Okullar başlıyor. Çocuklar artık okula gidiyor diye, sakın dikkatinizi dağıtmayın!.. Gözünüz hep çocuklarınızın üstünde olsun. Onlar bizim geleceğimiz. Çocuklarımız ne kadar sağlıklı yetişirse, geleceğimiz de o kadar sağlıklı olur. Sık sık duyuyoruz: “Uyuşturucu kullanımı ilk okullara kadar girdi” diye… Aman dikkat!.. Bu sorun sadece bizim değil, tüm dünya ülkelerinin sorunu.. Ortada çok büyük bir rant olduğu için, ne yapılırsa yapılsın, önlemede güçlük çekiliyor. Bir tarafta biterken, diğer tarafta başlıyor. Okullarda öğrencilere sık sık uyuşturucunun zararlarından bahseden konferanslar verildiğini, basın organlarında görüp okuyorum. Ama, bu yeterli değil. Konuya asıl eğilmesi gerekenler anne ve babalar…Ağabeyler, ablalar… Lütfen, çocuklarınızı sahipsiz ve kontrolsüz bırakmayın. İlginizle onları boğmadan, yaptıkları her şeyle ilgilenin. Çocuğunuzun arkadaşlarına dikkat edin. Arkadaş çevresi çok önemlidir. Çocuklar arkadaşlar çevrelerinde güzel şeyler de öğrenebilir, olmayacak şeyler de… Çocuklar- gençler, sürekli öğrenme isteği içindedirler. Her zaman değişik konulara ilgi duyarlar. Arkadaşları içinde uyuşturucu kullananlar varsa, yaşı gereği bunu merak edenler olabilir. Bunlar bir süre dışarıda kalıp olayları gözlemleyebilir, fakat daha sonra kendi de alışabilir. Bir kere merak için bile kullansa, artık geri dönüşü çok zor olan bir yola girmiştir. İşte, çocuklarımızı – gençlerimizi bu geri dönüşü çok zor olan yola girmeden önlemeliyiz. Tabi bunun için ilgi ve takip gerekir. Çocuklarımızın ders dışı zamanlarında toplandıkları yerler, zehir tacirleri için en uygun ortamlardır. Çocuklarımızın ders dışında toplandıkları yerleri kontrol etmek, ebeveynlerin en önemli görevlerindendir. Çocuklarımızı ders dışı zamanlarında değişik konularda (spor, sanat, kültürel aktivite) yönlendirebilmeliyiz, onlara bu konularda örnek olmalıyız. “Çok çocuk yapın” sözlerine itibar etmeyin; bu kulağa hoş gelen ama çok yanlış bir sözdür!.. Hayata çocuk getirmek çok kolaydır. Doğacak çocuğunuzun geleceğini garantilemişseniz, ona her türlü olanağı sağlayacağınıza inanıyorsanız, istediğiniz kadar çocuk yapın, kime ne !...Bir ailenin ne kadar çocuk yapacağı kimi ilgilendirir ki ?.. Çocuğu sağlıklı bir şekilde hayata alıştırmak ve onun sağlıklı geleceğini plânlamak çok zordur, zahmetlidir. Tüm anne ve babalar işin kolayını değil, zorunu tercih etmek zorunda olduklarını hiçbir zaman unutmamalıdırlar. Kısacası: Gözümüz hep çocuklarımızın üzerinde olsun. Onlar bizim geleceğimiz. Çocuklarımız ne kadar sağlıklı yetişirse, geleceğimiz de o kadar sağlıklı olur.
BİRİ ÇIKIP SÖYLESİN:
Bizim Suriye ile ne işimiz var? Neden Suriye’nin iç işlerine karışıyoruz? Elbette, bize sığınana- yardım dileyene kucak açacağız. İyi de, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi dış politikamıza egemense, neden ülkemizde silâhlı militan barındırıp, yetiştiriyoruz? Ulusal basınının açık açık yazdığına bakılırsa, bizdeki kamplarda eğitilen muhaliflerin, silâhlarıyla Suriye’ye geçip operasyonlara katılmalarına ve hatta bunların vahşice cinayet işlemelerine neden göz yumuyoruz?
Suriye’de savaşın değil de, barışın olması, bizim daha çok menfaatimize değil mi?
Suriye’den bize bir saldırı ya da tehdit mi oluştu ? Neden Suriye yönetimini değiştirmeye çalışıyoruz?
Hatay ilimizde yaşayan vatandaşlarımız, Suriye’den gelenler yüzünden son derece tedirgin ve hayatlarının tehlikede olduğu endişesine kapılmış durumdalar. Yerli halk gelecek kaygısı yaşıyor. Neden öncelikle kendi halkımızın geleceğini ve refahını düşünmüyoruz?
Dahası, farkında mısınız, ülke giderek ayrışıyor ve bölünüyor. Biz bu durumu önemseyeceğimize, neden tüm dikkatler Mısır ve Suriye’ye çekiliyor, anlayanınız var mı?
GÜNÜN TESPİTİ:
Yalova’da benim görebildiğim kadarıyla, izin verilen açık alanlardaki yeme- içme yerlerinde hijyen diye bir şey yok.
Bazen gözüm takılıyor, buralarda çeşitli börekler, köfteler, kebap, balık yeme yerleri oluyor ama el yıkanacak yerler yok!.. İnsan bir yere oturup yemek yemeden önce ellerini yıkamaz mı? Yemekten sonra insan ellerini ve ağzını yıkamaz mı? Buraların hizmete açılmasını onaylarken, tesisin hijyen kurallarına uyup uymadığı kontrol edilmez mi?
Unutmayalım, hepimiz, içinde bulunduğumuz toplumda, sağlıklı bir hayat sürmek için, sağlık kurallarına uygun, sağlığa yararlı bir ortamda yaşamak zorundayız. Üstelik bir de “Sağlıklı Kent” iddiasında bulunuyorsak !..
NOT DEFTERİMDEN:
Yalova Deresi’nin Gazipaşa Caddesi köprüsünden hemen önceki iki yanına uzunca bir süre önce Seyir Plâtformları yapıldı. Bu plâtformların yapılmasına ihtiyaç mı vardı, neden yapıldı, kaça mal oldu, şimdi neden kullanılmıyor ?
CİCERO’YA KULAK VERİN:
Marcus Tullius Cicero, İö. 106- İö. 43 yılları arasında yaşamış Romalı devlet adamı, avukat, bilgin ve yazar…Roma Cumhuriyeti’nin yıkılmasıyla sonuçlanan iç savaşlarda cumhuriyet ilkelerini koruma yönünde çaba harcayan ama başarılı olamayan Cicero der ki:
“Bir ulus kendi içindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla baş edebilir. Fakat içerisindeki satılmış ve hainlerle yaşayabilmesi olanaksızdır. Sınırları zorlayan düşman silâh ve alemlerini açıkta taşıdığı için daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi görünmez, kurbanları ile aynı aksanda konuşur, onların çehresine bürünür ve onların argümanlarını kullanarak ulusun politik yapısına nüfuz eder, bütün kapılardan serbestçe geçer, sesi en üst düzey hükümet koridorlarında duyulur, ulusun ruhunu çürütür, politik yapıya her türlü hastalık bulaştırarak ulusun yaşam gücünü elinden alır. Bir katil daha az korkuludur.”
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:
Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın “Vefa” ya ihtiyacı var!..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Çocuklarınıza İlgi Gösterin
Okullar başlıyor.
Çocuklar artık okula gidiyor diye, sakın dikkatinizi dağıtmayın!..
Gözünüz hep çocuklarınızın üstünde olsun.
Onlar bizim geleceğimiz.
Çocuklarımız ne kadar sağlıklı yetişirse, geleceğimiz de o kadar sağlıklı olur.
Sık sık duyuyoruz:
“Uyuşturucu kullanımı ilk okullara kadar girdi” diye…
Aman dikkat!..
Bu sorun sadece bizim değil, tüm dünya ülkelerinin sorunu..
Ortada çok büyük bir rant olduğu için, ne yapılırsa yapılsın, önlemede güçlük çekiliyor. Bir tarafta biterken, diğer tarafta başlıyor.
Okullarda öğrencilere sık sık uyuşturucunun zararlarından bahseden konferanslar verildiğini, basın organlarında görüp okuyorum.
Ama, bu yeterli değil.
Konuya asıl eğilmesi gerekenler anne ve babalar…Ağabeyler, ablalar…
Lütfen, çocuklarınızı sahipsiz ve kontrolsüz bırakmayın.
İlginizle onları boğmadan, yaptıkları her şeyle ilgilenin.
Çocuğunuzun arkadaşlarına dikkat edin. Arkadaş çevresi çok önemlidir. Çocuklar arkadaşlar çevrelerinde güzel şeyler de öğrenebilir, olmayacak şeyler de…
Çocuklar- gençler, sürekli öğrenme isteği içindedirler. Her zaman değişik konulara ilgi duyarlar.
Arkadaşları içinde uyuşturucu kullananlar varsa, yaşı gereği bunu merak edenler olabilir. Bunlar bir süre dışarıda kalıp olayları gözlemleyebilir, fakat daha sonra kendi de alışabilir.
Bir kere merak için bile kullansa, artık geri dönüşü çok zor olan bir yola girmiştir.
İşte, çocuklarımızı – gençlerimizi bu geri dönüşü çok zor olan yola girmeden önlemeliyiz.
Tabi bunun için ilgi ve takip gerekir.
Çocuklarımızın ders dışı zamanlarında toplandıkları yerler, zehir tacirleri için en uygun ortamlardır.
Çocuklarımızın ders dışında toplandıkları yerleri kontrol etmek, ebeveynlerin en önemli görevlerindendir.
Çocuklarımızı ders dışı zamanlarında değişik konularda (spor, sanat, kültürel aktivite) yönlendirebilmeliyiz, onlara bu konularda örnek olmalıyız.
“Çok çocuk yapın” sözlerine itibar etmeyin; bu kulağa hoş gelen ama çok yanlış bir sözdür!.. Hayata çocuk getirmek çok kolaydır. Doğacak çocuğunuzun geleceğini garantilemişseniz, ona her türlü olanağı sağlayacağınıza inanıyorsanız, istediğiniz kadar çocuk yapın, kime ne !...Bir ailenin ne kadar çocuk yapacağı kimi ilgilendirir ki ?..
Çocuğu sağlıklı bir şekilde hayata alıştırmak ve onun sağlıklı geleceğini plânlamak çok zordur, zahmetlidir.
Tüm anne ve babalar işin kolayını değil, zorunu tercih etmek zorunda olduklarını hiçbir zaman unutmamalıdırlar.
Kısacası:
Gözümüz hep çocuklarımızın üzerinde olsun.
Onlar bizim geleceğimiz.
Çocuklarımız ne kadar sağlıklı yetişirse, geleceğimiz de o kadar sağlıklı olur.
BİRİ ÇIKIP SÖYLESİN:
Bizim Suriye ile ne işimiz var? Neden Suriye’nin iç işlerine karışıyoruz?
Elbette, bize sığınana- yardım dileyene kucak açacağız. İyi de, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi dış politikamıza egemense, neden ülkemizde silâhlı militan barındırıp, yetiştiriyoruz? Ulusal basınının açık açık yazdığına bakılırsa, bizdeki kamplarda eğitilen muhaliflerin, silâhlarıyla Suriye’ye geçip operasyonlara katılmalarına ve hatta bunların vahşice cinayet işlemelerine neden göz yumuyoruz?
Suriye’de savaşın değil de, barışın olması, bizim daha çok menfaatimize değil mi?
Suriye’den bize bir saldırı ya da tehdit mi oluştu ? Neden Suriye yönetimini değiştirmeye çalışıyoruz?
Hatay ilimizde yaşayan vatandaşlarımız, Suriye’den gelenler yüzünden son derece tedirgin ve hayatlarının tehlikede olduğu endişesine kapılmış durumdalar. Yerli halk gelecek kaygısı yaşıyor. Neden öncelikle kendi halkımızın geleceğini ve refahını düşünmüyoruz?
Dahası, farkında mısınız, ülke giderek ayrışıyor ve bölünüyor. Biz bu durumu önemseyeceğimize, neden tüm dikkatler Mısır ve Suriye’ye çekiliyor, anlayanınız var mı?
GÜNÜN TESPİTİ:
Yalova’da benim görebildiğim kadarıyla, izin verilen açık alanlardaki yeme- içme yerlerinde hijyen diye bir şey yok.
Bazen gözüm takılıyor, buralarda çeşitli börekler, köfteler, kebap, balık yeme yerleri oluyor ama el yıkanacak yerler yok!.. İnsan bir yere oturup yemek yemeden önce ellerini yıkamaz mı? Yemekten sonra insan ellerini ve ağzını yıkamaz mı? Buraların hizmete açılmasını onaylarken, tesisin hijyen kurallarına uyup uymadığı kontrol edilmez mi?
Unutmayalım, hepimiz, içinde bulunduğumuz toplumda, sağlıklı bir hayat sürmek için, sağlık kurallarına uygun, sağlığa yararlı bir ortamda yaşamak zorundayız. Üstelik bir de “Sağlıklı Kent” iddiasında bulunuyorsak !..
NOT DEFTERİMDEN:
Yalova Deresi’nin Gazipaşa Caddesi köprüsünden hemen önceki iki yanına uzunca bir süre önce Seyir Plâtformları yapıldı. Bu plâtformların yapılmasına ihtiyaç mı vardı, neden yapıldı, kaça mal oldu, şimdi neden kullanılmıyor ?
CİCERO’YA KULAK VERİN:
Marcus Tullius Cicero, İö. 106- İö. 43 yılları arasında yaşamış Romalı devlet adamı, avukat, bilgin ve yazar…Roma Cumhuriyeti’nin yıkılmasıyla sonuçlanan iç savaşlarda cumhuriyet ilkelerini koruma yönünde çaba harcayan ama başarılı olamayan Cicero der ki:
“Bir ulus kendi içindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla baş edebilir. Fakat içerisindeki satılmış ve hainlerle yaşayabilmesi olanaksızdır. Sınırları zorlayan düşman silâh ve alemlerini açıkta taşıdığı için daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi görünmez, kurbanları ile aynı aksanda konuşur, onların çehresine bürünür ve onların argümanlarını kullanarak ulusun politik yapısına nüfuz eder, bütün kapılardan serbestçe geçer, sesi en üst düzey hükümet koridorlarında duyulur, ulusun ruhunu çürütür, politik yapıya her türlü hastalık bulaştırarak ulusun yaşam gücünü elinden alır. Bir katil daha az korkuludur.”
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA:
Vefa, önemli bir duygudur, Yalova’nın “Vefa” ya ihtiyacı var!..
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422