Fransız televizyon kanalı TV5, geçtiğimiz günlerde Türkiye ve İstanbul’u tanıtmak maksadıyla bir belgesel yayınladı.
Sonradan yayınlanan yazılardan anlaşıldığına göre, programın yapımcı ve sunucusu Frederic Mitterrand imiş.. Çok kişi için bu soy ad yabancı değil. Frederic Mitterrand, Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın yeğeni…
Bu Mitterrand, ünlü Madam Mitterrand’ın nesi oluyor bilmiyorum.
Belgeselde, Güneydoğu Anadolu bölgesi Kürdistan olarak gösteriliyordu. Sonra, anlaşıldı ki, bu belgeselin yapımına Türkiye katkıda bulunmuş.
Doğal olarak, konu, kamuoyunun duyarlı kesiminde tepki çekti. Diğer kesim ise, damarlarında uyuşturucu çıkan bir delikanlının cenaze töreninin yankılarıyla uğraşıyordu.
Bir toplantıda, konuyu Turizm ve Kültür Bakanı Sayın Atilla Koç’a sordular… Sayın Bakan, televizyonda gülümseyerek soruyu yanıtladı: “Evet, yardım ettik, pişman değiliz. Bir de bardağın dolu tarafına bakın” dedi.
O an, tüylerimin diken diken olduğunu hatırlıyorum. Bütün dünya o programı seyretti. Bütün dünyanın şuuraltına o görüntüler kazındı.
Çok sonraları, duyarlı Türk toplumunun tepkisi üzerine, Fransız TV5’in Başkanı Ailligon, “ İstanbul 24 Saat” programındaki yanlışlıklar için Türkler’den özür diledi.
Neye yarar, program yayınlandı bir kere…
Bu olay, o çok özenilen Avrupa Birliği ülkelerinden herhangi birinde olsaydı, herhalde sonucu çok daha farklı olurdu.
Günlerce, belgeselde gördüğüm görüntüye değil de, gösterilen tepkisizliğe üzüldüm. Dilimin ucuna geleni söylemek istemiyorum, söylesem ayıp olur.
Bir diğer konu da, esasta aynı içerikli…
AB-Türkiye Karma Parlamento Komitesi Eş Başkanı Joost Lagendijk, “PKK, Avrupa’da destek bulamıyor. Kürtler demokrasi içinde mücadele edecek yeni liderler çıkarmalı” diyor.
Bu arada, Türkiye’de 81 il belediye başkanı varken, Diyarbakır Belediye Başkanı, AP Başkanı ile görüşmek için, Brüksel’e davet ediliyor, adına etkinlikler düzenleniyor.
Farkındasınız değil mi ? Avrupa, Türkiye’yi kendi kontrolüne almak için yeni bir lider arıyor.
Olayları, sadece seyrediyoruz. Perde arkasında olanları anlamak bile istemiyoruz.
Geçenlerde, devletin desteğinde, bilimsellikten uzak, sonuçları yıllar sonra son derece acı bir şekilde kendini gösterecek bir şov yapıldı.
Onu da seyrettik. Dilimin ucuna gelenler var, ama söyleyemem, söylersem ayıp olur.
GÜNÜN SÖZÜ: Çürümenin dış düşmanlardan daha etkili hale geldiği toplumlarda, o ülkenin en büyük düşmanı kendi kalitesizliğidir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Bir Şey Diyeceğim Ayıp Olacak
Fransız televizyon kanalı TV5, geçtiğimiz günlerde Türkiye ve İstanbul’u tanıtmak maksadıyla bir belgesel yayınladı.
Sonradan yayınlanan yazılardan anlaşıldığına göre, programın yapımcı ve sunucusu Frederic Mitterrand imiş..
Çok kişi için bu soy ad yabancı değil.
Frederic Mitterrand, Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın yeğeni…
Bu Mitterrand, ünlü Madam Mitterrand’ın nesi oluyor bilmiyorum.
Belgeselde, Güneydoğu Anadolu bölgesi Kürdistan olarak gösteriliyordu.
Sonra, anlaşıldı ki, bu belgeselin yapımına Türkiye katkıda bulunmuş.
Doğal olarak, konu, kamuoyunun duyarlı kesiminde tepki çekti.
Diğer kesim ise, damarlarında uyuşturucu çıkan bir delikanlının cenaze töreninin yankılarıyla uğraşıyordu.
Bir toplantıda, konuyu Turizm ve Kültür Bakanı Sayın Atilla Koç’a sordular… Sayın Bakan, televizyonda gülümseyerek soruyu yanıtladı:
“Evet, yardım ettik, pişman değiliz. Bir de bardağın dolu tarafına bakın” dedi.
O an, tüylerimin diken diken olduğunu hatırlıyorum.
Bütün dünya o programı seyretti.
Bütün dünyanın şuuraltına o görüntüler kazındı.
Çok sonraları, duyarlı Türk toplumunun tepkisi üzerine, Fransız TV5’in Başkanı Ailligon, “ İstanbul 24 Saat” programındaki yanlışlıklar için Türkler’den özür diledi.
Neye yarar, program yayınlandı bir kere…
Bu olay, o çok özenilen Avrupa Birliği ülkelerinden herhangi birinde olsaydı, herhalde sonucu çok daha farklı olurdu.
Günlerce, belgeselde gördüğüm görüntüye değil de, gösterilen tepkisizliğe üzüldüm.
Dilimin ucuna geleni söylemek istemiyorum, söylesem ayıp olur.
Bir diğer konu da, esasta aynı içerikli…
AB-Türkiye Karma Parlamento Komitesi Eş Başkanı Joost Lagendijk, “PKK, Avrupa’da destek bulamıyor. Kürtler demokrasi içinde mücadele edecek yeni liderler çıkarmalı” diyor.
Bu arada, Türkiye’de 81 il belediye başkanı varken, Diyarbakır Belediye Başkanı, AP Başkanı ile görüşmek için, Brüksel’e davet ediliyor, adına etkinlikler düzenleniyor.
Farkındasınız değil mi ?
Avrupa, Türkiye’yi kendi kontrolüne almak için yeni bir lider arıyor.
Olayları, sadece seyrediyoruz.
Perde arkasında olanları anlamak bile istemiyoruz.
Geçenlerde, devletin desteğinde, bilimsellikten uzak, sonuçları yıllar sonra son derece acı bir şekilde kendini gösterecek bir şov yapıldı.
Onu da seyrettik.
Dilimin ucuna gelenler var, ama söyleyemem, söylersem ayıp olur.
GÜNÜN SÖZÜ: Çürümenin dış düşmanlardan daha etkili hale geldiği toplumlarda, o ülkenin en büyük düşmanı kendi kalitesizliğidir.