İstanbul Eski Milletvekili Turan Koçal tarafından Yalova gazetesine verilen demeçte sahte kabadayılık, ile suçlanan CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce yazılı bir açıklamada bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 04.07.2008 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
yalovamiz.com
Muharrem İnce’nin açıklaması şöyle; “İstanbul Eski Milletvekili Sayın Turan KOÇAL’ın “sahte kabadayılık yapma” sözlerine istinaden bu açıklamayı yapmayı gerekli görüyorum.
Sayın Turan Koçal, benim yaşına ve hizmetlerine hürmet ettiğim, saydığım ve ellerinden öptüğüm bir kişidir. Öncelikle bunun Yalova kamuoyu tarafından bilinmesini itiyorum.
Ben, 1 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan kişilerin gözaltına alınış biçimlerine, evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalardaki dikkatsizliğe, soruşturmanın başlamasının üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen iddianamenin açıklanmamış olmasına, bu soruşturma kapsamında göz altına alınan kişilerin hepsinin ortak özelliğinin hükümete muhalif olmalarına tepki göstermek amacıyla “beni de gözaltına alın” şeklinde bir açıklama yaptım.
Aynı açıklamamda, “Hukuk düzeninde suç işleyen herkesin işlediği suçun hesabını vermesinden yanayız” demiştim. Bunu öncelikle ifade etmek istiyorum. Ben hayatım boyunca suçlunun yanında asla olmadım.
Ancak, 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınan kişilerin gözaltına alınmalarının, ev ve işyerlerinden yapılacak aramaların kararının 29 Haziran 2008 tarihinde verilmiş olmasına rağmen, gözaltıların neden 30 Haziran 2008 tarihinde değil de 1 Temmuz 2008 tarihinde yapılmasını, neden Anayasa Mahkemesi’nde görülen kapatma davasında Başsavcının sözlü mütalaasının yapıldığı güne denk getirildiğini sorgulamak zorundayız.
Ayrıca, 1 yıldır iddianamesi ortada olmayan bir soruşturma kapsamında 1 yıldır gözaltında bulunan kişilerin varlığı ve 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınan kişilerin evlerinde yapılan aramaların aile bireyleri önünde yapılmasının Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi hükümlerine aykırı olmasına tepki göstermek amacıyla bu açıklamayı yaptım.
Ben o açıklamayı, 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınan Mustafa Balbay’ın “bilgisayarların nereye götürüldüğünü soran ilkokula yeni başlayan kızına “Bilgisayara virüs girmiş. Amcalar onu temizleyecekler” demesinin acısını yüreğinde hisseden sorumlu bir milletvekili olarak yaptım.
Ancak, siyasal kaygıları ve görüşleri nedeniyle yıllardır kardeşiyle konuşmayan birisi yaptığım açıklamayı “sahte kabadayılık” olarak değerlendirebilir.
Ben elbette Milletvekili dokunulmazlığının olduğunu biliyorum. Ancak Anayasa, yasa tanımayan, kürsüde konuşan milletvekilini darp etme girişiminde bulunan kalabalık bir güruhun neler yapabileceğinin kuşkusunu taşıyorum.
Kısa bir süre önce arabama giren kimliği belirsiz bir kişi, arabamda bulunan telefonlar ile bir bakanlıktaki usulsüz işlemlerin belgeleri bulunan bir dosyayı almıştı.
O gece giren yada bundan sonraki günlerde arabama girecek bir kişinin, Ankara Ticaret Odası Başkanı’nın makam odasındaki şofbenin içine yerleştirilen suikast silahı ve benzeri bir suç aletini arabama bırakması durumunda dokunulmazlığın işlemeyeceğini, Anayasa’nın suçüstü halleri için ayrı bir düzenlemesinin olduğunu Milletvekilliği yapmış Sayın Turan Koçal elbette biliyordur.
Ben milletimizin refahı, mutluluğu, çıkarı için bildiğini korkusuzca açıklayan, siyasi çizgisi düz bir siyasetçi olmanın bedelini ödemek zorunda kalmanın tedirginliğini de içimde taşıyorum.
Farklı siyasal partilerden aday olma başarısını göstermiş! ve hayalet siyasetçi geleneğini taşıyan ailelerin üyeleri benim bu tedirginliğimi anlayamazlar.
Ben de Sayın Turan Koçal’ın “milletvekili seçilmemden sonra beni tebrik etmemesini” anlamıyordum, bu açıklamasından sonra anladım.
Kendisi siyaset konuşmak istiyorsa kendisinin akranı olan Elmalık köyündeki babama gidebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İnce’den Koçal’a Yanıt
İstanbul Eski Milletvekili Turan Koçal tarafından Yalova gazetesine verilen demeçte sahte kabadayılık, ile suçlanan CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce yazılı bir açıklamada bulundu.
Muharrem İnce’nin açıklaması şöyle; “İstanbul Eski Milletvekili Sayın Turan KOÇAL’ın “sahte kabadayılık yapma” sözlerine istinaden bu açıklamayı yapmayı gerekli görüyorum.
Sayın Turan Koçal, benim yaşına ve hizmetlerine hürmet ettiğim, saydığım ve ellerinden öptüğüm bir kişidir. Öncelikle bunun Yalova kamuoyu tarafından bilinmesini itiyorum.
Ben, 1 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan kişilerin gözaltına alınış biçimlerine, evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalardaki dikkatsizliğe, soruşturmanın başlamasının üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen iddianamenin açıklanmamış olmasına, bu soruşturma kapsamında göz altına alınan kişilerin hepsinin ortak özelliğinin hükümete muhalif olmalarına tepki göstermek amacıyla “beni de gözaltına alın” şeklinde bir açıklama yaptım.
Aynı açıklamamda, “Hukuk düzeninde suç işleyen herkesin işlediği suçun hesabını vermesinden yanayız” demiştim. Bunu öncelikle ifade etmek istiyorum. Ben hayatım boyunca suçlunun yanında asla olmadım.
Ancak, 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınan kişilerin gözaltına alınmalarının, ev ve işyerlerinden yapılacak aramaların kararının 29 Haziran 2008 tarihinde verilmiş olmasına rağmen, gözaltıların neden 30 Haziran 2008 tarihinde değil de 1 Temmuz 2008 tarihinde yapılmasını, neden Anayasa Mahkemesi’nde görülen kapatma davasında Başsavcının sözlü mütalaasının yapıldığı güne denk getirildiğini sorgulamak zorundayız.
Ayrıca, 1 yıldır iddianamesi ortada olmayan bir soruşturma kapsamında 1 yıldır gözaltında bulunan kişilerin varlığı ve 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınan kişilerin evlerinde yapılan aramaların aile bireyleri önünde yapılmasının Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi hükümlerine aykırı olmasına tepki göstermek amacıyla bu açıklamayı yaptım.
Ben o açıklamayı, 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınan Mustafa Balbay’ın “bilgisayarların nereye götürüldüğünü soran ilkokula yeni başlayan kızına “Bilgisayara virüs girmiş. Amcalar onu temizleyecekler” demesinin acısını yüreğinde hisseden sorumlu bir milletvekili olarak yaptım.
Ancak, siyasal kaygıları ve görüşleri nedeniyle yıllardır kardeşiyle konuşmayan birisi yaptığım açıklamayı “sahte kabadayılık” olarak değerlendirebilir.
Ben elbette Milletvekili dokunulmazlığının olduğunu biliyorum. Ancak Anayasa, yasa tanımayan, kürsüde konuşan milletvekilini darp etme girişiminde bulunan kalabalık bir güruhun neler yapabileceğinin kuşkusunu taşıyorum.
Kısa bir süre önce arabama giren kimliği belirsiz bir kişi, arabamda bulunan telefonlar ile bir bakanlıktaki usulsüz işlemlerin belgeleri bulunan bir dosyayı almıştı.
O gece giren yada bundan sonraki günlerde arabama girecek bir kişinin, Ankara Ticaret Odası Başkanı’nın makam odasındaki şofbenin içine yerleştirilen suikast silahı ve benzeri bir suç aletini arabama bırakması durumunda dokunulmazlığın işlemeyeceğini, Anayasa’nın suçüstü halleri için ayrı bir düzenlemesinin olduğunu Milletvekilliği yapmış Sayın Turan Koçal elbette biliyordur.
Ben milletimizin refahı, mutluluğu, çıkarı için bildiğini korkusuzca açıklayan, siyasi çizgisi düz bir siyasetçi olmanın bedelini ödemek zorunda kalmanın tedirginliğini de içimde taşıyorum.
Farklı siyasal partilerden aday olma başarısını göstermiş! ve hayalet siyasetçi geleneğini taşıyan ailelerin üyeleri benim bu tedirginliğimi anlayamazlar.
Ben de Sayın Turan Koçal’ın “milletvekili seçilmemden sonra beni tebrik etmemesini” anlamıyordum, bu açıklamasından sonra anladım.
Kendisi siyaset konuşmak istiyorsa kendisinin akranı olan Elmalık köyündeki babama gidebilir.
Benim muhatabım ve akranım oğludur.“
En Çok Okunan Haberler