Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919’ da Bandırma Vapuru ile Samsun’a hareket ettiğinde, yanında kimleri götürdüğü, çoğu zaman konuşma konusu olmaktadır.
Haber Giriş Tarihi: 16.05.2017 10:13
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
yalovamiz.com
Şüphesi bazı iddialar da zihni bulandırmakta ve dinleyenlerin konu hakkında yanlış bilgilenmelerine neden olmaktadır.
Bir iddiaya göre, vizeleri yapan İngiliz Yüzbaşı John Bennett, içlerinde İsmet İNÖNÜ’nün de bulunduğu generalleri ihtiva eden bir listeyi onaylamıştı ama İsmet Paşa ve diğer generaller gitmediler, isteselerdi giderlerdi.
Şimdi bu konuyu biraz inceleyelim.
16 Mayıs 1919 sabahı vize işlemlerini yapan İngiliz Yüzbaşı John Godolphine Bennett, aradan yıllar geçtikten sonra, bu vize olayını şöyle anlatmıştır:
“…Haziran’ın 8 nci günü- benim 23 yaşına bastığım gün- bir Türk subayı odama geldi ve Mustafa Kemal Paşa’yla maiyetindekiler için vize istedi. Listeyi okuyunca Türk ordusunun en faal 35 generaliyle albayının isimlerinin yazılı olduğunu gördüm. Vizeleri vermek istemedim. … Listeyi karargâha götürüp talimat istemeyi kararlaştırdım. Görevli subaya ‘ Bu liste bende barışçıdan ziyade savaşçı bir heyet intibaı uyandırıyor’ dedim. İngiliz Yüksek Komisyonu’na danışılacağını söyleyip beklememi istediler. Yaklaşık bir saat sonra çağrıldım ve gidip vizeleri verme talimatı aldım. Bana, ‘ Mustafa Kemal Paşa, Sultan’ın güvenine tam olarak sahiptir’ dendi.”
Godolphin Bennett, büyük bir tarihi yanılgı içinde, evrakın vize için önüne geldiği 16 Mayıs ile 8 Haziran’ı birbirine karıştırmış. Evraktaki vize tarihi 16 Mayıs 1919’dur. 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal Paşa çoktan Anadolu’ya geçmiş ve o gün Havza’da bulunuyordu. Listede 35 General bulunuyordu konusu da, saptırmadan başka bir şey değildir. Kendi imzaladığı listede, Mustafa Kemal Paşa’dan başka General yoktu.
John Bennett, 1972 yılında, Üsküdar Sultantepe’deki Özbekler Tekkesi’nde, Gazeteci-Yazar Nezih UZEL’e,(Merhum UZEL’ i tanırdım, Neyzendi, Üsküdar’ da bir matbaası vardı)Özbekler Tekkesi’ nde bu vize olayı ile ilgili olarak şunları anlatmıştı:
“…Mustafa Kemal’in vize müracaatı sırasında irtibat zabitiydim. Bir müfettişlik heyeti yapmıştı ve Mayıs’ın onunda yahut on ikisinde ( Y.N: Zamanı yine yanlış hatırlıyor, vize için evrak 16 Mayıs 1919 sabahı önüne geldi, daha önceki hatıralarında da 8 Haziran demişti) bizden ruhsatname istediler. Ruhsatnameyi, yani permission. O zaman bir Türk zabitinin Boğaz’dan geçebilmesi için vize alması lâzımdı. Vize talebi geldiği zaman Mustafa Kemal’i tanıyordum. Sultan’a yakınlığını da biliyordum. Padişah’ın emin bir adamı olduğunu anlamıştık. Vahideddin ona güveniyordu. Gitmeden önce padişahla görüşmüştü. Yalnız teşkil ettiği heyet çok kalabalıktı. Üç-dört kişi yerine 35 kişi. Büyük zabitler, miralay, mirliva falan. Erkân-ı harbin en mühim isimleri gidiyordu. Bunun bir müfettişlik için çok olduğunu hissettim ve benim mesuliyetimin üzerinde olduğunu gördüm. Zaten bana ‘ üç-dört kişi gidecek, vize vereceksiniz’ gibi bir emir gelmişti. Levazım yahut mülazım olmayan yüksek rütbeli 35 kişinin ismini görünce dosyayı aldım, bizim Şişli’deki kumandanlığa gittim. Onlara ‘ üç-dört kişi yerine 35 kişi gitmek istiyor, vize vereyim mi?’ diye sordum.
İngiliz baş komiserliğine, Rumbolt’a telefon ettiler. O zaman sefir yoktu tabii. ‘ Mustafa Kemal gitsin, ne lâzımsa yapsın. Padişah onlara itimat ediyor, vizeyi verin’ dediler. Ofisime döndüm, vizelerini imza edip teslim ettim. Bizimkilerin anlamadığı bir şey vardı. Ben, vize isteyenlerin heyecanlı olduklarını fark etmiştim, zira onları tanımaya başlamıştım. En ileri gelen, en zeki zabitler seçilmişti. Sadece bir müfettişlik için çok fazlaydı. Ama mesuliyet bana ait olmadığı için rahattım. O sırada hiç kimse milliyetçilerin bir ordu kurabileceğine inanmıyordu. İzmir de daha işgal edilmemişti.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının da pek acelesi yoktu. Harbiye Nezareti’ndeki hazırlıklar tamam değildi. Ama Yunanlıların İzmir’i işgal ettiği haberi gelince hemen gitmeye karar verdiler. Bunun için biz 35 kişi için vize verdiğimiz halde, 19’u gitti, çünkü hepsi hazır değildi.
…İsmet Paşa da isteseydi giderdi. Gitmemesi için hiçbir mani yoktu. Vizesi tamamdı ama biraz geç kaldı. Bir hafta sonra gitti zannedersem.”
İngiliz Yüzbaşı John Godolphine Bennett, İstanbul’da İrtibat Bürosu ve İstihbarat Bürosu’nda görev yaptığı dönemde, Türk düşmanlığı ile ve yakaladığı Türkler’e yaptığı işkencelerle tanınan bir işgal güçleri subayı idi. Yaptıkları o kadar can yakmıştır ki, bir gece Boğaz’dan dönerken Büyükdere yolunda pusuya düşürülmüştü. Bu çatışmadan mucize olarak kurtulmayı başaran Bennett, aldığı kurşun yaralarından sonra sakat kalmış, kısa bir süre sonra da ülkesine gönderilmişti.
Türkler hakkında pek olumlu düşüncelere sahip olmadığı bilinen Bennett, hatıralarında çoğu zaman yanıldığı gibi pek çok yerde de doğru tespitlerde bulunmamıştı.
Vize olayının gerçekleştiği 16 Mayıs günü, 23 yaşında olduğunu söylüyor ki, doğum tarihi 8 Haziran 1897’dir. Ayrıca, tarihi de 10 ya da 12 Mayıs olarak hatırlamaktadır ki, tamamen yanlıştır.
Müfettişlik ekibinin hazırlıkların tamam olmadığı için daha sonra gideceklerini düşünmesi ve İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine hemen gitmeye karar verdiklerini açıklaması da, doğru değildir. Hareket gününün 16 Mayıs 1919 günü olduğu, İzmir Yunanlılar tarafından daha işgal edilmeden önce, 13 Mayıs 1919 günü belirlenmiş ve bu da ilgili yerlere yazıyla bildirilmişti.
Bennett, vize evrakında 35 General, Albay gibi çok önemli kurmay subayların gönderildiğini söylüyor ki, bu da doğru değildir. Vize listesi bellidir; kendisinin onayladığı listedeki isimler bellidir. Kendi imzasının bulunduğu listede: 1 General, 7 sivil memur, 15 Subay (1 Kur. Alb, 1 Dr. Alb, 1 Kur. Yb, 1 Kur. Bnb, 1 Top. Bnb, 1 Dr. Bnb, 5 P.Yzb, 1 Dr. Yzb, 2 P.Tğm, 1 Top.Üstğm) , 25 er ve erbaş bulunmaktadır.
“VİZE EVRAKINDAKİ İSİM LİSTESİ
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri
Erkân-ı Harbiye Reisi Miralay Kâzım Beyefendi
Sıhhiye Müfettişi Miralay İbrahim Tali Beyefendi
Erkân-ı Harbiye kaymakamı Arif Bey
Erkân-ı Harbiye Binbaşı Hüsrev Bey
Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey
Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Refik Bey
Yaver Piyade Yüzbaşısı Cevad Bey
Piyade Yüzbaşısı Mustafa Efendi
Piyade Yüzbaşısı Ali Şevki Efendi
Piyade Yüzbaşısı Mümtaz Efendi
Piyade Yüzbaşı İsmail Hakkı Efendi
Tabip Yüzbaşı Behçet Efendi
Piyade Mülâzım-ı Evvel Hayati Efendi
Piyade Mülâzım-ı Evvel Arif Hikmet Efendi
Yaver Topçu Mülâzım-ı Sani Muzaffer Efendi
Mülâzım-ı Evvel Abdullah Efendi
Müşavir-i Adlî Ali Rıza Bey
Tabur Hesap Memuru Rahmi Efendi
Tabur Hesap Memuru Ahmed Nuri Efendi
Sınıf-ı Sani Faik Efendi
Zabit Vekili Tahir Efendi
Sınıf-ı Rabî Memduh Efendi
Yukarıda esâmîi muharrer erkân, ümerâ ve zabitân, Dokuzuncu Ordu Kıt’aâtı Müfettişliği Karargâhı’na mensub olub 16 Mayıs 335’de Samsun’a azîmet edeceklerdir. 13 Mayıs 1335
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği
Erkân-ı Harbiye Reisi
Miralay
Kâzım
Move of above officiers
Approved
İMZA
van Millingen Görülmüştür
15.5. 19 Maj. B. L. O. 14 Mayıs 335
The above 23 officiers attached to G.H.Q.9.thArmy are
Going via Samsun on the 16.th May.
(Arka sayfada vize var)
Bureau İnterallie de Controle des Passeports
British Sectıon Good Por Passage to Samsun
Constantinople 16.5.19 ( İmza )
BRITISH REPRESENTATIVE “
(Miralay Mehmet Arif Bey, anılarında, sabık Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay, İbrahim Süreyya Bey, Yüzbaşı Osman Nuri, Yedek Teğmen Recep Zühtü ve Afganlı Teğmen Abdurrahman Beyler’in bu heyete bir müddet sonra Amasya’da katıldıklarını yazmaktadır.)
***
“ VİZE EVRAKINDAKİ ERATA AİT İSİM LİSTESİ
Kıdemli Çavuş Osman Nuri oğlu Ali Faik Efendi
Kıdemsiz Çavuş İbrahim İzzet oğlu Atıf
Nefer Hüseyin oğlu Mehmed .Sincanlı
“ Ahmed oğlu Emin. Sincanlı
“ Mustafa oğlu İsmail.Sincanlı
“ İbrahim oğlu Ömer. Sincanlı
“ Kerim oğlu Mehmed. Alâiye
“ Hasan oğlu Elvan. Sungurlu
“ Mehmed oğlu Mehmed. Gerede
“ Mehmed oğlu Durmuş. Mudurnu
“ Mehmed oğlu Ali. Geyve
“ Şakir oğlu Nuri. Gerede
“ Hasan oğlu Hüseyin. Akhisar
Onbaşı Tevfik oğlu Adem. Çatalca
Nefer Abdullah oğlu Mehmed. Tokad
“ Abdullah oğlu Musa. Divrik
“ Mehmed oğlu Hasan. Kadıköy
“ Bekir oğlu Mahmud. Yenihan
“ İhsan oğlu Mehmed Lütfi. Üsküdar
Çavuş Ali oğlu Musa. Aydın
“ Mustafa oğlu Kemal. Konya
“ Kemal oğlu Mustafa. Konya
Onbaşı Ali oğlu Rıfat. Sivas
“ Rıfat oğlu Ali. Sivas
Nefer Abdullah oğlu Ali. İzmir
Yalnız yirmi beş neferdir.
Balâda esâmîsi muharrer efrad, Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği karargâhı emirber ve seyis efrâdı olup 16 Mayıs 335’te Samsun’a azimet edeceklerdir. 13 Mayıs 335
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği
Erkân-ı Harbiye Reisi
Miralay Kâzım
15 Mayıs 335 ( 1919)
Görülmüştür
Move approved
van Millingen
( İmza )
15.5.19 Maj. B.L.O.
***
(Arka sayfada vize ve damga )
Bureau Interrallıe De Controle Des Passeports
Brıtısh Sectıon Good Por Passage To SAMSUN
Constantınople 16.5.19
Brıtısh Representatıve “
***
Sivas’taki 3 ncü Kolordu’nun komutanlığına atanan ve Bandırma Vapuru ile yola çıkacak olan Albay Refet (Bele) Bey ile beraberindeki iki kişinin vizesi de aynı anda verildi.
“ÜÇÜNCÜ KOLORDU KUMANDANI
MİRALAY
REFET BEYEFENDİ
Beraberinde iki emir neferi vardır.
Miralay Refet Beyefendi Üçüncü Kolordu Kumandanlığı’na tayin buyurulmuş olmakla, 16 Mayıs 35’te Samsun tarikiyle mahal-i me’muriyetine azimet edeceklerdir. 13 Mayıs 335
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği
Erkân-ı Harbiye Reisi
Miralay
Kâzım
Görülmüştür.
15 Mayıs 335
( Mühür )
***
Bearer
G.O.C.9.th army Col. Rıfat Bey
Proceeding to his command via Samsun.
Two servant with Col. Rıfat Bey.
Move approved. O. Van Milligen
15.5.19 Maj. B.L.O.
***
( Arka sayfada vize ve damga var)
Bureau Interallıe De Controle Des Passeports
Brıtıch Sectıon Good Por Passage to SAMSUN.
Constantınople 16.5.19
(İmza )
Brıtısh Representatıve
***
Kurtuluş Savaşı sırasındaki General durumunu da hatırlamakta yarar vardır.
1 ve 2 nci İnönü Muharebeleri’nde Batı ve Güney cephelerinde general yoktu.
Büyük Taarruz sırasında sadece Ordu ve Kolordu komutanları General, Tümen komutanları Albay ve Yarbay rütbesindeydi.
Toplam 10 General vardı. Bunların bir kısmı Malta’da sürgünden, bir kısmı da Bulgaristan’ dan esaretten gelmişlerdi.
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket ederken, daha sonra Büyük Taarruz kadrosuna katılacak olan sadece 2 isim : Genelkurmay Başkanı Fevzi ÇAKMAK ile Genelkurmay İkinci Başkanı Kâzım İNANÇ İstanbul’daydı. Bunlar, Nisan 1920’de Anadolu’ya geçtiler, isimlerinin listede olması zaten mümkün değildi.
Albay İsmet (İNÖNÜ) ise, 16 Mayıs 1919’da, Harbiye Nezareti Müsteşarı idi. Barış esaslarının askeri maddelerini görüşmek üzere teşkil edilen komisyonun başkanıydı. 1920 başlarında İstanbul’dan izine ayrılarak Ankara’ya geldi. Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye ile özel temaslarda bulundu. 3 Şubat 1920’de Harbiye Nazırı Fevzi (ÇAKMAK) Paşa’nın çağırması ile İstanbul’a döndü. 19 Mart 1920’de İstanbul’dan gizlice kaçıp Anadolu’ya geçti.
Kısacası, Yüzbaşı Bennett’in, “ vize listesinde 35 General ve Albay ismi vardı “ demesi, unutkanlık- yanlış hatırlama değil, sağlıksız bir zihnin ürünü olan kocaman bir yalanla konuyu saptırmadır.
Bunu gerçekmiş gibi kabul ederek kamuoyunu yansıtmanın ise tarihçilikle yakından uzaktan ilgisi yoktur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bandırma Vapuru İle Kimler Gitti
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919’ da Bandırma Vapuru ile Samsun’a hareket ettiğinde, yanında kimleri götürdüğü, çoğu zaman konuşma konusu olmaktadır.
Şüphesi bazı iddialar da zihni bulandırmakta ve dinleyenlerin konu hakkında yanlış bilgilenmelerine neden olmaktadır.
Bir iddiaya göre, vizeleri yapan İngiliz Yüzbaşı John Bennett, içlerinde İsmet İNÖNÜ’nün de bulunduğu generalleri ihtiva eden bir listeyi onaylamıştı ama İsmet Paşa ve diğer generaller gitmediler, isteselerdi giderlerdi.
Şimdi bu konuyu biraz inceleyelim.
16 Mayıs 1919 sabahı vize işlemlerini yapan İngiliz Yüzbaşı John Godolphine Bennett, aradan yıllar geçtikten sonra, bu vize olayını şöyle anlatmıştır:
“…Haziran’ın 8 nci günü- benim 23 yaşına bastığım gün- bir Türk subayı odama geldi ve Mustafa Kemal Paşa’yla maiyetindekiler için vize istedi. Listeyi okuyunca Türk ordusunun en faal 35 generaliyle albayının isimlerinin yazılı olduğunu gördüm. Vizeleri vermek istemedim. … Listeyi karargâha götürüp talimat istemeyi kararlaştırdım. Görevli subaya ‘ Bu liste bende barışçıdan ziyade savaşçı bir heyet intibaı uyandırıyor’ dedim. İngiliz Yüksek Komisyonu’na danışılacağını söyleyip beklememi istediler. Yaklaşık bir saat sonra çağrıldım ve gidip vizeleri verme talimatı aldım. Bana, ‘ Mustafa Kemal Paşa, Sultan’ın güvenine tam olarak sahiptir’ dendi.”
Godolphin Bennett, büyük bir tarihi yanılgı içinde, evrakın vize için önüne geldiği 16 Mayıs ile 8 Haziran’ı birbirine karıştırmış. Evraktaki vize tarihi 16 Mayıs 1919’dur. 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal Paşa çoktan Anadolu’ya geçmiş ve o gün Havza’da bulunuyordu. Listede 35 General bulunuyordu konusu da, saptırmadan başka bir şey değildir. Kendi imzaladığı listede, Mustafa Kemal Paşa’dan başka General yoktu.
John Bennett, 1972 yılında, Üsküdar Sultantepe’deki Özbekler Tekkesi’nde, Gazeteci-Yazar Nezih UZEL’e,(Merhum UZEL’ i tanırdım, Neyzendi, Üsküdar’ da bir matbaası vardı)Özbekler Tekkesi’ nde bu vize olayı ile ilgili olarak şunları anlatmıştı:
“…Mustafa Kemal’in vize müracaatı sırasında irtibat zabitiydim. Bir müfettişlik heyeti yapmıştı ve Mayıs’ın onunda yahut on ikisinde ( Y.N: Zamanı yine yanlış hatırlıyor, vize için evrak 16 Mayıs 1919 sabahı önüne geldi, daha önceki hatıralarında da 8 Haziran demişti) bizden ruhsatname istediler. Ruhsatnameyi, yani permission. O zaman bir Türk zabitinin Boğaz’dan geçebilmesi için vize alması lâzımdı. Vize talebi geldiği zaman Mustafa Kemal’i tanıyordum. Sultan’a yakınlığını da biliyordum. Padişah’ın emin bir adamı olduğunu anlamıştık. Vahideddin ona güveniyordu. Gitmeden önce padişahla görüşmüştü. Yalnız teşkil ettiği heyet çok kalabalıktı. Üç-dört kişi yerine 35 kişi. Büyük zabitler, miralay, mirliva falan. Erkân-ı harbin en mühim isimleri gidiyordu. Bunun bir müfettişlik için çok olduğunu hissettim ve benim mesuliyetimin üzerinde olduğunu gördüm. Zaten bana ‘ üç-dört kişi gidecek, vize vereceksiniz’ gibi bir emir gelmişti. Levazım yahut mülazım olmayan yüksek rütbeli 35 kişinin ismini görünce dosyayı aldım, bizim Şişli’deki kumandanlığa gittim. Onlara ‘ üç-dört kişi yerine 35 kişi gitmek istiyor, vize vereyim mi?’ diye sordum.
İngiliz baş komiserliğine, Rumbolt’a telefon ettiler. O zaman sefir yoktu tabii. ‘ Mustafa Kemal gitsin, ne lâzımsa yapsın. Padişah onlara itimat ediyor, vizeyi verin’ dediler. Ofisime döndüm, vizelerini imza edip teslim ettim. Bizimkilerin anlamadığı bir şey vardı. Ben, vize isteyenlerin heyecanlı olduklarını fark etmiştim, zira onları tanımaya başlamıştım. En ileri gelen, en zeki zabitler seçilmişti. Sadece bir müfettişlik için çok fazlaydı. Ama mesuliyet bana ait olmadığı için rahattım. O sırada hiç kimse milliyetçilerin bir ordu kurabileceğine inanmıyordu. İzmir de daha işgal edilmemişti.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının da pek acelesi yoktu. Harbiye Nezareti’ndeki hazırlıklar tamam değildi. Ama Yunanlıların İzmir’i işgal ettiği haberi gelince hemen gitmeye karar verdiler. Bunun için biz 35 kişi için vize verdiğimiz halde, 19’u gitti, çünkü hepsi hazır değildi.
…İsmet Paşa da isteseydi giderdi. Gitmemesi için hiçbir mani yoktu. Vizesi tamamdı ama biraz geç kaldı. Bir hafta sonra gitti zannedersem.”
İngiliz Yüzbaşı John Godolphine Bennett, İstanbul’da İrtibat Bürosu ve İstihbarat Bürosu’nda görev yaptığı dönemde, Türk düşmanlığı ile ve yakaladığı Türkler’e yaptığı işkencelerle tanınan bir işgal güçleri subayı idi. Yaptıkları o kadar can yakmıştır ki, bir gece Boğaz’dan dönerken Büyükdere yolunda pusuya düşürülmüştü. Bu çatışmadan mucize olarak kurtulmayı başaran Bennett, aldığı kurşun yaralarından sonra sakat kalmış, kısa bir süre sonra da ülkesine gönderilmişti.
Türkler hakkında pek olumlu düşüncelere sahip olmadığı bilinen Bennett, hatıralarında çoğu zaman yanıldığı gibi pek çok yerde de doğru tespitlerde bulunmamıştı.
Vize olayının gerçekleştiği 16 Mayıs günü, 23 yaşında olduğunu söylüyor ki, doğum tarihi 8 Haziran 1897’dir. Ayrıca, tarihi de 10 ya da 12 Mayıs olarak hatırlamaktadır ki, tamamen yanlıştır.
Müfettişlik ekibinin hazırlıkların tamam olmadığı için daha sonra gideceklerini düşünmesi ve İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine hemen gitmeye karar verdiklerini açıklaması da, doğru değildir. Hareket gününün 16 Mayıs 1919 günü olduğu, İzmir Yunanlılar tarafından daha işgal edilmeden önce, 13 Mayıs 1919 günü belirlenmiş ve bu da ilgili yerlere yazıyla bildirilmişti.
Bennett, vize evrakında 35 General, Albay gibi çok önemli kurmay subayların gönderildiğini söylüyor ki, bu da doğru değildir. Vize listesi bellidir; kendisinin onayladığı listedeki isimler bellidir. Kendi imzasının bulunduğu listede: 1 General, 7 sivil memur, 15 Subay (1 Kur. Alb, 1 Dr. Alb, 1 Kur. Yb, 1 Kur. Bnb, 1 Top. Bnb, 1 Dr. Bnb, 5 P.Yzb, 1 Dr. Yzb, 2 P.Tğm, 1 Top.Üstğm) , 25 er ve erbaş bulunmaktadır.
“VİZE EVRAKINDAKİ İSİM LİSTESİ
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri
Erkân-ı Harbiye Reisi Miralay Kâzım Beyefendi
Sıhhiye Müfettişi Miralay İbrahim Tali Beyefendi
Erkân-ı Harbiye kaymakamı Arif Bey
Erkân-ı Harbiye Binbaşı Hüsrev Bey
Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey
Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Refik Bey
Yaver Piyade Yüzbaşısı Cevad Bey
Piyade Yüzbaşısı Mustafa Efendi
Piyade Yüzbaşısı Ali Şevki Efendi
Piyade Yüzbaşısı Mümtaz Efendi
Piyade Yüzbaşı İsmail Hakkı Efendi
Tabip Yüzbaşı Behçet Efendi
Piyade Mülâzım-ı Evvel Hayati Efendi
Piyade Mülâzım-ı Evvel Arif Hikmet Efendi
Yaver Topçu Mülâzım-ı Sani Muzaffer Efendi
Mülâzım-ı Evvel Abdullah Efendi
Müşavir-i Adlî Ali Rıza Bey
Tabur Hesap Memuru Rahmi Efendi
Tabur Hesap Memuru Ahmed Nuri Efendi
Sınıf-ı Sani Faik Efendi
Zabit Vekili Tahir Efendi
Sınıf-ı Rabî Memduh Efendi
Yukarıda esâmîi muharrer erkân, ümerâ ve zabitân, Dokuzuncu Ordu Kıt’aâtı Müfettişliği Karargâhı’na mensub olub 16 Mayıs 335’de Samsun’a azîmet edeceklerdir. 13 Mayıs 1335
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği
Erkân-ı Harbiye Reisi
Miralay
Kâzım
Move of above officiers
Approved
İMZA
van Millingen Görülmüştür15.5. 19 Maj. B. L. O. 14 Mayıs 335
The above 23 officiers attached to G.H.Q.9.thArmy are
Going via Samsun on the 16.th May.
(Arka sayfada vize var)
Bureau İnterallie de Controle des Passeports
British Sectıon Good Por Passage to Samsun
Constantinople 16.5.19 ( İmza )
BRITISH REPRESENTATIVE “
(Miralay Mehmet Arif Bey, anılarında, sabık Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay, İbrahim Süreyya Bey, Yüzbaşı Osman Nuri, Yedek Teğmen Recep Zühtü ve Afganlı Teğmen Abdurrahman Beyler’in bu heyete bir müddet sonra Amasya’da katıldıklarını yazmaktadır.)
***
“ VİZE EVRAKINDAKİ ERATA AİT İSİM LİSTESİ
Kıdemli Çavuş Osman Nuri oğlu Ali Faik Efendi
Kıdemsiz Çavuş İbrahim İzzet oğlu Atıf
Nefer Hüseyin oğlu Mehmed .Sincanlı
“ Ahmed oğlu Emin. Sincanlı
“ Mustafa oğlu İsmail.Sincanlı
“ İbrahim oğlu Ömer. Sincanlı
“ Kerim oğlu Mehmed. Alâiye
“ Hasan oğlu Elvan. Sungurlu
“ Mehmed oğlu Mehmed. Gerede
“ Mehmed oğlu Durmuş. Mudurnu
“ Mehmed oğlu Ali. Geyve
“ Şakir oğlu Nuri. Gerede
“ Hasan oğlu Hüseyin. Akhisar
Onbaşı Tevfik oğlu Adem. Çatalca
Nefer Abdullah oğlu Mehmed. Tokad
“ Abdullah oğlu Musa. Divrik
“ Mehmed oğlu Hasan. Kadıköy
“ Bekir oğlu Mahmud. Yenihan
“ İhsan oğlu Mehmed Lütfi. Üsküdar
Çavuş Ali oğlu Musa. Aydın
“ Mustafa oğlu Kemal. Konya
“ Kemal oğlu Mustafa. Konya
Onbaşı Ali oğlu Rıfat. Sivas
“ Rıfat oğlu Ali. Sivas
Nefer Abdullah oğlu Ali. İzmir
Yalnız yirmi beş neferdir.
Balâda esâmîsi muharrer efrad, Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği karargâhı emirber ve seyis efrâdı olup 16 Mayıs 335’te Samsun’a azimet edeceklerdir. 13 Mayıs 335
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği
Erkân-ı Harbiye Reisi
Miralay Kâzım
15 Mayıs 335 ( 1919)
Görülmüştür
Move approved
van Millingen( İmza )
15.5.19 Maj. B.L.O.
***
(Arka sayfada vize ve damga )
Bureau Interrallıe De Controle Des Passeports
Brıtısh Sectıon Good Por Passage To SAMSUN
Constantınople 16.5.19
Brıtısh Representatıve “
***
Sivas’taki 3 ncü Kolordu’nun komutanlığına atanan ve Bandırma Vapuru ile yola çıkacak olan Albay Refet (Bele) Bey ile beraberindeki iki kişinin vizesi de aynı anda verildi.
“ÜÇÜNCÜ KOLORDU KUMANDANI
MİRALAY
REFET BEYEFENDİ
Beraberinde iki emir neferi vardır.
Miralay Refet Beyefendi Üçüncü Kolordu Kumandanlığı’na tayin buyurulmuş olmakla, 16 Mayıs 35’te Samsun tarikiyle mahal-i me’muriyetine azimet edeceklerdir. 13 Mayıs 335
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği
Erkân-ı Harbiye Reisi
Miralay
Kâzım
Görülmüştür.
15 Mayıs 335
( Mühür )
***
Bearer
G.O.C.9.th army Col. Rıfat Bey
Proceeding to his command via Samsun.
Two servant with Col. Rıfat Bey.
Move approved. O. Van Milligen
15.5.19 Maj. B.L.O.
***
( Arka sayfada vize ve damga var)
Bureau Interallıe De Controle Des Passeports
Brıtıch Sectıon Good Por Passage to SAMSUN.
Constantınople 16.5.19
(İmza )
Brıtısh Representatıve
***
Kurtuluş Savaşı sırasındaki General durumunu da hatırlamakta yarar vardır.
1 ve 2 nci İnönü Muharebeleri’nde Batı ve Güney cephelerinde general yoktu.
Büyük Taarruz sırasında sadece Ordu ve Kolordu komutanları General, Tümen komutanları Albay ve Yarbay rütbesindeydi.
Toplam 10 General vardı. Bunların bir kısmı Malta’da sürgünden, bir kısmı da Bulgaristan’ dan esaretten gelmişlerdi.
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket ederken, daha sonra Büyük Taarruz kadrosuna katılacak olan sadece 2 isim : Genelkurmay Başkanı Fevzi ÇAKMAK ile Genelkurmay İkinci Başkanı Kâzım İNANÇ İstanbul’daydı. Bunlar, Nisan 1920’de Anadolu’ya geçtiler, isimlerinin listede olması zaten mümkün değildi.
Albay İsmet (İNÖNÜ) ise, 16 Mayıs 1919’da, Harbiye Nezareti Müsteşarı idi. Barış esaslarının askeri maddelerini görüşmek üzere teşkil edilen komisyonun başkanıydı. 1920 başlarında İstanbul’dan izine ayrılarak Ankara’ya geldi. Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye ile özel temaslarda bulundu. 3 Şubat 1920’de Harbiye Nazırı Fevzi (ÇAKMAK) Paşa’nın çağırması ile İstanbul’a döndü. 19 Mart 1920’de İstanbul’dan gizlice kaçıp Anadolu’ya geçti.
Kısacası, Yüzbaşı Bennett’in, “ vize listesinde 35 General ve Albay ismi vardı “ demesi, unutkanlık- yanlış hatırlama değil, sağlıksız bir zihnin ürünü olan kocaman bir yalanla konuyu saptırmadır.
Bunu gerçekmiş gibi kabul ederek kamuoyunu yansıtmanın ise tarihçilikle yakından uzaktan ilgisi yoktur.
AHMET AKYOL, YALOVA, 16 Mayıs 2017
En Çok Okunan Haberler