Yalova Deresi’nin denize döküldüğü yerde, bir köprü yapma arzusu uzun zamandır var.
Yaklaşık 10 sene kadar önce, yapımı düşünülen köprünün temsili resmi yerel basında da yer almıştı.
Kısa süre önce, aynı yere köprü yapımı tekrar gündeme geldi.
Halk oylaması ile modeli belirlenmesine rağmen, DSİ’nin “dere yatağını daralttığı gerekçesiyle” yapımına izin verilmeyen köprü yapımı nihayet gerçekleşiyor.
www.yalovamiz.com’dan öğrendiğime göre, yeni köprünün projesi belirlenmiş, beğenilmiş ve ihalesi yapılmış.
Badgodesberg Parkı ile Lunapark arasını birbirine bağlayacak olan köprünün en geç 2012 yılı başına kadar hizmete açılması hedefleniyormuş.
Gelelim konu hakkındaki düşüncelerime…
1.Yapımı düşünülen köprü projesi, yaklaşık 10 sene önce gündeme gelen köprüye çok benziyor.
2.Köprü projesinde, uluslar arası üne sahip İspanyol Mimar, İnşaat Mühendisi, Heykeltıraş ve Ressam Santiago Calatvara’nın çizgileri hakim…Bu benim tahminim. Eğer esinlenilmişse, orijinal olamadığı gibi hukuken bir sorun da yaratabilir.
3.Buna benzer bir köprüyü, İstanbul’da Kadıköy yakasında da gördüm ama yerini tam olarak tarif edemem. İlgi duyan bulabilir.
4.Sitede yayınlanan köprü resmine bakarak yazıyorum: Yaya gezintiler için düşünülen köprünün iki tarafında emniyet korkulukları yok. Rüzgâra açık alandaki köprü, bu yüzden son derece emniyetsiz.
5.Calatvara’nın köprüsünün orijinal görüntülerinde, her iki tarafta çelik emniyet korkulukları var.
6.Yalova dereleri üzerindeki köprüler, genellikle estetikten yoksun, son derece basit ve sade yapılar. Herhangi bir yabancı ülkeye gittiğinizde, örneğin Prag (Prague), Viyana (Vienna), Budapeşte (Budapest), Floransa(Florence) v.b. bu tarz yapıların bir sanat eseri olduğunu görürsünüz.
7.Yalova’da yapımı düşünülen köprü için halk oylaması yapılmıştı. Şimdi yapımı düşünülen asma köprünün halk oylaması yapılmadan yapılmak istenmesindeki mantığı anlayamadım. Bu yeni Asma Köprü’yü kim beğendi?
8.Bir eserin toplumda kabul görmesi, iz bırakması ve hatta simge olabilmesi için, estetik ve fonksiyonel olarak bir bütünlük içinde FARKLI, tekrarlıyorum FARKLI olması gerekir.
GÖZÜME VE AKLIMA TAKILANLAR:
Bir kentin ana caddesindeki köprünün üzeri, trafiğin en yoğun olduğu saatte, iki taraflı araç parkı olarak kullanılabilir mi?
Bir kentin ana caddesinde, bir inşaat nedeniyle, kaldırım yaya geçişine kapatılabilir mi? Bu durumda, yola çıkıp yürümek zorunda kalan bir yayaya bir araç çarparsa, bunun sorumlusu kimdir?
Masa ile dolu kaldırımların arasındaki yol, aynı anda hem araç, hem de yaya trafiğine açık olabilir mi? Burada meydana gelebilecek bir kazanın sorumlusu kimdir?
Bir kentin halka açık en büyük prestij meydanı, sunta duvarlarla kapatılabilir mi? Bu aynı zamanda bir görüntü kirliliği değil midir? Herhangi bir çağdaş ülkede böyle bir durumla karşılaşabilir misiniz?
Amaç ne olursa olsun, kent merkezinde araçların korna çala çala dolaşmasının bir müeyyidesi yok mudur? Bu durumu önlemekle kim sorumludur?
Trafik ışıklarının olmadığı yaya geçitlerinde, geçiş önceliği kimdedir?
www.ahmetakyol.net
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Asma Köprü
Yalova Deresi’nin denize döküldüğü yerde, bir köprü yapma arzusu uzun zamandır var.
Yaklaşık 10 sene kadar önce, yapımı düşünülen köprünün temsili resmi yerel basında da yer almıştı.
Kısa süre önce, aynı yere köprü yapımı tekrar gündeme geldi.
Halk oylaması ile modeli belirlenmesine rağmen, DSİ’nin “dere yatağını daralttığı gerekçesiyle” yapımına izin verilmeyen köprü yapımı nihayet gerçekleşiyor.
www.yalovamiz.com’dan öğrendiğime göre, yeni köprünün projesi belirlenmiş, beğenilmiş ve ihalesi yapılmış.
Badgodesberg Parkı ile Lunapark arasını birbirine bağlayacak olan köprünün en geç 2012 yılı başına kadar hizmete açılması hedefleniyormuş.
Gelelim konu hakkındaki düşüncelerime…
1.Yapımı düşünülen köprü projesi, yaklaşık 10 sene önce gündeme gelen köprüye çok benziyor.
2.Köprü projesinde, uluslar arası üne sahip İspanyol Mimar, İnşaat Mühendisi, Heykeltıraş ve Ressam Santiago Calatvara’nın çizgileri hakim…Bu benim tahminim. Eğer esinlenilmişse, orijinal olamadığı gibi hukuken bir sorun da yaratabilir.
3.Buna benzer bir köprüyü, İstanbul’da Kadıköy yakasında da gördüm ama yerini tam olarak tarif edemem. İlgi duyan bulabilir.
4.Sitede yayınlanan köprü resmine bakarak yazıyorum: Yaya gezintiler için düşünülen köprünün iki tarafında emniyet korkulukları yok. Rüzgâra açık alandaki köprü, bu yüzden son derece emniyetsiz.
5.Calatvara’nın köprüsünün orijinal görüntülerinde, her iki tarafta çelik emniyet korkulukları var.
6.Yalova dereleri üzerindeki köprüler, genellikle estetikten yoksun, son derece basit ve sade yapılar. Herhangi bir yabancı ülkeye gittiğinizde, örneğin Prag (Prague), Viyana (Vienna), Budapeşte (Budapest), Floransa(Florence) v.b. bu tarz yapıların bir sanat eseri olduğunu görürsünüz.
7.Yalova’da yapımı düşünülen köprü için halk oylaması yapılmıştı. Şimdi yapımı düşünülen asma köprünün halk oylaması yapılmadan yapılmak istenmesindeki mantığı anlayamadım. Bu yeni Asma Köprü’yü kim beğendi?
8.Bir eserin toplumda kabul görmesi, iz bırakması ve hatta simge olabilmesi için, estetik ve fonksiyonel olarak bir bütünlük içinde FARKLI, tekrarlıyorum FARKLI olması gerekir.
GÖZÜME VE AKLIMA TAKILANLAR:
Bir kentin ana caddesindeki köprünün üzeri, trafiğin en yoğun olduğu saatte, iki taraflı araç parkı olarak kullanılabilir mi?
Bir kentin ana caddesinde, bir inşaat nedeniyle, kaldırım yaya geçişine kapatılabilir mi? Bu durumda, yola çıkıp yürümek zorunda kalan bir yayaya bir araç çarparsa, bunun sorumlusu kimdir?
Masa ile dolu kaldırımların arasındaki yol, aynı anda hem araç, hem de yaya trafiğine açık olabilir mi? Burada meydana gelebilecek bir kazanın sorumlusu kimdir?
Bir kentin halka açık en büyük prestij meydanı, sunta duvarlarla kapatılabilir mi? Bu aynı zamanda bir görüntü kirliliği değil midir? Herhangi bir çağdaş ülkede böyle bir durumla karşılaşabilir misiniz?
Amaç ne olursa olsun, kent merkezinde araçların korna çala çala dolaşmasının bir müeyyidesi yok mudur? Bu durumu önlemekle kim sorumludur?
Trafik ışıklarının olmadığı yaya geçitlerinde, geçiş önceliği kimdedir?
www.ahmetakyol.net