Yalova Kanser Hastaları Derneği'nin davetlisi olarak Yalova'ya gelen İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yavuz Dizdar kanser ve beslenme ilişkisi ile ilgili bir seminer verdi.
Haber Giriş Tarihi: 07.11.2014 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
yalovamiz.com
. Dizdar, "Genetiğiyle oynanmış besin kaynakları, daha çok endüstriyel gıdaların insanların yaşam dengesini bozarak kanser riskini arttırıyor" dedi. Yalova Kanser Hastaları Derneği tarafından düzenlenen, "Kanser ve Beslenme İlişkisi" adlı seminer Yalova Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Konferans Salonunda düzenlendi. Konferansa İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yavuz Dizdar konuşmacı olarak katıldı. İlk olarak Yürüyen Köşkü gezen ve burada dernek Başkanı Aysel Karsan'dan bilgiler alan Dizdar daha sonra seminerin yapılacağı salona alkışlar arasında giriş yaptı. Burada hastalara kanser ve beslenme arasındaki ilişki hakkında bilgiler veren İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yavuz Dizdar, "Daha betonlaşmış şehirler, daha kimyasal bir dünya, daha hijyenik bir dünya, daha çok genetiğiyle oynanmış besin kaynakları, daha çok endüstriyel gıda ve daha çok elektromanyetik ortamlar var. Bu faktörler insanın yaşam dengesini bozabiliyor" dedi. Daha çok ve hızlı üretmeyle dayanıklılık koşullarını geliştirme adına gıda ürünlerinin yapısının değiştirildiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Dizdar konuşmasına şöyle dedi: "Örneğin, normal koşullarda ekşiyerek bozulması gereken yoğurdumuz, artık ekşimiyor, epey zaman beklemesine rağmen bozulmuyor. Piliç sektöründeki teknolojik değişimler inanılmaz hızda ilerliyor. Geldiğimiz noktada, piliç sektöründeki değişimlerin tıp sektöründen bile ilerde olduğunu görüyoruz. Hareket kabiliyeti kısıtlanmış bir piliç, değişik yöntemlerle 45 günde tüketime hazır hale gelebiliyor. Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) beslenme üzerinde önemli bir yeri var artık. Değişik etkenlere bağlı olarak bilim ilerliyor ama kanser vakaları da artış gösteriyor. Kanser türlerine bağlı olarak kalp yetmezliği, diyabet, obezite gibi bağlı sağlık sorunları da çoğalıyor. Vücudumuzun eksik beslenmesi durumunda ne gibi hastalıklar çıkacağını bilemeyiz. Çünkü tıp beslenmenin hep doğal olduğunun kabullenilmesiyle işe başlar. Beslenme uzun süre eksik kaldığında, vücudun bileşimi de değişir, bu durumda hastalık da değişir. Sözün özü, bugünün kanser sanılan hastalıklarının büyük bölümü aslında gerçekten hastalık bile olmayabilir. İşte buna 'tıbbın tanımsızlık dönemi' adını veriyoruz. Sağlıklılık durumu geleneksel beslenme kıstas alınarak tanımlanmıştır, uzun raf ömürlü endüstriyel market gıdalarında durum değişir, hastalık da değişir."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr. Dizdar Kanser ve Beslenme İlişkisini Anlattı
Yalova Kanser Hastaları Derneği'nin davetlisi olarak Yalova'ya gelen İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yavuz Dizdar kanser ve beslenme ilişkisi ile ilgili bir seminer verdi.
. Dizdar, "Genetiğiyle oynanmış besin kaynakları, daha çok endüstriyel gıdaların insanların yaşam dengesini bozarak kanser riskini arttırıyor" dedi.
Yalova Kanser Hastaları Derneği tarafından düzenlenen, "Kanser ve Beslenme İlişkisi" adlı seminer Yalova Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Konferans Salonunda düzenlendi. Konferansa İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yavuz Dizdar konuşmacı olarak katıldı. İlk olarak Yürüyen Köşkü gezen ve burada dernek Başkanı Aysel Karsan'dan bilgiler alan Dizdar daha sonra seminerin yapılacağı salona alkışlar arasında giriş yaptı. Burada hastalara kanser ve beslenme arasındaki ilişki hakkında bilgiler veren İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yavuz Dizdar, "Daha betonlaşmış şehirler, daha kimyasal bir dünya, daha hijyenik bir dünya, daha çok genetiğiyle oynanmış besin kaynakları, daha çok endüstriyel gıda ve daha çok elektromanyetik ortamlar var. Bu faktörler insanın yaşam dengesini bozabiliyor" dedi.
Daha çok ve hızlı üretmeyle dayanıklılık koşullarını geliştirme adına gıda ürünlerinin yapısının değiştirildiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Dizdar konuşmasına şöyle dedi:
"Örneğin, normal koşullarda ekşiyerek bozulması gereken yoğurdumuz, artık ekşimiyor, epey zaman beklemesine rağmen bozulmuyor. Piliç sektöründeki teknolojik değişimler inanılmaz hızda ilerliyor. Geldiğimiz noktada, piliç sektöründeki değişimlerin tıp sektöründen bile ilerde olduğunu görüyoruz. Hareket kabiliyeti kısıtlanmış bir piliç, değişik yöntemlerle 45 günde tüketime hazır hale gelebiliyor. Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) beslenme üzerinde önemli bir yeri var artık. Değişik etkenlere bağlı olarak bilim ilerliyor ama kanser vakaları da artış gösteriyor. Kanser türlerine bağlı olarak kalp yetmezliği, diyabet, obezite gibi bağlı sağlık sorunları da çoğalıyor. Vücudumuzun eksik beslenmesi durumunda ne gibi hastalıklar çıkacağını bilemeyiz. Çünkü tıp beslenmenin hep doğal olduğunun kabullenilmesiyle işe başlar. Beslenme uzun süre eksik kaldığında, vücudun bileşimi de değişir, bu durumda hastalık da değişir. Sözün özü, bugünün kanser sanılan hastalıklarının büyük bölümü aslında gerçekten hastalık bile olmayabilir. İşte buna 'tıbbın tanımsızlık dönemi' adını veriyoruz. Sağlıklılık durumu geleneksel beslenme kıstas alınarak tanımlanmıştır, uzun raf ömürlü endüstriyel market gıdalarında durum değişir, hastalık da değişir."
En Çok Okunan Haberler