Deli Dumrul Hikayesi Gibi

Ayrıca kamuya ait kaldırımlara attıkları masa ve sandalyelerle yürüyecek yer bırakmayan bu işletmeler, “Deli Dumrul” hikayesini aratmayacak şekilde her oturandan para alıyor.
Dede Korkut yüz yıllar önce adına Deli Dumrul denen birinin kendi yaptığı köprüden geçen herkesten haraç aldığını anlattığı bir hikaye yazdı. Ve bu hikaye günümüze kadar dilden dile geldi. Haksız yere alınan her parada hep Deli Dumrul benzetmesi yapıldı. İşte bu hikayenin bir benzeride Çınarcık ve Teşvikiye sahillerinde yaşanıyor. Bu iki yerleşim alanında kumsalda ve kaldırım kenarlarında yapılan derme çatma barakalar bir şekilde ticarethane olarak işletiliyor. Eğer imar, iskan var mı yok mu neye göre izin verildi tartışmasına girmezsek her şey normal. Ancak normal olmayan şey bu işletmelerin bir çoğunun kamunun malı olan kaldırımları sandalye ve masalarla işgal etmeleri. Bununla da kalmayan bu işletmeler bu insanları malının üzerine para ödemeden attıkları sandalyelere oturan vatandaşlardan bir şeyler içmeyi şart koşarak para almaları. Bu durum ise vatandaşları adeta çileden çıkartıyor. “Kamunun malı işgal edilebilirmi ya da buna izin verilebilir mi” diyerek duruma tepki gösteren vatandaşlar, “Bir çok il ve ilçede vergi ödeyen istihdam sağlayan esnafların dahi kaldıra bir şişe koymasına izin verilmiyor. Bunun nedeni ise kamunun malı olan kaldırımlarda vatandaşın rahatça hareket etmesini sağlamak. Burada ise tam tersi bir manzara ile karşılaşıyoruz. Kumsalın bitimi ile kaldırımın başlangıcı noktasına kurulan işletmeler kaldırımları masa ve sandalyelerle işgal ediyor. Bununla kalmayıp kendi malı gibi buraya oturanlara mutlaka bir şeyler içmeyi şart koşuyorlar. Eğer istedikleri gibi herhangi bir içecek satın almazsanız kaldırılıyorsunuz. Bu olay Deli Dumrul hikayesine benzedi. Yetkililer bunu ya görmüyor. Ya da rant karşılığı görmezden geliyor” şeklinde konuştular.