Başkan Dağ, Karalama Kampanyasına Çok Sert Yanıt Verdi

Dağ, hiçbir gazeteciye hakaret etmediğini, doğruları yazan her gazeteciye aynı mesafede olduğunu belirterek kendisini halk nezdinde yıkamayacaklarını anlayan güçlerin bu tarz oyunlara başvurduğunu söyledi.

Dağ’ın makamında düzenlenen basın toplantısına yerel ve ulusal basın temsilcileri büyük ilgi gösterdi. İlk olarak kendisiyle ilgili iddiaları yanıtlayan Dağ, hakkında açılan davalardan birinin ruhsatla diğerinin ise bir binanın iskânıyla ilgili olduğunu söyledi. Türkiye’nin her yerinde pek çok belediyenin ve belediye başkanının bu konularla ilgili davası bulunabileceğini belirten Dağ, “Bugüne kadar Yalova’da kaç tane belediye başkanının inşaata iskan verdi diye haberi basında yer aldı? Yalova’da bir tek ben miyim? Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten Başbakan bile büyükşehir belediye başkanıyken yapıyla ilgili mahkemeye çıkmış olabilir. Başkan icra organının başıdır. Teknik eleman da değildir. Benim önüme gelen belgeler doğrultusunda gereğini yaparım. Belediyenin yaptığı çalışmalara kimse gölge düşüremez. Yalova’da 15 belediye başkanı var. Gidelim adliyede araştıralım. Hiç mi diğer belediye başkanları hakkında suç duyurusunda bulunulmuş dava yoktur” dedi.

Bir işyerine verilen ruhsatla ilgili davada Mahalli İdareler’e görüş sorduklarını ve ona göre ruhsat verdiklerini belirten Dağ, diğer mahkemenin de mal sahibiyle müteahhit arasında yaşanan anlaşmazlıktan kaynaklandığını söyledi. Dağ, şöyle devam etti: “Adaletimiz bu konuyla ilgili araştırmasını sürdürüyor. Türkiye’de her belediyenin olduğu gibi Çiftlikköy Belediyesi’nin de olabilir. Mal sahibiyle, müteahhitle, daire sahibi arasındaki bir şikâyetin sonucu. Isı yalıtımı yapılmamış, kapıcı dairesi iskân alındıktan sonra diğer daireye eklenmiş. Yapı denetim bu denetimi yaptı. Daire sahibi, mal sahibi ve müteahhit arasındaki uyuşmazlık var, belediye gereğini yapmadı denilmiş. Bize intikal ettiği tarihte gerekli tutanaklar tutulmuş, gerekli cezalar uygulanmıştır. Bunlar mahkemeye de intikal etmiştir. İkincisi de bir işyerine ruhsatı verildi diye. Ruhsat verebilmek için mahalli idarelere görüş sormuşuz. Mahalli İdareler de işletme ruhsatı verilir dedi. Biz de ruhsatı verdik.”

Mahkeme günü kendisinin fotoğrafını çeken gazeteciye ‘hakaret ettiği, küfürler savurduğu’ şeklinde yalan ve asılsız haberlerin servis edildiğini belirten Dağ, “Bu basın mensubu arkadaşımız mahkemeye giderken fotoğraflarımı çekmeye başladı. Ben de ‘buyur arkadaşım yakışıklı çek, güzel çıksın. Biz de okuyalım’ dedim. O gazeteci hakkımda suç duyurusunda bulundu. Ona ‘şerefsiz’ dediğimi iddia etmiş. Ben de gittim savunmamı verdim. Bu olaylar adliye koridorlarında tüm milletin içerisinde oldu demiş. Adliyede kamera sistemi var. Her şey orada ortaya çıkar. Çamur at izi kalsın mantığı” dedi.

Dağ, bu iddiayı ortaya atan gazetecinin kendisine şantaj yaptığını da iddia ederek “Gazetemi satın al diye aracılarla bana haber gönderdi. Tüm baskı işlemlerini ben yaparsam hakkında yazı yazmam dedi. Onu korumamı istedi. Ben herkese, tüm basın mensuplarına aynı mesafedeyim dedim. Bugüne kadar kimsenin şantajına eğilmedim, eğilmem de” dedi.

Aynı gazetecinin çıkardığı gazetenin bir siyasi partinin elemanları tarafından dağıtıldığını, bu şekilde kendisine karşı bir karalama kampanyası yürütüldüğünü kaydeden Dağ, “Haberin arkasındaki güç size (gazeteciler) de baskı yapıyor. Gazetecilere bu haberi kullanın diye telefon açılıyor. Biz Metin Dağ’ı halk nezaretinde yıkamadık, bu şekilde yıkalım diyorlar. Ben çalışarak, vatandaşımdan aldığım 1 lirayı bugüne kadar kimseye peşkeş çekmedim. Çektirmem de” diye konuştu.

Kendisi hakkında yalan haberler yayımlayan gazete ve gazeteci hakkında tekzip mekanizmasını çalıştırdıklarını, mahkemenin 3 tane tekzip kararı almasına rağmen sadece birinin zamanında yayınlandığını belirten Dağ, “Gazeteci hakkımda iyileri de yazacak kötüleri de. Ama doğruları, gerçekleri yazacak. Ona son kez cevap veriyorum. Dilediği kadar yazsın. Elinden geleni ardına koymasın” dedi.