Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Buharlaşma Ve Önlemleri Hakkında Bir İnceleme

Yazının Giriş Tarihi: 21.07.2023 12:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.07.2023 12:53

Hava sıcaklığının artmasının yanında,  gözlerden kaçan bir başka artma daha var; o da barajlardaki sularda buharlaşmanın artması…

Normal olarak su yüzeylerinden su molekülleri her zaman, yani her sıcaklıkta havaya kaçar. Diğer bir deyişle her sıcaklıkta sular molekül kaybeder.

Aynı şekilde her zaman havadan gelen su molekülleri su yüzeylerinde yoğuşarak toplanır. Eğer su yüzlerinden giden su molekülleri havadan su yüzeyine gelenlerden daha fazla olursa buna buharlaşma deriz.

Buharlaşma kısaca, suyun sıvı fazdan gaz fazına geçmesi şeklinde tanımlanabilecek bir doğa olayıdır.

Giderek kurak ve yarı kurak bir iklim kuşağına dönüşen ülkemizde, içme ve/veya kullanma,  vb. amaçlarla baraj göllerinde (rezervuarlarda) toplanan suların önemli bir kısmı ne yazık ki buharlaşarak kaybedilmekte ve bundan yararlanılamamaktadır.

Buharlaşma mekanizmasını bilmek ve buharlaşmayı azaltıcı önlemler almak, su potansiyelinden yararlanma açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Şüphesiz buharlaşma doğal bir olay ve tamamen engellemek mümkün değil.

Açık su yüzeylerinden buharlaşmayı etkileyen güneş enerjisi, hava sıcaklığı, barajların derinliği ve yüzey alan genişlikleri, suların sıcaklığı, doyma açığı, hava hareketi/ bölgede esen rüzgârın yönü ve hızı, vb. etkileyen faktörler var.

Buharlaşmanın etkin olarak azaltılabilmesi için öncelikle buharlaşmayı etkileyen meteorolojik faktörlerin ve bunların buharlaşmayı ne doğrultuda etkiledikleri önemlidir.

Bütün bunların yanında, buharlaşmayı doğru anlamak ve doğru ölçüm yapıp, doğru hesaplamak gerekiyor.

Buharlaşmayı etkileyen tüm faktörler göz önüne alındıktan sonra buharlaşmayı azaltmak için (fiziksel, kimyasal, yapısal, vb.) çeşitli yöntemler kullanılabiliyor. Yeter ki neyin, nasıl yapılacağı bilinsin, gerekli çalışmalar da bundan sonra başlatılabilsin.

Fiziksel yöntemler öncelikle yüzeydeki daha sıcak olan su kütlesinin, alt tabakalardaki daha soğuk olan su kütlesiyle yer değiştirmesinin sağlanması ve böylece yüzeydeki su sıcaklığının dolayısıyla buharlaşmanın azaltılmasını amaçlar.

Bazen su yüzeyi polisitren (köpük) toplar veya levhalarla kaplanabilir. Barajda beyaza boyanmış, hafif, suda çözünmeyen ve toksik/ zehirli olmayan her hangi bir madde ile suyun yüzeyinin kaplanması yoluna gidilebilir.

Örneğin 2015 yılında, ABD’ nin California Eyaleti’ ne bağlı Los Angeles Belediyesi, kuraklık nedeniyle susuzluk tehdidiyle karşı karşıya kalan kente su sağlayan barajlardaki suyun buharlaşarak boşa gitmesini önlemek amacıyla, barajın üzerini tamamen kaplayan “Gölge Topu” projesini uygulamaya koydu. Böylece buharlaşma yaklaşık % 80 oranında azalırken, bu topların ayrıca suyu toz, kimyasal maddelerden de koruyarak kirlenmeyi azalttığı belirtildi.

Bu topları dünyada üç tane firma üretiyor. Biri Amerika'da, biri Çin'de, biri de Türkiye’ de… Yapılan açıklamalar göre, toplar suya zarar vermiyor, kullanılan malzeme petrolden üretilen yüksek yoğunluklu polietilen. Üretilen top, içindeki suyu akıtmadığı için, baraj sularına kimyasal olarak hiçbir zararı yok.

( Bu konu bazı çevrelerde doğaya aykırı bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor. Bu görüşe göre düşünülen uygulama: bakteri oluşumuna neden olabilir, değişik yosun türleri oluşabilir, suyun yüzeyi toplarla kapatılırsa su içerisine girecek güneş ışığı engellenebilir ve böylece varsa balıklar ve diğer su canlıları için ışıktan yoksun kalabilir. Bence, belirli alanlarda değerlendirildikten ve yapılan uygulamalar incelendikten sonra bir karara varmak daha mantıklı olacaktır.)

Su yüzeyinde bir molekül kalınlığında ince bir film tabakası oluşturmak için kimyasal maddeler de kullanılıyor. Film tabakasının rüzgâr ve dalga nedeniyle yırtılması sonucu yeniden uygulanması; toksik madde olmasalar da buharlaşmayı azaltmak için suyun yüzeyine dökülen kimyasalların arıtılması da gerekiyor.

Daha küçük alan kapsayan barajlarda, gelen güneş enerjisinin su ortamına girmesini tamamen engelleyecek tarzda barajın üzeri çatı formunda kontrplak, alüminyum ve plâstik levhalarla örtülebilir.

Bir başka uygulama da, baraj yüzeyinin güneş panelleriyle kısmen kaplanarak elektrik enerjisi üretilmesi… Yıllar önce İstanbul Büyük Çekmece Barajında 120 kw.lık santral hizmete sokulmuştu. Çin'de ve Japonya'da 2,3 MW kapasiteli dünyanın en büyük baraj yüzer güneş santralleri yapılmıştı.

Hindistan su kanalları üzerine güneşten elektrik üreten güneş panelleri koyarak hem bedava elektrik üretiyor hem de suyun buharlaşmasını önlüyor.

Ayrıca, su yüzeyindeki buharlaşmayı artıran rüzgârı engellemek için baraj çevresine rüzgâr kırıcılarının yerleştirilmesi her zaman faydalıdır.

Ancak, çevreye dikilen ağaçların baraj suyunu kökleriyle alıp yapraklarıyla havaya vermemesine de özellikle dikkat edilmelidir.

Barajlarda fazla suyun savaklanması yerine yer altı rezervuarlarının inşa edilmesi ve fazla suyun yeraltına basılması pek çok ülkede kullanılan bir yöntem.

Bütün bunların yanında, denize yakın yerlerde tuzlu suyun yer altı suyuna karışmasının engellenmesi yöntemini de göz ardı etmemek gerekir.

Buharlaşma konusunda aklıma takılan pek çok soru var. Örneğin:

Barajın derinliği buharlaşma için önemli… Acaba Yalova’ da yeni yapımı düşünülen barajlarda bu özellik göz önüne alındı mı- alınıyor mu?

Örneğin Gökçe Barajı’ nda toplanmış suyun üzerine bir şamandıra konulup gölü etkileyen güneş enerjisi, su sıcaklığı, doyma açığı, rüzgâr hızı yıl boyunca ölçüp değerlendirebiliyor mu, yoksa bu ölçüm kısıtlı dönemlerde artık demodeleşmiş metotlarla mı uygulanıyor?

Yalova barajlarında en fazla buharlaşma yaz aylarında mı oluyor, yoksa sonbaharın son aylarında ya da kış başında mı? Barajlarda toplanan su kütlesinin sıcaklığıyla hava sıcaklığı arasındaki fark en fazla hangi aylarda oluyor? Bu konu tespit edildi mi, edildiyse buna karşı önlemler neler?

Caddelerde insanları, araçları sürükleyen yağmurlar barajların su seviyesini neden yeterince yükseltemiyor?

Yalova’ da su havzalarının amaç dışı kullanımını engellemek için yapılmış plân ve projeler var mı ve bunlar uygulanıyor mu?

Buharlaşmada, açık su yüzeyleriyle hava arasındaki su molekülü alışverişinde en önemli ölçüt sadece hava ya da suyun sıcaklığı mı?

Yıllar önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İSKİ Genel Müdürlüğü, barajlarda buharlaşma sonucu oluşan su kaybını önlemek için bir çalışma başlatmış, ‘Yerli Teknoloji Kullanılarak Üretilecek Buharlaşmayı Azaltıcı Ürünün Ekolojik Hayata, Buharlaşma ve Rehabilitasyon Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması’ adı altında yürütülecek araştırma için ihale yapmıştı.

Teknik şartnamede, çalışmanın hedefi olarak: yerli kaynaklar kullanılarak üretilecek buharlaşmayı azaltıcı ürünün uygulama ve ölçümleri yapılarak, ekolojik hayata, buharlaşma ve rehabilitasyon üzerine olan etkilerinin araştırılması ve elde edilecek sonuçla İstanbul’da yıllık buharlaşacak suyun azaltılması belirtilmişti.

Bu çalışmadan yararlanmak düşünüldü mü?

***

Şüphesiz barajlardaki buharlaşmayı azaltmak mümkündür. Bunun için önce buharlaşmayı doğru anlamalı, doğru ölçüp doğru hesaplayabilmeliyiz.

Ama daha da önemlisi, su havzalarını çok iyi korumasını bilmeliyiz!

Peki, su havzalarını yeterince koruyabiliyor muyuz?

Öncelikle Gökçe Barajı ve bu baraja su getiren dereler iyi gözetiliyor ve korunuyor mu? Bu derelerden baraja gelen sular temiz mi, bunların kirletilmemeleri ya da başka amaçlarla kullanılmamaları için gerekli önlemler alınıyor mu?

Sudüşen Şelalesi’ nin etrafındaki tesislerin her türlü atığı- buna kanalizasyonları da dâhil- nereye gidiyor, var mı bunu denetleyen ve gereğini yapan, ben duymadım. Varsa ne kadar güzel, yoksa durum çok vahim demektir!

Bu konuda çok yazı yazdım. Bir bölümü kısaca tekrarlamak isterim.

Yalova’nın su ihtiyacı, çok büyük ölçüde, Gökçe Barajı’ndan sağlanıyor. Bu baraj yapıma başlamadan önce, 1970 yılından başlamak üzere bu havzanın su debisinin (saniyede akan su miktarının) yıllar süren bir çalışmayla her gün ölçüldüğünü; barajı besleyecek su kaynaklarının ihtimal hesaplarıyla ayrıntılı olarak belirlendiğini; Gökçe Barajı suyunun hangi amaçlarla ve nasıl kullanılacağının çok ayrıntılı olarak hesaplandığını, biliyorum.

Endişem daha sonrası için... Bilimsel şekilde hazırlanan su kullanım kıstaslarına ne kadar uyulduğunu, merak ediyorum. Örneğin, baraj su toplama havzası, giderek alüvyonlarla doluyor. Çıplak gözle bakınca, barajdaki zeminin yüksekliği göze çarpıyor. Barajın zemini yoğun bir balçık tabakasıyla dolmuş durumda… Bence, önce toprağın akması önlenmeli, sonra da akan toprak geri alınmalı...

Özellikle, derelerin baraja aktığı bölümdeki topraklar alınırsa, hem barajın ömrü uzar, hem de buradan elde edilen topraktan yararlanılabilir. Ayrıca, yazları, suların azaldığı zamanlar, barajın su almayan bölümlerindeki (tarım için çok bereketli olan) topraklar alınarak, yağmur mevsiminde daha çok su toplanması sağlanabilir. Halen uygulanan duruma göre, derelerle gelen topraklar barajı dolduruyor; barajın su toplama kapasitesi giderek düşüyor; yağmur mevsiminde de ‘ su fazla toplandı, tehlikeli olur’ diye, suyun bir kısmı açılan kapaklarla atılıyor.

Artık, bu konuda şimdiden bir çalışma içine girmek gerekmiyor mu?

Hem sonra, barajın derinliği arttıkça suyun buharlaşması azalabilir, bunu da unutmayalım!

Yağmur Suyu Hasadı ile Anadolu’ da tarih boyunca önem verilerek uygulanan sarnıç sistemi ise ayrı bir inceleme konusu… Umarım konuyla ilgili olanlar bu konuda çalışma içindedirler.

Günün Sözü:

“ Yöneticin asıl görevi günü kurtarmak değil, geleceği plânlamaktır.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.