Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Atatürk’ün Yalova’ya Gelişi

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2016 06:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2016 06:38

ATATÜRK’ ün hayatında önemli yerlerden birini, Yalova işgal eder.

ATATÜRK, ilk kez geldiği 19 Ağustos 1929’dan, son kez ayrıldığı 1 Şubat 1938’e kadar, her yıl düzenli olarak Yalova’ya gelmiş ve önemli çalışmalarını Yalova’da yapmıştır.

ATATÜRK, Yalova dışında hiçbir yere bu kadar sık gitmemiş, hiçbir yerde iki çiftliği ve üç evi birden olmamıştır.

Çeşitli vesilelerle bir liderin yakın çevresinde görev yapanlar ve onlarla aynı havayı teneffüs edenler, aradan yıllar geçtikten sonra, liderle ilgili anılarını dile getirirken ilginç tespitlerde bulunurlar.

ATATÜRK’ ün yanında, o zamanki tanımlamayla “ Mutat zevat” içinde yer alan şanslı kişilerden biri de, Kılıç Ali’ydi. Kılıç Ali, anılarında, ATATÜRK’ ün çalışma yer ve şartlarını anlatırken, kent olarak İstanbul dışında sadece Yalova’dan söz etmektedir. Şüphesiz bu tespit, Yalova açısından çok önemlidir.

ATATÜRK’ ün yaşantısında ve geleceğe dönük tasavvurlarında, Yalova’nın varlığı tartışmasızdır.

Örneğin, ATATÜRK’ ün, rahatsızlanan bir tanıdığına,  “ Zat-ı âliniz için Yalova faydalı olur. Eski bir Fransızca raporda okudum. Bu rapor, Yalova’dan bahsediyordu ve ‘ Yalova, beşeriyet için çok büyük bir nimettir ’ diyordu” diyerek Yalova’ nın şifalı havasından söz etmesi;

1937 yılında, trenle Diyarbakır’a giderken, demir yolunun yanından geçtiği göle “ Hazar Gölü “ adını vererek, “ Burayı Doğu’nun Yalovası yapmalıyız “ diye, Yalova’ya duyduğu özlemi belirtmesi, ondaki Yalova sevgisinin ve Yalova’nın geleceğine dönük tasavvurlarının büyüklüğünü gösteren önemli bir göstergedir.

Atatürk’ün gösterdiği bu özel ilgiden dolayı, onun sağlığında ( kimsenin yaşamak istemediği bir sivrisinek yuvası olan) Yalova, küçük bir Ankara’ya dönüşmüştü.

Bu durum, Türkiye Turing Kurumu’ nun 24 Eylül 1929 da, Yalova’ ya yaptığı hizmetlerden dolayı ATATÜRK’ e sunduğu şükran mektubundan da anlaşılmaktadır.

“BÜYÜK VE AZİMKAR REHBER VE MÜRŞİDİMİZ GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA HAZRETLERİ’NE

Vatanı belli ve gizli bir çok düşman elinden tarihte naziri yok(benzersiz) bir dehâ ile kurtardıktan sonra, onun  umranı(bayındırlığı) ve yükselmesi yolundaki en derin ve ihatalı(olayları derinliğine kavrayan) nazarlarını (görüşlerini) üzerimizden bir an esirgemeyen ulu Gazimizin bu kere de ta kurunu ulâ devirlerinin (ilk çağların) takdir ettiği ve bugünkü medeniyetin takip  eylediği sıhhi gayelere tabiatın en şifalı bir ihsanı saydığı  kaplıcalar meyanında yaratılışının da güzelliği  itibariyle bir nadire olan Yalova’nın süratle imar ve ihyasını emretmeleri fazla olarak bir de Yunan şekavet ( haydutluk) ve tecavüzatının (saldırılarının ) hatta eşyasını bile yağma, mebanisini( yapılar-binalar)  tahribine karşı lâkayt kalmadığını da gösteren bir nişane-i servet ve nusret ( başarı )  ifade etmektedir.

YALOVA’nın en asrî (çağdaş)  bir şekilde yeniden vücuda gelmesi hem  halkımızı Avrupa kaplıcalarından müstağni ( gerekli bulmayan )  kılacağını, hem de  Avrupa’dan  züvvar ( ziyaretçi) gelmesine rağbet uyandıracağı için iki kat kıymeti haiz  olacak bu güzide ve şanlı olduğu kadar zarif ve faydalı eserden  dolayı ecnebi seyyahların memlekete rağbetlerini celp ile daima meşgul ve faydaların artmasına bütün hissiyatiyle alâkadar olan Türkiye Turing  Kulübü heyeti bu lütfü âliden nâşi(dolayı)  nihayetsiz minnet ve şükranlarını  izhardan tarifi nakabil( mümkün olmayan )  bir bahtiyarlık duyduğunu ilâve ile tazimat  ve ihtiramatını( saygılarını )  arz ve takdim eder.

Murahhas Aza  Cevdet

Türkiye Turing Kulübü Reis Vekili Reşit Saffet”

Umarım vermek istediğim mesaj anlaşılır ve yerine ulaşır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, Yalova’ya ilk kez gelişinin 87 nci yıldönümünde, her zaman olduğu gibi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

GÖZÜNÜZDEN KAÇMASIN:

Süleyman AYDIN ismi size bir şey ifade ediyor mu? Etmiyorsa açıklayayım: Teröristler, 15 Ağustos 1984’te Siirt Eruh ve Hakkâri Şemdinli’de karakollara baskın düzenlemişlerdi. Çıkan çatışmada Erzincanlı Komando Er Süleyman AYDIN şehit düşmüştü. 

Süleyman AYDIN’ ı ve daha sonra bu vatan için canlarını vermekten kaçınmayan Şanlı Türk Ordusu ve Emniyet Teşkilâtımızın kahraman mensuplarını asla unutmamamız gerektiğini, onlara ve ailelerine sahip çıkmamız gerektiğini bilmiyorum hatırlatmaya gerek var mı?

ATATÜRK DİYOR Kİ:

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”

www.ahmetakyol.net

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.