Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Atatürk İle Sığırtmaç Mustafa

Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2015 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2015 05:00

Mustafa DEMİR, namı diğer Sığırtmaç Mustafa, 1918 yılında Varna civarında doğdu. Annesinin adı Efide, babasının adı Recep’tir. 3 çocuklu ailenin ortanca evlâdı idi. Ailesi, bütün varlıklarını Bulgaristan'da bırakarak Türkiye'ye gelmiş bir göçmen aileydi. Çocukken Yalova'da sığırtmaçlık (çobanlık) yaparak ailesinin geçimine katkıda bulunmak zorundaydı. 1929 yılında gezinti yaparken yolunu kaybeden devrin cumhurbaşkanı ATATÜRK ile karşılaşması, bütün yaşamını etkiledi. Kendisine yolu tarif etmiş ve sorularına rahat tavırlarla cevap vermişti. ATATÜRK, bir süre sonra kendisini buldurup yanına getirtti; tanıştığında sıtma olan Mustafa’yı ailesinin onayını aldıktan sonra tedavi ettirdi ve okuttu.

Okuma-yazma bilmeyen Sığırtmaç Mustafa, sağlığına kavuştuktan sonra okula gönderildi. Beşiktaş'taki 19. İlkokulu, Işık Lisesi'nin orta kısmını ve Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirdi. 1941 yılında Kara Harp Okulu’ndan 1941/B’li Tankçı Teğmen olarak mezun oldu ve Türk Silâhlı Kuvvetleri saflarına katıldı.

Yüzbaşı rütbesindeyken Rıfkiye Hanım ile evlendi. 1954 yılında, Makbule Atadan tarafından manevi evlât olarak kabul edildi. Kızı Tacinur’a ismini Makbule Hanım verdi. Bir süre sonra sağlık sebebiyle orduda Personel sınıfına geçti. Çeşitli askerlik şubelerinde görev aldıktan sonra 1960 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle binbaşı rütbesindeyken emekliye ayrıldı ve ömrünün son yıllarını Yalova’da geçirdi. 15 Ocak 1987'de yaşamını yitirdi ve Yalova’da toprağa verildi.
2014 yılında ATATÜRK’ ün Yalova’ya gelişinin yıldönümünde, açık hava tiyatrosunun önündeki uygun alana, ATATÜRK ve Sığırtmaç Mustafa’yı bir arada gösteren fotoğraf örnek alınarak bir heykel yapıldı.
ATATÜRK ve Sığırtmaç Mustafa’nın heykelinin yapılmasını çok önemsediğim için her fırsatta dile getirmiştim.

ATATÜRK, Yalova ve Sığırtmaç Mustafa arasında bana göre güzel ve özel bir ilgi var.

ATATÜRK, kimsenin yaşamak istemediği sıtma yatağı olan Yalova’yı sahiplenmiş, Yalova’nın çağdaş bir kent olması için çok çaba sarf etmişti.

ATATÜRK ve Sığırtmaç Mustafa ilişkisi de buna benzer şekilde…
ATATÜRK, sıtma hastalığıyla muzdarip sağlıksız bir çocuğu sahiplenmiş, onu tedavi ettirmiş, okutmuş ve döneminin en gözde mesleği olan subay olmasını sağlamıştı.

ATATÜRK ve Sığırtmaç Mustafa heykeli yapmak çok güzel bir vefa duygusudur.

Ancak, heykelin ulaşılamayacak bir platform üzerinde olması daha uygun olurdu. Mevcut durumunun devamlılığından kuşkuluyum. Heykelin 10 metre kadar uzağına açıklayıcı bir pano konulmuş, panoda heykele ilham veren fotoğraf da var. Bu pano heykele daha yakın olmalıydı. Heykeldeki çocuğun giysisi çok yeni hatta ütülü gibi… Bu durum fotoğraftaki havayı yansıtmıyor. Ayrıca, konunun tamamlanması gerekirdi, yani Sığırtmaç Mustafa’nın tedavi olduktan sonraki görüntüsü de olmalı, biyografik açıklamasında ATATÜRK’ün onu okuttuğu hatta subay olduğu da belirtilmeliydi.

ATATÜRK ve Sığırtmaç Mustafa heykelinin bana göre son derece önemli olan bir eksiği daha var.

Heykeli yapan sanatçının adı ile heykelin yapımına katkıda bulunan sayın Macide ALP’ın adlarının ve heykelin açılış tarihinin bir plâket üzerinde yazılı olması gerekir.



GÖZÜME VE AKLIMA TAKILANLAR:

Bad Godesberg Parkı, araç parkı mıdır? Buraya kimler aracını park eder?

Cadde kenarındaki inşaatlar, yaya kaldırımını aylarca kapatabilir mi?
Yalova kent merkezinde, bisiklet yolları birbirini tamamlamakta mıdır, yoksa belli bölgelerde göstermelik midir?

Yaya kaldırımında yürürken, insanın kafasına tuvalet fırçası çarpar mı?
Yalova’nın ya da Yalova Belediye Başkanlığı’nın resmî bir amblemi var mıdır?

Yalova Belediye Başkanlığı’nın halen kullanılan amblemindeki karanfilin anlamı nedir? Mevcut ambleme göre, Yalova için karanfil mi önemlidir, gül mü?



UNUTMAYALIM:

Onur intiharından herkesin ve gelecek nesillerin dersler çıkartması gereken Kishi Ryoichi’nin aziz hatırasını (neyin, nasıl yapılacağını en ince ayrıntısıyla inceledikten sonra) yaşatmak görevimizdir.



MEVLÂNA DİYOR Kİ:

“Bana söylemek düşer, kabul ettirmek benim elimde değildir.”



GÜNÜN SÖZÜ:

“Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır!..”

ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.