27 Temmuz 2009 tarihinde Yalova ve Bilkent Üniversiteleri tarafından ortaklaşa gerçekleştirilecek olan "OSMANLI DEVLETİ'NİN KURULUŞ TARİHİ" uluslararası sempozyumu gerek yazılı ve görsel medyada, gerekse kamuoyu nezdinde geniş yankı uyandırdı.
Haber Giriş Tarihi: 20.07.2009 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
yalovamiz.com
Büyük Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık'ın katılımıyla gerçekleştirilecek sempozyuma dünyanın ve ülkemizin saygın bilim insanları katılacaklar ve sunacakları bilimsel tebliğler ile konuya ilişkin görüş ve tespitlerini ortaya koyacaklar.
Aynı zamanda IAOSEH (International Association of Ottoman Social and Economic History / Uluslararası Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Tarihi Kuruluşu) İcra Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Halil İnalcık sempozyum öncesinde kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla bir basın açıklaması yaptı.
Prof. Dr. Halil İnalcık'ın konu ile ilgili açıklaması şöyle; “Osmanlı Beyliği gibi bir beyliğin ne zaman kurulduğu, tarihi bir konu olarak daima tartışma konusu olabilir. Osmanlı Beyliği'nin kuruluş tarihini tespit etmek için tarihçi; belli kaynakları ve o zaman ki devlet anlayışını göz önünde tutmak zorundadır. İlkin Osman Gazi'nin beraber gaza akınları yaptığı yoldaşları alplar, Turgutalp, Hasanalp gibi yoldaşları arasında seçkinleşmesini, sonra onun geniş bir bölgede hâkim olması noktalarını göz önüne almak gerek... En önemlisi de Osman Gazi'nin çağdaş bir kaynakta adının zikredilmiş olmasını göz önünde tutacağız. Ben tarihçi olarak, Osman Gazi hakkında esaslı bir araştırmayı yapmış tarihçi olarak kendimi zikredebilirim. Tarih Kurumu Belleten Dergisi'nde geçen yıl 35 sayfalık "Osman Gazi" başlıklı bir makalem yayımlandı. Onu okumalarını tavsiye ederim. “
“1302’de Osman’ın Beyliği meselesine gelince, bunu nasıl tespit ettik onu aktarayım: Osman Gazi'nin çağdaş bir Bizans kaynağında Batı Anadolu'daki diğer beyler arasında adının zikredildiğini tespit ediyoruz.”
ÇAĞDAŞ İKİ KAYNAKTA YAZIYOR
“Bu kaynak Bizanslı Georgios Pachymeres'tir. O, Osman'la aynı dönemde, İstanbul'da yaşayan bir tarihçidir. Onun tarihi 1307'ye kadar gelir. Pachymeres'te, Osman'ın bir Bizans ordusuna karşı zaferi uzun uzadıya anlatır. Bu savaş Bapheus Savaşı'dır. Savaş Hersek Ova'da (Yalak Ova) olmuştur. 27 Temmuz 1302'de Osman’ın bu zaferi kazandığını anlatıyor ve diyor ki: "Bu zafer üzerine Osman Gazi'nin şöhreti, Kastamonu'ya kadar yayıldı, onun etrafına gaziler gelip toplanmaya başladı. Savaştan önce Osman’ın gönderdiği bir keşif kuvveti Bapheus’da ki Bizans kuvvetiyle çarpıştı. Bu Bapheus kalesinin adı “Koyun Hisar” olarak biliniyor. Tarihçi Hammer bu Koyun Hisarı’nı Bursa’ya yakın bir yerdeki Koyun Hisar’la karıştırmıştır. Asıl savaş Hersek Ova’da vuku bulmuştur." Aynı savaşı ben bir anonim Tevarih-i Ali Osman'da tespit ettim. Bu kaynakta verilen bilgiler, Bizans tarihçisinin anlattıklarıyla noktası noktasına örtüşüyor. Bu tarihi buluşumu Yunanistan'ın Girit'te bir toplantı önünde anlattım. İngilizce bir makale olarak neşredildi. Bizans İmparatoru, bu orduyu Osmanlı'nın kuşattığı İznik Kalesi'ni kurtarmak için gönderiyor. Ordu İzmit Körfezi'nde Hersek Ova'ya çıkıyor. Ordunun komutanın ismi de Muzalon'dur. Keşif kuvvetlerinin haber vermesiyle Osman Gazi, 5 bin kişilik bir orduyla Hersek Ova'ya geliyor ve sahile çıkmaya çalışan Bizans Ordusu'nu denize döküyor. Bu savaşın olduğu yere 'Yalak Ova' deniyor. Burası şimdi Yalova sınırları içinde kalıyor. Yalova adı da Yalak Ova'dan çıkmıştır. “
1299 TARİHİ ŞÜPHELİDİR
“Bir tarihçi olarak bu tarihin Osman'ın beyliğinin, Bey olarak tanınmasının tarihi olarak kabul ediyoruz. Osman Gazi'nin o dönemde modern bir devlet kuruluşunda olduğu gibi 'Ben bu andan itibaren devletimi kurdum" demesi söz konusu olamaz. 1299'da Âşıkpaşazâde tarihinde yazdığına göre, Osman Gazi 1299'da kendi adına hutbe okutmuş. Bu haberi veren kaynak bunu 1480'lerde yazmış. O zaman Osmanlı Sultanları çok kudretli sultanlar halindedir. Tarihçi Âşık Paşazade Osman'ın o tarihte kendi adına hutbe okuttuğunu iftiharla kaydediyor. 200 yıl sonra böyle bir atmosfer içinde verilen tarih şüphelidir... Çünkü o zaman bu serhatta beyler Selçuk Sultanı'na bağlıdır, Selçuk Sultanı da İlhanlı devletine bağlıdır. İlhanlı Devleti Anadolu'daki beylerin bağımsızlığına asla göz yummazdı. Hatta bunlardan biri Eşrefoğlu Sultan unvanını aldığı için İlhanlı Moğol ordusu gelip, kendisini idam etti. Demek ki Osman Gazi'nin kendi adına hutbe okuttuğu rivayeti 2 asır sonra ortaya atılmış bir iddiadır. Tarihi kıymeti şüphelidir. Fakat ben Osman Gazi'nin bir Bizans ordusuna karşı zafer kazandığını şöhretinin Anadolu'da yayıldığını bir çağdaş Bizans kaynağına göre tespit ettiğimden Osmanlı Beyliği’nin başlangıcını 1302’de kabul ettim. “
HURAFELERLE İTİRAZ EDİLİYOR
“Ben tarafsız bir tarihçi olarak bu zafere ait 27 Temmuz 1302 tarihini Osman'ın Bey olması ve Hanedanın etrafındakiler tarafından tanınması tarihi olarak öneriyorum... Tarihçi inanılır müspet delillere göre hüküm verir. Kafasında yerleşmiş bir takım hurafelerle itiraz edenler benim ortaya attığım ve kaynaklarla ispat ettiğim yazıyı lütfen dikkatle okusunlar.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İnalcık’tan Açıklama
27 Temmuz 2009 tarihinde Yalova ve Bilkent Üniversiteleri tarafından ortaklaşa gerçekleştirilecek olan "OSMANLI DEVLETİ'NİN KURULUŞ TARİHİ" uluslararası sempozyumu gerek yazılı ve görsel medyada, gerekse kamuoyu nezdinde geniş yankı uyandırdı.
Büyük Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık'ın katılımıyla gerçekleştirilecek sempozyuma dünyanın ve ülkemizin saygın bilim insanları katılacaklar ve sunacakları bilimsel tebliğler ile konuya ilişkin görüş ve tespitlerini ortaya koyacaklar.
Aynı zamanda IAOSEH (International Association of Ottoman Social and Economic History / Uluslararası Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Tarihi Kuruluşu) İcra Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Halil İnalcık sempozyum öncesinde kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla bir basın açıklaması yaptı.
Prof. Dr. Halil İnalcık'ın konu ile ilgili açıklaması şöyle; “Osmanlı Beyliği gibi bir beyliğin ne zaman kurulduğu, tarihi bir konu olarak daima tartışma konusu olabilir. Osmanlı Beyliği'nin kuruluş tarihini tespit etmek için tarihçi; belli kaynakları ve o zaman ki devlet anlayışını göz önünde tutmak zorundadır. İlkin Osman Gazi'nin beraber gaza akınları yaptığı yoldaşları alplar, Turgutalp, Hasanalp gibi yoldaşları arasında seçkinleşmesini, sonra onun geniş bir bölgede hâkim olması noktalarını göz önüne almak gerek... En önemlisi de Osman Gazi'nin çağdaş bir kaynakta adının zikredilmiş olmasını göz önünde tutacağız. Ben tarihçi olarak, Osman Gazi hakkında esaslı bir araştırmayı yapmış tarihçi olarak kendimi zikredebilirim. Tarih Kurumu Belleten Dergisi'nde geçen yıl 35 sayfalık "Osman Gazi" başlıklı bir makalem yayımlandı. Onu okumalarını tavsiye ederim. “
“1302’de Osman’ın Beyliği meselesine gelince, bunu nasıl tespit ettik onu aktarayım: Osman Gazi'nin çağdaş bir Bizans kaynağında Batı Anadolu'daki diğer beyler arasında adının zikredildiğini tespit ediyoruz.”
ÇAĞDAŞ İKİ KAYNAKTA YAZIYOR
“Bu kaynak Bizanslı Georgios Pachymeres'tir. O, Osman'la aynı dönemde, İstanbul'da yaşayan bir tarihçidir. Onun tarihi 1307'ye kadar gelir. Pachymeres'te, Osman'ın bir Bizans ordusuna karşı zaferi uzun uzadıya anlatır. Bu savaş Bapheus Savaşı'dır. Savaş Hersek Ova'da (Yalak Ova) olmuştur. 27 Temmuz 1302'de Osman’ın bu zaferi kazandığını anlatıyor ve diyor ki: "Bu zafer üzerine Osman Gazi'nin şöhreti, Kastamonu'ya kadar yayıldı, onun etrafına gaziler gelip toplanmaya başladı. Savaştan önce Osman’ın gönderdiği bir keşif kuvveti Bapheus’da ki Bizans kuvvetiyle çarpıştı. Bu Bapheus kalesinin adı “Koyun Hisar” olarak biliniyor. Tarihçi Hammer bu Koyun Hisarı’nı Bursa’ya yakın bir yerdeki Koyun Hisar’la karıştırmıştır. Asıl savaş Hersek Ova’da vuku bulmuştur." Aynı savaşı ben bir anonim Tevarih-i Ali Osman'da tespit ettim. Bu kaynakta verilen bilgiler, Bizans tarihçisinin anlattıklarıyla noktası noktasına örtüşüyor. Bu tarihi buluşumu Yunanistan'ın Girit'te bir toplantı önünde anlattım. İngilizce bir makale olarak neşredildi. Bizans İmparatoru, bu orduyu Osmanlı'nın kuşattığı İznik Kalesi'ni kurtarmak için gönderiyor. Ordu İzmit Körfezi'nde Hersek Ova'ya çıkıyor. Ordunun komutanın ismi de Muzalon'dur. Keşif kuvvetlerinin haber vermesiyle Osman Gazi, 5 bin kişilik bir orduyla Hersek Ova'ya geliyor ve sahile çıkmaya çalışan Bizans Ordusu'nu denize döküyor. Bu savaşın olduğu yere 'Yalak Ova' deniyor. Burası şimdi Yalova sınırları içinde kalıyor. Yalova adı da Yalak Ova'dan çıkmıştır. “
1299 TARİHİ ŞÜPHELİDİR
“Bir tarihçi olarak bu tarihin Osman'ın beyliğinin, Bey olarak tanınmasının tarihi olarak kabul ediyoruz. Osman Gazi'nin o dönemde modern bir devlet kuruluşunda olduğu gibi 'Ben bu andan itibaren devletimi kurdum" demesi söz konusu olamaz. 1299'da Âşıkpaşazâde tarihinde yazdığına göre, Osman Gazi 1299'da kendi adına hutbe okutmuş. Bu haberi veren kaynak bunu 1480'lerde yazmış. O zaman Osmanlı Sultanları çok kudretli sultanlar halindedir. Tarihçi Âşık Paşazade Osman'ın o tarihte kendi adına hutbe okuttuğunu iftiharla kaydediyor. 200 yıl sonra böyle bir atmosfer içinde verilen tarih şüphelidir... Çünkü o zaman bu serhatta beyler Selçuk Sultanı'na bağlıdır, Selçuk Sultanı da İlhanlı devletine bağlıdır. İlhanlı Devleti Anadolu'daki beylerin bağımsızlığına asla göz yummazdı. Hatta bunlardan biri Eşrefoğlu Sultan unvanını aldığı için İlhanlı Moğol ordusu gelip, kendisini idam etti. Demek ki Osman Gazi'nin kendi adına hutbe okuttuğu rivayeti 2 asır sonra ortaya atılmış bir iddiadır. Tarihi kıymeti şüphelidir. Fakat ben Osman Gazi'nin bir Bizans ordusuna karşı zafer kazandığını şöhretinin Anadolu'da yayıldığını bir çağdaş Bizans kaynağına göre tespit ettiğimden Osmanlı Beyliği’nin başlangıcını 1302’de kabul ettim. “
HURAFELERLE İTİRAZ EDİLİYOR
“Ben tarafsız bir tarihçi olarak bu zafere ait 27 Temmuz 1302 tarihini Osman'ın Bey olması ve Hanedanın etrafındakiler tarafından tanınması tarihi olarak öneriyorum... Tarihçi inanılır müspet delillere göre hüküm verir. Kafasında yerleşmiş bir takım hurafelerle itiraz edenler benim ortaya attığım ve kaynaklarla ispat ettiğim yazıyı lütfen dikkatle okusunlar.”
En Çok Okunan Haberler