Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Betonlaşan Beyinler

Yazının Giriş Tarihi: 08.04.2014 16:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.04.2014 16:00

Yazılı ve görsel medya, hemen her gün, bıkmadan usanmadan doğa katliamını ya da bir başka tanımlamayla çevre kirliliğini yazıyor, gösteriyor ve sorguluyor.

Ancak, etkili olamadığı ortada…
Ülkemizde, doğa her geçen gün ölüme biraz daha yaklaşıyor. Kıyılarımız daha çok betonlaşıyor. Hava daha çok kirleniyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, yediğimiz hormonlu besinlerle, kimyasal atıkların karıştığı sularla izler de farkında olmadan zehirleniyoruz. Farkında mısınız, hemen herkes az ya da çok çevreci görünüyor.
Peki, o halde, bu kirlenmeye ve yok oluşa neden engel olunamıyor?
Bilmediğimiz gizli bir el, gizli bir güç mü var?
Kelebeklerin uçmadığı, kuşların cıvıldamadığı, kır çiçeklerinin görülmediği bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz.
Milyonlarca insan, yaşayabilmek için büyük şehirlere göçüyor.
Köyler çözülüyor.

Kırsal bölgelerde üretim hızla düşüyor.
Kentlere göç arttıkça, betonlaşma da artıyor.
En verimli tarım arazileri betonlaşıyor.
Kıyılara fabrikalar, sanayi tesisleri yapılıyor.
Beton yığınları, fabrika bacaları, deniz ile halkın arasına bir duvar gibi giriyor. Beton yığınlarından deniz görünmüyor.
Öyle bir garabet ki, çevreci olduklarını ileri sürenler, en karlı yatırımın deniz kenarından yazlık almak olduğunu söylemekten kaçınmıyorlar.
Sahillere siteler yapılıyor.
Sahillere fabrikalar yapılıyor.
Sahiller betonlaşıyor.
Orman arazisine taş ocakları açılıyor.
Deniz doldurulup, üzerine park yapılıyor.
Hâlâ, deniz kıyısında, en güzel turizm ve tarım arazilerine sanayi tesisi yapmak için kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor.

Lâfta herkes çevreci…
Demek ki, betonlaşan sadece kıyılar, verimli tarım arazileri değil…Beyinler de betonlaşıyor ki, bu süreci durdurmak ve yavaşlatmak mümkün olmuyor.
Toplumda köşe dönme felsefesi egemen…
Bunun için sevgiler, özlemler, dostluklar, yaratıcılık ve tüm güzellikler betonlaşıyor.
Her şey o kadar açık ve net ki…
Köşe dönme felsefesini sorgulamadan ve değiştirmeden bir yerlere varmak mümkün olmayacak.



NOT DEFTERİMDEN:

Himaye edilen, hamisinin her türlü yanlışını hatta varsa yolsuzluğunu hoşgörü ile karşılar. Aksi takdirde hamisiz kalacağından korkar. Bu da yolsuzlukların yaygınlaşması sonucunu doğurur. Hamisi olanın hür iradesi yoktur.



MEVLÂNA DİYOR Kİ:

Yüzde ısrar etme, doksan da olur.
İnsan dediğinde, noksan da olur.
Sakın büyüklenme, elde neler var,
Bir ben varım deme, yoksan da olur!



GÜNÜN SÖZÜ:

Hiçbir şey için ‘ benimdir’ deme, sadece ‘ yanımdadır’ de... Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne huzur, ne keder, ne makam ve mevki, ne itibar ve saygı daima seninle kalır. ((D.H. Lawrence)

ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.