Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk,10 Kasım 1938 günü hayata veda etmişti.
Atatürk, 10 Kasım 2014 Pazartesi günü, tüm Türkiye’de ve dünyada Türklerin yaşadığı her yerde, sevgi ve saygıyla anılacak.
Bilinmesine rağmen, tekrarlamakta yarar olduğunu düşünüyorum. Atatürk’ün hayatında en önemli yerlerden birini Yalova işgal ediyordu. Atatürk, ilk kez geldiği 19 Ağustos 1929’dan, son kez ayrıldığı 1 Şubat 1938’e kadar, her yıl düzenli olarak Yalova’ya gelmiş ve önemli çalışmalarını Yalova’da yapmıştı.
Atatürk, Yalova dışında hiçbir yere bu kadar sık gitmemiş, hiçbir yerde iki çiftliği ve üç evi birden olmamıştı.
Atatürk’ün yanında, o zamanki tanımlamayla “ Mutat zevat” içinde yer alan şanslı kişilerden biri de, Kılıç Ali’ydi. Kılıç Ali, anılarında, Atatürk’ün çalışma yer ve şartlarını anlatırken, kent olarak İstanbul dışında sadece Yalova’dan söz etmektedir.Şüphesiz bu tespit, Yalova açısından çok önemlidir.
Atatürk’ün yaşantısında ve geleceğe dönük tasavvurlarında, Yalova’nın varlığı tartışmasızdır.
Örneğin, Atatürk’ün, rahatsızlanan bir tanıdığına, “ Zat-ı âliniz için Yalova faydalı olur. Eski bir Fransızca raporda okudum. Bu rapor, Yalova’dan bahsediyordu ve ‘ Yalova, beşeriyet için çok büyük bir nimettir ’ diyordu” demesi ;
1937 yılında, trenle Diyarbakır’a giderken, demir yolunun yanından geçtiği göle “ Hazar Gölü “ adını vererek, “ Burayı Doğu’nun Yalovası yapmalıyız “ diye, Yalova’ya duyduğu özlemi belirtmesi, ondaki Yalova sevgisinin ve Yalova’nın geleceğine dönük tasavvurlarının büyüklüğünü gösteren önemli bir göstergedir.
Atatürk’ün Yalova’da yaptıklarını ya da yapmak istediklerinin ayrıntısına girmiyorum. Kısacası Atatürk, Yalova’yı kendi kenti gibi benimsemişti. Günümüzde, Yalovalı, Atatürk’ün Yalova sevgisinin farkındadır ve bunu her fırsatta ifade etmekten kaçınmaz.
Örneğin, Yalova Valilik binası önündeki Atatürk büstünün bulunduğu kaidenin üzerinde, Atatürk’e ait olduğu ileri sürülen “Yalova, Benim Kentimdir” ifadesi yer alır.
Yalova Belediye Başkanı’nın makam odasında da, oturduğu yerin hemen arkasında Atatürk’ün resmiyle birlikte “Yalova Benim Kentimdir” yazısı, odaya girer girmez dikkati çeker.
İnancıma göre 10 Kasım, Atatürk’ü kaybettiğimiz gün değil, onun ölümsüz fikirlerine daha sıkı bağlandığımız gündür. 10 Kasım, yas tutma günü değil, Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlılığımızı yeniden haykırdığımız gündür.
Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 76 ncı yıldönümünde, en derin saygı ve şükran duygularımla anıyorum, nur içinde yatsın.
GÖZÜME ÇARPANLAR
Tekrar tekrar yazdım, yine yazacağım:
** Yalova’da pek çok dükkân ve mağazada perakende olarak satışa sunulan ticari mallarda fiyat etiketi yok. Oysa, 3489 sayılı “ Pazarlıksız Satış Mecburiyetine Dair Kanun”,Belediye sınırları dahilinde perakende olarak satışa sunulan ticari mallara etiket taşıma zorunluluğu getirmiş, belediyeleri de kanun hükümlerini uygulamak ve takip etmekle yükümlü kılmıştır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 12 nci Maddesini her vatandaş mutlaka bilmelidir: “Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir, okunabilir şekilde o malla ilgili tüm vergiler dahil fiyat, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması, etiket konulması mümkün olmayan hallerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. Bakanlık ve belediyeler, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle ayrı ayrı görevlidirler.”
** Trafik Kanunu’nun 13 ncü Maddesi diyor ki:“ Şehir içi karayolu kenarında çeşitli tesislerin yapımı süresince; kaldırımlarda tünel, tünel aydınlatılması ve benzerlerini yaparak güvenli geçiş sağlamak ve yaya yollarını trafiğe açık bulundurmak zorundadırlar. Bu çalışmalar sırasında meydana getirilen tehlikeli durum ve engeller bütün sorumluluk, bunları yaratan kişilere ait olmak üzere zabıtaca kaldırılır, yapılan masraflar sorumlulara ödetilir.” Bu konuyu ısrarla tekrar tekrar yazıyorum. Bütün yerleşim merkezlerinde yaygın bir yaya kaldırım ağının bulunması, bu kaldırımların sadece yayalara ait olması, yayaların temel hakkıdır. Yalova’nın tüm merkezi ve yerel yöneticilerinin, konuyla ilgili tüm yetkililerin hemen hemen gün önlerinden geçtiği ana caddelerde, kaldırım kenarındaki inşaatlar nedeniyle (bu inşaatların önündeki) yaya kaldırımları aylardır yayalara kapalı. Bu yetmiyormuş gibi, bir de buralara inşaat malzemesi getiren araçlar park ediyor. Bu durumda, o kaldırım tarafından yürüyenler yolun ortasına kadar çıkmak zorunda kalıyorlar. Yaya kaldırımı ihlâlleri, şikâyete tabi suçlara mı giriyor? Bu durumu kimse görmeyecek mi, kimse önlem almayacak mı?
GÜNÜN SÖZÜ:
Herkes hak ettiği hayatı kucağında taşır!..
ATATÜRK DİYOR Kİ: “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…” www.ahmetakyol.net www.facebook.com/ahmet.akyol.1422
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Atatürk’ü Anmak
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk,10 Kasım 1938 günü hayata veda etmişti.
Atatürk, 10 Kasım 2014 Pazartesi günü, tüm Türkiye’de ve dünyada Türklerin yaşadığı her yerde, sevgi ve saygıyla anılacak.
Bilinmesine rağmen, tekrarlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Atatürk’ün hayatında en önemli yerlerden birini Yalova işgal ediyordu.
Atatürk, ilk kez geldiği 19 Ağustos 1929’dan, son kez ayrıldığı 1 Şubat 1938’e kadar, her yıl düzenli olarak Yalova’ya gelmiş ve önemli çalışmalarını Yalova’da yapmıştı.
Atatürk, Yalova dışında hiçbir yere bu kadar sık gitmemiş, hiçbir yerde iki çiftliği ve üç evi birden olmamıştı.
Atatürk’ün yanında, o zamanki tanımlamayla “ Mutat zevat” içinde yer alan şanslı kişilerden biri de, Kılıç Ali’ydi. Kılıç Ali, anılarında, Atatürk’ün çalışma yer ve şartlarını anlatırken, kent olarak İstanbul dışında sadece Yalova’dan söz etmektedir.Şüphesiz bu tespit, Yalova açısından çok önemlidir.
Atatürk’ün yaşantısında ve geleceğe dönük tasavvurlarında, Yalova’nın varlığı tartışmasızdır.
Örneğin, Atatürk’ün, rahatsızlanan bir tanıdığına, “ Zat-ı âliniz için Yalova faydalı olur. Eski bir Fransızca raporda okudum. Bu rapor, Yalova’dan bahsediyordu ve ‘ Yalova, beşeriyet için çok büyük bir nimettir ’ diyordu” demesi ;
1937 yılında, trenle Diyarbakır’a giderken, demir yolunun yanından geçtiği göle “ Hazar Gölü “ adını vererek, “ Burayı Doğu’nun Yalovası yapmalıyız “ diye, Yalova’ya duyduğu özlemi belirtmesi, ondaki Yalova sevgisinin ve Yalova’nın geleceğine dönük tasavvurlarının büyüklüğünü gösteren önemli bir göstergedir.
Atatürk’ün Yalova’da yaptıklarını ya da yapmak istediklerinin ayrıntısına girmiyorum. Kısacası Atatürk, Yalova’yı kendi kenti gibi benimsemişti.
Günümüzde, Yalovalı, Atatürk’ün Yalova sevgisinin farkındadır ve bunu her fırsatta ifade etmekten kaçınmaz.
Örneğin, Yalova Valilik binası önündeki Atatürk büstünün bulunduğu kaidenin üzerinde, Atatürk’e ait olduğu ileri sürülen “Yalova, Benim Kentimdir” ifadesi yer alır.
Yalova Belediye Başkanı’nın makam odasında da, oturduğu yerin hemen arkasında Atatürk’ün resmiyle birlikte “Yalova Benim Kentimdir” yazısı, odaya girer girmez dikkati çeker.
İnancıma göre 10 Kasım, Atatürk’ü kaybettiğimiz gün değil, onun ölümsüz fikirlerine daha sıkı bağlandığımız gündür.
10 Kasım, yas tutma günü değil, Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlılığımızı yeniden haykırdığımız gündür.
Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 76 ncı yıldönümünde, en derin saygı ve şükran duygularımla anıyorum, nur içinde yatsın.
GÖZÜME ÇARPANLAR
Tekrar tekrar yazdım, yine yazacağım:
** Yalova’da pek çok dükkân ve mağazada perakende olarak satışa sunulan ticari mallarda fiyat etiketi yok. Oysa, 3489 sayılı “ Pazarlıksız Satış Mecburiyetine Dair Kanun”,Belediye sınırları dahilinde perakende olarak satışa sunulan ticari mallara etiket taşıma zorunluluğu getirmiş, belediyeleri de kanun hükümlerini uygulamak ve takip etmekle yükümlü kılmıştır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 12 nci Maddesini her vatandaş mutlaka bilmelidir:
“Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir, okunabilir şekilde o malla ilgili tüm vergiler dahil fiyat, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması, etiket konulması mümkün olmayan hallerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. Bakanlık ve belediyeler, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle ayrı ayrı görevlidirler.”
** Trafik Kanunu’nun 13 ncü Maddesi diyor ki:“ Şehir içi karayolu kenarında çeşitli tesislerin yapımı süresince; kaldırımlarda tünel, tünel aydınlatılması ve benzerlerini yaparak güvenli geçiş sağlamak ve yaya yollarını trafiğe açık bulundurmak zorundadırlar. Bu çalışmalar sırasında meydana getirilen tehlikeli durum ve engeller bütün sorumluluk, bunları yaratan kişilere ait olmak üzere zabıtaca kaldırılır, yapılan masraflar sorumlulara ödetilir.”
Bu konuyu ısrarla tekrar tekrar yazıyorum. Bütün yerleşim merkezlerinde yaygın bir yaya kaldırım ağının bulunması, bu kaldırımların sadece yayalara ait olması, yayaların temel hakkıdır.
Yalova’nın tüm merkezi ve yerel yöneticilerinin, konuyla ilgili tüm yetkililerin hemen hemen gün önlerinden geçtiği ana caddelerde, kaldırım kenarındaki inşaatlar nedeniyle (bu inşaatların önündeki) yaya kaldırımları aylardır yayalara kapalı. Bu yetmiyormuş gibi, bir de buralara inşaat malzemesi getiren araçlar park ediyor. Bu durumda, o kaldırım tarafından yürüyenler yolun ortasına kadar çıkmak zorunda kalıyorlar.
Yaya kaldırımı ihlâlleri, şikâyete tabi suçlara mı giriyor? Bu durumu kimse görmeyecek mi, kimse önlem almayacak mı?
GÜNÜN SÖZÜ:
Herkes hak ettiği hayatı kucağında taşır!..
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422