“Şoförde Karayolları Da Hatalı”

Tekstil Fabrikasında çalışan ve mesai bitimi evlerine dönen kadın işçileri taşıyan bir minibüs geçtiğimiz Nisan ayında karayolları tarafından yapılan refüje çarparak takla atmış ve kazada 5 kadın işçi feci şekilde can vermişti.

O kazanın Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşması görüldü. Duruşmaya “taksirle yaralama ve ölüme neden olma” suçlamasıyla tutuklu olarak yargılanan de katıldı. Davada İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan kaza ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporunun sonuç bölümü okundu. Raporda sanık sürücü Nafiz Türk’ün yolla dikkatini vermediği ve kaza yerinde fren izi bulunmadığı belirtildi. Bu sebeple de Nafiz Türk’ün kusurlu olduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca kazanın meydana gelmesinde Karayollarının da kusurlu olduğu dile getirildi. Davacı avukatları bilirkişi raporuna katıldıklarını, sanığın sevk maddesi gereğince cezalandırılmasını talep etti. Cumhuriyet Savcısı İhsan Kılıç ise bilirkişi raporuyla birlikte sanık Nazif Türk’ün suçu işlediğinin anlaşılmakta olduğunu kaydetti. Savcı, sanığın gerçekleşen olayın cezasına uyan yasa maddesi uyarınca cezalandırılmasını talep etti.

Davacı avukatlarından Cemal İnci ise iddia makamın esas hakkındaki mütalaasına iştirak ettiklerini, olayın Türkiye gündemi işgal ettiğini, bu sebeplerden dolayı da en üst cezanın verilmesini talep etti.

Sanık avukatı İsmail Altay ise bilirkişi raporunu bu haliyle kabul edemeyeceklerini belirterek, “Bilirkişi raporunda Ali Ural’ın beyanından bahsedilmiştir. Kendisi inşaat şirketinin inşaat mühendisidir. Bu şahsın beyanları gereği gibi raporda yer almamıştır. Bu şahsın beyanlarının havada kaldığı görülmektedir. Kazayla ilgili bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere olay yerinde herhangi bir işaret, levha, ışıklı cihazın olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca raporda olay yerinin olduğu yer sanki çift gidiş gelişli yolmuş gibi telaki edilmektedir. Bu yönleriyle rapor çelişkilidir. Biz bilirkişi raporunu kabul etmiyoruz. Yeniden rapor aldırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca karayolları görevlileri hakkında soruşturma neticesi beklenmesini talep ediyoruz” dedi.

Bunun üzerine söz alan Cemal İnci, sanık avukatının talebinin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu söyledi. İnci, ayrıca karayolları ile ilgili dosyanın beklenmesine gerek olmadığını kaydetti. Mahkeme heyeti, yeni bir bilirkişi raporu aldırılması talebini ret ederken karayolları çalışanları ile ilgili soruşturma dosyanın davaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle sanık avukatının talebini de ret etti.

Kazada eşinin yaşamını yitiren Fethi Yavuzdeğer de sanığın en yüksek cezayı almasını isteyerek, “Ben ve çocuklarım mağduruz. Eğer sanık tahliye olursa ben bunu çocuklarıma nasıl anlatırım? Cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk haline devam etmesini kararlaştırdı. Heyet ayrıca sanığa bir dahaki duruşma tarihine kadar yazılı savunmasını sunması için süre verdi. Mahkeme davayı ileri bir tarihe aldı.

Davacı avukatı Kaan Ertuğ, sanığın suçunun 2 ile 7 yıl arasında değiştiğini, davacıların en üst ceza olan 7 yıl hapis cezasını istediğini dile getirdi.