Çelik, “Avar’a Yakışmadı”

Bir ay önceki Meclis toplantısında kendisine de benzer şekilde yakışıksız bir cümle kuran Kasım Avar’ın özür dilemek zorunda kaldığını hatırlatan Çelik, “Sayın Avar bir Grup Sözcüsü’ne yakışmayacak üslup kullanmaya devam ediyor. Kendisine yakıştıramıyorum ve bir kez daha özür dilemeye davet ediyorum. O toplantı da özür dilemezse söyleyecek iki çift lafım var demiştim. O da özür dilemişti. Ama bugün görüyoruz ki aynı üslubu kullanmaya devam etmektedir” dedi.

Avar’ın eleştirilerine tek tek yanıt veren CHP Grup Sözcüsü Çelik, “Asıl akıl tutulması yaşayan Sayın Avar’ın kendisidir. Belediye Meclisi’nde tartışılan birçok konuda komisyonlarda çoğunlukta olmalarına rağmen bu çoğunluğun aldığı kararlara ve grup kararlarına, grubun temayülüne defalarca ters düşmüştür. Aynı Meclis döneminde oy birliği ile geçen hatta zaman zaman bizim ret oyu kullandığımız kendilerinin oylarıyla kabul edilen kararlara bile itirazı olmuş, iptal ettirmek istemiştir. Bu şekilde kendisini de grubunu da bu kısa süre içerisinde defalarca zor durumda bırakmıştır. Meclis üyeleri; her şeyden önce Belediye Meclis üyeleridir. Siyaset gütmemeli, hizmeti amaç edinmelidirler. Bağlı oldukları siyasi partilerinin, gruplarının ve kendi bireysel düşüncelerinin hamuru üzerinden ekmek pişirirler. Riyasette bu ekmeği tüketiciye yani halka servis eder. Hamurun iyi bileşenlerden oluşması, servisinde iyi yapılması gerekmektedir.

İyi bir siyasetçi düne bakar, bugünü görür, yarını da ona göre şekillendirir. Özellikle de kendi geçmiş icraatlarını bu kadar çabuk unutanların geleceği inşa etmesi mümkün değildir. Yalova’nın onca değerinin üstünü külleyerek, albenisini yok ederek, çöplüğe dönüştürerek, yani itibarsızlaştırarak, yok pahasına satacaksın. Sonra imar değişikliği ile değerini arttıracaksın, değerine değer, itibarına itibar katacaksın. Yok böyle bir şey! Rahmetli Cengiz Koçal başkanımız zamanında dar imkanlarla satın alınıp Yalova Belediyesi’ne kazandırılan ve onca emek ve masraf harcayarak meydana getirilen Atatürk Canlı Ağaç Müzesi’ndeki ağaçlara bir damla suyu bile çok görerek kurutacaksın, aynı alana çöp dökerek itibarsızlaştıracaksın. 50 milyon gibi bir rakama satacak ve üç ay sonra imar uygulaması ile değerini yüzlere katlayacaksın. Üstelik bu araziyi belediyeye kazandıran Cengiz Koçal’ın mirasını yiyecek, rahmet bile okumayacaksın. Olmaz böyle şey!

Yine Cengiz Koçal zamanında temeli atılan Yalova Belediyesi hizmet binasını tıpkı Arberetum gibi itibarsızlaştırarak 25 yıl boyunca tek bir çivi çakmadan badana ve boyayı bile çok görerek kullanacaksın. 300-500 metrekarelik ve hisseli arsaların satışlarından gelen paranın çerez olduğu bir noktada gözünü Arberetum ve Belediye binasına dikeceksin. O gidiş doğru gidiş değildi. Halkımızda bunun gereğini yapmıştır. Belediye binasına 800 bin lira keşif bedeli çıkartılmışken 350 bin TL harcanarak daha kullanışlı ve kaliteli hizmet verme olanağı yakalanmıştır. Yanlış politikalarla borç batağında boğuşmaktan belediyenin taşınmazları üvey evlat muamelesine tabi tutulmuş, bakım ve onarımları yapılmamıştır.
Yalova’nın vitrini olması gerekirken yıllarca, bir badana bile yaptırmayarak halkın gözünde itibarsızlaştırıp satışa hazırladığınız hatta bir vakıf üniversitesine tahsis etmekten bahsettiğiniz Belediye Hizmet binasının daha kullanışlı hale gelmesi sizi neden bu kadar rahatsız etti? Sizinle bizim aramızdaki yönetim ve hizmet anlayışı farkının ortaya çıkması mı? Yoksa her biri üzerinde tüyü bitmemiş yetim hakkı bulunan kamu mallarını koruyup kollamadaki hassasiyet duygumuz mu? İşte biz sizinle bu kadar farklıyız tıpkı kutuplar gibi. Bu yüzden bizi anlayamamanızı doğal karşılıyoruz.

Toplamda 100 bin metrekareyi aşkın 305 adet arsanın satışına Meclis oturumunda tek kalemde imza atacaksın. O dönemdeki başkana satış yetkisi vereceksin, şimdi de ‘Biz satacaktık satamadık sen satamazsın’ diyeceksin. Anlaşılır gibi değil!

Tek kalemde satış yetkisi verdikleri 305 adet parseli listelemek isteseniz tam 7 sayfa tutuyor. Bu listeye Arberetum arazisini, eski İtfaiye Binası’nın arazisini, Valiliğin karşısındaki üçgen şekildeki parseli, eski Belediye Garajı arazisini, diğer irili ufaklı bütün parselleri ve eski Belediye binasının yatay şekilde kat karşılığı verilmesini de ekleyin. Onca satılan yerin parası nerede? Satılan arsalara rağmen bunca borç nasıl yapıldı? Tüm bu satış gelirlerine karşın sizin döneminizde zaten düşük olan personel maaşları neden bir gün olsa bile zamanında yatırılamadı?

Yalova son 15 yıldır hizmet alamadı. Üstüne üstlük bütün ekonomik değerlerini kaybetti ve hala borç batağında cebelleşmektedir. Böyle batık esnaf zihniyetiyle mal değerinde satılamaz. İşte böyle bir ortamda satmayacağım sattırmayacağım diyen Sayın Vefa Salman’a hakkını teslim etmek lazım. Sayın Vefa Salman geçmiş dönemlerin yanlış uygulamalarıyla belediye bütçesinden daha fazla bir borç yükü devralmıştır. Buna rağmen hizmet kalitesi artmış, esnaf borçları ve maaşlar zamanında ödenmektedir. Belediyenin üstünde uçuşan kuşlar bile alacaklıyken satmamak, daha çok batmaya, alacaklıları ve onlarında alacaklılarını mağdur etmeye, maaşların ödenememesine, hizmetlerin aksamasına, yatırım yapılamamasına ve eldeki değerlerin heba olmasına neden olacaktır. Belediyeler arsa üretir ve bu arsaları ki, buna kentin rantı denilebilir, bunları satış ya da başka yöntemlerle değerlendirip kentliye daha kaliteli hizmet sunar. Yani kentin rantını kentliye sunar. İşte satışlar bu amaçla yapılmalıdır ve yapılmaktadır.
Sattığı halde borçlanana ‘Al sat’, satıp borcu ödeyecek olana Meclis kararında satış doğrultusunda imzası olmasına rağmen ‘Hani satmayacaktın’ demek Meclis üyeliği ve hizmette devamlılık anlayışına sığmaz. Bunun Türkçesi ‘Biz batırdık siz çıkarmayın. Alacaklıların parasını ödemeyin, çöpü toplamayın, hizmet vermeyin. Verdiğiniz hizmetleri pahalıya verin, yol yapmayın, maaş ödemeyin. Ondan sonra halkımıza dönüp biz beterdik ama bunlar bizden beterdir’ diyebilmenin yolunu açmaktır. Bunların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek! Bizi başarısızlığa uğratmak. Yalova halkı bu oyunu görmüyor mu sanıyorlar? Yalova halkını artık kandıramayacaksınız. O dönem çoktan bitti! Eğer sizin söyleyecek bir sözünüz olduğunu zannediyorsanız, bu halkın size söyleyecek bin sözü olduğunu unutmayınız.”