önce ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutar; Konuşması, davranışları ve aile yapısıyla içinde yaşadığı topluma örnek olur.
İçinde yaşanılan toplumun kabul gören değerleri, saygın devlet adamlarını korur ve onurlandırır; görevlerini kötüye kullananları da cezalandırmaktan kaçınmaz.
Geçenlerde Almanya’da ( bizim topluma ilginç gelebilecek) bir olay yaşandı.
Almanya’da Sosyal Demokrat Partili bir milletvekili, eşinin ilk evliliğinden olan oğlunu 2 ay Bavyera Parlamentosu’nda yanında çalıştırdığı için 6 ay hapis cezasına çarptırıldı, bu ceza daha sonra para cezasına çevrildi.
Olayın aslı şöyle: Bavyera’da 2 000 yılından beri milletvekillerinin 1 nci derece yakın akrabalarını yanında çalıştırmaları yasak.
Sözü edilen milletvekili, eşinin ilk evliliğinden olan oğlunu yanında çalıştırmış. Milletvekilinin üvey oğlu, 2 ay boyunca, milletvekilinin internet sayfalarını düzenlemiş, günlük bağlantılarını kurmuş.Bunun için de kendisine belirli bir miktar maaş ödenmiş.
Milletvekili bu olayda savunmasını yapmak için şunları söylemiş: “ Yasa hazırlanırken ben de komisyonda görevliydim.O zamanlar yasayı hazırlarken üvey çocukların da yasa kapsamına alınması konusu hiç geçmemişti. Bu nedenle üvey oğlumun birinci derece akraba sınıfına gireceğini düşünemedim. Zaten olay ortaya çıkar çıkmaz, üvey oğlumun aldığı 2 aylık maaşı, derhal parlamento kasasına ödedim.”(Sözcü, 1.3.2014)
Almanya’da kabul gören değer bu…
Buna benzer olayın bizde olup olmadığı, yetkililerin (oğulları- kızları, vb. ) yakınlarını koruyup kollamadığı hususu, bu yazının konusu değildir!..
***
KUTADGU BİLİG’de yer alan şu sözler, devlet adamlığı sorumluluğunu özetlemektedir :
“Halk tok olmalı, memur ve işçilere aç mısın, tok musun diye sormalı… Bir hükümdar kuldan fakir adını kaldırmazsa nasıl hükümdar olur? Ey hükümdar, sen önce yerine getir, sonra kendin hakkını isteyebilirsin. Bey, iyi kanun yap… Kanuna kendin riayet et ki, halk da sana riayet etsin. Bey, kudretli ol, halkı kudretli kıl, bunun için onun karnını doyurmak lazımdır”.
***
ATATÜRK, bir devlet adamında bulunması gereken özellikleri şöyle belirtir:
“Devlet idaresi işlemez olursa, kişilerin özgürlüğünü koruyacak hiçbir güç aracı kalmaz.”
“Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar.”
“Ülkenin tam bir birliğe gereksinimi vardır. Sıradan politikacılıkla ulusu parçalamak hıyanettir.”
“Ulusa efendilik yoktur. Hizmet etmek vardır. Bu ulusa hizmet eden onun efendisi olur.”
“Ulusları yönetenler için ilk ve en zor görev, kişisel bencilliğe kapılmaktan kendilerini korumalarıdır.”
“Hükümetin hikmet-i mevcudiyeti memleketin asayişini milletin huzur ve rahatını temin etmektir.”
***
TİCARET ÜZERİNE:
Birkaç büyük bankadan kredi, yani borç alıp, mahalle bakkalına borcunu ödeyen bir insan, “Ben bakkala borcumu ödedim. İşte bakın benim bakkala borcum kalmadı. Ben borçsuz bir insanım” diyebilir mi?
Ben, böyle bir söz ettiğimde, benim yüksek miktarda borç aldığım ve henüz hiçbir şey üretemediğimi gören büyük bankalar, benim hakkımda acaba ne derler?
Ben, böyle bir insan olsam, “Ben, borçsuz bir insanım” desem, bana inanır mısınız?!
***
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA
:
Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın “Vefa” ya ihtiyacı var!..
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422